07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 OCAK 2007 CUMA haberler Orhan Pamuk kimden intikam aldı? Miyase İLKNUR rhan Pamuk’un Radikal’deki bir günlük genel yayın yönetmenliği macerasından geriye kin ve tepki dolu bir gazete sayfası kaldı. Pamuk, pazar günü hazırladığı Radikal’in birinci sayfasında 56 yıl önce Nâzım Hikmet aleyhine yayımlanmış bir habere yer vererek düşünce özgürlüğünü savunma adına Cumhuriyet’e de saldırmayı yeğledi. C 5 O M UMHURİYET’İN HAKÇA ÖLÇÜTLERİ Pamuk’un bu tavrı medyada nedense “Pamuk Cumhuriyet’ten intikamını aldı” şeklinde yorumlandı. Söz konusu yorumlara göre, Cumhuriyet, Orhan Pamuk’un bu yıl kazandığı Nobel Ödülü’nü görmezden gelmişti. Oysa Nobel Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verildiğinin açıklandığı günün ertesinde, yani 13 Ekim 2006 tarihli Cumhuriyet gazetesinde haber birinci sayfanın sağ üst köşesinde resimli ve geniş bir şekilde kullanılmıştı. Pamuk’un Nobel Ödülü’nü aldığı haberi, “Büyük ödül ilk kez bir Türk yazarının” üst başlığı altında iri puntolarla “Orhan Pamuk Nobel’i aldı” denilerek hak ettiği ölçüde duyurulmuştu. C edyadaki yorumlara göre, Cumhuriyet, Orhan Pamuk’un bu yıl kazandığı Nobel Ödülü’nü görmezden gelmişti. Oysa Nobel Ödülü’nün Pamuk’a verildiğinin açıklandığı günün ertesinde, yani 13 Ekim 2006 tarihli Cumhuriyet gazetesinde haber birinci sayfanın sağ üst köşesinde resimli ve geniş bir şekilde kullanılmıştı. P amuk’un Nobel Ödülü’nü aldığı haberi,“Büyük ödül ilk kez bir Türk yazarının” üst başlığı altında “Orhan Pamuk Nobel’i aldı” denilerek duyurulmuştu. İsveç’teki ödül törenini ise Cumhuriyet’in kültürsanat alanındaki en yetkin yazarlarından Zeynep Oral izlemiş ve tören 11 Aralık tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında “İsveç’te görkemli tören” başlığıyla verilmişti. konusunda da aynı tavrı takındı. Nitekim 1951 Haziran ve Temmuz’unda yayımlanan diğer gazeteler gibi Hürriyet gazetesinde de Nâzım Hikmet’ten “küstah!” diye söz ediliyor ve şairin “kızıllığını sürdürdüğü” belirtiliyordu. Arşivler taranacak olursa Tan Matbaası baskınından 67 Eylül olaylarına, darbe dönemlerinden, siyasi idamlara kadar Türk basınının iyi bir sınav vermediği görülür. Bugünkü değer yargıları, temel hak ve özgürlükler anlayışıyla geçmişi yargılamak kolaycı olduğu kadar yanlış bir değerlendirmedir. ÂZIM’A AF KAMPANYASINDA NADİR NADİ’NİN İMZASI VAR Nâzım Hikmet’in 28 yıl 4 aya mahkum edilmesinden sonra başlatılan af kampanyasına sağ’dan sol’a, sanatçıdan politikacıya çok sayıda insan imza atmıştı. Ayşe Baştımar ve Münevver Berk’ìn, Ankara ve İstanbul’da iki koldan yürüttükleri kampanyaya imzalarıyla katılanlar arasında Cumhuriyet gazetesinin başyazarı Nadir Nadi de bulunuyordu. Nâzım’a af isteyen İstanbul cephesinde bulunan isimlerden bazıları şunlar: N KAMPANYANIN İSTANBUL CEPHESİ 1 A. Adnan Adıvar (İstanbul bağımsız milletvekili), 2 H. Edip Adıvar (Ed.F.Ord.Prof.), 3 İ. Hikmet Ertaylan (Ed.F.Ord.Prof.), 4 Nadir Nadi (Cumhuriyet gazetesi başyazarı), 5 Mazhar Osman Usman (Tıp F.Ord.Prof.), 6 A. Hamdi Tanpınar (Ed.F.Prof.), 7 Vâlâ Nureddin (Akşam gazetesi yazarı), 8 Avni İnsel (Yazar, çevirmen, kitabevi sahibi), 9 Besim Darkot (Ed.F.Prof.), 10 Vehbi Eralp (Ed.F.Prof.), 11 Sıddık Sami Onar (Huk.F.Ord.Prof.), 12 M. Ali Aybar (Doç., yazar), 13 Mukbil Gündoğan (Tek.Ü.Prof. ve Mimarlık F. Dekanı), 14 Yaşar Nabi (Yazar, çevirmen, şair, Varlık Yayınları sahibi), 15 M. Zekeriya Sertel (Yazar, eski Tan gazetesi başyazarı, dergici), 16 Nihal Karamağaralı (Yazar, Akşam gazetesinden), 17 Enis Tahsin Til (Gazeteci, yazar, Akşam gazetesi sekreterlerinden), 18 Sadettin Gökçepınar (Akşam gazetesi muhabiri),19Remzi Tozanoğlu (Akşam gazetesi adliyepolis muhabiri), 20 Kazım Şinasi Dersan (Akşam gazetesi sahiplerinden, idareci), 21 Arif Derebeyoğlu (Akşam gazetesi mensuplarından), 22Ömer Rıza Doğrul (Cumhuriyet gazetesi dış politika yazarı, Kuran mütercimi, Selamet adlı haftalık dini dergi kurucu ve yazarı), 23 Ahmet Emin Yalman (Vatan gazetesi başyazarı ve sahibi), 24 Ercüment Behzat Lav (Şair, İst. Şehir Tiyatrosu sanatçısı). BURUK SEVİNÇ KRİTERİ İsveç’teki ödül törenini ise Cumhuriyet’in kültürsanat alanındaki en yetkin yazarlarından Zeynep Oral bizzat izlemiş ve tören, 11 Aralık tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında “İsveç’te görkemli tören” başlığıyla göbekten verilmişti. Ayrıca, Nilgün Cerrahoğlu, Erdal Atabek, Ahmet Cemal, Deniz Kavukçuoğlu ve Sunay Akın gibi yazarlar da köşelerinde Orhan Pamuk’un Nobel Ödülü’nü alışını yorumlamıştı. Köşe yazılarında diğer gazetelerde olduğu gibi Cumhuriyet’e de lehte ve aleyhte yazanlar vardı. Bu da Orhan Pamuk’un “çok değer verdiği düşünce özgürlüğü”nün gereği sayılmalıydı. Nitekim Doğan Medya Grubu’nda çalışan birçok yazar da, Orhan Pamuk’un aldığı ödülden duyduğu kıvancı dile getirirken görüşleri ve açıklamaları nedeniyle “buruk bir sevinç yaşadıklarını” defalarca belirtmişlerdi. Cumhuriyet, bazı gazetelerin ve köşe yazarlarının öne sürdüğü gibi, ne Orhan Pamuk’u ne de aldığı ödülü görmezden gelmişti, olaya hakkını vermişti. Ayrıca Orhan Pamuk’un yazın alanında ilk adını duyurduğu günden beri gerek Cumhuriyet gazetesinde sık sık söyleşileri yayımlandı, gerek kitaplarının tanıtımına geniş yer verildi. Gazetenin ekleri olan Cumhuriyet Kitap ve Pazar Dergi’de de defalarca kapak olan Orhan Pamuk’un bizzat kendisi de 12 Nisan 1991 tarihinde Irak sınırına giderek Kürt mültecilerle Cumhuriyet adına söyleşiler yaptı ve bu söyleşi dizi yazı olarak günlerce yayımlandı. Orhan Pamuk’un genel yayın müdürlüğü yaptığı gün Radikal’de yayımlanan birinci sayfanın bir gazetecilik olgusu olmadığı açıktır. Daha önce irtica basınında öncelikle şeriatçıdinci Vakit’te defalarca yayımlanmış bir haberin manşe te çıkarılmasının gazetecilikle bir ilgisinin olmadığı da meydandadır. ÂZIM HİKMET’İN KAÇIŞINI DİĞER GAZETELER NASIL YORUMLADI? Büyük Türk şairi Nâzım Hikmet’in 1951 Haziran’ında kaçışı sadece Cumhuriyet değil, diğer gazetelerde de tepki ile ele alınmış ve Moskova’ya geçtikten sonra Nâzım Hikmet’e atfen “Beni Stalin yarattı” sözlerinin basında yer almasından sonra eleştiriler hakaret noktasına varmıştı. Soğuk N Savaş’ın en katı döneminin yaşanıldığı 1951’de NATO kapısında bekleyen Türkiye’de Sovyet karşıtlığı giderek tırmanıyordu. Buna Stalin’in belleklere işlemiş yayılmacı politikası da eklenince, Türkiye’de bir avuç komünist, adeta Stalin ve Sovyetler’le özdeşleştiriliyor ve komünistlere karşı bir linç politikası izleniyordu. Üniversiteler basılıyor, komünist oldukları savıyla öğretim üyeleri tartaklanıyor ve görevlerine son veriliyordu. Niyazi Berkes, Behice Boran ve Pertev Naili Boratav’a yapılan haksızlıklar karşısında Türk basını nasıl müşfik bir tavır almadıysa, Nâzım Hikmet P AMUK’LU RADİKAL YİNE HABERLERE KONU OLDU ‘Çiğlik yaptı’ YENİ ŞAFAK: Gazetede “Taha Kıvanç” takma adıyla köşe yazarlığı yapan Fehmi Koru, “Bush’a davetiye Cumhuriyet’ten...” başlıklı yazısının ilk paragrafını Orhan Pamuk’un hazırladığı Radikal’i konu aldı. Koru, yazısının girişinde görüşlerini şöyle dile getiriyor; “Radikal yeni bir girişim başlattı ve geçtiğimiz pazar günü gazeteyi Nobel ödüllü edebiyatçımız Orhan Pamuk hazırladı. 1951 yılında, Cumhuriyet gazetesinde çıkmış bir Nâzım Hikmet fotoğrafı altında yer alan, ‘Bunu yüzüne tüküresiniz diye yayımlıyoruz’ notuna dairdi Pamuk’un manşeti. Yeni Şafak bundan, ‘Cumhuriyet gazetesiyle hesaplaşma’ niyeti çıkarmış. Gazeteyi gelecek pazar Sezen Aksu hazırlayacak, o da Hıncal Uluç’lu bir haberi mi manşete çeker dersiniz?” de konuya “Arşiv” sayfasında yer vererek “İlhan Selçuk yine cevap vermedi” başlığını kullandı. UGÜN: Gazetede bu konu ile ilgili herhangi bir haber yer almazken gazetenin köşe yazarlarından Gülay Göktürk ve Can Aksın konuyu köşelerinde işlediler. Aksın, köşesinde Pamuk’un düşünce özgürlüğü kavramını yücelttiği görüşlerine yer verirken Göktürk, Pamuk’un yaptığı gazetenin bireysel bir hesaplaşma ve öç alma isteğinin izlerini taşıdığını belirterek eleştirilerini şöyle sürdürüyor: “Pamuk’un bir günlük yayın yönetmenliğini Cumhuriyet gazetesine şöyle bir çakmak için kullanması ise ayrı bir çiğlik doğrusu. Birilerinin Orhan Pamuk’a söylemesi gerekirdi ki, gazete manşetleri tarihten bir yaprak değildir. Ben kendi payıma Cumhuriyet’in geçmişteki faşizan yayın çizgisinin temcit pilavı gibi ortaya getirilmesinden, sürekli başına kakılmasından da bıktım usandım. Eğer Orhan Pamuk Cumhuriyet’e çatmak istiyorsa, o kadar gerilere gitmek zorunda değildi; ifade özgürlüğü konusundaki defolarına bugünkü yayın çizgisinden de örnekler bulabilirdi.” Medyadaki yankısı sürdü Bizdeki uygulama ise daha ‘radikal!’ Gazete ‘özel bir Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul formatla’ değil, ‘olduğu gibi’ Özkök, bu konuya yer verdiği konuk genel yayın yönetmenine köşe yazısında Pamuk’tan kin dolu teslim ediliyor. Böylece bilerek ya bir gazete yerine herkesi şaşırtan da bilmeyerek kamuoyuna, farklı bir konuyu ele almasını ‘Herkes gazetecilik yapabilir’ beklediğini belirtti. Mehmet mesajı veriliyor. Mesleğimizdeki Yılmaz da köşesinde Orhan uzmanlaşma, özel eğitim, deneyim Pamuk’un Radikal’deki genel gibi faktörler göz ardı ediliyor! yayın yönetmenliğini aktardı. Sıradan bir gazetecinin onlarca yıl sonunda ‘belki’ oturabileceği o ATAN: Vatan gazetesi köşe koltuk, ‘kolay yoldan genel yayın yazarlarından Mustafa Mutlu da yönetmeni olmuş’ “Bir günlüğüne bazı pilot olabilir meslektaşlarımız misiniz?” başlığı Radikal’in bir tarafından altında bir gazetecilikle hiç günlük genel günlüğüne genel ilişkisi olmayan yayın yönetmeni yayın yönetmenliği kişilere bir Orhan uygulamasının ilk günlüğüne de olsa olmadığını Pamuk’un bırakılabiliyor. anımsattıktan sonra Üstelik onların Cumhuriyet’i görüşlerini şöyle şöhretlerinin vuran bir gazete dile getirdi: getireceği ticari yapması çeşitli “Bu uygulama gelir, yurtdışı aslında dünya için gazetelerde örneklerde olduğu ‘ilk’ değil aslında...” gibi yardım haber ve İngiltere’de kampanyalarına yorumlara konu yayımlanan The bağışlanmayıp, oldu. Hürriyet, Independent bilançoya gazetesi, 16 Mayıs Akşam, Yeni yazılıyor!” 2006’da AIDS’lilere Şafak, Bugün, yardım amacıyla KŞAM: Konuya Evrensel, Vakit özel bir sayı geniş bir yer ayıran ve Vatan çıkarmıştı. Bu gazete bugün de 4. sayının gazetelerinda sayfanın sağ üst editörlüğünü de köşesinde “Pamuk konu ele alındı. ünlü müzik grubu bereketi: +28.802” U2’nin solisti Bono başlığıyla yer üstlenmişti. Elde vererek Orhan Pamuk’un edilen gelirin yarısı Bono’nun hazırladığı Radikal’in pazar günü Amerikalı hayırsever Bobby 67 bin 140 net tiraja ulaşarak uzun Shriver’la birlikte kurduğu yardım zaman sonra gazeteye satış rekoru fonu RED’e aktarılmıştı. Özel getirdiğini duyurdu. sayının ismi de ‘RED Independent’ olmuştu... Zaten bu VRENSEL: Gazetenin medya sayı ‘Bugün haber yok’ başlığıyla sayfasında “Orhan Pamuk çıkmış ve böylece gerçek Radikal’e yaradı” başlığıyla pazar habercilere duyulan saygı teslim günü Radikal’in tirajını 68 bine edilmişti! Benzer bir uygulamayı 6 çıkardığını duyururken Eylül’de 21’inci Yıl Özel Sayısı’nı Cumhuriyet gazetesi çıkaran Elle Dergisi, ABD’de yöneticilerinin gazeteyi yaptı. Editörlük görevi Donatella hedef alan birinci sayfa manşetine Versage’ye verildi. tepki duyduğunu yazdı. B HÜRRİYET: Hürriyet Gazetesi V VAKİT: Dün olduğu gibi bugün 1951 Haziran ve Temmuz’unda yayımlanan diğer gazeteler gibi Hürriyet gazetesinde de Nâzım Hikmet’ten “küstah!” diye sözediliyordu. A E Radikal gazetesi’nden sordular. “Orhan Pamuk’un yaptığı gazeteyi nasıl buldunuz?” Gazete, geçen pazar günü Orhan Pamuk’tan, o gün için gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapmasını istemiş. ??? Cevap vermekte epey tereddüt ettim. Dünyada iki meslek var ki bunu, bütün seyircileri, o işi yapandan daha iyi bildiğini düşünür. Biri futbol antrenörlüğü, öteki gazete yöneticiliği. Hürriyet’in Ankara temsilciliğini yaptığım günleri hatırladım. Rahmetli Esen Ünür, akşam gazetenin birinci sayfası gelince, yere atar, şöyle yukarıdan bakardı. Eğer Ankara bürosunun geçtiği bir haber manşet değilse, yüzünü buruşturur, küçümseyici bir ifadeyle eleştirmeye başlardı. Bense, gazeteyi yerden kaldırır, katlar bir yere koyar, sonra konuyu değiştirirdim. “Niye” diye sorunca, “Belki bizden biri de bir gün genel yayın yönetmeni olur” derdim. O gazeteyi nasıl buldum (*) Bu defa ortada Orhan Pamuk’un hazırladığı gazete vardı. Cevap verip vermeme konusunda çok tereddüt ettim. Bu konuda konuşmak çok riskli. Son zamanlarda Orhan Pamuk için eleştirel yazılar yazdığım için, ne desem farklı değerlendirilecek. Beğenmedim desem, “Zaten önyargılıydın” diyecekler. “Beğendim” desem, başkaları kızacak. “Beğendim” veya “Beğenmedim” demeyeceğim. Sadece şunu diyeceğim: “Ondan daha zekice bir şey yapmasını beklerdim.” ??? Ne gibi? Orhan Pamuk birinci sayfanın manşetine, Nâzım Hikmet’le ilgili bir haber koymuş. Geçmişte Cumhuriyet gazetesinin Nâzım’a yaptığı bir haksızlığı göstererek, böylece “kendine yapılan haksızlığı” da gündeme getirmiş. Bence ne zekice olmuş, ne de ilginç. Ben olsam herkesi şaşırtacak bir şey yapardım. Eğer ille de eleştirel bir şey yapacaksam, kendimi haklı çıkarmak yerine, eleştiren bir haberi manşete koyardım. ??? Veya herkesin gözü önündeki bir olaya, kendime ait çok ilginç bir bakış açısı getirirdim. Ne bileyim, kelime oyunu yapardım. Herkese “Vay canına” veya “Helal olsun” dedirtecek bir manşet bulurdum. Türklerin veya Türkiye’nin farklı bir yanını, başarısını ortaya koyardım. “Türkler 30 bin Kürt’ü öldürdü” yanlışını düzeltecek bir haber bulurdum. Tabii o söylediğim şeyin yanlış olduğuna inanıyorsam. Bunlardan birini yapardım. Ama kesinlikle, gazeteyi, hınçlarım, öfkelerim, intikam duygularım için kullanmazdım. Nobel Ödüllü bir edebiyatçıya bu yakışırdı. O yüzden diyorum ki, Orhan Pamuk büyük bir fırsat kaçırdı. Etrafımda şöyle küçük bir anket yaptım. Gazeteci arkadaşlarım arasında Pamuk’un yaptığı gazeteyi beğenenine pek rastlamadım. Kendi kendime sordum. Acaba Orhan Pamuk’a karşı çok mu önyargılıyız? Ben kendi payıma önyargılı değilim. Ama itiraf edeyim ki kırgınım. Ne yazık ki, içimdeki kırgınlığımı da kolay kolay atamıyorum. İçimdeki o muazzam Nobel sevincimi ve gururumu da istediğim kadar güçlü gösteremedim. ??? Yine de emin olduğum bir şey var. Orhan Pamuk büyük bir edebiyatçı ve ben içinde kırgınlıklarını tutamayan bir insanım. O nedenle Radikal gazetesi yönetiminden, kendisine ikinci bir fırsatın tanınmasını diliyorum. (*) Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün yayımlanan köşe yazısı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle