Katalog

idarecisiyle gerçekleştirdiği bu 'haysiyetli hamle' başta siyasi iktidar olmak üzere Türk siyasetinde yer alan bütün unsurlar tarafından hem maddi hem de manevi anlamda desteklenmelidir. Bu yapılmazsa Mehmetçik–1 Piyade Tüfeği üretimi 'cılız bir hamle' olarak hafızalarda kalacaktır. Mehmetçik–1, milli bir sevinç ve heyecan duymamıza sebep olan önemli bir hamledir. Bu hamleden biz ne kadar mutluluk duyuyorsak, silah tüccarları da o kadar rahatsızlık duymuştur, duyacaktır. Makine Kimya, modern bir teknolojiye kavuşturulursa ve eğer bu teknoloji, ülkemizde teknoloji üreten kişi ve kuruluşların desteğiyle buluşturulursa Türkiye büyük bir mali yükten kurtulacak ve büyük bir başarıya imza atmış olacaktır. Türkiye'de projeleriyle Amerikalı ve Avrupalı silah tekellerine hizmet eden şirketler vardır. Bu teknoloji ve proje üreten şirketlerin, Amerikan ve Avrupalı silah şirketleriyle olan 'düşündürücü' ve 'can sıkıcı' duruşu gözden geçirilmeli ve Makine Kimya'nın teknolojik performansına olumlu katkılarda bulunmaları sağlanmalıdır. Türkiye, önemli bir coğrafyadadır. Bulunduğu coğrafyada karşı karşıya olduğu sıkıntılı durumlarda zaman zaman savunma ve saldırı refleksleri göstermesi de kaçınılmazdır. Türkiye’nin bu anlamda eli ayağı durumundaki tek kuruluşu Makine Kimya'dır. Söylediğimiz gibi kurum eğer teknoloji ve teknik personel bakımından desteklenirse, büyük anlamda Türkiye'nin zaman zaman karşımıza ‘sıkıntı' olarak çıkan ihtiyaçlarını da giderecektir. Mehmetçik–1 piyade tüfeğinin üretimi bu anlamda verilmiş bir işaret olarak algılanmalıdır. hızlanmıştır. Dünya ülkeleri arasında Bilim adamları, önümüzdeki 50 yıl içinde Amerika 104 santral ile başı çekerken, 59, Japonya’da 55, Rusya’da dünyanın bugüne kadar kullandığı enerjiden Fransa’da 31, İspanya’da 8, İsviçre’de 5 nükleer santral bulunmaktadır. Ayrıca, daha fazlasını tüketeceği görüşündedir. Almanya, Hindistan, Çin, Belçika Macaristan, Finlandiya, Ermenistan, Türkiye’nin de bu anlamda büyük enerji Arjantin ve daha birçok ülkede de nükleer santraller mevcuttur. sıkıntısı yaşayacağı aşikârdır. Bu sıkıntıyı Bugün dünyada en çok nükleer sahip olan Fransa, Japonya aşmanın tek yolu ise nükleer santraller kurmak santrallere ve Amerika’da kişi başına elektrik tüketimi 5 bin 500 kilowatt/saat iken ve nükleer enerjiden faydalanmaktır. Türkiye’de rakam bin 800 kilowatt/saatlerdedir. Oysa kişi başına elektrik tüketimi ortalaması 2 bin 500 kilowat/saattir. ENERJİ OLMADAN Bu rakam gelişmiş ülkelerde 9 bin 500 kilowatt/saate C S TRATEJİ 5 KALKINMA OLMAZ... Makine Kimya gibi kuruluşların uzun ömürlü olması, modern teknoloji ile birlikte, modern enerji kaynakları ile mümkündür. Dünya üzerindeki birçok ülke enerji sıkıntısını ve açığını gidermek ve karşılamak için nükleer enerjiye yönelmiştir. Almanya (yüzde 32), Fransa ( yüzde 78), Belçika (yüzde 54), Ukrayna (yüzde 48), Bulgaristan (yüzde 44), Ermenistan (yüzde 42), Güney Kore (yüzde 39), İsviçre (yüzde 37), Japonya (yüzde 30), İspanya (yüzde 20), Amerika (yüzde 19), İngiltere (yüzde 16), Rusya (yüzde 16) nükleer enerjiden elde ettikleri elektrikle ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu amaçla nükleer santrallerin kurulması ulaşmaktadır. Görüldüğü gibi Türkiye adeta enerji üretimini ithal eden bir ülke durumundadır. Enerji tüketimindeki bu tablo, dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında olduğu iddia edilen Türkiye’nin gelişmesi ve kalkınması için yeni arayışlara girmesi gerektiğini işaret etmektedir. Bilim adamları, önümüzdeki 50 yıl içinde dünyanın bugüne kadar kullandığı enerjiden daha fazlasını tüketeceği görüşündedir. Türkiye’nin de bu anlamda büyük enerji sıkıntısı yaşayacağı aşikârdır. Bu sıkıntıyı aşmanın tek yolu ise nükleer santraller kurmak ve nükleer enerjiden faydalanmaktır. Türkiye’nin acil olarak yeni enerji kaynaklarına ihtiyacı vardır. Çünkü enerji, kalkınmanın ve gelişmenin tetikleyicisidir. Enerji olmadan gelişme olmaz, kalkınma olmaz…