Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 KÜLTÜR Yapı Kredi Bankası Vedat Nedim Tör Müzesi’nde bir sergi Tunç çağının gizemli kadınları Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün Fotoğraflar Haldun Aydıngün lkemiz kültür ve sanaÜ tında önemli bir yeri olan müzelerimiz her geçen gün dünya müzeciliğinde ilerleme kaydetmekte. Son zamanlarda atağa kalkan özel müzeler, devlet müzelerinin oldukça önüne geçmeye başladı. Gün geçmiyor ki bir özel müzede çarpıcı konular ve sanatçıları konu eden muhteşem sergiler açılmasın. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Picasso sergisi, Pera Müzesi’ndeki ‘‘Cam Altı’’, İstanbul Modern’deki ‘‘Kesişen Zamanlar’’ sergileri bunlardan sadece bir kaçı. İstanbul Beyoğlu’nda yer alan Yapı Kredi Bankası Vedat Nedim Tör müzesinde de 5 bin yıllık eserlerden oluşan arkeolojik açıdan oldukça önemli bir sergi açıldı. Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi mo dern müzecilik anlamında kurulmuş ve son derece çarpıcı çalışmalar yapan özel müzelerimizin öncülerinden. Yapı Kredi’nin kültür sanat bölümü kurucusu Vedat Nedim Tör’ün adını taşıyan müze, esas olarak bankanın sahip olduğu koleksiyonların bilimsel açıdan değerlendirilmesi amacıyla 1992 yılında kurulmuş. Banka’nın 1950’li yıllardan itibaren oluşturduğu sikke, işleme, kumaş, yazma, tombak, tesbih, karagöz oyunu koleksiyonlarının yanı sıra başka koleksiyonların eserleri de konulu bütünlük içinde dönüşümlü olarak sergilenmekte. Müze’nin sikke ve etnografik eser koleksiyonları, özel Atatürk bölümü dünya çapında ses getiren önemli parçalar. Bunların yanında müzenin en önemli özelliği, yıl içinde sonbahar ve ilk baharda değişik temalarda sergi açması. Müze bu sezonu, günümüzden 5 bin yıl öncesinin besleyen, doğuran, üreyen, kutsal, küçük kadınlarını zamanımıza davet ederek açtı. Tunç çağından gelen gizemli kadınlar serginin konukları. Anadolu’da İsa’dan önce 7. binde Çatalhöyük’te ortaya çıkan şişman ana tanrıça figürünü hepimiz biliriz. Gene hepimizin bildiği Helenistik ve Roma dönemi Efesi’nin bol göğüslü bereket tanrıçası Artemis’in klasik görüntüsüdür. Arada kalan binlerce yıl içinde Anadolu’da ana tanrıça kültü yok mu olmuştur? Hayır. Özellikle tunç çağında bu inanç daha da yaygınlaşmış hatta ana tanrıçaya ait ilk kültsel törenler başlamış. Onun törenlerinde yer alan kült görevlileri, kutsal rahibeler yönetici sınıfa ait kadınlar gibi belirli bir sınıf ortaya çıkmış. Ana tanrıçanın sembolü olan şişman kadın biçimleri tunç çağının sanatçıları tarafından büyük bir ustalıkla, taşınabilecek kadar küçültülmüş, inceltilmiş, yassılaştırılmış ve ‘‘idol’’ adı verilen baş, boyun ve gövde den oluşan soyut biçimlere sokularak adeta görünmezliğe kavuşturulmuş. Ve günümüzün soyut heykel sanatını beş bin sene önce yaratmışlar. İnsan bedenindeki soyutlamaya rağmen sembolizm çok güçlü bir şekilde devam ettirilmiş. Çoğu zaman idoller tıpkı her şeyi gören ve sessizliğini koruyan tanrı gibi sadece iki göz ile betimlenmiş. Ana tanrıça ‘‘idol’’ biçimine sokulurken onun kült törenlerinde yer alan ‘‘kutsal rahibeler’’ ya da ‘‘kraliçe’’ gibi yönetici sınıfa ait kadınlar ise detayları belirgin, heykelcik biçimlendirilerek yüz ifadeleriyle, saygı içinde dinleyen ya da dua ederken betimlenmişler.