26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Rusya, boru hattının Ermenistan kısmını satın alarak bir de hattın sahibi oldu. Bunun dışında iki ülke Balkan ve Türkiye enerji pazarında da birbirlerine rakipler. Bu bağlamda İran doğalgazının Avrupa’ya satılması açısından önemli olan NABUCCO doğalgaz boru hattı Rusya’yı rahatsız etti. Rusya Macaristan’ın enerji şirketi ile anlaşma imzalayarak Nabucco’yu engellemeye çalıştı. Ayrıca 15 Temmuz 2007’de Türkiyeİran doğalgaz anlaşmasına Rusya sesini çıkarmadıysa da hoş karşılamadı SSCB’nin dağılmasından sonra Hazar kıyısı ülkelerinin sayısı ikiden 5’e yükseldi. Kıyı devletlerin sayısının artması Hazar’ın paylaşımı problemini ortaya çıkardı. Azerbaycan ve Kazakistan paylaşım konusunda ortak tutum sergilerken, Türkmenistan sürekli taraf değiştirdi. Rusya ise 2002 yılına kadar İran ve Türkmenistan tezini desteklerken aynı yılda İran’ın çizgisine ters düşen bir anlaşma imzaladı. 2002 yılında Rusya’nın Kazakistan ve Azerbaycan’la imzaladığı anlaşma Hazar’ın kuzeyinin ulusal bölgelere paylaştırılması anlamına gelmekteydi. Ayrıca Rusya Hazar’daki askeri potansiyelini artırırken İran Hazar’da silahlanmaya karşı çıktı. Bu görüş farklılıklarına rağmen tarafların Hazar konusunda bazı ortak tutumları da bulunmaktadır. yaratmaktadır. İmzalanan anlaşmalara rağmen İran’ın karşılaştığı maddi sorunlar silahların büyük bölümünün İran’a verilmesinin önünde engeldir. C S TRATEJİ 9 etmektedir. Rusya İran’la olan nükleer işbirliğini bölgede kendi lehine olan stratejik dengeyi değiştirmeyecek seviyede yürütmektedir. Bir yandan İran’a nükleer teknoloji satan Rusya diğer yandan İran’ın nükleer başlığa sahip olması durumunda bir dost değil bölgesel bir rakiple karşı karşıya kalacağının farkındadır. Ahmedinecad’ın İsrail konusunda yaptığı açıklamalar ise Rusya tarafından rahatsızlıkla karşılandı. Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov İran’ın Moskova Büyükelçisini çağırarak bu açıklamaların ne anlama geldiğini sordu. Ahmedinecad’ın sert açıklamaları dostlarının da yitirilmesine neden olmaktadır. Böylece Ahmedinecad’la birlikte tek kutuplu dünyaya karşı mücadele eden merkezler ikiye bölündü. İran, Venezüella, Küba’nın temsil ettiği radikaller ve Rusya ve Çin’in temsil olunduğu ılımlılar. Ahmedinecad’ın uluslararası politikanın yapısına uygun olmayan bu açıklamaları ve nükleer çalışmaları konusundaki tavizsiz tutumu hem Rusya’yı rahatsız etti hem de ABD’nin Rusya’yı ikna etmek için elini kuvvetlendirdi. Rusya’nın radikal İran’ın yanında yer alması Batı’yla ilişkilerine zarar verebilirdi. Taraflar arasında bu dengeyi gözetmemek Rusya’nın dış politikasında bazı sıkıntıların yaşanmasına neden oluyordu. 7 Haziran 2007’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ABD’ye, Azerbaycan’daki Gebele Üssü’nün ortak kullanılmasını teklif etti. Bu teklif İran’ın füze tehdidinin Rusya tarafından kabul edildiği anlamına geldiği şeklinde yorumlandı. Gebele ABD’nin İran’dan fırlatılacak füzeleri kontrol etmek için Doğu Avrupa’da kurmaya çalıştığı hava savunma sistemine karşın Rusya tarafından alternatif olarak teklif edilmiştir Rusya’nın bu teklifi İran tarafından tedirginlikle karşılanmaktadır ve hatta Radio Liberty’ye demeç veren İran’ın Azerbaycan Büyükelçisi Nasir HemidiZari’ye göre, bu teklif İran için bir tehdittir. Aslında bu konuda İran’ı rahatsız eden mesele İran’dan fırlatılacak her türlü füzeyi izleyebilen üssün ABD tarafından kullanılacak olmasıdır. İran ve Rusya arasındaki uzaklaşma nükleer boyutta giderek derinleşmektedir. Fakat bu uzaklaşmanın taktik mi yoksa gerçek bir uzaklaşma mı olduğunu zaman gösterecektir. İçte artan eleştiriler sonrası İran yönetimi silah teknolojisi anlamında Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için iç üretime başlamaktadır. Bugün gizli veya yarı açık bir şekilde devam eden Rusyaİran rekabeti üçüncü güçlerin bölgeden çekilmesi durumunda daha da kuvvetlenecektir. NÜKLEER AYRIŞMA Devrim sonrası İran’ın Almanya, Fransa, Belçika, Pakistan ve Arjantin gibi devletlerle yürüttüğü nükleer işbirliğine ABD baskısıyla son verildi. Ne olursa olsun nükleer çalışmalarını yürütmek isteyen İran, Rusya ile işbirliğine yöneldi. 1995 yılında imzalanan nükleer işbirliği anlaşmasıyla Rusya, Almanların Siemens şirketinin yarım bıraktığı Buşehir nükleer tesislerinin yapımını üstlendi. Fakat işler hiç de tarafların istediği gibi yürümedi. Rusya İran’ın nükleer sektörüne girerek bu alanın kendi kontrolü altında olacağını düşündü. İran’ın nükleer çalışmaları konusunda Rusya açısından bir numaralı mesele Tahran’ın nükleer silaha sahip olmasını engellemektir. 2002’de İran’ın nükleer çalışmalarının bir kısmını sakladığı ortaya çıktıktan sonra Rusya, İran’ın NPT Ek Protokolü’nü imzalaması ve UAEA ile yakından işbirliği içinde olması gerektiğini savundu. İran’ın olası bir şekilde nükleer silah elde etmesine karşı çıkan Rusya bu yönde zaman zaman baskılarını artırdı. Fakat İran’ın nükleer dosyasının BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilerek kendi ekonomik ve silah pazarına zarar gelmesini de önlemeye çalıştı. Olası askeri müdahale ve uluslararası yaptırımlara karşı çıkan Rusya, İran’ın uranyum zenginleştirmesini de eleştirdi. TEKNOLOJİK BAĞIMLILIK Hem 1979 devriminden sonra uygulanan yaptırım hem de 1996 yılından sonra ABD’nin İLSA yasasıyla uygulanan yaptırımlar İran’ın Rusya’ya daha fazla bağımlı olmasının yollarını açtı. İran Rusya askerisilah teknolojisi için büyük bir pazar olurken yıkılan Rusya ekonomisi için de nakit para anlamına gelmekteydi. Taraflar bunu ikili ilişkilerin gelişmesi olarak değerlendirdiyse de daha çok İran, silah ve nükleer teknolojisi anlamında Rusya’ya bağımlı oldu. İmzalanan anlaşmalarda Rusya İran’a silah ve nükleer teknoloji vermeyi, İran ise Rusya’ya bunun karşılığında yüklü miktarda paralar ödemeyi kabul etti. İranRusya arasındaki askeri ilişkiler dönemin İran Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin Haziran 1989 yılında Rusya ziyaretinde kuruldu. Sekiz yıllık İranIrak Savaşı’ndan sonra hava kuvvetleri çok büyük darbe alan İran, Rusya’yla imzaladığı askeri anlaşmayla çok sayıda Su24 ve MİG29 uçağı aldı. 199091 Birinci Körfez Savaş’ı ise İran’ın askeri anlamda Rusya’ya bağımlılığını artırdı. "Büyük Şeytan" ABD’nin Basra Körfezi’ne yerleşmesi ve İran’ın İslam dünyasındaki rakibi Suudi Arabistan’ın ABD’den büyük miktarda silahlar alması İran’ın Rusya’ya bağımlılığını artıran önemli nedenlerdi. Bu bağımlılık 2001’den sonra ABD’nin Afganistan ve Irak’a yerleşmesiyle doruk noktasına ulaştı fakat bu alanda yaşanan ekonomik sorunlar ilişkilerde boşluklar AHMEDİNECAD FAKTÖRÜ 2005’de Cumhurbaşkanı seçimlerini kazanan Mahmud Ahmedinecad, İran’ın nükleer çalışmaları ve İsrail konusunda daha sert söylemler benimsedi. İran 3000 santrifüje kadar uranyum zenginleştireceğini ifade etti ve ardından Ahmedinecad İran’ın dünya nükleer kulübünün bir parçası olduğunu açıkladı. Bundan sonra Rusya İran’a baskılarını artırdı. İlk başlarda İran’a uranyum satmak için anlaşması bulunmasına rağmen Buşehir Nükleer Tesisleri’nde kullanılacak yakıtın dışarıda zenginleştirilmesi fikrini desteklemiştir. Hatta Rusya uranyumun Rusya topraklarında zenginleştirilmesini teklif etti fakat olumsuz yanıt aldı. İran’ın Rusya’nın teklifine hayır demesi ilişkilerdeki güvensizliği de bir anlamda ortaya çıkardı. Daha sonra parası ödenmediği için Buşehir Nükleer tesisleri’nin yapımını geciktiren Rusya’nın Mart 2007’de UAEA’la işbirliği yapmaması durumunda uzmanlarını Buşehir Nükleer Tesisleri’nden geri çağırabileceğini açıkladığı iddia edildi. Nitekim, tesislerin yapımı 2006 yılında bitmesi gerekirken hala ertelenmektedir. En son Eylül 2007’ye ertelenen Buşehir’in daha sonra 2008’den önce bitirilemeyeceği açıklandı. ABD ve Avrupa İran’ın kullanacağı uranyumun geri verilmesi anlaşmasının imzalanmasını istiyordu. İki ülke arasında ortaya çıkan bu nükleer anlamda bağımlılık ikili arasındaki sorunları giderek artırmaya başladı. Rusya’nın farklı tutumları İran’dan eleştiri seslerinin yükselmesine neden oldu. İranlı uzmanlar Rusya’yı ABD ve AB ile ilişkilerinde İran’ın nükleer çalışmalarını koz olarak kullanmakla suçladı. Rusya’nın Buşehir Nükleer tesislerinin yapımını sürekli ertelemesi de İran yönetiminden ciddi eleştiriler aldı. Muhalif gruplar ise Rusya’ya bağımlılığı sorgulamaya başladı. İran tarafı Rusya’nın Buşehir’den vazgeçmesi durumunda başka bir tarafla anlaşabileceğini söylemektedir. Batı’nın İran’a ambargo uygulaması ve İran’la ticaretten uzak durmasından en karlı çıkan taraf Rusya oldu. Bu süreç İran’ın nükleer ve askeriteknolojik alanda Rusya’ya bağlanmasıyla devam Putin Ahmedinecad
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle