02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Dursun YILDIZ USİAD Genel Başkan Yardımcısı Elektrik enerjisi üretiminin ulusal planlaması… C S TRATEJİ belirlenmiştir. Ancak teknik ve ekonomik hidroelektrik potansiyel de zamanla teknik olanakların artmasına dünyadaki ve o ülkedeki ekonomik görünüme bağlı olarak artışlar gösterebilmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda teknik ve ekonomik geliştirilebilir hidroelektrik enerji potansiyelimizin 163190 milyar kWh/yıl civarına yükselebileceği belirlenmiştir. Bu değer dikkate alınırsa halen ülkemizin hidroelektrik enerji potansiyelinin ancak dörtte birinin geliştirilebildiği görülür. Gelişmiş ülkelerde hidrolik enerji potansiyelini geliştirme oranları çok daha yüksektir. Örneğin ABD, teknik potansiyeli’nin yüzde 86’sını, Japonya yüzde 78’ini, Norveç yüzde 68’ini, Kanada ise yüzde 56’sını geliştirmiştir. Stratejik ve ekonomik avantajları nedeniyle hidroelektrik potansiyelimizin rantabl bir uygulama anlayışı içerisinde öncelikli olarak geliştirilmesine yönelik ulusal bir enerji politikasının oluşturulması önem taşımaktadır. Ülkemizde diğer alternatifleri karşısında hidroelektrik santraller ekonomik, çevresel ve stratejik olmak üzere üç temel avantaja sahip bulunmaktadır. Hidroelektrik santrallerin yatırım harcamalarının yaklaşık yüzde 75’i yurtiçi harcaması olarak yapılmaktadır. Bir diğer deyişle HES yatırımlarında ithal mal ve hizmetlerin toplam yatırıma oranı ve dolayısıyla döviz harcaması en düşük seviyededir. Bunun yanı sıra yakıt gideri de olmadığı için ilk yatırım dışında işletme süresince de herhangi bir döviz harcaması yoktur. Bunun yanı sıra depolamalı santraller alternatiflerine oranla çevreyi en az etkilemesi ve büyük depolama kapasitelerinin kritik dönemlerde stratejik önemde olanaklar sunmasıyla çevresel ve stratejik avantajlara da sahip bulunmaktadır. E lektrik enerjisi üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynakların öncelikli olarak geliştirilmesinin hem ülkemiz hem de dünyamız için taşıdığı önem her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır. Yerli ve yenilenebilir kaynak potansiyelimiz içinde hidroelektrik potansiyel önemli bir yer tutmaktadır. Ortalama yüksekliği 1300 m olan ülkemizdeki topoğrafik yapı ve hidrolojik koşullar hidroelektrik enerji üretimi açısından ülkemizi avantajlı kılmaktadır. Ancak hidrolik kaynakların Avrupa ülkelerinde tamamına yakını değerlendirirken Türkiye’de halen yüzde 36’sı işletmeye alınabilmiş olup, yüzde 10’u inşa halinde, geriye kalan yüzde 54’ü ise geliştirilmek üzere beklemektedir. Dışa bağımlılık çözüm değil Türkiye, mevcut hidroelektrik potansiyelinin az bir bölümünü kullanıyor. Bu durum bağımlılığı, tüketilen elektriğin pahalı olması ve sanayi girdilerinin yükselmesi sonuçlarını doğuruyor. Türk sanayisinin rekabet şansını olumsuz etkiliyor. yılında çıkartılan "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretim Maksatlı Kullanımına İlişkin Kanun" ile yenilenebilir enerji kaynaklarından özel sektörün elektrik enerjisi üretimi teşvik edilmiştir. Ancak bu modelin sağlıklı bir şekilde ilerlemesinin önünde halen ekonomik, bürokratik ve teknik sorunlar vardır. Enerji fiyatlarının artış riski ve yabancı sermaye kontrolü gibi sorunlar bulunmaktadır. SEKTÖRÜN GELİŞİMİ Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonraki yıllarda elektrik enerjisi üretimimiz planlı bir şekilde merkezi bir yapıyla ele alınıp geliştirilmeye çalışılmış ancak daha sonra plansız ve çok parçalı sıkıntılı dönemler yaşamıştır. Bu plansızlık ülkede ilk olarak 1973 yılında programlı elektrik kesintilerinin başlamasına yol açmıştır. "Elektriksiz kalacağız" açıklamalarının sık sık duyulduğu ve kısmi kesintilerin yaşandığı bu dönemlerde ulusal bir enerji politikası oluşturmak yerine küresel reçeteler doğrultusunda elektrik enerjisi sektöründe yapısal düzenlemelere gidilmiştir. Bu uygulamalar gerek sanayicisinin gerek vatandaşının yüksek enerji fiyatlarından mağdur olduğu ve enerji ihtiyacı için yerli kaynaklarımızın yeterince geliştirilemediği bir sonuç ortaya çıkartmıştır. KAYNAK ÇEŞİTLİLİĞİ YENİDEN YAPILANMA Elektrik enerjisi sektörünün yeniden yapılanması 1980 sonrasında dünya genelinde küresel bir politika olarak ele alınmış ve bu politika yansımalarını Türkiye’de de göstermiştir. Türkiye’de 1990’lı yıllarda aşamalarla uygulamaya geçirilen bu politika çerçevesinde çeşitli yasal düzenlemeler yapılmış, kurulan yatırım ve finansman modelleri ve son olarak alım garantisi ile bu alana özel sektörün katılımı teşvik edilmiştir. Ancak başlangıçtaki "yap, işlet" ve "yap, işlet, devret" modellerinde 30 civarında Hidroelektrik Santral (HES) projesi için yapılan anlaşmalardaki çok yüksek olan enerji satış fiyatı ve hukuksal sorunlar nedeniyle süreç kesintiye uğramıştır. Bu sistem beklenen sonucu vermemiş ve birim enerji maliyetini arttırmıştır. Bu dönemde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kurulmuş ve lisans alma usulü olarak getirilen yeni model için yasa ve yönetmelikler çıkartılmıştır. Daha sonra 2005 H Ülkemizde HES’lerin diğer alternatif enerji santralleri ile enerji birim faydası kıyaslamaları İDROELEKTRİK POTANSİYELİ sırasında veya ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının tümünün hidroelektrikten karşılanabileceği şeklinde DSİ ve EİE tarafından yapılan çalışmalar sonucu yapılan yorum ve değerlendirmelerde bu santrallerin teorik Elektrik Enerjisi Üretim Potansiyelimiz brüt işletme özelliklerinin farklı oluşu dikkate 433 milyar kWh/yıl, teknik potansiyelimiz 250 milyar alınmamaktadır. Depolamalı, bir diğer deyişle barajlı kWh/yıl, ekonomik elektrik enerji üretim hidroelektrik enerji santrallerinin en uygun işletme potansiyelimiz 126 milyar kWh/yıl olarak planlaması ve en yüksek verim ile işletilmesi ulusal Çatalağzı Termik Santrali... sanayimiz ve ulusal çıkarlarımız açısından büyük önem taşımaktadır Bir Elektrik Enerji üretim sisteminde, 24 saatlik dönem boyunca minimum güç talebine karşılık gelen baz yükü karşılayacak enerji santrallerinin senenin yüzde 8090’ında 70008000 saat/yıl çalışacakları kabul edilmektedir. Baz yük sürekli olarak karşılanması gerekir. Bu nedenle devreye alınıp çıkarılmaları görece daha zor ve planlı işletmeye daha uygun olan kömür santralleri, nükleer santraller ve tabii debili nehir tipi santraller bu yükün karşılanması için kullanılırlar. Pik yükler ise devreye alınıp çıkartılmaları daha kolay olan depolamalı HES’ler ve depolamalı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle