02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğalgaz Kombine En ucuz elektrik enerjisi, barajlarda üretiliyor... Çevrim Santralleri ile karşılanabilmektedir. Ülkemizdeki hidroelektrik potansiyelin yüzde 97’si depolamalı HES’lerden oluştuğu dikkate alındığında HES’lerin pik yüklerin karşılanmasında önemli bir fonksiyonu olduğu ortaya çıkmaktadır. Hidroelektrik santraller suyun mevcudiyetine ve şebekenin yüklerin karşılanması ihtiyaçlarına göre işletme şekillerini değiştirebilirler. Bu santraller minimum üretim yaptıkları bir gündeki üretimin bir başka gün yaklaşık 4 katına kadar çıkabilmektedir. Bu da depolamalı HES’lerin güvenilir enerji üreterek pik talebi karşılama özelliğinin daha ön planda olduğunu göstermektedir. ağırlıklı bir yer tutmaktadır. Üretilen hidroelektrik Türkiye bugüne kadar inşa ettiği depolamalı enerjinin yaklaşık yarısının GAP bölgesindeki HES’lerden üreteceği enerjiyi iyi bir işletme barajlarından üretildiği dikkate alındığında Dicle ve planlaması ile ağırlık vermek durumundadır. Bu Fırat Havzası’nın ülkemizin hidroelektrik üretim nedenle depolamalı HES’lerin dışındaki diğer birincil potansiyeli içindeki yeri ve önemi ortaya çıkmaktadır. enerji kaynaklarımız da verimli bir şekilde Ülkemizde tüketilen toplam enerjinin önemli bir geliştirilerek kaynak çeşitliliği yaratmak ülkemiz bölümü elektrik enerjisi olarak tüketilmektedir. koşullarında gerekli ve akılcı bir çözüm olmaktadır. Elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 50’si ise sanayide Bu durum ulusal enerji kaynaklarımızdan sadece kullanılmaktadır. Elektrik üretiminde ise Türkiye’nin birini geliştirip enerji sorunumuzun rasyonel bir diğer doğal kaynakları dışında kullanabileceği çok şekilde çözülemeyeceğini de ortaya koyması zengin bir hidroelektrik potansiyeli vardır. Buna açısından önem taşımaktadır. rağmen, Türkiye elektrik üretiminde de giderek daha çok dışa bağımlı hale gelmektedir. C S TRATEJİ 7 koymaktadır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın geliştirilmesindeki gecikme, üretim planlarından sapılması ve talebin başka bir kaynakla sağlanması sonucunu doğuracaktır. Bu kaynağın doğalgaz olma ihtimali çok yüksektir. Doğalgaz santralleri planlama içinde arz talep dengesindeki açığın hızla kapatılabilmesi açısından uygun ve gerekli bir çözüm alternatifi olarak ele alınabilir. Ancak enerji üretiminde dışa bağımlı olduğumuz pahalı bir kaynağı, planlandığı dönemden daha önce kullanmaya başlama zorunluluğu, hem enerji maliyeti hem de artan bağımlılık açısından olumsuzluklar yaratmaktadır. ÖNCELİKLER SIRALAMASI Ülkemizde elektrik enerjisi üretiminde yaşanan sorun; doğalgazın enerji kaynağı olarak kullanılması değil, bu kaynağı yerli, ucuz ve temiz enerji kaynaklarımızdan önce kullanarak kıt mali kaynaklarımızın yurtdışına akıtılmasıdır. Bunun yanı sıra kısa ve orta vadede gerekmediği halde, ülkenin enerji kaynağı açısından dışa bağımlılık oranının artırılıyor olmasıdır. Bir diğer deyişle sorun elektrik enerjisi üretim ve işletme planlamasının rasyonel ve ulusal çıkarlarımızı gözeten bir şekilde yapılmamış olması sorunudur. Kurumlararası eşgüdümsüzlük, yönetsel ve yapısal sorunlar ile finansman zorluklarının ortaya çıkarttığı bu durum HES’lerin inşasında plan hedeflerine ulaşılamayabileceğini göstermektedir. HES’ler ile üretilebilecek elektrik enerjisinin Doğalgaz Kombine Çevrim Santralleri ile üretilmesi ülkemiz için büyük bir ekonomik kayıp yaratmaktadır. Hidroelektrik enerji yatırımlarında yüzde 50 mertebesinde daha az bir gelişim olması halinde bu enerjinin doğalgaz ikamesi ile sağlanması durumunda 2023 yılına kadar geçecek 20 yıllık periyot sonunda yıl bazında ulusal ekonomiye gelecek ek masrafların yığılımlı toplamı 16 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir. Elektrik enerjisi üretimi planlanırken, yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik verilmesi gerekiyor. Bu alanda hidrolik kaynaklar değerlendirilebilecekken, doğalgazla dışa bağımlılık çözümsüzlük getiriyor. ÖNGÖRÜLER TUTMUYOR Türkiye'nin elektrik talebinin 2007 yılının ilk 7 ayında bir önceki yıla göre yüzde 9,8 arttığını göz önüne alan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu fiili talebin öngörülen yüzde 6,3 ten çok daha fazla olduğunu belirterek, talep artışını revize edilmesini istemiştir. TEİAŞ tarafından hazırlanan 20072016 dönemi 10 yıllık elektrik arztalep öngörüsünün "yüksek" senaryosunda, yalnızca işletmede olan santraller göz önüne alındığında güvenilir üretim yedeğinin 2007 yılından başlayarak sürekli azalacağı, 2008 yılında toplam güvenilir üretim kapasitesinin enerji talebinin altında kalacağı ve sonuçta enerji talebinin 2009 yılından itibaren karşılanamayacağı belirtilmiştir. "Düşük" senaryoda ise enerji üretim talebinin 2011 yılından itibaren karşılanamayacağına dikkat çekilmiştir. Şekil 2: Doğalgaz ve Hidroelektrik Enerji Üretimi 1998 yılından itibaren hidroelektrik enerji üretimi düşmekte ve bunun yerine doğalgaz kombine çevrim santralleriyle enerji üretimi hızla artmaktadır. Aynı şekilde 1995 yılından itibaren doğalgaz ile elektrik enerjisi üretimindeki hızlı artış eğilimi dikkat çekmektedir. Bu süreçte Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi üretimi de artmaktadır. Doğalgaz kurulu gücünün hızlı bir artışa geçtiği 1998 yılından bu yana, hidrolik kurulu güç artmasına rağmen hidroelektrik enerji üretiminde çarpıcı bir üretim düşüşü ortaya çıkmıştır. 2007 yılı itibariyle ülkemizde üretilen 194,5 milyar kWh elektrik enerjisinde doğalgaz kombine çevrim santralleriyle üretilen elektrik enerjisinin payı yüzde 50 olmuştur. Bu oranı yüzde 30 ile Kömür santralleri, yüzde 18 ile de Hidroelektrik enerji santralleri izlemiştir. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) hazırladığı 20072016 dönemi 10 yıllık elektrik arztalep öngörüsüne göre 2016 için toplam güvenilir elektrik üretiminin yüzde 45’inin doğalgaz ile gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bu durum en iyimser tahminle 10 yıl sonra bile elektrik enerjisi üretimimizin yaklaşık yarısının doğalgaz’dan karşılanmaya devam edeceğini ortaya koymaktadır. SORUN ULUSAL POLİTİKA Ülkemizdeki sorun aslında bir enerji sorunu değil, bu alanın tümüne yönelik olarak ulusal bir yönetim politikası uygulama sorunudur. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız merkezi planlama ve kamusal teknik denetim göz ardı edilmeden hızlı bir şekilde geliştirilmelidir. Bu gelişmenin hızlanmaması durumunda, hızla artan talebi karşılayabilmek için HES’lerin yerine ilk yatırım maliyetleri daha düşük ve inşaat süresi kısa olan doğalgaz kombine çevrim santralleri yapılacaktır. Bu durum da enerjide yabancı kaynak bağımlılığının tehlikeli oranlara çıkmasına ve elektrik enerjisi fiyatlarının daha da artmasına neden olacaktır. Diğer taraftan artan bu bağımlılık her sene tekrarlanan siyasi vana kapatma baskılarının da artarak yaşanmasına neden olacaktır. Ülkemizde elektrik sektörünün sorunlarının artık sonuçları üzerinden değil sebepleri üzerinden ele alınarak analiz edilmesi ve çözümler için gerekli ulusal iradenin gösterilmesi büyük önem ve öncelik taşımaktadır. SANAYİNİN BAĞIMLILIĞI Geçmişte TÜSİAD tarafından yayınlanan bir çalışmada ülkemizde endüstrinin gereksinim duyduğu enerjinin yüzde 57.4’ünün elektrik enerjisinden sağlandığı, bu bağımlılığın dünya ülkelerinde ise yüzde 42.2 düzeyinde olduğu belirtilmiştir. Bu açıdan bakıldığında elektrik enerjimizin ucuz, temiz ve güvenilir olmasının ulusal sanayimiz açısından öneminin arttığı görülmektedir. Ülkemizin hidroelektrik enerji potansiyeli topoğrafik ve hidrolojik özellikler açısından tüm yurda eşit olarak dağılmamıştır. Bu dağılımda Dicle ve Fırat Havzası ve dolayısıyla GAP bölgesi barajları ALTERNATİF BAĞIMLILIK Yapılan incelemeler ülkemizin enerji ihtiyacının her yıl yaklaşık yüzde 8 oranında büyüyeceğini ortaya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle