05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 MART 2007 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA C 3 Ulusalcılıkla Faşizmi Karıştıranlar ürkiye karanlık günler yaşıyor. Siyasi ya da şoven cinayetler, vatandaşın mal ve can güvenliğinin sıfıra vurduğu bir ortamda, ölüm kol geziyor. Basın üzerindeki baskıların yoğunlaşacağını gösterir belirtiler artıyor, bu ortamda TSK’nin gazetecileri fişlediği haberinin hemen ardından, siyasal iktidarın da aynı şeyi yaptığı, baskı için elindeki enstrümanları kullandığı, kimilerini işinden, kimilerini köşesinden ettiğini görüyoruz. Yurttaşların arasına etnik kökenleri dolayısıyla ayrılık tohumlarının ekilmesi için girişimler birbirini izliyor. Güneyimizdeki yeni oluşum Türkiye’ye karşı tehditkâr bir üslubu benimsiyor, böyle bir ortamda, PKK’nin sınır ötesinden gördüğü destek, tehlikenin boyutlarını büyütüyor. Gazetemiz Cumhuriyet, sürekli olarak uyarıyor: “Tehlikenin farkında mısınız?” Cumhuriyet’in dikkati çektiği tehlike, bütün bunların üstüne tüy diken, bir anlamda da, ulus devleti baltalayıp zayıflatarak, bütün bunlara neden olan irtica tehlikesidir. Ama her şeyin birbirine karıştığı bir ortamda, tehlikeye dikkati çekenlerin karşılarına, irticayı gözden kaçırmak isteyenler dikiliyorlar ve “Evet tehlikenin farkındayız: Faşizm” sloganını ortaya atıyorlar. Amaçları tehlikeye dikkati çeken ulusalcıların kendilerini bir tehlike olarak göstermeye çalışmak ve asıl tehdidi gözden kaçırtmak. ??? Milliyet gazetesinde yayımlanan bir anket, Türkiye’de, “milliyetçi” duyguların artmakta olduğunu ileri sürüyor. Milliyetçi değil de, şoven ve yabancı düşmanı akımın arttığı görüşünü paylaştığımı söyleyebilirim. Ama burada asıl üzerinde durmamız gereken nokta, “Milliyetçi duyguların artması” deyiminin ne anlama geldiğidir. Eğer tehdit olarak görülen kimi çevrelerin ileri sürdükleri gibi, ulus devletten ve ulus biriminin yaşatılmasından yana olanların etkilerinin artması ile son gelişmelerin böyle bir olay ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Türk ulus devleti ve Türk ulus birimi, ırk, dil, din, çıkar ve coğrafya birliğine dayanan, bir zamanlar Alman Nazizmine dayanak olan Gobineau’cu ulus kavramının üzerine oturmaz. Atatürkçü ulusçulukta, belirleyici öğe, ne ırk, ne dil, ne din esasına dayanır. Atatürkçü ulusçuluk, Ernest Renan’ın 11 Mart 1882’de Sorbonne’da verdiği konferansta temel öğelerini çizdiği, sübjektivist, özgürlükçü, katılımcı ulus kavramına dayanır. Bu kavramın belli başlı öğeleri, varsayılan ortak bir geçmiş, bir arada yaşama ve ortak bir geleceğe hep birlikte ulaşma isteğidir. Irkçılığı da özellikle reddeder, kendini bu toplumdan gören herkesin, din, dil, etnik köken farkı gözetmeksizin, Türk vatandaşlığı ortak paydasında birleşmesini öngören Atatürk’ün ulus kavramı işte bu esasa dayanır. ??? Türk ulusçuluğu ne ırk esasına dayanır, ne de yabancı düşmanlığını içerir, kendisini diğer kavimlerden veya uluslardan daha üstün görme gibi bir eğilimi de yoktur. İmparatorluğu izleyen, Cumhuriyetin uluslaşma süreci, Türkiye’nin Mustafa Kemal’ın çağdaşlaşmanın parlak örneği olarak gördüğü, Batı’nın çağdaş kurumlarını kendi bünyesine hiçbir komplekse kapılmadan, uygulamasını sağlamaya yönelik birçok reformun da yapıldığı bir dönemdir. Hangi dilden, hangi dinden, hangi etnik gruptan olursa olsun, kendisini bu toplumun bireyi hisseden herkesi vatandaşlık çatısı altında birleştiren ve dayanağını, cemaat biriminde değil, vatandaş bireyinde arayan bu görüşün, bugün yükselişte olan, yabancı düşmanı, fanatik çekirdekli kimilerince kasten kavram kargaşası yaratmaya yönelik olarak, “milliyetçi” olarak adlandırılan şovenizmle bir ilişkisi yoktur. Vatandaşı ikinci plana iten, cemaat birimi üzerine inşa edilmeye çalışılan, tarikatları içeren, Atatürkçü ulus devlet kavramına tümüyle ters düşen Türk – İslam sentezci, dinciliğin ırkçılık ile kol kola girdiği, yabancı düşmanı bu akımın, Atatürkçü ulusçulukla uzaktan yakından bir ilişkisi olmadığının kanıtı, Milliyet’in anketine katılanlar arasında AKP’nin en milliyetçi parti sıralamasında birinci çıkmasıdır. Kendine lider olarak, popülist Erdoğan’ı seçen bu eğilimin ulusalcılıkla, Atatürkçü ulus kavramıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Bu şoven akım, 12 Eylül’de resmi tez haline getirilip güçlendirilmiş, Türk – İslam sentezinin bir ürünüdür ve gerçekten karşı karşıya bulunduğumuz tehlikenin bir parçasıdır. AKP’nin Milliyetçiliği... urdur, Isparta, Manisa, Antalya, Denizli, Afyon, Balıkesir ve Kütahya gibi kentler hem tarikatçıların hem de Türkİslam Sentezi’ne dayalı “Milliyetçi Mukaddesatçı”ların yoğun olduğu yörelerdir... 2002 seçimlerinde DSP, ANAP, DYP ve SP’nin yüzde 10’luk barajı geçememesi, CHP’den çok AKP’nin işine yaradı... Acaba bu yörelerde son durum nasıl? Kamuoyu anketleri gerçeği yansıtıyor mu? Çanakkale’den başlayıp Fethiye’ye doğru indiğinizde, son yerel seçimlerde belediye başkanlıklarını CHP kazandı... Çanakkale, İzmir, Muğla, Akçay, Güre, Zeytinli, Burhaniye, Ayvalık, Foça, Dikili, Çeşme, Alaçatı, Didim, Bodrum, Marmaris’i sosyal demokratlar aldı... Bakırçay’dan Söke Ovası’na; Gediz Ovası’ndan Menderes Ovası’na dek Ege önemli bir üretim merkezi... Pamuktan üzüme; narenciyeden tütüne, yaş meyve ve sebzeye dek her çeşit ürün üretiliyor... Daha önce yazdım... Bölgede milliyetçilik ivme kazanıyor... Bu durum salt Ege’de değil, İç Anadolu’da da kendini gösteriyor. Konya’dan Nevşehir’e; Niğde’den Karaman’a; Yozgat’tan Çorum’a kadar uzanan coğrafyada “milliyetçiliğin yükselmesi” AKP’yi harekete geçirdi... Ocak ayı başında Kayseri’deydim... Kayseri’nin tüm caddelerindeki bilboardlarda Recep Tayyip Erdoğan afişleri vardı: “Kurban olam ayına yıldızına!” Aynı afişleri Çorum, Çankırı, Nevşehir ve İstanbul’da görmüştüm... Oysa, “Kurban olam ayına yıldızına” afişleri nedense başta Diyarbakır, Batman olmak üzere Güneydoğu kentlerinde yoktu... AKP içinde çok sayıda Kürt milliyetçisi milletvekillerini “incitmemek” için mi bu afişleri asmamışlardı, bilemiyorum... Ege’de dinlediğim “siyaset uzmanları” köylüler her şeyin farkında! İlginç şeyler anlattılar. Milli Görüşçüler 34 aydır birden “MilliyetçiMukaddesatçı” bayrağını ellerine almışlar, ABD’ye ve AB’ye saldırıyorlarmış köylerde... ??? Bursa’da, Karacabey’de, Mustafakemalpaşa’da, Susurluk’ta, Akhisar’da onlarca kişiyle konuştum... Üreticiyle, esnafla, memurla, işçiyle... Bir kişi demedi ki “AKP’den memnunum, geçim derdim yok, ürünüm para ediyor” diye... Peki kamuoyu anketlerinde neden hâlâ AKP birinci parti, en milliyetçi lider Tayyip Bey?.. Anket yapan şirketlerin “elemanları” kimlerle konuşuyor, gerçekten çok merak ediyorum... Marmaris ve Ege’deki Nakşiler, Fethullahçılar, Süleymancılar elbet, AKP’yi desteklemeyi sürdürüyorlar. Ancak “Milli Görüş” tabanı AKP’ye eskisi gibi yakın gözükmüyor. Özellikle üretici kesimde bu durum çok rahat gözleniyor. Açık açık yazıyorum şimdi... 2002 seçimlerinde DSP’den, ANAP’tan, DYP’den, MHP’den ve Saadet’ten AKP’ye giden oylar geriye dönmeye başlamış bile... Şunu da hemen belirteyim. Cem Uzan’ın Genç Parti’si özellikle kırsal kesimde adından söz ettiriyor... Türkiye’yi Arap şeyhlerinin şirketlerine teslim eden, ihaleleri onlara veren AKP’yi zor günler bekliyor gördüğüm kadarıyla... Çünkü salt üretici, esnaf, memur, işçi değil, ihracatın lokomotifi olan Bursa, İzmir, Denizli gibi kentlerdeki işadamları ve sanayiciler de sıkıntılı... Esnaf, üretici, memur, işçi konuşuyor ama işadamı, sanayici, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan korktuğu için konuşmuyor... O nedenle Marmara ve Ege’de AKP’nin durumu kamuoyu yoklamalarındaki gibi “olumlu” değil. AKP yöneticileri de bunun farkında. Şişirilmiş kamuoyu yoklamalarıyla AKP rüzgârı estiriliyor. Tarikatçı yapılanmaya gelince... Denizli’de Süleymancılar, Afyon’da, Kütahya’da Nakşiler ve Fethullahçılar okulları, yurtları ve hastaneleriyle dimdik ayaktalar... Tarikatçılar Ege’de para basıyor!.. Milli Eğitim kontrollerinde... Öğretmen atamalarında her dediklerini Bakan Hüseyin Çelik yerine getiriyor... İzmir’de bir Kültür Müdürü var. Adı Metin Atsal. Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde kıyım yaptı. Cuma günleri Kültür Müdürlüğü koridorlarında elinde havlu, takunyayla dolaştığı öne sürülüyor. Kimdir Metin Atsal? Kültür Bakanı Atilla Koç’un bir numaralı adamı ve tarikatçı. Aydın’da Kültür Müdürlüğü görevindeyken müze gelirlerine usulsüz biçimde el koyduğu gerekçesiyle soruşturma geçirdi ve cezalandırıldı. Ceza siciline işlendiği için yöneticilik yapmaması gerekiyordu ama İzmir’e gönderilerek ödüllendirildi. ??? Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde bir vahşetin izlerini aradım... 1 Haziran 2006’da maden ocağında 17 kişi ölmüştü. Bu yıl da 3 maden işçisi öldü. Maden alanı Erhan Ortaköylü’nün. Ortaköylü, madenin işletmesini Özçevre Mühendislik’e taşeron yapmış. Madende bin işçi çalışıyor... Ne iş sağlığı, ne iş güvenceleri bulunuyor... Maden işçileri ölümle karşı karşıya. Her an grizu patlaması olabilir. T B YAHU, BİZ AMERİKA’YA AİT DEĞİL MİYDİK?.. Isınma tüccarı yaktı... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası (ATO), küresel ısınma ve mevsim normallerinin üstünde seyreden hava sıcaklığının Türkiye’de sektörlerin birçoğunda satışların düşmesine neden olduğunu bildirdi. ÜRKİYE EN SICAK KIŞINI YAŞADI ATO Başkanı Sinan Aygün, hükümet nezdinde küresel ısınmaya ve etkilerine yönelik hiçbir ciddi çalışmanın yapılmadığına işaret ederek “Yarın, suyu ve enerjiyi daha az kullanmak için ‘Suya ve elektriğe zam yapalım’ diyecekler. Mesaiyi erkene alıp, okul çağındaki çocukların sabahları anne babalarını işe uğurlamalarına yol açacak parlak fikirlerden başka, rasyonel, uygulanabilir ve bilimsel geçerliği olan hiçbir ciddi önlem konu T şulmuyor’’ değerlendirmesinde bulundu. Ankara Ticaret Odası’nın 63 meslek komitesi raporlarından yola çıkarak hazırladığı “Küresel Isınmanın Sektörlere Etkisi’’ konulu çalışma, Türkiye’nin en sıcak kışlarından birini yaşadığı 2006 yılı ile en sıcak yazlarından birini yaşayacağı 2007 yılında iklim değişikliğinin sektörler üzerinde yaptığı ve yapması beklenen etkilerini ortaya koydu. Çalışmaya göre küresel ısınma nedeniyle kış mevsiminde sıcak giden havalar, ilk olarak tekstil ve hazır giyim sektörünü etkiledi. Palto, kaban, kazak satışları yüzde 70 oranında geriledi. Kar yağmaması yüzünden kaşkol, şapka, eldiven ve şemsiyeler de satılamayıp elde kaldı. Küresel ısınmadan çizme ve bot türü kışlık ayakkabı üreticileri ile satıcıları da nasibini aldı. Isındıkça ısınan sektörler üresel ısınma, bazı K sektörlerin de yüzünü güldürdü. Mevsim normallerinin üzerinde sıcaklığın görüldüğü kış ayları, bazı sektörlerde işlerin artmasına yol açtı. Bu sektörler ise şöyle: ? Gözlükçüler: Güneş gözlüğünü erkenden satın alan vatandaşlar, bu kış satışların yüzde 20 artmasına yol açtı. m Boya satıcıları: Havaların güzel gitmesi, boyabadana işlerinin kışın da sürmesine yol açtı. Bu kış boya satışları yüzde 15 oranında arttı. ? Saraciye imalatçıları: Kış aylarında gerileyen bavul, çanta, cüzdan, kemer satışları sıcak havalar nedeniyle bu yıl düşüş göstermedi. Geçen kışa oranla yüzde 1020 oranında satış ve buna bağlı olarak da üretim arttı. ? Keresteciler: Havaların normalden sıcak seyretmesi, kerestecilerin kış aylarında durma noktasına gelen işlerini az da olsa hareketlendirdi. ? Vatandaşın Yakıt Gideri: Doğalgaz tüketiminin en çok arttığı kış döneminde normalde günlük ortalama 135 milyon metreküp doğalgaz tüketilirken bu yıl tüketim günlük ortalama 114115 milyon metreküp seviyesine geriledi Cumhuriyet reklamına ödül Haber Merkezi Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Effie Reklam Etkinliği Ödülleri Yarışması sonuçlandı. Gazetemiz ve reklam ajansımız Concept, medya kategorisinde tek ödül olan gümüş Effie sahibi oldu. AGB Nielsen, Akbank, Arçelik, CocaCola, Danone, Garanti, GFK, KMG, P&G, Sütaş, Turkcell, Unilever’in desteğinde Hyatt Regency Oteli’nde düzenlenen Effie 2007’nin ödülleri törenle sahiplerini buldu. 17 kategori ve yarışmaya bu yıl ilave olan 4 özel kategoride, toplam 34 kampanyanın Effie almaya hak kazandığı gecede, gazetemiz adına ödülü Cumhuriyet Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden aldı. Reklamverenler Derneği Başkanı Hakan Uyanık ve Reklamcılar Derneği Başkanı Cem Topçuoğlu, Effie’nin sektöre katma değerlerini aktardıkları birer konuşma yaptılar. Effie’ye bu yıl 99 kampanya başvurdu. Kampanyalar, reklamın hedeflere ulaşmadaki katkısı ve pazarlamadaki öncüyol açıcı tavrı temelinde değerlendirildi. renkli ilan EFFIE NEDİR? American Marketing Association’ın (AMA) bilgi birikimiyle düzenlenen Effie Türkiye Reklam Etkinliği Yarışması, ticari etkinliği yüksek, sonuç getiren kampanyaları seçerek ödüllendiriyor. Ajans ve reklamverenin ortak katkısıyla geliştirilen, markanın değerini artıran ve ticari performansını pekiştiren, başarılı iletişim çözümleri içeren kampanyalar Effie’ye katılabiliyor. asirmen?cumhuriyet.com.tr hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle