28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı Başbakan Erdoğan, şehit cenazelerinde halkın iktidara yönelik tepkisine kızdı 15 HAZİRAN 2007 CUMA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Aynı Tornadan Çıkan Kafalar... çağı var, makam arabası, arkasında önünde sayısız araçlar… Her türlü ulaşım olanaklarına sahip; ama, RTE bir türlü şehitlerin cenaze törenine katılamıyor. Yuhalanmaktan, halktan korkuyor! Korkuyor ve ağzını bozuyor. Toplumsal tepkiyi “terbiyesizlik” olarak niteliyor. Bakanlar, 2 numaralı RTE Dışişleri Bakanı, müzmin cumhurbaşkanı adayı Gül Abdullah ile konuşmaz, görünmez Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ankara’daki törene katılıyorlar. Yuhalanarak! Şehit aileleri bakanların ellerini sıkmayı reddediyor. Bakışlarıyla bakanları yuhalayarak! Arada sırada milletin temsilcilerinin başkanı olduğunu yineleyerek neredeyse milleti temsil ettiğini söyleyecek kıvamdaki Meclis Başkanı Bülent Arınç seçim bölgesi Manisa’daki cenaze töreninde Manisalı seçmenleri tarafından yuhalanıyor. Gül Abdullah ve diğer bakanlar, RTE’nin Anıtkabir’e gidenler için kullandığı benzetmede olduğu gibi şehit tabutu karşısında sap gibi dimdik duruyorlar, sessiz! Yuhalamaları, anlamlı dövizleri sindirerek… ??? AKP iktidarının üçlüsü; ArınçRTEGül protestoların anlamını kavradı mı acaba? Yoksa, Arınç da RTE gibi görkemli mitinglere katılan yüz binleri bindirilmiş kıtalara mı benzetiyor? Kuşkusuz aynı mantık Arınç’a da egemen: Meclis Başkanı toplumun yüreğinden kopan tepkiyi “…bunlar eskimiş, önceden planlanmış metotlardır. Bunları yapanları, tezgâhları bunlara alet olanları çok iyi biliyoruz…” diye yorumluyor ve… kafası köhne iktidara yönelen tepkiyi hâlâ dar particilik anlayışıyla bağdaştırıyor. Manisa’ya “devşirme kalabalıklar getirerek onları hınçlaştırıp, öfkelerini bir siyasi parti lehine kanalize ederek, onlarla yola çıkanlara bu yaptıklarının” doğru olmadığından söze girerek ulusal tepkiyi particiliğe, partizanlığa indirgemek, ancak Arınç’a egemen her şeyi kendine yontan nalıncı keseri siyasal bir mantık başarabilir. Aynı saçma savı RTE de yineliyor. Tepkilere “siyasal” anlam yüklüyor. Bunlar aynı tornadan çıkmış; RTE gibi Cumhuriyet mitinglerini bindirilmiş kıtalar diye küçümseyeceksin, Arınç gibi ulusal duygusallığa particilik damgası vuracaksın; o kafa bu kafa, aynı kafa! ??? İktidarın telaşındaki nedeni kavramamak olanaksız. Bugüne kadar izlediği politika gayet açık; terörü temizleme sorumluluğunu askerin sırtına yüklemek, fakat hükümet olarak üstüne düşen ve yapmasında her açıdan zorunluluk bulunan iç ve dış önlemleri almamak! PKK bugün geniş bir coğrafyada cirit atıyorsa bu noktaya hükümetin sözde kimi girişimler yaptığını içeren savlarla gelindi. Asker ve medya davul çaldı yıllarca: Terörün kaynağı Irak’ın kuzeyinde Kandil Dağları’nda. Önce bu bataklığı kurutmalı. Bunu başarabilmek için hükümetin yıllar önce ABD’yi ikna etmiş olması gerekirdi. Amerika’nın, işgal altındaki Irak’ta tek söz sahibi olduğu dönemde baskıya baskıyla, dayatmaya dayatmayla karşılık vererek K. Irak’taki melanet yuvasını temizleme yolunu açmalıydı. Ne yaptı hükümet? İnsani gereksinmeleri karşılamayı öngören kurallara uyarak ABD’ye ve müttefiklerine hava ve deniz limanlarımızı açtı. Fakat, “bir komşu ülkeden yapılan terör saldırılarıyla karşılaşan ülkeye meşru müdafaa” hakkını tanıyan BM’nin 51. maddesini kullanamadı. Kısacası ABD tehditlerine karşı elimizdeki sağlam kozları ABD’ye karşı kullanamadı. Bugüne dek izlenen diplomatik girişimler ise gerekeni yapıyormuş izlenimi vermek çabasından öteye bir anlam taşımıyor. ABD tarafından uyutuldu. Ne zaman operasyon olasılığı ortaya çıksa…Washington’ın sesi yükseldi: Sakın ha! Bir parmak balla birlikte; terörle mücadelede ABD, Türkiye’yi destekliyor! Sıra sıra şehitler… yuh sesleri, protestolar… giderek yoğunlaşıyor. Terör almış başını gidiyor. Köşeye sıkışan, ne yapacağını kestiremeyen bir hükümet… çok, ama çook geciken bir karar alıyor, güvenlik zirvesini topluyor. PKK terörüne karşı nasıl mücadele verdiğini içerecek cartlı curtlu nutuklara malzeme olsun diye! ‘Protestocular terbiyesiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehit cenazelerinde hükümeti protesto edenlere “terbiyesiz” derken; Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon konusunda “Kuzey Irak’ta 500, Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var deniyor. E şimdi Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi yani, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek” açıklamasını yaptı. Erdoğan, bazı emekli generallerin hükümete karşı saygı sınırlarını aşan ifadelerle toplumda olumsuz bir psikolojik hava yaratma gayreti içinde olduklarını ileri sürdü. NCELEME BAŞLATILDI’ Başbakan Erdoğan AKP’nin yeni genel merkezini gazetecilere tanıttı. Tanıtım sırasında soruları yanıtlayan Erdoğan, şehit cenazelerindeki hükümete yönelik protestolara tepki göstererek “Bu terbiyesizliği yapmış olanlar, ne İslami görevi ne insani görevi yapmak için geliyor. Tamamen bunların dışında bir görevlendirmeyle oraya geliyorlar. Cenaze adabına aykırı, saygısızca bir hareket” dedi. İçişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili inceleme başlattığını, tüm görüntülerin incelendiğini kaydeden Erdoğan, hiç kimsenin iktidara “katil” deme hakkının olamayacağını, bunu söyleyenlerin yargıya hesabını vereceğini söyledi. Cenazelerden siyasi rant elde etmek isteyenlerin olduğunu belirten Erdoğan, “Belli bir partiyi mi kastediyorsunuz” sorusu üzerine, “Hayır, belli partilerden bahsediyorum, yaptıkları işaretlerden belli” dedi. ÇERIDEKI HALLEDİLDİ Mİ?’ “Bu, Kuzey Irak konusunda hükümetin atacağı adımları engeller mi’’ sorusu üzerine Erdoğan, bu konuların konuşulmaması gerektiğini, yapılması gereken bir şey varsa yapılacağını söyledi. Erdoğan, “Bakınız, her zaman gelen rakamlar var. Ne deniyor, Kuzey Irak’ta 500 tane terörist var, ne deniyor? Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var. E şimdi Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi, yani bu halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek? Kaldı ki biliyorsunuz mart tezkeresinde Tayyip Erdoğan’ın düşüncesi bir genel başkan olarak bellidir ve o zaman kimlerin buna olumsuz refleks gösterdiği, o da bellidir” diye konuştu. MEKLİ GENERALLERE TEPKİ Genelkurmay Başkanı ile görüşmüyormuş havası yaratılmak istendiğini kaydeden Erdoğan, gerekli görüşmeleri yaptıklarını söyledi. Şehitlerin siyasi rant aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, bu konudaki hassasiyetinin çok önemli olduğunu anlatan Erdoğan, “Ama bakıyorsunuz, yani birçok şeyler, hele hele şunu açıkça söylüyorum bazı emekli generaller, paşalar televizyon televizyon dolaşıp hükümete karşı adeta böyle saygı sınırlarını aşan ifadeler kullanmak suretiyle toplumda sanki bir psikolojik olumsuz hava oluşturmanın gayreti içine giriyorlar, bunlar hoş şeyler değil” dedi. Şehit Cenazeleri... U E E ‘İ ‘İ Şehit onbaşı Ahmet Bilgiç için Tokat’ta yapılan cenaze töreninde bir kişi AKP’li Turhal Belediyesi’nin gönderdiği çelengi parçaladı. Cenazede yine hükümete tepki Savaş KALKAN TOKAT Erzincan’ın Kemah ilçesi kırsalında PKK’lilerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma Komando Onbaşı Ahmet Bilgiç, memleketi Tokat’ın Zile ilçesinde yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı törenle toprağa verildi. Törene katılanlar hükümeti protesto ederken bir kişi, AKP’li Turhal Belediyesi’nin gönderdiği çelengi parçaladı. Şehit Onbaşı Ahmet Bilgiç’in Türk bayrağına sarılı tabutu, Zile Devlet Hastanesi morgundan alınarak kalabalık bir grup tarafından sloganlarla Uzunçarşı Musallası’na götürüldü. Burada kılanan cenaze namazına Tokat Vali Vekili Recai Akyel, Tokat Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yusuf Kaya, Tokat İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Mustafa Önsel, Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek, Zile Belediye Başkanı Murat Ayvalıoğlu, ilçe belediye başkanları, askeri ve mülki erkânın yanı sıra binlerce kişi katıldı. Törene AKP’li hiçbir milletvekilinin katılmaması dikkat çekti. Namazın kılınmasının ardından cenaze, askerlerin omuzlarında Hükümet Konağı’nın önüne taşındı. Bu sırada şehit onbaşı Bilgiç’in babası Hüseyin, annesi Esme Bilgiç fenalık geçirdi. Törende konuşan Tokat İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Mustafa Önsel, Onbaşı Bilgiç’i şehit eden teröristlerden 3’ünün öldürüldüğünü açıkladı. Cenazeye katılanlar PKK’ye lanet yağdırırken hükümeti de protesto etti. “Kahrolsun PKK, işbirlikçi AKP”, “Tayyip oğlunu askere gönder”, “Bu asker yatmadı vatanını satmadı”, “Apo’ya ölüm başka çare yok” sloganları atan gruptan bir kişi AKP’li Turhal Belediyesi’nin gönderdiği çelengi parçaladı. Törene katılan Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen ve Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek zor anlar yaşadılar. OPERASYON MESAJI Rice: Türkiye için iyi olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ABD’nin terörle mücadele konusunda Türkiye ile çalışmaya hazır olduğunu, olası bir sınır ötesi müdahalenin sonuçlarının “Irak ve Türkiye için iyi olmayacağını düşündüğünü” söyledi. Anadolu Ajansı’nın (AA) ABD Büyükelçiliği kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Rice, Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının gazeteci ve editörleriyle yaptığı toplantıda, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki PKK üslerinin kökünü kazımak için her şeyi yapacağını söylediğinin belirtilmesi ve bu konuda Türkiye ile ne tür bir diyaloğun sürdüğünün sorulması üzerine, “Türkiye ile çalışmaya hazırız, ancak o sınırda kuvvetli ve tek taraflı bir hareket kimseye yarar sağlamaz” dedi. Rice, Irak topraklarının terörist faaliyetler için kullanılmamasına yönelik Türkiye’ye güvence verilmesi konusunda da bir yükümlülükleri olduğunu anladıklarını belirtti. Bu konuda ilerleme kaydedildiği düşüncesini dile getiren Rice, “Sanırım Türkler sorunun ele alınmasını beklediklerine ve ilerleme umduklarına yönelik bir işaret gönderiyorlar. Ancak daha kuvvetli bir sınır ötesi operasyona girişmenin dezavantajlarını da bildiklerini ve anladıklarını düşünüyorum” diye konuştu. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak içinde oprerasyon düzenlemesinin çözüm olmayacağını ileri sürdü. Günlük basın brifinginde Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyonun sorulması üzerine McCormac, sorunun Türkiye, Irak ve ABD arasında işbirliğiyle çözümlenmesinin üç ülkenin de çıkarına olacağını kaydetti. Frankfurt’ta ‘İşçi Filmleri Festivali’ FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) – Frankfurt İşçi Filmleri Festivali, 1517 Haziran 2007 tarihleri arasında Frankfurt’taki Alman Sendikalar Birliği (DGB) binasında yapılacak. Festival, Türk Halkevi Kültür Sanat Grubu, sendika.org, halkevleri, göçmen dernekleri, vakıflar ve Frankfurt Belediyesi işbirliğiyle düzenlendi. Aralarında ünlü İngiliz yönetmen Ken Loach’un “Bread and Roses” (Ekmek ve Güller) ile Avusturyalı yönetmen Michael Glawogger’in “Workingman’s Death” (İşçinin Ölümü) filmlerinin de bulunduğu festivalde Latin Amerika, Asya, Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye’den kısa ve uzun metrajlı filmlerin yanı sıra belgeseller yer alıyor. Filmlerin temel konusunu, çalışan insanların neoliberalizme karşı direnişleri oluşturuyor. Festivalin açılışı Frankfurt’ta, 15 Haziran 2007’de saat 19’da WillhelmLeuschner Str. 6977 adresindeki “DGBHaus”da yapılacak. Etkinlik çerçevesinde, 16 Haziran 2007 saat 18’de sendikacı Cemal Kıral, DİSK’in kuruluşu ve 40 yıllık mücadelesi hakkında bir konferans verecek. Konferanstan sonra DİSK’in 40’ıncı yıldönümü nedeniyle hazırlanan belgesel gösterilecek. Festivalin son günü olan 17 Haziran’da da neoliberal siyasetlere karşı direnişi anlatan filmler gösterimde olacak. Gerilim! Baştarafı 1.Sayfada lık ve tepki doruğa tırmanmakta, AKP iktidarının edilginliği gerilimi artıran bir etken işlevini görmektedir. Terör tehdidi altında yaşayan ülkede AKP ileTSK arasındaki apaçık uzlaşmazlık, eski deyişle, şayanı hayrettir. Sonuçta Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarı, hiçbir kurum ve kuruluşla uzlaşmaya ve işbirliğine yanaşmadan ülkeyi yönetmeye çabalıyor ve yönetemiyor ya da hedefine kavga sonucunda ulaşabileceğini sanıyor. ? Türkiye’de toplumu saran AKP kaynaklı gerilim 22 Temmuz seçimiyle çözülecek midir? Dileriz ki seçim, terör ve rejim kavgası yüzünden alabildiğine gerilmiş ülkemizde, aklı başında bir siyasal iktidar kurabilecek sonuçları sandığa taşıyabilir. C vrensel bir sözdür: Dünyanın neresinde bir kişi ölmüşse, bir de anne ölmüş demektir! Evlat acısını tarif etmek, dindirmek olanaksız... Tüm Türkiye’ye düşen ateş 3 ilimizde alevlendi: Ankara, İstanbul, Manisa... Artık büyük kentler bir yana, her ilçede hatta ortabüyüklükteki her kasabada bir şehitlik var. Türkiye’nin bütünlüğü, ortak paydaları bir bakıma şehitlerde simgeleşiyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde, hele terörün alçalıp yükseldiği ülkelerde, aileler çocuklarını davulzurna ile askere göndermezler. Türkiye’de gönderiyorlar. Neden? Vatan kavramı, devlet kavramı; milletle, toplumla, ulusla bütünleştiği için. En içten dileğimiz; terör ortamının tümüyle son bulması ve kimsenin burnunun kanamaması. Ancak terör devam ettiği sürece, Türkiye’nin buna boyun eğmeyeceğinin de dosta düşmana gösterilmesi gerekiyor. Teröre karşı toplumsal duyarlılık ne kadar yükselirse, terör o ölçüde hedefsizleşecektir. ??? AKP hükümeti teröre karşı takınması gereken tavır konusunda çırpındıkça batıyor. Hâlâ şu söylemdeler: “Şehit cenazelerini siyasi malzeme yapmayalım... Cenaze törenlerini gösteri yeri haline getirmeyelim... İstismar etmeyelim... Bu törenlere katılanların çoğu provokatör...” Başta vurguladığımız gibi, evlat acısını dindirmek olanaksızdır. Ama acılı insanlar ve acıyı paylaşmak için bir araya gelenler ortaya bir tepki koyuyor. Terörü azdıranları, terörle mücadelede gerekli çabayı harcamayanları açığa çıkarıyor. Sorumlu arıyor ve kendi gözlemleri çerçevesinde sorumluyu ortaya koyuyor. AKP de bundan rahatsız... Çünkü protestolar kendisine yöneliyor. Başlangıçta bu protestoları medya da görmek istemedi. İç sayfalarda “öte yandan” diye duyurdu. Ancak tepkiler yükselince, daha doğrusu gizlenemez hale gelince “haber” değeri taşımaya başladı! AKP’nin terörün yükselişindeki sorumluluğu artık tartışma götürmez bir gerçektir. Başbakan’ın “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” ve “kelle” sözlerinin üzerine, terörle mücadeleyi planlama merkezi olarak Ankara yerine WashingtonErbilBağdat hattını seçmesi bardağı taşırmıştır. AKP, bu noktadan geri dönüş ortamını aramak yerine, konumuna haklılık kazandıracak tutamaklar bulma gayretinde... Kolay gelsin diyoruz! ??? 8 Haziran’daki Genelkurmay bildirisinden sonra çok satışlı medyanın karmaşık hale getirmeye çalıştığı bir durum var: Terörle mücadelede toplumsal duyarlılığın artırılması... Bunun tehlikeli bir çağrı olduğu, çatışmalara neden olabileceği yorumları medyada öne çıkarıldı. Bunda temel etken iktidar ile iktidarın tam ve yarı resmi yayın organları oldu. Bize göre, askerin topluma birlikte mücadele etme çağrısı, siyasi bir iktidarın arayıp da bulamayacağı bir fırsat... Tabii, ülkesi ile nefes alıp veren, devlet benim başkentimden yönetilir diyen bir siyasi iktidardan söz ediyoruz! Zira böyle bir iktidar terörle mücadele için alacağı kararları hem askerle hem toplumla paylaşma, iki kesimden de destek alma fırsatı bulacaktır... Toplumsal duyarlılığı olumsuzlayan koroya ikinci cumhuriyetçiler de hemen katıldılar. Bunu da yadırgamamak gerekiyor. Malum koro hep şu nakaratı söylerdi: Devlet küçültülmeli! Sata sata devlet küçültüldü ama bu kez toplum ayağa kalktı... Şaşkınlar... Hâlâ mitinglerin ruhunu okumaya çalışıyorlar... Anlaşılan yakında şunu önerecekler: Sadece devleti küçültmekle yetinmeyelim, toplumu ve toplumsal bilinci de küçültelim! ankcum?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle