Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan toplantıda Irak’ın kuzeyindeki terör örgütünün varlığı masaya yatırıldı C haberler BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ 15 HAZİRAN 2007 CUMA PKK 12 noktadan sızıyor Dışişleri Bakanlığı’nda Bakan Gül ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Saygun’un da katılımıyla düzenlenen terör toplantısında, sınırdan sızmaların engellenmesi ile sıcak takip konuları görüşüldü. Askerler TürkiyeIrak sınırında bulunan 12 noktadan terörist sızmalarının gerçekleştirildiğine dikkat çekti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol ve bazı üst düzey diplomat ve yetkililerin de katılımıyla gerçekleştirilen “terör” toplantısında önümüzdeki süreçte izlenecek strateji belirlendi. Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıda, Irak sınırında 2 bin metrenin üzerindeki yükseklikte bulunan kontrolsüz 12 noktadan sınır ihlali yapıldığı belirtildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere gör, mini terör zirvesinde, Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığı her yönüyle değerlendirildi. Toplantıda, Türkiye’nin Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Çelikkol’un Kuzey Irak’taki son duruma ilişkin bilgi verdiği ifade edildi. Çelikkol’un Irak’ta yaptığı ziyaretlerde PKK terörüne karşı Irak hükümetine iletilen mesajları, aldığı yanıtları ve Irak’a nisan ayında ve Hızlanan Günlerde... Milletvekili aday listeleri ilan edildiğinde, Yıldız Yazıcıoğlu’nun yaptığı ilk tespitler şöyle (Milliyet, 6.6.2007): AKP, geçen seçimde 28 adayla parti listesinde yüzde 6.01 temsil şansı verdiği kadınların çıtasını bu kez 62 adayla yüzde 11.45’e yükseltti. CHP ise, 550 milletvekili adayı arasında sadece 52 kadına yer verdi. Geçen seçimde 39 kadın adayla yüzde 8.18 temsil hakkı sağlayan CHP, bu oranı yüzde 9.45’e yükseltmiş oldu. AKP, CHP, DP ve ANAVATAN listelerinde ilk üç sırada 49 kadın aday yer aldı. 2002 seçiminde ilk üç sırada sadece 1 aday gösteren AKP, bu kez 12 kadını aday gösterdi. CHP’de bu sayı 7’den 14’e çıktı. Milletvekili aday listeleri, liderleri kadın aday göstermeye davet eden sivil toplum örgütlerini ise doyurmamış durumda. TBMM’nin 22. döneminde, sadece 4.4 oranında temsil edilen kadınlar, geçen seçimde toplam 67 kadın adaya listelerinde yer veren AKP ve CHP’nin bu seçimde 115 kadın aday göstermesini yetersiz buldu. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, buna bakıp şu yargıya varmış: “Kadının adı yine yok. Başkentte ilk sırada kadın aday yok. Nüfusumuzun yüzde 51’i kadınken, bu seçimden sonra en fazla yüzde 6.4 temsil olarak görünüyor. Bu oran başarısızlıktır. Mitinglerdeki kadınlara haksızlıktır.” Bu haksızlığı önleyense kota sistemidir. Meclis’te çoğunluğu elinde tutan AKP, bu reformu bir yasa ile gerçekleştirebilirdi ve tarihe de geçerdi. Kaçırdı bu fırsatı... Abur cubur konularla uğraşarak gününü harcıyor... ? Hızlanan günlerde yaşıyoruz. Günler hızlanırken, soluğu şimdiden tükenmiş insanlar ve kuruluşlar var. Cumhuriyeti kuranlar tarihle yarış içindeydiler. Seçimlerden sonra, geleceğin beklediği reformlara sıra gelecektir: Seçim hukuku, siyasal partiler hukuku, daha da dev bir konu, yani bizzat yeni bir anayasayı ortaya koymak gündeme girecektir. Onlarla beraber, iki şeyi, halkın ekmeğini ve bağımsızlığı garanti etmeliyiz. Dışişleri Bakanlığı’n daki toplantıda terörist unsurların sınırın en çok hangi bölgelerind en sızdığına dair değerlendir melerde bulunulurk en,Irak sınırında askeri hareketlilik sürdü. rilen notanın ardından meydana gelen gelişmeleri aktardığı öğrenildi. Toplantıda özellikle alınması gereken önlemler üzerinde de durulduğu belirtildi. TSK’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaptığı operasyonlara ilişkin bilgileri paylaştığı toplantıda, terörist unsurların sınırın en çok hangi bölgelerinden sızdığına dair değerlendirme de yapıldı. ÖNLEM ALINACAK Bu kapsamda askerlerin TürkiyeIrak sınırında bulunan, 2 bin metrenin üzerinde yüksekliğe sahip 12 noktadan terörist sızmalarının gerçekleştirildiğine dikkat çektiği bildirildi. Konuyla il gili olarak önümüzdeki günlerde önlem alınmasının kararlaştırıldığı kaydedildi. Toplantıda Şırnak, Hakkâri ve Siirt illerinde bazı bölgelerin Geçici Güvenlik Bölgesi ilan edilmesi konusunun da gündeme geldiği öğrenildi. Bu kapsamda alınan kararın Dışişleri Bakanlığı’nca da olumlu karşılandığı ifade edildi. Ayrıca terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirilen sıcak takiplerin de devam edeceğinin vurgulandığı öğrenildi. NATO VE BM’YE BİLDİRİM Terör zirvesinde, PKK konusunda NATO ve BM’ye daimi temsilciler aracılığıyla yapılan bildirimler de gündeme geldi. Türkiye NATO ve BM’ye birbi ri ardına yaptığı bildirimlerde, Irak’ta PKK’nin faaliyetlerinin halen sürdüğünü belirtmiş, teröristlerin Türkiye’ye sızarak tehdit yarattığını anımsatmıştı. Türkiye’nin eski Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Edip Başer ise Hatay’da “Türkiye’de Güvenlik Sorunları” konulu konferansta yaptığı konuşmada Kuzey Irak’a değindi. Emekli Orgeneral Edip Başer “Türkiye’de KürtTürk sorunu yoktur. Sözü edilen Kürt sorunu, müttefiklerimizin peydahladığı gayri meşru bir çocuktur” diyen Başer, “Terör örgütüyle irtibatlı Kuzey Irak’ın lideri, Türkiye’ye geldiğinde törenlerle karşılanıyor” diye konuştu. RTÜK gazetemizin ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ reklamlarına ilişkin yapılan şikâyeti haksız buldu ‘Cumhuriyeti savunmak görev’ Fırat KOZOK ANKARA Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), televizyonlarda yayımlanan ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran, gazetemizin “Tehlikenin farkında mısınız?” reklamlarını oybirliğiyle akladı. Fethullah Gülen’i eleştiren yayınları nedeniyle bazı televizyon kanalları hakkında rapor tutan RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk’ün, gazetemizin reklamını yayımlayan kanalların cezalandırılması ısrarı üst kuruldan döndü. Yaptığı toplantıda gazetemizin reklamlarını yayımlayan televizyon kanallarından 3’ü ile ilgili uzman raporlarını değerlendiren Üst Kurul, reklamlarda RTÜK Yasası’na aykı Fethullah Gülen’i eleştiren TV kanalları hakkında rapor tutması ile tanınan RTÜK Daire Başkanı Öztürk’ün gazetemizin reklam kampanyası hakkındaki ceza istemi Üst Kurul’dan döndü. Şikâyet konusu hakkında rapor hazırlayan Üst Kurul Uzmanı Abdurrahman Canpolat, Cumhuriyete sahip çıkmanın her Türk vatandaşının doğal olarak alması gereken bir tavır olduğunu belirtti. rı bir unsur bulunmadığına karar verdi. Üst kurul, reklamları yayımlayan kanallara ceza verilmesine ilişkin iki raporu reddederken, cezaya gerek olmadığı yönündeki tespitlere yer veren raporu onayladı. Karar oybirliğiyle alındı. Kurulun, gazetemizin reklamlarını gündemine almasının ardından uzmanlar tarafından hazırlanan raporlar İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Öztürk’e gönderilmişti. Bu çerçevde, CNN Türk’te yayımlanan reklamı inceleyen Üst Kurul Uzmanı Abdurrahman Canpolat, reklamla ilgili hazırladığı raporu daireye sunmuştu. Canpolat, raporunda 20 saniye süren reklamları anlatırken, “Reklamda yer alan, ‘Mayıs 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor’ cümlesinde, mayıs ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde henüz herhangi bir adayın açıklanmamış olması nedeniyle, kişi ya da kurum işaret edilmemektedir” demişti. “Cumhuriyetinize sahip çıkın” cümlesinin “Cumhuriyet gazetesine sahip çıkın” ya da “Cumhuriyet rejimine sahip çıkın” gibi iki şekilde algılanabileceğini belirten Canpolat, raporunda şunları kaydetmişti: “Bir kuruluşun ürününün reklamını yapması doğal bir durumdur ve yasal bir sakıncası yoktur. ‘Cumhuriyet rejimine sahip çıkmak’ şeklinde algılanması durumunda ise ‘Her Türk vatandaşının doğal olarak yapması gereken bir tavır’ olması nedeniyle, sakınca bulunmamaktadır.” Ancak Canpolat’ın hazırladığı bu rapor, Daire Başkanı Öztürk tarafından “beğenilmemişti”. Öztürk, reklamı yayımlayan kanalların cezalandırılmasını öneren raporunu hazırlayarak Üst Kurul’a sunmuştu. Konuyla ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan RTÜK üyesi Şaban Sevinç, “Konu, olması gerektiği gibi Cumhuriyet gazetesinin kendi siyasal çizgisi paralelinde ve demokrasi ve hukuk sınırları içerisinde yaptığı bir kampanya olarak değerlendirildi ve kurulumuz, bu reklamın 3984 sayılı RTÜK Yasası’na aykırı bir unsur içermediğine hükmetti” dedi. Haziran’lı gazeteler, gelecek günlerin hızlanışının ilk işaretini veriyordu: Siyasal partiler, 22 Temmuz’daki genel seçimlerde, seçmenler önünde yarışacak aday milletvekilleri listelerini ilan ediyorlardı. Her zaman olduğu gibi, siyasetin acı yüzüydü belli olan: Aday listelerinden sürpriz üstüne sürpriz çıktı; kimi adların üzeri çizilmişti, kimi adlar da arka sıralara itilmişti. Ve partilerin vitrininde soldan sağa, sağdan sola değişiklikler: Özellikle AKP ile CHP’de bir “merkez modası” denecek gelişmeler vardı. Ama aldanmamalı: AKP’nin özü yine dinci bir ideoloji üstünde yükselen “Milli Görüş”; CHP ise eksiğiyle noksanıyla laikliği, Cumnuriyeti ve demokrasiyi savunuyor; AKP’nin yağma ve ABD’ye teslimiyetçiliğine karşı CHP’ye, özellikle CHPDSP işbirliğine düşen, savunduklarına, halkın ekmeğini ve bağımsızlığını da katmaktır. 22 Temmuz seçimlerinde, başta bu iki parti çarpışacaktır. Doğru Yol Partisi’nden Demokrat Parti’ye dönüşen parti ile ANAVATAN, can çekişmektedir; barajı aşmak, her ikisi için de düştür artık. Türkiye’nin geleceğini, Erdoğan ve Baykal zihniyeti mi belirleyecektir? Hayır! Sosyalistler de vardır ve direniyorlar. Nitekim, bağımsız bir güç birliği, Demokratik Türkiye Partisi (DTP), sol partilerle güç birliği çerçevesinde, İstanbul’da ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras ve Prof. Baskın Oran’ı, İzmir’de EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel’i destekleyecek. DTP’nin listesinde ayrıca 11 kadın aday yer almış bulunuyor. Bütün bu girişimleri de desteklemeliyiz. ? Seçimlerin yakınlaştığı günlerde, “Kadınlara ön sıraları verin” çağrıları çoğalmıştı. Dışardan, içerden öyle. Yeşiller Eşbaşkanı Claudia Roth ile partinin Türk kökenli parlamenterlerinin, Türkiye’de seçime girecek partilere listelerinin ilk sıralarında kadın adaylara yer verilmesi yolunda çağrıları gerçekten çarpıcı idi. 5 ‘Hayalet tutuklular’ nerede? CIA’nın gizli merkezlerine götürülen 39 kişiden haber alınamıyor Dış Haberler Servisi Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) gizli cezaevlerinde hâlâ 39 kişinin tutulduğu ve bu kişilerin nerede olduklarının bilinmediği belirtildi. Aralarında Uluslarararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de yer aldığı 6 uluslarası sivil toplum kuruluşunun ortaklaşa hazırladığı bir rapor, ABD’nin geçen yıl CIA’nın gizli cezaevlerinin artık kullanılmadığı ve boş olduğu yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını gözler önüne serdi. “Kayıt Dışı: ABD’nin ‘Terörle Savaş’ta ‘Kayıplara’ ilişkin Sorumluluğu” başlıklı raporda, ABD tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan 39 kişinin isim listesi yer alıyor ve bu kişilerin Mısır, Kenya, Libya, Fas, Pakistan ve İspanya uyruklu oldukları belirtiliyor. Raporda ayrıca bu kişilerin eşleri ya da yaşları 7 civarında olan çocuklarının da aralarında bulunduğu yakınlarının hapsedildiği belirtilerek, ABD’deki 11 Eylül saldırılarının başlıca sorumlularından biri olduğu kabul edilen Halid Şeyh Muhammed örnek veriliyor. Muhammed’in 7 ve 9 yaşlarındaki çocuklarının Eylül 2002’de alıkonularak, Amerikalı ajanlar babaları hakkında araştıma yaparken, yetişkinler için olan bir tutuklama merkezinde en az 4 ay kaldıkları ifade ediliyor. HAYATTALAR MI? Yıllardır “hayalet tutuklu” olarak nitelendirilebilecek söz konusu 39 kişinin nerede hapsedildiklerinin bilinmediği kaydedilen raporda, bu kişilerin hayatta olduklarına dair bir işaret bulunmadığına da dikkat çekiliyor. Raporda, bu kişilerin işkencenin yaygın uygulandığı ülkelere gönderilmiş olabilecekleri de belirtiliyor. CIA’nın gizli cezaevlerinin varlığı, Washington Post gazetesi tarafından 2005 yılında ortaya çıkarılmış ve olay başta Avrupa olmak üzere dünya çapında tepki toplamıştı. Yapılan soruşturmalarda Avrupa’nın bazı ülkelerinin CIA ile işbirliği yaptığı, şüphelileri taşıyan CIA uçaklarının iniş ve kalkışına izin verdiği ortaya çıkmış, bu çerçevede Türkiye’nin de adı geçmişti. ABD Başkanı George Bush baskılar üzerine geçen yıl gizli cezaevi programının varlığını kabul etmek zorunda kalmış, ancak Washington yönetimi, El Kaide’nin önemli üyesi olduğunu belirttiği 14 terör zanlısının Guantanamo’ya nakledilmesinden sonra CIA’nın elinde kimsenin kalmadığını açıklamıştı. yılında yurtdışından geSIFIR lip Cumhuriyet’te çalış1992 maya başladığımda Ufuk Güldemir Cumhuriyet’ten ayrılmıştı, sanırım ilk özel televizyon kanalı olan Star’da çalışmaya başlamıştı. Daha önceki yıllarda ise ben hapisteydim, Ufuk Cumhuriyet’te. Onunla birlikte çalışma şansımız olmadı. Ama Ufuk gazeteciydi, bu nedenle onunla yollarımız birçok kez çakıştı. Habertürk’ün tartışma programlarına gittiğimde onu hep bir şeylerle uğraşırken görürdüm. Bir yerden masa taşınır, bir ucundan Ufuk tutardı. Bir köşede ışık düzenini ayarlamaya çalışırdı. Habertürk’ü yoktan var ettiğini hepimiz biliyoruz. İşte tam böyleydi. Sabahın erken saatinde geldiği işine gece yarılarına kadar devam ederdi. ??? Pazar sabahı Habertürk’ten Tolga ağlayarak Ufuk’un ölümünü haber verdiğinde susup kaldım. Ne söyleyeceğimi bilemedim. Onunla en son ne zaman karşılaşmıştık. Perihan Mağden yazınca anımsadım, Orhan Pamuk’un Nobel edebiyat ödülünün ardından verdiği yemekte birlikteydik. Ağır tedaviye ve hastalığın yıpratıcı etkisine rağmen ayağa kalkmış, eşi Gaya’yla birlikte gelmişti. Keyfi yerindeydi. Hastalığı yenme inadını sürdürüyor, her zamanki gibi kendine güve NOKTASI ORAL ÇALIŞLAR Ufuk Güldemir’in Ardından... tim. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in uçak söyleşilerinde daha demokratik konuştuğu ve yere inince bu görüşlerini sürdürmediği ancak bu kadar güzel özetlenebilirdi. ??? Ufuk bu delişmen ve sivri dilli gazeteciliğiyle ilgi çekerdi, ama aynı zamanda başına dertler de alırdı. Çok gazete ve TV’de yöneticilik yaptı, kafası attığı zaman istifa etmesini de bildi. Habertürk onun bağımsızlaşma kararıydı. Artık kendi istediği gibi özgürce gazetecilik yapacaktı. Yaptı da. Uğraştı didindi, önemli bir haber kanalı yarattı. Keyfi yerindeydi, koşturup mutluluğu yaşıyordu. Daha çarpıcı, hepimizi etkileyecek yeni şeyler yapabileceği duruma gelmişti. Birikimi de elverişliydi. İşte tam bu ortamda, kanser onu gelip buldu. O dur durak bilmez adam, tedaviler, hastaneler arasında gidip niyordu. Daha sonra telefonlarla konuştuk. Habertürk’ün Genel Yayın Yönetmeni Melih Meriç, ondan iyi bir haber aldığında telefon ederdi. Ben de bunun üzerine onu arar sevgilerimi, desteğimi iletirdim. ??? Türkiye’de gazetecilik zor iştir. Siyasi havanın inişleri çıkışları bizim mesleği derinden etkiler. Gazeteciler bu nedenle değişik etkiler altında kalırlar, değişik ruh hallerine girerler. Bu kargaşa ve iniş çıkışlar içinde ayakta kalmak, mesleği sürdürmek kolay iş değildir. Ufuk, bizim mesleğin en acar ve en atak temsilcilerindendi. Değişik fikirlerle, değişik tepkilerle ortaya çıkar, zaman zaman ortalığı da birbirine katardı. Onun Milliyet gazetesinin başındayken Süleyman Demirel için attığı, “Havada Demokrat” manşetine hem gülmüş, hem de zekâsına gıpta etmiş gelmeye başladı. Dirençliydi, hastalığı boyunca da direndi ve mücadele etti. İşini sonuna kadar takip etti. ??? Orhan Pamuk, Nobel edebiyat ödülünü alıp Türkiye’ye döneceği zaman ona kitlesel karşılama yapılması fikri de Ufuk’a aitti. Birçok çevre Orhan Pamuk için sert ifadeler kullanırken o, Pamuk’un bir kahraman gibi karşılanması için yayın yapılmasını istemişti. Ufuk’tu bu yapardı. “Aman zaten ortalık gergin” dense de o bu tavrı almıştı. Sevinilecek bir iş yapmıştı, ama bir yanıyla hepimizi de korkutmuştu. ??? Ufuk, ülkemiz gazeteciliğinin tarihinde önemli bir isimdi. Çok genç yaşta yitirdik. Gözü uzaklardaydı, daha çok şeyler yapmak niyetindeydi. Arkasında önemli bir birikim ve etkili bir TV kanalı bıraktı. Bir yönüyle mutlu gitti. Başarmak istediği en zor şeylerden birini başarmış olarak hayata veda etti. Ufuk Güldemir artık yok. Onu acılar içinde yolladık. O ezber bozucu, hepimizi zaman zaman yerinden hoplatan adam artık yok. İçimizden çok şey eksildi. Onunla birlikte çok şeyleri de kaybettik artık. Onu çok arayacağız... oralcalislar?cumhuriyet.com.tr