Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Sürecin başlangıç noktası 24 Ocak kararlarının yürürlüğe konması ve 1961 Anayasası’nın tasfiyesidir C B dizi 5 EKİM 2007 CUMA AKP bir Amerikan projesi u yazı dizisi, AKP’nin nasıl ortaya çıktığını anlatıyor. ABD’nin Ilımlı İslam Projesi ile AKP arasındaki bağlar yazıda ortaya konuyor. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) içinde İslamcı yapılanmanın önemi ile birlikte AKP’nin projedeki misyonu sorgulanıyor. Türkiye’de sisteme İslamcı yapılanmanın egemen olmasını isteyen ABD ve ortaklarının nasıl bir Türkiye öngördükleri de araştırılan konular arasında. Türkiye’deki oligarşinin içine şeriatçı güçlerin dahil edilmek istenmesinin arkasındaki nedenler sorgulanıyor. Soğuk savaş biterken Ortadoğu’ya yeni bir şekil vermek isteyen ABD ve AB’nin Türkiye’de işbirliği yaptığı çevreler dizide ele alındı. Cumhuriyetin değerlerine ve ülkenin bütünlüğüne yönelik olarak karşı karşıya bulunduğumuz tehdit karşısında AKP’nin misyonu yazı dizisinin esasını meydana getiriyor. AKP öncesinde ABD’nin Türkiye’de karşı karşıya kaldığı sorunlar da değerlendirildi. Çünkü bu sorunlar AKP’nin ortaya çıkarılmasını ABD için zorunlu hale getirmiştir. İLK İLİŞKİLER ABRAMOWİTZ’LE KURULDU G İ R İ Ş Sermayeköktendinci koalisyonu irinci Körfez Krizi’nde (1990) ABD Türkiye’de beklemediği olaylarla karşılaştı. Turgut Özal, Körfez Krizi’nde ABD’nin Ortadoğu ve Irak planına ‘evet’ dedi. Bir verip beş alacağız gerekçesiyle Amerika’nın emrinde Irak’ın işgal planına razı oldu. Ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, ‘hayır’ diyerek istifa etti. 1 Mart 2003’te olduğu gibi, ABD’nin ve İngiltere’nin planları altüst oldu. ABD (ve İngiltere) “Türkiye’nin askersiz işgalini” B planı olarak devreye soktu. Türkiye, AB süreci üzerinden denetim altına alınacaktı. 1989’da tam üyelik başvurusu AB tarafından reddedilen Türkiye’nin, dış ticaret politikaları AB’ye devrettirilecek ve dünya ile bütün iktisadi ilişkileri ipotek altına alınacaktı. ABD ve AB’nin bu ortak politikalarını Başbakan Turgut Özal ile konuşmuş ve tartışmış bir insan olarak tüm gelişmeleri yaşadım ve bunları yazdım. (2) Başbakanın, yanındaki bürokratik çevre ve büyük sermaye bunu ABD ve İngiltere ile birlikte yürütmüşlerdir. Bu ifade ‘çok iddialı’ bulunabilir. Ancak maalesef doğrudur. Bunun belgeleri adı geçen kitapta bir bir gösterildi. B nun adını illa liderlik koymayın. UYGUN OLTA, UYGUN YEM Erdoğan, RP’nin İstanbul Belediye Başkanı. Ancak bundan ibaret değil. Pazar günü yapılan RP Kongresi’nin Divan Başkanlığı koltuğunda oturuyordu. Daha da önemlisi kongrede Erbakan takıyye konuşması yaparken RP adına RP’nin gerçek niyetlerini ortaya koyan konuşmayı Erdoğan yaptı. Erbakan, tecridi kırmak için topluma seslenme rolünü üstüne almıştı. Şeriatın savaş bildirgesi ise Erdoğan’ın ağzından okundu. Erdoğan için ‘Erbakan’ın veliahtı’ değerlendirmesi öteden beri yapılır. Nitekim kongredeki rolü ve tutumu, söz konusu değerlendirmeleri fazlasıyla doğruladı. Basın önündeki yalanlamalarına rağmen Erdoğan, Erbakan sonrasının liderliğine hazırlandığını bütün davranışlarıyla ortaya koyuyor. Temmuz 2007 seçimlerinde AKP yüzde 46.6 oy oranı ile iktidara geldi. 2 Kasım 2002’deki başarıya bir yenisi daha eklendi. AKP bu noktaya nasıl gelmişti? 22 Temmuz 2007 seçimlerine kadar yürütülen arka planda neler vardı? AKP nasıl bir iktisadi, sosyal ve siyasal kimliğe sahiptir? AKP ile ABD arasındaki stratejik bağlar nelerdir? AKP’nin ABD ve AB ile karşılıklı çıkarları ve ileriye yönelik beklentileri neleri içeriyor? AKP Türkiye’de nasıl bir yeniden yapılanma gerçekleştirmeye çalışıyor? Amaçlanan yeniden yapılanma ile ABD ve AB’nin beklentileri arasında ne gibi örtüşmeler bulunmaktadır? Bu ortak beklenti ve örtüşmeler Kemalist görüşler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerleri ile nasıl ve neden çatışmaktadır? Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğüne ve kuruluş felsefesine karşı AKP ile ABD ve AB arasında oluşturulan ‘stratejik işbirliği’nin özellikleri nelerdir? AKP için nasıl bir misyon öngörülmüş bulunuyor? Bu misyonun ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ ile bağları nelerdir? AKP iktidarının Washington ve Brüksel ile yürütmekte olduğu misyon, Türkiye’de siyasi, iktisadi, sosyal ve güvenlik alanlarında ne gibi sonuçlar doğurmaktadır ve doğuracaktır? 22 12 Eylül 1980 darbesi sermayenin egemenliği yanında “İslamcı kimliğin sisteme etkisini derinleştirecek” uygulamaların da yolunu açtı. “Biz Atatürkçüyüz” diyen “protokol Atatürkçüsü generaller” Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin zeminini çürütecek uygulamalara başladılar. Turgut Özal’ın 24 Ocak 1980 kararları ile başlattığı kapitalist süreç, sosyal ve dini boyutlarıyla da derinleştiriliyordu. 1980’li yıllarda “sermaye oligarşisini öne çıkararak” başlatılan sivil ve askeri darbeler 1990’lı yıllarda “dinci oligarşinin” sermayeye ortak edilmesiyle sürdürülecekti. A LTI YIL ÖNCEYE DAYANAN İLİŞKİ Kenan Evren Kenan Evren 1980 darbesi Amerika’nın askeri bürokrasideki etkili generallere yaptırdığı bir operasyon olarak dikkat çekti. şehir Alüminyum Tesisleri ve yeni birçok girişim doğdu. Türkiye dünyanın en stratejik enerji bölgesinde Batı kapitalizminin öngördüğü (dayatmak istediği) arka bahçe özelliklerinin dışına çıkıyordu. Üstelik 1960’ların ikinci yarısı ve 1970’li yılların başlarında “üçüncü dünya ülkeleri” Hindistan, Yugoslavya ve Mısır gibi ülkelerin önderliğinde alternatif bir küresel odak olmaya başladılar. Tam bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD (ve Batı) dayatmalarını reddeden bir kimlikte iktisadi ve sosyal politikalara yönelmesi hem Batı’yı hem de Türkiye içindeki oligarşiyi rahatsız etti. Bürokratik oligarşi, Amerikancı generallerin önderliğinde 12 Mart 1971 operasyonunu yaptılar. Bu operasyon 1961 Anayasası’nın getirdiği ulusalcı ve sosyal gelişmelere karşı ABD’nin karşı operasyonu idi. 19711980 arasında ABD, Türkiye’de sağsol çatışmalarını planlayıp kaos ortamı yarattı. Sağsol çatışmasının arkasında ABD vardı. Bu gerçek daha sonra belgeleriyle kanıtlanmıştır. 24 Ocak 1980 iktisadi kararları, 1978 yılında ABD’nin planladığı (ve önerdiği) Washington uzlaşmasının dünyadaki ilk uygulamasını oluşturur. (1) İşin başında Turgut Özal bulunuyordu. 24 Ocak iktisadi kararlarının ABD’nin istediği biçimde yürütülmesi için 1961 Anayasası’nın tasfiye edilmesi ve yeni bir anayasa hazırlanması gerekiyordu. 12 Eylül 1980 darbesi Amerika’nın askeri bürokrasideki etkili generallere yaptırdığı bir operasyondur. Darbeci generaller iktisadi yönetimin başına yine Turgut Özal’ı getirdiler ve sermaye ve şeriat partilerinin yolunu açacak 1982 Anayasası’nı hazırladılar. Bu anayasa sosyal örgütlenmeleri sınırlıyordu. Devlet Planlama Teşkilatı’nın etkilerini yavaş yavaş ortadan kaldıracak adımları atıyordu. 1961 Anayasası’nın öngördüğü sosyal devlet yerine artık “piyasanın öngörüleri” öne çıkarılıyordu. ABD, 24 Ocak 1980 Kararları (Washington Uzlaşması) ve 12 Eylül 1980 Amerikancı generaller darbesi ile “sermayenin siyasetteki etki ve önderliğini” iç politikaya yerleştiriyordu. ANAP bir sermaye partisiydi; “sermayenin sistem (ve Cumhuriyet) üzerindeki egemenliğini öngörüyordu.” Ancak 12 Eylül 1980 darbesi sermayenin egemenliği yanında “İslamcı kimliğin sisteme etkisini derinleştirecek” uygulamaların da yolunu açtı. “Biz Atatürkçüyüz” diyen “protokol Atatürkçüsü generaller” Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin zeminini çürütecek uygulamalara başladılar. Turgut Özal’ın 24 Ocak 1980 kararları ile başlattığı kapitalist süreç, sosyal ve dini boyutlarıyla da derinleştiriliyordu. 1980’li yıllarda “sermaye oligarşisini öne çıkararak” başlatılan sivil ve askeri darbeler 1990’lı yıllarda “dinci oligarşinin” sermayeye ortak edilmesiyle sürdürülecekti. Ancak 1990’lı yıllarda İslamcı siyasetin 1982 Anayasası doğrultusunda ortaya çıkışı, “başlangıçta Amerika’nın istediği biçimde gelişmedi.” İslamcı partide “Antiamerikancı damar” çok etkiliydi. (1) ‘Hayatım Avrupa: Gümrük Birliğinden AB’ye’ sayfa 161 Truva Yay. 2006. S ERMAYE PARTİLERİNDEN İSLAMCI PARTİLERE GEÇİŞ ABD ve Avrupa, Batı kapitalizminin liderleri olarak Türkiye’de “merkez, sağ ve liberal partileri” desteklemişlerdi. Eşyanın tabiatı gereği bu çok doğaldır. Türkiye’yi Batı kapitalizminin denetimi ve güdümü altında tutmak için böyle bir zeminin (altyapının) bulunması, Batı’nın çıkarları ve öngördüğü bölgesel dengeler açısından önemliydi. Ekonomik yapının serbest piyasa düzeni içerisinde ve Batı şirketlerinin Türkiye’ye rahatça girişine uygun olması, ulusal politikalar yerine dışa açık ve Batı’nın kurduğu IMF ve Dünya Bankası gibi kurumların denetimine uygun olması önemliydi. İç politikanın sermaye, toprak ağası ve Batı’nın denetimindeki bürokrasinin şemsiyesi altına alınması gerekmişti. Batı’nın gerektiğinde kontrol edebileceği İslami öğeler, yani mezhepler, tarikatlar ve cemaatler varlıklarını sürdürmeliydi. Türkiye, Demokrat Parti’nin 1950’de iktidara gelmesiyle ABD’nin ve Batı Avrupa’nın istediği biçimde yönlendirilmeye başladı. İç siyasi sistemde bürokrasinin yerini yavaş yavaş sermaye çevreleri, toprak ağaları ve İslami çevreler almaya başladı. Türkiye’nin NATO’ya sokulması ile birlikte iktisadi ve sosyal devşirmenin yanına askeri devşirme de yavaş yavaş eklendi. 27 Mayıs 1960 hareketinin arkasından 1961 Anayasası’nın getirilişi ABD (ve Batı) için tam bir şok oldu. Türkiye’de piyasa ekonomisi yerine sosyal devlete ve karma ekonomik yapıya yönelik iktisadi, siyasi ve sosyal devrimler Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi görülmeye başladı. Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) öngörüleri doğrultusunda iktisadi ve sosyal yapılanmalar ortaya çıktı. ABD ve Batı Avrupa devletlerinin vermediği kredi ve teknoloji, Sovyetler Birliği tarafından sağlanıyordu. Aliağa Rafinerileri ve PetroKimya Entegre Tesisleri, İskenderun DemirÇelik Entegre Tesisleri, Seydi Ocak 1980 iktisadi kararları, 1978 yılında ABD’nin planladığı (ve önerdiği) Washington uzlaşmasının dünyadaki ilk uygulamasını oluşturur. İşin başında Turgut Özal bulunuyordu. 24 Ocak iktisadi kararlarının ABD’nin istediği biçimde yürütülmesi için 1961 Anayasası’nın tasfiye edilmesi ve yeni bir anayasa hazırlanması gerekiyordu. 24 Amerika, oltayı atacağı adamı ve oltaya takacağı yemi özenle seçiyor. Bu olta yeni atılmış da değil. Abramowitz daha Ankara’da ABD büyükelçisi iken Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkiye geçti. Erdoğan o zaman, RP Beyoğlu İlçe Başkanı idi. Kasımpaşa’da BRAMOWİTZ’İN bir vakıftaki tanışma toplantısında, ERDOĞAN İLE İLK TEMASI dönemin RP İstanbul İl Yönetimi’nden bir yetkili de vardı. BuluşmaTürk kamuoyu Tayyip Erdoğan’ı yı ayarlayan RP’nin dışa açılma kapıhiç tanımazken Amerika’nın eski Ansı işlevi gören “solcu” bir gazeteciykara Büyükelçisi Morton Abramodi. Şimdi ikinci cumhuriyetçilerin şewitz onu tanıyordu. İlk temas Kasımriatçı kanadının önde gelenlerinden paşa’da özel bir vakıfta olmuştu. İsMetin Metiner de bu ilişkinin kurullamcı bir partide yükselme eğilimi masında rol aldı. RP ile arası açık olan olan ve kişisel olarak Ortadoğu’daki Metiner, bu görüşmelerin ardından İslamcı çevrelerle çok genç yaşta göTayyip Erdoğan ile birlikte toplantırülmeye başlayan insan, CIA Ortadolara katılmaya başladı. ğu istasyon şefinin de dikkatinden kaAbramowitz ile Erdoğan bu tanışçamazdı. (3) Daha sonraları iyice sivmadan sonra birçok kez kamuoyunrilen Metin Metiner’in bu toplantıda dan gizli olarak bir araya geldiler. Erbulunması işi daha da ilginç hale gedoğan belediye tiriyor. başkanı seçildikAşağıda, 20 Ekim ten önce ve sonra 1996’da Aydınlık’ta Büyükşehir Beleyayımlanan haber yer diyesi’nin Floralıyor: ya’daki lokalindeAbramowitz geçen ki buluşmaların tasalı günü Erdoğan ile nıkları da var. Ermakamında görüştü. doğan hızla yükseErdoğan basına, Ablerek İstanbul Beramowitz’in sıcak ve lediye Başkanı ololumlu bir mesaj gedu. Başkan oluşutirdiğini söyledi. Menun ilk aylarında sajı kendi adına değil Tayyip Erdoğan ile partisi adına aldığını tesadüfen bir yeözellikle vurguladı. mekte yan yana Abramowitz ile Eroturduk ve sohbet doğan arasında bir ettik. 1994 yılında AmerikaRP görüşJapon büyükelçimesi yapılmış, Abrasinden bir yemek mowitz bir mesaj gedaveti geldi; İstantirmişti. Erdoğan mebul’da 56 kişinin sajın ne olduğunu Morton Abramowitz davetli olduğu bir açıklamaktan kaçınıyemekti. Benim yordu. Öte yandan orada bulunuşum, gizlilik, mesajın önemini artırıyordu. TürkJapon ve TürkiyeAsya ekonoAydınlık AbramowitzErdoğan gömik ilişkileri üzerine o günlerde verrüşmesinin içeriğini, gizlenen mesajı diğim bir konferans yüzündendi. öğrendi. ErdoğanAbramowitz dostYavuz Canevi gibi iki üç kişi daha luğunun geçmişini çıkardı. vardı. Tayyip Erdoğan yuvarlak masada yanıma düşmüştü. ŞTE AMERİKA’NIN MESAJI Konuşmuş olmak için “Tayyip Bey, partinizdeki şu Şevki Yılmaz denen insanı neden partiden ihraç etmiyorAydınlık’ın RP’ye yakın kaynaklarsunuz, adam Atatürk’e sövüp sayıdan edindiği bilgilere göre Abramoyor, partinizin prestijini bozmuyor witz ile Erdoğan arasındaki konuşmu?” dedim. Ben kendisinden “Homanın mesaj içeren bölümü şöyle: cam tabii ki çok haklısınız” türünAbramowitz Siz İstanbul Büyükden bir karşılık beklerken hayretler şehir Belediyesi’nde bu kadar başarıiçinde kaldığım bir karşılık geliyor. lara imza attınız. Bundan sonra artık Tayyip Erdoğan bana “Şevki Yılkendinizi Türkiye çapında bir insan maz’ın kendileri için ne kadar önemolarak tanıtmanın yollarını bulmalıli bir insan olduğunu, onları hiçbir sınız. zaman feda edemeyeceklerini” heyeTayyip Erdoğan Ben herhangi bir canlı ve biraz da sinirli bir biçimde mücadelenin, veliahtlık, başkanlık yasöylüyor. rışının içine girmek istemiyorum. Gerçek kimliğini kendisinden görBöyle bir niyetim yok. düğüm Tayyip Erdoğan ile ilk ve son Abramowitz Biz niyetiniz olsun temasım bu oldu. diye söylemiyoruz. Bu sizin ülkenizin yararınadır. İstanbul Ortadoğu’nun (2) ‘Askeri Darbeden Sivil Darbebaşkentidir. Siz burayı yönetip yıldıye’ Truva, 2006. zınızı parlatabildiğinize göre, Türki(3) ‘Aydınlık’, 20 Ekim 1996. ye için de çok şey yapabilirsiniz. Bu A İ S Ü R E C E K