02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Ebru EREN TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası ünya öğreniyor… Ekonomik, siyasi, çevresel, sosyolojik ve tüm diğer istatistikler bize dünyanın adeta kıyamete doğru hızla ilerlediğini söylemeye devam etse de bugün birileri neyse ki ders alıyor. Ders almakla da kalmayıp aldığı derslerin gereğini yerine getiriyor. Yaptığı reformlarla kıtalar ötesi halklara dahi umut oluyor. Halk ve yönetim el ele vermiş güzel işler yapıyor, bize "Dünya öğreniyor" deme fırsatını sağlıyorlar. Bu umut duraklarından birisi de Kazakistan. Yaklaşık 16 milyonluk nüfusuyla, zengin yeraltı kaynaklarıyla, hızla zenginleşen halkıyla, dengeli siyasetiyle dünyanın 9. büyük ülkesi Kazakistan... Tüm bu niteliklerinin yanı sıra bugün izlediği "orta sınıf yaratma" stratejisi ve buna bağlı olarak başarıyla yürüttüğü "Kazak tipi demokrasi" oluşturma projesiyle hem akademik dünyada hem ekonomik hem de siyasi alanda adından sıkça söz ettiriyor. Bu başarı hikâyesinin ardında göze ilk çarpansa tüm baskılara ve yönlendirmelere karşın ithal düşünce ve uygulamalardan özenle sakınıp kendi içinden çıkan "Kazak yolu"nu bulmuş ve başarıyla sürdürüyor olmanın haklı övüncü oluyor. Her fırsatta altı çizilen egemenlik önceliği Kazak temsilcilerinin, liderlerinin, yönetici ve düşünürlerinin her cümlelerinin altından gururun ışıltısını yansıtıyor. Çalışkan, gururlu ve umutlu cümleler sayılarla destekleniyor, başarı kendisini doğruluyor. D Nazarbayev’in uygulamaları, bölgenin diğer ülkeleri için örnek olabilir… C S TRATEJİ diğer etnik gruplardan olan bu kara ülkesinin sürdürülebilir istikrarı nasıl yakaladığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Kazakistan’ı diğer Türkistan ülkelerinden ayıran "ilk"ler arasında 2000 yılında (planlanandan 7 sene önce) IMF’ye olan borcunu ilk kapatan, kredi derecelendirme kuruluşlarından ilk olumlu notu alan, Batı standartlarında finansal verimlilik ve güvenilirlikle ilk anılan, ilk emeklilik programını devreye sokan ülke olması yer alıyor. Her geçen yıl yükselen petrol gelirlerinin yanı sıra Kazakistan yabancı yatırımı da çevre ülkelere göre yaklaşık 10 kat daha fazla çekiyor (2). Kazakistan’ın gayrisafi milli hâsılası son on yıldır her sene ortalama 9,510 oranlarında artış göstererek büyümeye devam ediyor. Resmi rakamlara göre son 10 yılda ortalama gelir 5 kat ve aylık gelirler 6 kat, en düşük gelir ise 25 kat arttı. Yani orta sınıf hızla genişliyor. Burada sınıfın tek belirleyicisi gelir ve buna bağlı hayat standardı. Bu demokrasinin gelişimi için hayati önem taşıyor zira orta sınıf demek rejimden ve hayatından memnun sınıf demek; radikal eğilimlere paye vermeyen aksine bunları geleceğine ve istikrara tehlike gören sınıf demek; geçmişin kazanımlarını geleceğe çocukları aracılığıyla taşımada istekli sınıf demek. Kısacası orta sınıf hükümetle ve düzenle yapılacak toplumsal sözleşmenin gönüllü ve istekli tarafı olacak sınıf demek. İşte tüm bu sebeplerden ötürü hızla zenginleşen ve geleceğe güvenle bakabilen üretici insanlar topluluğu demokrasinin olmazsa olmazı olarak algılanıyor Kazakistan’da. Tüm gelişim programları bu sınıf üzerine kuruluyor ve ekonomi demokrasinin yolunu açıyor. Yavaş fakat sağlam adımlar atılarak içi boş olmayan bir proje sahneye koyuluyor. Halk bilinçlenerek büyüyor. dikey: Freedom House demokrasi indeksi yatay: Orta sınıfın büyüklüğü (toplam nüfusa göre yüzde oranı) kaynak: Dünya Bankası, Geçiş Döneminde Yaşam Araştırması Dünyadaki demokrasiye dair tüm gelişim ve değişimlerin Batı'nın anladığı doğrultuda olamayacağının belki de en güzel örneklerine bugün Orta Asya ve Kafkasya'nın geçiş demokrasilerinde rastlanıyor. Yine söz konusu alternatif çalışmalardan bir diğerini kaleme alan araştırmacılardan S. Frederick Starr da çalışmasında bu argümanın altını ısrarla çiziyor. Starr bu bağlamda çalışmasında, bölge devletlerinin Batı'dakilerden farklı sosyoekonomik tarihleri olduğunu görmezden gelenleri, bölgeyi yakından incelemeye ve anlamaya çalışmadan olay ve olguları yargılamayı yeğleyen gözleri yanıltıyor ve şaşırtıyor. Batı, demokrasiyi tekelinde tutma telaşıyla "anlamadan azarlamayı" yeğlerken gerçek, kendisini ciddi araştırmalar ve bilimsel yorumlarla ortaya koyuyor. Starr'ın araştırmaları Orta Asya Türk devletlerinde ve Azerbaycan'da bugünün "otoriter" diye isimlendirilen rejimlerinin aslında başka bir üçayaklı gücün etki ve hatta tehdidi altında olduklarını gösteriyor. Bu devletler bünyesinde özellikle son 40 yıl içinde şekillenmiş olup devlet içinde büyük güç sahibi olan ve devlet başkanlarını dahi başkanlık pozisyonuna getirmede söz sahibi olan Kazakistan’ın atılımı Sovyetlerin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan Kazakistan, olumsuz özelliklerine çözüm bulma ve olumlu yanlarını geliştirme konusunda ciddi adımlar atmış durumda. Ekonomisi gelişiyor, demokrasisi kendi anlayışıyla ilerliyor… toplum düzeni…"(1). İlk okuyuşta basmakalıp bir siyasi propaganda olarak görülebilecek olan bu çağrının altı çok temel bir takım istatistiklerle doldurulduğunda, Nazarbayev’i "diktatörlükle" kurduğu sistemi de "mafya" sistemi olmakla suçlayanlar tarafından dahi göz ardı edilemeyen istikrarlı başarı grafikleri kendini gösteriyor. Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan gibi ülkeleri karıştırıp daha derin istikrarsızlık ve yolsuzluk düzeniyle sonuçlanan çeşitli renklerdeki devrim fiyaskolarına Kazakistan’da neden rastlanmadığının cevabını da bu tablo veriyor (8). YEREL BAŞARI ÖYKÜSÜ Demokrasinin 1991’deki bağımsızlıktan bu yana Kazakistan’ın devlet politikası olarak benimsendiği biliniyor. Batı tipi kapitalist pazar ekonomisi, özelleştirme politikaları, dış yatırım teşviki gibi RTA SINIF’ STRATEJİSİ ekonomik politikalar demokrasi projesiyle kol kola Söz konusu alternatif çalışmalardan birine imzasını gidiyor. Siyasette ise en nesnel yaklaşımla bölgesel ve atan ABD’li araştırmacı John C. K. Daly yaklaşık 100 uluslararası düzlemde verimli bir "denge politikası" sayfalık ayrıntılı raporuna Kazakistan’ı Sovyet sonrası izleniyor. Tüm bu ilke ve programlarda göze çarpan dönemde Orta Asya’nın önde gelen başarı öyküsü standardize olmayı reddeden özgün bir yaklaşım var. olarak tanımlayarak başlıyor. Bu başarının temelinde Bu temel yaklaşımın ardında özellikle demokrasinin bir yatan gerçeğiyse sosyal ve siyasal istikrarın garantisi ülke tarafından başka bir ülke veya bölgeye ihraç olan işlevsel bir "orta sınıf yaratma" stratejisi olarak edilemeyeceğinin ayırdına varmış olmanın tecrübeyle belirliyor. 100’ün üstünde farklı etnik kimliği sabit gerçekliği yatıyor. Kazakistan’ın başarı öyküsünde bünyesinde bulunduran, yalnızca yüzde 53,4’ü Kazak senaristliği tek başına üstlenmiş görünen Devlet başkanı olup geri kalan yüzde 30’u Rus ve yaklaşık yüzde 20 Nursultan Nazarbayev, hayalin gerçeğe dönüşmesini şu sözlerle anlatıyor: "10 yıl önce tüm bunlar bir Astana Zirvesi’ne katılan liderler... hayal gibi görünüyordu, şimdi ise bugün sahip olduklarımıza hep sahiptik gibi hissediyoruz." Ve halkını bu mücadeleye ve çizdiği gelecek idealini kurmaya aktif olarak katılmaları için şu sözlerle çağırıyor: "…en yüksek seviyede imkânların sağlandığı, bireysel özgürlüğe saygı duyulan, kendine bakamayacak durumda olanların öncelikli olarak kollandığı, her çeşit iş kolunun değer gördüğü, anneliğin ve çocuklarımızın desteklendiği, gazilere ve sınır koruyuculara saygı duyulan bir ‘O
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle