Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN 2007 CUMA dış haberler ‘Kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden’ sorularını 53 yıldır yanıtsız bırakan Bilderberg, Türkiye’de SAĞNAK C 11 Görme, duyma, konuşma D Ç ünyanın geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan işadamları, politikacılar ve devlet adamlarının katıldığı, kâğıt, kalem sokmanın hoş karşılanmadığı ve ele alınan konuların kamuoyundan gizlendiği Bilderberg 2007 toplantıları İstanbul’da başlıyor. NİLGÜN CERRAHOĞLU İran Havası... ç yıl önce İran’a gittiğimde beni en etkileyen olay bir ev ziyareti olmuştu. Ev sahibi bizim için muhteşem bir sofra donatmış, onurumuza özel bir gece düzenlemişti. İran’da kadınların şarkı söylemesi yasak! Saç teli gibi, kadın sesi de “tahrik edici” sayılıyor... Yemekten sonra, “özel gece”nin iki kadın müzisyeni olduğu anlaşıldı. Biri tef çalıyor. İran tefi, bildiğimiz teflerden değil. Zilleri daha zengin. Çok katmanlı, yankılı; farklı, hoş bir ses çıkarıyor... Diğeri de şarkıcı. Hayatımda böyle güzel bir ses duyduğumu hatırlamıyorum! “Yasak” olduğu için belki; şarkı söyleyen kadın kendinden geçti. Duygulu, unutulması mümkün olmayan derinlikte bir müzik ziyafeti yaşadık. O geceye dair aklımda kalan tek şey, dinlediğim benzersiz “sufi musikisi” olmadı. Aylardan bahardı. Hava da çok sıcaktı. Salonda camlar açık... Kadın şarkıcının şelale gibi akıp giden sesi, perde perde her yükselişinde; ev sahibi telaşla pencerelere koşuyor, camları kapatıp geri dönüyor... Bir, iki, üç, beş... Dayanamayıp, “Ne var, ne oluyor” diye sordum sonunda. Aldığım yanıt, İran’da yaşadığım en büyük şok oldu: “Komşular!” dedi davet sahibi: “Müziği duyarlarsa, devrim polisine ihbar edebilirler.” “Müzik sesi; sizden hoşlanmayan, herhangi bir nedenle size kin tutan ya da sizi çekemeyen bir komşunuzun, devrim polisine başvurmasına neden olabilir!” Dondum kaldım. Buz kestim resmen. S ilah tüccarlarından, CIA ajanlarına, CEO’lardan yazarlara kadar birçok kesimden davetli, 3 Haziran’a kadar yarım asırdır olduğu gibi bu yıl da dışarıya sızdırılmayacak konuları ele alacak. Toplantılar sonrası bildiri yayımlanmayacak. T ürkiye’de en son 1975 yılında İzmir Çeşme’de yapılan toplantıların bir diğer ilginç yönü ise uluslararası medya devlerinden birçok üst düzey gazetecinin katılıyor olmasına karşın, basında bu konuda yazılıp çizilenlerin çok sınırlı kalması. “U lusal egemenlik yok... ülke sınırları yok... tek para birimi, tek banka ve tek ekonomik sistem... zihinler denetim altında, düzen yeni dünya düzeni...” Bilderberg karşıtları yarım asırdır kapalı kapılar ardında yapılan toplantıları bu sözlerle eleştiriyor. Ü Necdet ÇALIŞKAN okuluslu şirketler ve gelişmiş ülkelerin üst düzey yöneticilerinin katıldığı ve dünyanın en gizli organizasyonlarından biri olduğu iddia edilen Bilderberg 2007 toplantıları İstanbul’da başladı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve katılımcıların toplantılarda konuşulanlar hakkında dışarıya bilgi ver(e)mediği Bilderberg’in bu yıl 31 Mayıs3 Haziran tarihleri arasında yapılacak olan buluşmasında İran, enerji politikaları, Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye’nin AB süreci gibi konuların ele alınması bekleniyor. Kurulduğu 1954’ten bu yana “dünyaya yön veren elit kulüp” tartışmalarına sahne olan Bilderberg’e, bu yıl aralarında küresel finans ve silah ticareti devi Rothschild, ABD’nin önde gelen yeni muhafazakâr düşünce kuruluşu Hudson Institute, Bush ailesi ve Suud Hanedanlığı arasındaki ticari ilişkilerle gündeme gelen Carlyle Group gibi kuruluşların yanı sıra eski ABD Dışişleri Bakanı Henry A. Kissinger, eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard C. Holbrooke, Rockefeller şirketi başkanı David Rockefeller, eski Dünya Bankası Başkanı James D. Wolfensohn, Avrupa Merkez Bankası Başkanı JeanClaude Trichet gibi isimlerin gelmesi bekleniyor. TÜRK KATILIMCILAR İstanbul’da nerede yapılacağı “güvenlik” gerekçesiyle kamuoyundan gizlenen toplantılar için Türkiye’den ise Devlet Bakanı Ali Babacan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru ve Referans gazetesi yazarı Cengiz Çandar davetliler arasında. ABD, Kanada ve Avrupa’dan birçok gelişmiş ülkenin ekonomi bakanı ve üst düzey yöneticilerinin davet edildiği toplantıyı Financial Times, The Economist ve Le Figaro gibi yayınlardan gazeteciler de takip edecek. Microsoft, Royal Dutch Shell, DaimlerChrysler, Deutsche Post AG, Axa, Lafarge, CocaCola, fiyat ise Bilderberg’in 2007 İstanbul buluşmasında yer alacak olan başlıca çokuluslu şirketler. Hollanda’da Oosterbeek şehrindeki Bilderberg Oteli’nde 1954’te Hollanda Prensi Bernhard ve sosyolog Retinger tarafından kuruldu. VE ‘MAHALLE BASKISI’ Ruşen Çakır’ın Şerif Mardin’le yaptığı “İran’daki hava Türkiye’de oluşabilir!” başlıklı mülakatını (15 Mayıs) okurken bu olayı hatırladım. “Mahalle baskısı” diyor Şerif Mardin: “İran devriminde çok etkili oldu, Türkiye’de de ortaya çıkabilir...” Devam ediyor: “İşin nasıl şekillendiğini anlamaya çalışmak şart. İslamın iktidarı tam olarak ele geçirmesi durumunu, liberal bir ortamın devam ettirilmesi olarak göremiyorum. Türkiye’de ‘mahalle baskısı’ diye bir şey var. Bazı İslami altçevreler ortaya çıkıyor. Bunda günümüzün gelişmiş imkânları etkili. Mahalle havası dediğimiz şeyin, bu İslami çevrelerle yeni şekil almış olduğuna inanıyorum. Bu yeni şekil AKP’yi döver!” İslamcı medyada yükselen son “Namaz düşmanlığı!” feryadı, Mardin’in sözünü ettiği “yeni şekil almış mahalle baskısına” tipik örnek. Bağcılar Lisesi’ndeki mescit olayı... ve ardından gelen tepkilerden bahsediyorum. İslamcı basın bir yandan, yazarlara gönderilen epostalar (Bk. Oktay Ekşi, Hürriyet 3 Haziran) öte yandan. Ne diyorlar? “Vay! Yoksa namaza dil mi uzatıyorsunuz?” Bunun bir adım ötesi “Vay! Şeriata dil mi uzatıyorsun?” noktasıdır. O noktaya gelindiğinde; “laik devlet”ten söz etmek, güçleşir. Öyle bir toplum baskısı oluşur ki; yıllar yılı “sizin olduğunu varsaydığınız”, “seküler haklardan” söz edemez hale gelirsiniz. Hızla o noktaya doğru ilerliyoruz. Şerif Mardin, bu zamanlamayla boşuna mı konuşuyor? Tehlikeyi sezdi ki, bunları söylüyor... Marjane Satrapi’nin önemle üzerinde durduğum “Persepolis” kitabı, seküler hakların “İslamcı baskı” altında teker teker nasıl gasp edilerek eritildiğini ve devasa zemin kaymasıyla nasıl herkesi ezip geçen bir “devrime” büründüğünü anlatıyor. Bu boyut, “işin nasıl şekillendiği boyutu”, “yasalar” kadar önemli. “Persepolis”i, tam da mekanizmayı deşifre ettiği için çarpıcı buldum. ABD ordusunu eğiten “West Point” dahil; Amerikan üniversiteleri müfredatına giren eserin niye hâlâ Türkçesi yok? Bilgi “güç”, yani iktidardır... “Emperyalist” dediğimiz ülkelerin bir numaralı iktidarı “bilgi”dir. 32 yıl sonra tekrar Türkiye’de İslamcıların duruşunu değiştiren buluşmalar ıllardır, komplo teorisyenleri tarafından “gizli dünya hükümeti” olmakla suçlanan Bilderberg toplantılarının bu yıl İstanbul’da yapılacak olan buluşmasının Silivri’deki Klassis Otel’de düzenlenmesi bekleniyor. Gazeteci Cengiz Çandar geçen ayki bir yazısında, “Bu yılın katılımcıları arasında ben de varım. Gizli dünya hükümeti nasıl bir şeymiş, görmüş olacağız” derken, iki yıl öncesine kadar Bilderberg’i en sert dille eleştirenler arasında yer alan Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru, geçen yıl Kanada’nın Ottowa kentinde yapılan zirveye katılması için yapılan daveti kabul etmiş, ardından da “Bilderberg’de Üç Gün” başlığıyla toplantılardaki sıkı güvenlik önlemlerini ve izlenimlerini aktarmıştı. Koru, gelecek yıllar için Fehmi de Bilderberg’e katılmayı umduğunu söylemişti. Koru GAYRİ RESMİ SERMAYE ÖRGÜTÜ İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve ABD arasındaki ilişkileri ve ortak strateji belirlemek amacıyla oluşturulan Bilderberg grubu, küresel stratejilerinin ele alındığı gayri resmi sermaye örgütü olarak da tanımlanıyor. Geçen yıl Kanada’da yapılan toplantıların en temel özelliği ise “gizlilik”. Hatta çoğu buluşmanın hangi otelde olacağı, toplantılar başlayana kadar kamuoyunda açıklanmıyor. Otelin çevresi basının yaklaşmasını, fotoğraf çekmesini engellemek için çembere alınıyor. Toplantıda görüşülen konular kamuoyuyla paylaşılmadığı gibi, salona kâğıt kalem sokulmasına bile ‘sıcak’ bakılmıyor. Y ilderberg toplantılarına muhalif olan yazar ve gazeteciler de İstanbul’da Alternatif Bilderberg buluşması düzenleyecek. Uzun yıllardır Bilderberg toplantılarını inceleyen American Free Press’ten Jim Tucker başta olmak üzere Bilderberg karşıtları Sirkeci’deki Orient Express Hotel’de buluşacaklarını duyurdular. Katılımın ücretsiz olduğu antiBilderberg, 30 Mayıs4 Haziran tarihleri arasında. Hollanda’da Oosterbeek şehrindeki Bilderberg Oteli’nde 1954’te kuruldu. Kurucuları Hollanda Prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Joseph Hieronim Retinger. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve ABD arasındaki işbirliğinin simgesi olarak ortaya çıktı. ABD’den Dış İlişkiler Komisyonu (CFR) ve ABDJaponyaAvrupa ortak düşünce kuruluşu Trilateral ile ortak çalışmaları var. Dünyanın geleceği ve küreselleşme konusunda her yıl farklı ülkede toplanır. Toplantıya gelişmiş ülkelerin yaklaşık 130 siyasi ve ekonomik ‘eliti’ davet ediliyor. Toplantılarda, o ülkenin istihbarat B örgütü ile birlikte CIA güvenliği sağlar. Her yıl yapılan toplantıların nerede (hangi otelde) yapılacağı, son ana kadar gizleniyor. Bu konudaki en geleneksel ipucu ise otelin sıkı bir güvenlik sağlanabilecek konumda olması ve golf tesisinin bulunması. Türkiye’de daha önce 1820 Eylül 1959’da İstanbulYeşilköy’de ve 2527 Nisan 1975’de İzmirÇeşme’de toplandı. Sırların ardındaki kulüp Kanadalı gazeteci Estulin, “Kulüp Bilderberg” adlı kitabı ile bu buluşmaların karanlık noktalarına ışık tutmaya çalışıyor ürkiye, içeriğini bilmediği Bilderberg toplantılarına ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, yaklaşık 15 yılını bu örgütü araştırmaya ayırmış olan Kanadalı gazeteciyazar Daniel Estulin, “Kulüp Bilderberg” adlı kitabı ile bu buluşmaların karanlık noktalarına ışık tutmaya çalışıyor. April Yayıncılık tarafından geçen günlerde Türkiye’de de yayımlanan kitapta Estulin, şu saptamalarına yer veriyor: “Dünyanın en güçlü adamları ilk kez 1954 yılında, Oosterbeck adlı küçük Hollanda kentindeki lüks Bilderberg Oteli’nde bir araya geldiler. Tüm hafta sonu dünyanın geleceğini tartıştılar.” “Toplantılar biterken her yıl görüş alışverişi yapmak ve uluslararası ilişkileri çözümlemek için buluşmayı kararlaştırdılar. Kendilerine Bilderberg Kulübü adını verdiler. O zamandan bu yana, insanlığın geleceği hakkında kararlar ver Mit mi, gerçek mi T mek için her yıl lüks bir otelde bir araya geliyorlar.” “50 yılı aşkın geçmişi boyunca toplantıların basın tarafından izlenmesine asla izin verilmedi, katılımcıların vardığı sonuçlar konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.” “Bilderberg Kulübü’nün daha özgür koşullar altında görüşmesini sağladığı şüphesiz; ancak dünyanın en güçlü insanları o toplantılarda nelerden söz ediyor?” “Her ülke karakteristik olarak üç delege gönderir: Bir iş dünyası lideri, bir bakan (veya parlamenter), bir entelektüel (ya da periyodik yayınlardan birinin başeditörü).” “Bilderberg Kulübü’nün en çok çekindiği şey, organize kitlesel direniştir. Kulübün hedefleri ana hatlarıyla şöyledir. Tek küresel para, tek uluslararası kimlik, tek hukuk sistemi, tek dünya devletişirketi...” Toplantıları basının izlemesine izin verilmiyor. Kanadalı gazeteciyazar Daniel Estulin. lusal egemenlik yok... ülke sınırları yok... tek para birimi, tek banka ve tek ekonomik sistem... zihinler denetim altında, düzen yeni dünya düzeni...” George Orwell’ın 1984 kitabından alıntı gibi görünsede, karşıtları yarım asırdır kapalı kapılar ardında yapılan Bilderberg toplantılarını bu sözlerle eleştiriyor. 1996’da Toronto’da yapılan Bilderberg toplantılarına katılan dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ile Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yurda dönmesinden sonra Türkiye’de hükümet düştü. Hükümetin düşmesi, İslami söylemli Refah Partisi’nin yolunu açtı. Hükümetteki bu değişiklik Bilderbergcilere Hıristiyan Avrupa’nın etnik gerilim yaratan ve bölgesel istikrarı bozan yumuşak karnında İslami etkinlik oluşturmak için altın anahtar sundu. Bill Clinton: Bilderberg toplantısına 1991’de katıldı; Demokrat Parti adaylığını kazandı ve 1992’de Başkan seçildi. Tony Blair: Bilderberg toplantısına 1993’te katıldı; 1994’te parti başkanı oldu ve 1997’de Başkan seçildi. George Robertson: Bilderberg’e 1998’de katıldı; 1999’da NATO Genel Sekreterliği’ne atandı. Romano Prodi: Toplantılara 1999’da katıldı; aynı yılın eylülünde Avrupa Birliği Başkanı olarak yemin etti. 2006’da İtalya Başbakanı seçildi. “U ?