02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 AKP’nin gündeminde TBMM Başkanlığı, hükümet ve Cumhurbaşkanlığı seçimi var C haberler SÖZDEN YAZIYA GÜRAY ÖZ 27 TEMMUZ 2007 CUMA Köşk düğümünü Gül çözecek Emine KAPLAN ANKARA AKP’nin tek başına iktidara gelecek çoğunluğa ulaşmasıyla birlikte gözler, TBMM Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çevrildi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanlığı için Bülent Arınç’ın dışında bir isim düşündüğü, Arınç’ın da başbakan yardımcısı olarak kabineye alınabileceği dile getiriliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi ise AKP’nin önünde sıkıntı oluşturuyor. Yeni Meclis’in önünde TBMM Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile hükümet kurulması olmak üzere 3 önemli gündem maddesi bulunuyor. Bu konularda şu gelişmelerin yaşanabileceği dile getiriliyor: TBMM Başkanlığı: AKP’nin TBMM Başkanı’nı seçme konusunda sayısal sıkıntısı yok. Ancak başkan adayının kim olacağı, en büyük soru işaretlerinden birini oluşturuyor. Seçim öncesinde yeniden aday olmayacağı sinyali veren TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın tavrının bu konuda belirleyici olduğu dile getiriliyor. Arınç’a yakın kaynaklar, “Bu kez aday olma konusunda çok istekli değil. Ama bu konuda belirleyici olacak olan kendisi. Eğer aday olmakta ısrar ederse olur ve seçilir. Eğer istemezse Başbakan, kendisine hükümette ya da parti yönetiminde görev verebilir” değerlendirmesinde bulundular. Parti yöneticileri ise Erdoğan’ın bu Bir Seçim Sonrasında Aşk İlişkileri riz?” sorusu doğallaşmış, Irak sorun olmaktan çıkmış, Kürt sorunu için münasip bedeller ödemek meşrulaşmış, Ermeni sorunu için kapılar ardına kadar açılmıştır. Artık sol olmak eskisinden daha zor, soldan çark etmek moda olacaktır. ??? Kuşkusuz Türk milliyetçileri de mutludurlar. Küheylanlarına binip Meclis’e girmeyi başarmışlardır. Yağlı urganla, beslemeyelim, asalım yaygarasıyla bundan sonrası için gerekli işaretleri vermiş, ne kadar sert bir muhalefet olacaklarını göstermişlerdir. ??? Şaşıracaksınız, ama “sosyal demokratlar” da mutludurlar. Oylarını yüzde bir oranında da olsa artırmışlar, Cumhuriyet mitinglerinin rüzgârını harcamayı nasıl başarmışlarsa, bu yüzde bir’i de gelecek günlerde bir güzel harcayabileceklerini göstermenin hazzı içindedirler. Şimdi iç muhalefet hareketleriyle dış muhalefet olmanın ağırlığından da kurtulacak, hiç kimse kendilerine emekten, sermayeden, işsizlikten, sendikadan, gelir dağılımından söz etme fırsatı bulamayacak, tatlı, alışılmış, ustalaşılmış muhalefet günlerinin heyecanını, mutluluğunu yaşayacaklardır. ??? Ama en önemlisi halkımız mutludur. Oylarının bir bölüğünü işlevsiz muhalefete, bir kısmını Türk, bir kısmını Kürt milliyetçiliğine, diğer yarısını “Ilımlı İslam” bayraktarı partiye vermenin mutluluğu içindedir. Haklıdır, hakkıdır. Biz de mutluyuz. “Yenil, bir kere daha yenil, daha iyi yenil” nakaratını yaratıcı bir zafer şarkısı olarak değil de, aynıyla, lafzıyla anlamayı bir kere daha başardığımız için mutluyuz. Mutluyuz, üstümüze düşen gölgenin, boğazımızda düğümlenen şarkının, yazamadığımız şiirin hüznüyle mutluyuz biz de. Siz mutlu değil misiniz? Not: Sevgili Ufuk Uras’a başarılar diliyor, bayrağı dik tutacağına inanıyorum. Abdullah Gül’ün adaylıktan çekilmemesi durumunda Tayyip Erdoğan’ın muhalefet liderlerine gitmesi bekleniyor. AKP’nin cumhurbaşkanını seçtirebilmesi durumunda cumhurbaşkanının halk tarafından seçimine ilişkin halkoylamasını 12. Cumhurbaşkanı için uygulayacağı dile getiriliyor. kez Arınç’ı aday yapmak istemediği, başka bir isim düşündüğünü dile getiriyor. Başkanlık için yine Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün adının gündeme gelebileceği kaydediliyor. Öte yandan ANKA’nın haberinde TBMM Başkanlığı için Arınç yerine eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in adının da geçtiği belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi: Seçim sonuçları partide, özellikle de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e yakın çevrelerde, “Seçimden çıkan sonuç Gül’ün cumhurbaşkanı olmasıdır. Halk bu konuda AKP’ye yetki vermiştir” biçiminde yorumlanıyor. Bu durumda Gül’ün adaylıkta ısrar edebileceği belirtiliyor. Erdoğan ise son dönemde yaptığı açıklamalarda “Benim adayım Gül, ama kendisinin kararı önemli” diyerek Gül’e çekilmesinin partiyi rahatlatacağı mesajını vermişti. Gül’ün çekilmesi durumunda Erdoğan’ın 23 isimli bir listeyle muhalefet liderlerini ziyaret edeceği ve uzlaşma arayacağı dile getirilirken, Gül’ün çekilmemesi durumunda Gül’ün isminin ilk başta yer aldığı bir listeyle görüşmeler yapabileceği kaydediliyor. AĞIMSIZLAR ÖNEM KAZANDI Cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız milletvekilleri kilit noktada bulunuyor. MHP ve CHP’liler TBMM Genel Kurulu’na girmeseler bile bağımsızların tam destek vermesi durumunda AKP, B 367 rakamına ulaşıyor. Ancak TBMM Başkanı’nın AKP’den olması durumunda bu sayı 366’ya düşüyor. Erdoğan’ın MHP ve CHP’nin desteğini alması gerekiyor. Bu konuda ise MHP’nin tavrı önem taşıyor. AKP’nin TBMM Başkanlığı seçiminin ardından Cumhurbaşkanlığı seçim takvimini de başlatma eğiliminde olduğu dile getiriliyor. AKP’nin cumhurbaşkanını seçtirmesi ve 21 Ekim’deki halkoylamasının sonucunun da evet çıkması durumunda 12. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi formülünü gündeme getireceği kaydedilirken adayların başında da Erdoğan olacağına dikkat çekiliyor. 60. hükümet kurulacak: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görevi vermesinin ardından Erdoğan, 60. hükümetin kabinesini şekillendirecek. Erdoğan’ın vitrine yeni aldığı isimlerden Ertuğrul Günay, Mehmet Şimşek, Mehmet Domaç, Zafer Çağlayan ve Zafer Üskül’e hükümette yer vermesi bekleniyor. Ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı için Şimşek’in, Sanayi Bakanlığı için de Çağlayan’ın adı geçiyor. Sağlık, Bayındırlık, Milli Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarına yeni isimler getirilebileceği dile getirilirken, Kültür Bakanı Atilla Koç’a yeni kabinede görev verilmeyebileceği kaydediliyor. Eski Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in de Meclis komisyonları ya da kabinede görev alabileceği belirtiliyor. HP 13 adayını C BMM’ye listesinden Tayrılık için sokan parti, e kararında acele etmem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adaylarını CHP listelerinden seçime sokan DSP, “garantili” yerlerden 13 adayını da milletvekili seçtirmeyi başardı. DSP kontenjanından seçilen adayların partilerine dönecekleri, ancak acele etmeyecekleri bildirildi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ise ortaya çıkan sonucun beklentilerine uygun olmadığını açıkladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, seçimler öncesinde DSP ile seçim ittifakı yaparken grup kurmalarını sağlayacak 20 milletvekilliği kontenjanı vermedi, ancak 13 adayı da seçilebilecek yerlerden aday gösterdi. Bu adayların tümü seçildi. DSP’den istifa ederek CHP’den aday olan Mustafa Vural, Emrehan Halıcı, Mücahit Pehlivan, Tayfun İçli, Ahmet Tan, Ayşe Jale Ağırbaş, Süleyman Yağız, Hasan Ma DSP seçimden kârlı çıktı DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ile parti yöneticileri seçim sonuçlarını değerlendirirken, “milletvekillerinin partilerine dönmesi konusunda çok acele etmeme” eğilimi ortaya çıktı. İttifakın mimarlarından Emrehan Halıcı, “DSP’ye geçeceğiz ama uygun bir zamanda bunu gerçekleştireceğiz” dedi. olarak ortaya çıktığının söylenebileceğini” vurguladı. EKLENTİLERE UYGUN DEĞİL’ DSP lideri Sezer, DSP yöneticileri ve bazı milletvekilleriyle gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yazılı bir açıklama yaptı. Sezer, şunları kaydetti: “Ortaya çıkan tablo, beklentilerimize uygun değildir. Ancak halkımızın iradesinin ürünü olduğu için sonuçları saygıyla karşılıyoruz. AKP’nin elde ettiği bu sonuca dayanarak ülkede siyasi barış ve istikrarı bozacak biçimde hareket etmeyeceğini, bölünmez bütünlüğümüze özen göstereceğini, ülkemizin işsizlik, yoksulluk ve terör gibi başlıca sorunlarına bir an önce çözümler getirmek için çalışacağını ümit ediyoruz.” ‘B cit, Hüseyin Mert, Hüseyin Pazarcı, Harun Öztürk, Recai Birgün ve Hasan Erçelebi Meclis’e girdiler. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ile parti yöneticileri seçim sonuçlarını değerlendirirken, “milletvekillerinin partilerine dönmesi konusunda çok acele etmeme” eğilimi ortaya kondu. İttifakın mimarlarından Halıcı, “Şu anda çok buruk durumdayız. Türkiye’de her iki kişiden biri AKP’ye oy verdi. Bunu kabullenmek ve saygı duymak zorundayız. Oyunu kurallarına göre oynamak gerekiyor. Bu tabloya itiraz etmek yerine, iyi bir analizle halkın karşısına çıkılmalı. Bazı partileri dışlayarak, oyun dışına iterek bir yere varılmaz” diye konuştu. DÜŞÜNME SÜRECİ Emrehan Halıcı, CHP’den istifa edip etmeyeceklerine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi: “Sürece uygun zamanı, tarihi, günü konuşmak için çok erken. Seçimde beklediğimiz sonucu elde etmemiş olmanın verdiği bir burukluk da var. Bu burukluk içinde hızlı davranarak kendi içimizde birbirimizi yaralayacak bir tabloya izin verilmemeli. Halka küsemeyeceğimize göre, alınan sonuç doğrultusunda AKP dışındaki tüm partilerin ciddi bir düşünme sürecine girmeleri gerekir. DSP’ye geçeceğiz ama uygun bir zamanda bunu gerçekleştireceğiz.” “Son dakika”da listeye alınarak İstanbul’dan aday gösterilen Ahmet Tan da, seçim sonuçlarını değerlendirirken, Zeki Sezer’in “potansiyel lider eçimler gelip geçti. Sıra büyük bir mutluluk içinde seçim sonrasının hesaplarını yapmaya gelmiştir, sıra gelecek günlerle ilgili değerlendirmelerdedir. Kimileri “doluya koyuyoruz almıyor, boşa koyuyoruz dolmuyor” kaygısı içinde. Herkes “peki, şimdi ne olacak” sorusuna yanıt arıyor. Ama daha önce mutluları, mutsuzları kayda geçirmek gerekmez mi? Gerekir. ??? Amerika Birleşik Devletleri, “küresel dünyanın yenilmez lideri” mutludur. Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden birisinde herhangi bir arızanın önüne geçilmiştir. Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanının ikinci bir dönem için iktidarı kazaya uğramamış, büyük bir halk desteğiyle yerini sağlamlaştırmıştır. ??? Uluslararası sermaye mutludur. Finans dünyası Türkiye’yle huzur içinde çalışabilecek, önemli bir kâr kapısında sıkıntılar yaşamayacaktır. Avrupa Birliği memnun ve mutludur. Lagendijk, Rehn ve diğerleri şimdi yine eskisi gibi isteklerini, temennilerini daha anlayışlı, zincirlerinden kurtulmuş bir hükümetle görüşebilecek, aba sopa politikasını daha bir yetkinlikle yürütebileceklerdir. Hatta Sarkozy ile Merkel bile mutludurlar, çünkü artık Türkiye’de “ayrıcalıklı ortaklık” projesine itiraz edebilecek güçlü bir muhalefet kalmamıştır. ??? Türkiye’de sermaye çevreleri de mutludurlar. İstikrar kazanmıştır! Koalisyonların ne yapacağı bilinmez maceralarının önü kesilmiştir. Artık işlemeyen toplusözleşme düzeni, yapılamayan grevler ve gittikçe yükselen işsiz yığınlarıyla çağın modern Türkiye’si yaratılabilecek, gelir dağılımı gibi safsatalarla uğraşmayı iş zannedenlerin sesi kısılabilecektir. Türkiye’nin anlı şanlı liberalleri, dönek solcuları da mutludurlar. Çünkü artık dönmek iktidar olmuş, sol görünmek zorunluluğu kalmamış, çağın önüne geçilmiş, “Bugün ABD için ne yapabili S [email protected] Eti Maden yöneticileri hakkında suç duyurusu En çok parti 1969’da girdi İSTANBUL (ANKA) TÜİK milletvekili genel seçim istatistiklerinden derlenen bilgilere göre Türkiye’nin 16’ncı kez gittiği genel seçimlerde Meclis’e en çok parti 1969 yılında girdi. 8 partinin Meclis’e girdiği bu seçimlerde, Adalet Partisi (AP) 256 milletvekiliyle en çok sandalyeye sahip parti oldu. CHP 143, Cumhuriyetçi Güven Partisi 15, Türkiye Birlik Partisi 8, Millet Partisi 6, Yeni Türkiye Partisi 6, TİP 2 ve MHP 1 milletvekili kazanarak Meclis’e girmeyi başardı. 1950 seçimlerinde 3, 1954’te 3, 1957’de 4, 1961’de 4, 1965’te 6, 1969’da 8, 1973’te 7, 1977’de 7, 1983’te 3, 1987’de 3, 1991’de 5, 1995’te 5, 1999’da ise 5 parti Meclis’e girdi. 72 yıl sonra seçildi BALIKESİR (AA) Balıkesir, 72 yıl aradan sonra ilk kadın milletvekilini TBMM’ye gönderdi. AKP’den milletvekili seçilen serbest muhasebeci ve mali müşavir Ayşe Akbaş, partisinin 5 milletvekilliği elde ettiği Balıkesir’den, 72 yıl aradan sonra TBMM’ye giden ilk milletvekili oldu. Akbaş, Balıkesir’in ilk ve tek kadın milletvekilini 1935 yılında çıkardığını belirterek “5. dönem milletvekili olarak görev yapan Sabiha Gökçül Erbay’dan sonra Balıkesir’i temsil edecek olmanın gurur ve heyecanını yaşıyorum’’ dedi. Türkiye’nin tekel ürünü bor da özelleştiriliyor Başkanı Kaya Özeren, AKP iktidarının kamuoyundan çekinerek bor madenlerinin devlet eliyle işletilmesine ANKARA Eti Maden Genel Müilişkin 2840 sayılı yasayı değiştiremedürlüğü, yasaya aykırı bir biçimde diğini, ancak bugüne kadar Eti Maözel sektöre susuz boraks üretimi yapden İşletmeleri’nce yapılan rafine bor tırmak isteyince, sivil toplum kuruüretimini özel sektöre devrederek filuşları ihaleyi açan yönetim kurulu ili durum yarattığını söyledi. üyeleri hakkında görevi kötüye kulÖzeren, “Bu durum, Enerji Bakalanmaktan suç duyurusunda bulunnı Hilmi Güler 23 Ekim 2003 tarihindu. de Ankara Sanayi Odası’nda yaptığı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme ‘Bor konusunda bizim yaklaşımımız Merkezi (KİGEM) Vakfı, Metalurji özerk bir yapıya doğru gidiştir. MuhMühendisleri Odası, temelen bunun son isMaden İşçileri Senditasyonu özelleştirme kası, Petrolİş SendiHükümet, olabilir’ açıklamasının kası, Jeoloji Mühenyasadaki “devlet uygulamasıdır” dedi. disleri Odası, Enerji, Özelleştirme süreci Sanayi ve Maden Kaeliyle üretim” şöyle gelişti: mu Emekçileri Sendihükmüne karşın ? Rafine bor ürünlekası, Çevre MühenTürkiye’nin tekel ri tesisleri ve bunların disleri Odası ve Dev ürünü bor da proses geliştirme çalışMadenSen tarafınmaları üniversite desteği dan yapılan suç duyuhizmet alımı ile de alınarak 1980’lerin rusunda, 2840 sayılı özelleştirmeye başından beri Eti Mayasanın 2. maddesinbaşladı. den tarafından yapıldı. deki “Bor tuzları, ? 2003 yılı başından uranyum ve toryum itibaren Eti Maden İşletmadenlerinin aranmeleri yönetim kadrosu iktidar partiması ve işletilmesi devlet eliyle yapısince değiştirilmeye başlandı ve kulır” hükmü anımsatılarak şöyle denilrumdaki deneyimli kadro giderek tadi: mamen tasfiye edildi, bir bakıma ku“Eti Maden İşleri Genel Müdürlürumun hafızası yok edildi. ğü Yönetim Kurulu 2840 sayılı yasa? Bu arada Kurum yöneticilerinya aykırı olarak hareket ederek, hizce bugüne kadar görülmemiş bir yönmet alımı yöntemi ile kurumca yapıltem ile ihalelere çıkılarak özel sektöması gereken işleri ihaleye çıkarmışre, proje yaptırma, üretim tesisi kurtır. Bu ihalelerin yapılmasına karar durma, tesis kiralama ve son olarak da veren yönetim kurulu, işletmenin ihabor ürünleri üretmesi verildi. le konusu olan işleri yapmaya yeter? Hizmet Alımı Yöntemi ile önce li nitelikte elemanı bulunuyor iken öğütülmüş kolemanit üretimi ihaleye bu işleri özel sektöre yaptırmayı yeğbile çıkılmadan özel sektöre yaptırıllemiştir. Bu, görevi kötüye kullanma dı. İkinci adım söz konusu suç duyuve aynı zamanda kamuyu zarara uğrusuna ilişkin, “5 yıl süreyle yılda 5 ratmaktır.” bin ton susuz boraks” üretimi oldu. Metalurji Mühendisleri Odası 2. Murat KIŞLALI üksek Seçim Kurulu’nun yayımlayacağı kesin seçim sonuçları tablosu, gerçeği ne ölçüde yansıtacak? O tabloya bakarak, seçimi kazanarak parlamentoya giren üç parti ile bağımsızların arasından önce dört grubun, 23. dönem parlamentosunda yer alması demek, Meclis Başkanlık Divanı’nda AKP, CHP ve MHP’nin yanı sıra DTP’nin de temsilcilerini bulundurması demek olacak. Yine aynı tabloda, CHP’nin 112 milletvekili kazanmış olduğu yazılmış olsa da, bu sayının fiili durumu yansıtmadığını anlamak için bu parti listesinden Ankara milletvekili seçilen Emrehan Halıcı’nın kısa açıklamasını okumak gerekecek. Halıcı, kendisi ile birlikte seçimi kazanan 13 eski DSP’li için, “CHP listelerinde bağımsız aday olanlar” deyimini kullanmayı, öyle anlaşılıyor ki kamuoyunun ana muhalefet partisinin gerçek sayısal durumunu bilmesi için gerekli görüyor. Böylece, yeni parlamentoda şimdilik var olan parti sayısı beşe; hat Y DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Eve Dönüş Hazırlığı litik nezaket olarak açıklamak da olasıdır. TBMM’ye sadece 112 milletvekili sokabilmiş olmanın düş kırıklığı içinde olduğu anlaşılan CHP’nin kendilerini kampanya süresince aday listelerinde “konuk” olarak taşımasından ileri geldiği anlaşılan bu bekleme süresinin bir an önce açıklık kazanması, bence her iki tarafın da yararınadır. CHP listelerinden seçilen DSP milletvekillerinin hangisi ve ne ölçüde, kendilerini parlamentoya taşıyan listeler için sürükleyici olabildiler? Bunun yanıtını matematiksel olarak bilmek mümkün değildir. CHP yönetimi, bundan önceki seçimlerde kendileri dışındaki öteki iki parti; yani DSP ve SHP’nin de yarışa katıldıkları için, sol oyların bölündüğü eleştirisini yapıyordu. ta Sıvas’tan bağımsız aday olarak seçimi kazanan BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile altıya yükseliyor. Eski ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, İstanbul 1. Bölge’deki başarısının arkasında önemli sayıda Güneydoğulu seçmenin bulunduğu söylentilerinin etkisi altında kalmazsa, eski Türkiye İşçi Partili milletvekillerinden neredeyse otuz yıl sonra, sosyalist düşüncenin temsilcisi olan partisinin TBMM’de sesi olarak bir tür bayrak göstermiş olacak. OLİTİK NEZAKETİN GEREĞİ Mİ? Halıcı’nın, DSP’lilerin eve dönüşleri için belirli bir tarih vermemeye özen göstermesini, belki bir tür po P 22 Temmuz seçimine DSP katılmadı; ama CHP’nin istediği sayıda aday verdi. SHP, benzer bir güç birliği için uzun süre beklediği halde çağrı almadı. Yine de “bölen” olma sorumluluğunu üstlenmeyerek seçime katılmayacağını açıkladı. Böylece CHP, kampanyasını adeta tek kaleli bir karşılaşmanın avantajları ile sürdürdü. Ne ki sonuna kadar da o sınırlar içinde kaldı. Tarihinde belki de ilk kez İstanbul, Ankara ve İzmir’de miting yapmaktan korktu. Öylece, bu tek kaleli maç başarısızlıkla sonuçlandı. Beklenti içinde olan yığınlar, kendilerine somut çözümler gösterebilecek yeni ve kalıcı umutların filizlenmesini beklemek durumu ile karşı karşıya kaldılar. DSP de SHP de, hatta elbette CHP’nin yeni kadroları da bu beklentiyi geciktirmemelidirler. Parlamentoya “bağımsız” kisvesi altında ve CHP listelerinin konuğu olarak giren DSP’li 13’lerin durumlarını açıklamaları ve 19 Ağustos DSP Kurultayı bu açıdan önem taşıyor. obirgit?ekolay.net
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle