Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Barış ADIBELLİ AkademisyenYazar www.barisadibelli.com Türkiye ve Çin’in bağımsızlık tarihi… C S TRATEJİ 7 hayranlıklarını hep korumuşlardı. Oysa Çang Kayşek döneminde güçlü bir lider olan Stalin’e sadece Mao saygı duyuyor, Çang Kayşek kendisinden hoşlanmıyordu. Fakat Mustafa Kemal her rakip için ortak bir lider olma özelliğini taşıdı. Çang Kayşek, eğitim için Moskova’ya gittiğinde Küçük Asya’da kurulan yeni bir cumhuriyetin bağımsızlık mücadelesini duymuştu. Bu cumhuriyet, Moskova’da büyük bir heyecan uyandırmıştı. Çang, Atatürk’ün şöhretini Moskova’da duydu. Kendisine çok yakın hissetmişti. Zira Çang Kayşek çocukluğundan beri askerdi ve askerî akademiyi Japonya’da bitirmişti. Atatürk’ün askeri yeteneği onu büyülemişti. Daha sonra Çin’in başına geçtiğinde Çin’de Türkçe öğrenilmesi talimatı verecek ve Türkiye’ye uzmanlar gönderecekti. Dahası Çang Kayşek Atatürk ile uzun süre mektuplaşmıştır. Mao, ise Japonya’ya karşı direniş savaşında Müslüman Çinlileri Kızıl Orduya davet için yayınladığı ilanda: "Anadolu’da Mustafa Kemal önderliğinde Müslüman Türk halkı emperyalizme karşı büyük mücadele vermiştir …sıra sizde!" şeklinde çağrıda bulunuyordu. 4 Mayıs, her şeyden önce Çinlilerin tebaa hallerinden vatandaş haline geçmelerini sağladı. Vatanseverlik duygusunun en somut şekliyle ortaya çıkmasına neden oldu. O zamana kadar Marksizm’in de dâhil olduğu birçok Batı düşüncesi Çin’de yoktu. 4 Mayıs hareketinin verdiği yeni ivme ile Çin toplumu başta öğrenciler ve aydınlar olmak üzere hızlı bir dönüşüm sürecine girişti. Cumhuriyet daha da güçlendi ve imparatorluğun kalıntıları ortadan kaldırıldı. Nihayetinde Sun Yat Sen’den sonra iktidara gelen Çang Kay Şek tarafından bütün Çin birleştirildi. Daha önce Çin, birçok bölgeye bölünmüştü. Milliyetçiler giderek Çin’de iktidarlarını sağlamlaştırdılar, fakat 4 Mayıs hareketinin getirdiği düşünsel devrim ve Dr. Sun Yat Sen’in çizmiş olduğu pratik uygulama giderek anlamını yitirmeye başladı. Devrimci olmaktan çok giderek statükocu bir hâl aldı. Yozlaşma Çin cumhuriyetini derinden sarstı halk ile hükümet arasında uçurum giderek arttı. Halkın rızasını ve itaatini kazanmak için askerî güç kullanıldı. Çinli komünistler ise 4 Mayıs hareketinin devrimin özü olduğu görüşünü benimseyerek halkın gücünü arkasına almaya başladı. Japon işgaline karşı verilen kurtuluş savaşında 4 Mayıs hareketiyle birlikte tanıştığı vatanseverlik duygusunu devrimci metot içerisinde eriterek Çin’i savundular. 4 Mayıs ile başlayan yurtsever uyanış kendisini 1930’larda 4 Mayıs gösterilerine aktif katılmış olan Mao’nun önderliğinde Doğu Kızıl’dır sloganıyla ABD ve Sovyetler Birliği’nin desteğindeki Çang Kayşek kuvvetlerini mağlup ederek 1949 yılında halkın demokratik diktatörlüğünü kurdu. 20 . yüzyıl iki büyük savaş ve üç büyük devrime şahitlik etmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve Lenin önderliğinde Rusya’da, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türkiye’de ve Mao önderliğinde Çin’de gerçekleştirilen devrimler 20. yüzyıla ve dünya tarihine damgasını vurmuştur. 20. yüzyılın bu önemli devrimlerinden ikisi açısından Mayıs ayı ayrı bir önem taşımaktadır. 19 Mayıs 1919’da küçük Asya’da Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk milleti emperyalistleri mağlup edip mazlum halkların bağımsızlık meşalesini yaktı. 4 Mayıs 1919’da ise Çin halkı emperyalizme karşı ayağa kalkarak Asya’nın batı ucunda Mustafa Kemal’in başlattığı emperyalizmle mücadeleyi Asya’nın doğusunda tamamlayarak, 1949’daki devrimin temelini attı. Mustafa Kemal Sevr’i yırtıp atarken, Çinliler de Versay antlaşmasını ellerinin tersi ile ittiler. ÇİN’DEKİ SÜREÇ Çin, 1800’lü yıllardan itibaren Avrupalı büyük güçlerin Japonya’nın ve Rusya’nın baskısı altındaydı. Afyon savaşlarıyla birlikte Çin adeta sömürge hâline gelmişti. Bir zaman Çinlilerin cüce haydutlar dedikleri Japonya’ya karşı mağlup olmaları ve Tayvan’ı kaybetmeleri Çin’de ulusal uyanışın ilk kıvılcımlarını yaktı. 1912’de Dr. Sun Yatsen öncülüğündeki devrimciler binlerce yıllık Çin imparatorluğunu yıkarak Çin Cumhuriyetini kurdular. Ancak kısa ömürlü oldu. O dönemde Çin’de en güçlü ordunun başında bulunan Yüan Şikay elindeki askerî güçle cumhurbaşkanlığını ele geçirdi ve kendisini imparator ilan etti. Ne ilginçtir ki meşruluğu olmayan bir savaş ağası olan Yüan’ın hükümetini Mao ilk tanıyan ABD yani Başkan Wilson oldu. Tüm bu süreç içerisinde Japonya hızlı bir şekilde doğu Asya’da büyük bir askerî güç hâline gelmişti. Hızlı sanayileşme ve silahlanma Japonya’nın hammadde ihtiyacını artırıyordu. Japonya da Avrupalı güçlerin başvurduğu yola başvurarak Asya’da sömürge arayışlarına girdi. Bu arayış beraberinde askerî yayılmayı da getirdi. Japonya, Çin’den 1915 yılında 21 istek diye de bilinen bir takım taleplerde bulundu. Bu talepler açıkça Çin’i Japonya’nın sömürgesi yapıyordu. Yüan Şikay ve üst düzey Çinliler, aleyhlerine olan istekleri kabul ettiler. 21 istek duyulur duyulmaz Çinli vatanseverlerden bu işbirlikçi yöneticilere karşı büyük bir tepki ve öfke doğdu, ancak Yüan Şikay ölmesi sonucunda iktidar tekrar el değiştirdi. Bu arada Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi de gündemi değiştirmişti. Japonya derhal müttefikler yanında savaşa girerek Almanya’ya savaş ilan etti. Çin ise bir süre bekledikten sonra savaşın seyrini görünce kazanan tarafta olmak için Almanya’ya savaş ilan etti. Mayıs 1919 Türkiye ile Çin’in emperyalizme karşı bağımsızlık uyanışının başladığı dönem olarak öne çıkar. Önce Atatürk 19 Mayıs’ı, sonra Mao 4 Mayıs’ı gençliğe armağan etti… Savaşın sonunda 1919 yılında toplanan Paris Barış Konferansına Çin çok büyük umutlarla katıldı, ancak konferansta Almanların Çin’deki nüfuz alanlarının hepsi Japonlara verildi. Bu gelişme, Çin’de duyulduğunda 3000 Çinli öğrenci ve aydın Tiananmen meydanına toplanarak büyük bir gösteri yaptı. Gösteriler tüm Çin’e yayıldı. Gösterilerde öğrenciler Çin heyetinden Versay antlaşmasını imzalamamalarını istiyordu. Yüzlerce telgraf Paris’e yağdı. Gösterilerde özelikle Pekin üniversitesi önemli bir rol oynadı. Çin’deki batılılaşma yandaşı birçok aydın bu süreç içerisinde yer aldı. Nihayet Çin heyeti Versay antlaşmasını imzalamadan geri döndü. 4 Mayıs hareketi, yüzyıllar boyunca köleleştirilmiş Çin halkının vatansever bir kalkışı oldu. 1917’de Rusya’da yaşanan Bolşevik Devriminin rüzgârı da Çin’e ulaşmakta gecikmedi. 4 Mayısla başlayan süreç Çin’in ilk defa kendisini Batı dünyası ve sistemi içerisinde gördüğü bir zaman dilimiydi. Batı’dan büyük filozoflar ders vermek için Çin’e davet edildi. Markisizim üzerine eserler Çinceye çevrildi. Dahası Sosyalist örgütler kurulmaya başlandı ve iki yıl sonra da 1921 yılında Çin Komünist Partisi kuruldu. Çin’de milliyetçiler tekrar iktidara geldiler. Mayıs 1919’un önemi GENÇLİK GÜNÜ Bugün Çin, her yıl 4 Mayıs gününü Gençlik Günü olarak büyük coşkuyla kutlamaktadır. 4 Mayıs’ta tohumları atılan Çin devrimi ve Çin milliyetçiliği bugün de Çin’in en önemli dinamikleridir. Günümüz Çin’de hızla artan Çin milliyetçiliği de referans noktasını 4 Mayıs hareketinden almaktadır. Türkiye’de de yurtsever uyanışın temelinin atıldığı süreç de 19 Mayıs 1919’da başlamıştı. Ne ilginçtir ki Çinlilerden çok önce Atatürk 19 Mayıs’ı Türk gençlerine gençlik bayramı olarak hediye etmiştir. Bu konuda tam manasıyla bir kanıt olmasa da Mao 1950’lerde 4 Mayıs’ı Gençlik günü olarak ilan etmesinde Atatürk’ün 19 Mayıs’ı gençlere armağan etmesinin büyük rolü vardır. (*) Karşılaştırmalı TürkÇin tarihi için detaylı bilgi için bkz. "Barış ADIBELLİ, Osmanlıdan Günümüze TürkÇin İlişkileri, IQ Yayıncılık, İstanbul, 2007." ATATÜRK’ÜN ETKİSİ Dünyada hiçbir lider Mustafa Kemal Atatürk kadar Çinli liderleri etkilemedi. İki rakip grup olan milliyetçiler ve komünistlerin başında bulunan general Çang Kayşek ve Mao, Atatürk’e olan