02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aybike KOCA TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] Doğu’ya dayatılan modernleştirme anlayışı… C S TRATEJİ 11 olarak ünlenen Ülgener, sadece Batı kapitalizmini inceleyerek girişimciliği tanımlamanın yanlış olacağını, İslam medeniyetini de analiz ederek Türk toplumunun girişimcilik anlayışını da belirtmenin doğru olacağını göstermiştir. Bugün okutulan kitaplarla makalelerin, eğitimöğretim sisteminin ve araştırma tekniklerinin bile Batıdan örnek alındığı düşünüldüğünde Ülgener’e hak vermemek mümkün gözükmüyor. Türk sanayisini, Türk girişimcisini hatta Türk kapitalizmini öğrenmeden Batı düşünce tarzı ile Türk ekonomisini anlayabilmek geçmişten bu yana yapılan en büyük hata. Sistemdeki aksaklıklar milli olmasına karşın çözüm olarak sunulan politikalar hep Batı kökenli, hep çok uluslu şirketlerce benimsenen politikalar. Teşhis ile tedavi birbirini tamamlamayınca Batının istediği anlamda modernleşme gerçekleşmiş, Batının peşinden giden hatta Batıya bağımlı hale gelen bir ülke/ülkeler ortaya çıkmış oluyor. Bunun önlemek için ise kalkınmanın, sanayileşmenin birinci adımı olarak ulusal ekonominin, ulusal girişimcinin ve ulusal politikaların benimsenmesi gerekiyor. 18 . yüzyılın sonlarında Adam Smith, kapitalizmin temellerini attığında bir dünya sistemi oluşturacağını tahmin etmemişti muhtemelen. Girişimci bireyin önderliğinde sanayileşme sürecine giren bir toplumu tasavvur eden kapitalizmin tekelci yaklaşımı çok geçmeden pek çok kesimde rahatsızlık yaratmaya başladı. Bunların başında 19. yüzyılda ortaya attığı fikirler bugün hala pek çok kişi tarafından destek bulan Karl Marx geliyor. Sistem öylesine işlemişti ki Marx bile kapitalizmden etkilenmeden kendi düşüncesini oluşturamazdı. Çok geçmeden anlaşıldı ki, kapitalizm materyalist düşüncenin bir ayağını oluştururken diğer ayağına da Marksizm basmıştı. O günden bu güne değişen tek şey ise kapitalizmi yönetenler ve kapitalizmden beslenenler oldu. Feodalizmden kapitalizme geçiş dönemi olarak belirtebileceğimiz 1518. yüzyıllar arasında başta Hollanda, İspanya, Portekiz, İngiltere ve Fransa’da tekeller ve sömürgeleştirme hareketleri hız kazandı. "Laissezfaire, Laissezpassé (Bırakınız yapsınlar, Bırakınız geçsinler)" yaklaşımı ile 19. yüzyılda yani Batıda aydınlanma, makineleşme ve sanayileşmenin ortaya çıktığı yüzyılda, kapitalizm ile birlikte büyüyen bir kavram daha vardı ki, belki de Batının kapitalizmi araç olarak kullandığı sistemde hedefi gösteriyordu: modernleşme… MODERNLEŞTİRME STRATEJİSİ ULUSAL EKONOMİ Batı’nın Doğu için düşündüğü Ulusal ekonomi politikası hükümet politikası modernleşme hep bir adım geriden olmanın yanı sıra bireysel anlamda da desteklenmelidir ki gelir dağılımındaki uçurum ortadan kaldırılabilsin. Bu doğrultuda kendi Batı’nın izlenmesi mantığına modern toplumumuzu yaratabilmek, bir sanayi toplumu olabilmek için olmazsa olmaz bazı dayanıyor. Sorunların yerli, değerlerin altının çizilmesi gerekiyor. Bunların başında da sermaye birikimi yaratma çözümlerin yabancı olması bu kapasitesinin artırılması geliyor. Düşüncelerini bağımlılığı sürekli kılıyor. Özgün kabul edelim ya da etmeyelim Marx’ın, kapitalizm için söyledikleri de sermaye yaklaşım, kısır döngüyü değiştirebilir. birikimi ihtiyacını doğrular nitelikte: Batı’nın peşinden giden kalkınma Üretime dayalı, piyasa işleyişine sahip, rasyonel bilimin egemenliğinde, kapitalist girişimcinin belirleyici olduğu liberal ekonomi merkezli toplum günümüzde modern toplum olarak tanımlanıyor. Modern toplumun kendi önyargıları kendi kavramları kendi belirleyici verileri bulunuyor. Aile, eğitim, siyaset, din ve Marx ekonomi gibi toplumun yapısını ortaya koyan bu kavramlar içinde Batıya en yakın olanı şüphesiz ki ekonomi. Modern kapitalist toplumun önder sektörü olan ve diğer tüm kurumları etkisi altına alma gücüne sahip olan ekonomi sayesinde Batı sanayileşme hamlelerini tamamlamıştır. Bu güçle kendini lider konuma taşıyan "Modern Batı" 15. yüzyılda ortaya çıkan sömürge anlayışını kaybetmeden gelişmekte olan ülkeleri peşinden götürmeye devam ediyor. Tarımdan sanayiye oradan da hizmetler sektörüne geçişi simgeleyen ve teknik toplum olarak da adlandırılan modernizmin kendi kuralları içerisinde uygulanmasını destekleyen Batı, gelişime ihtiyaç duyan Doğu için belirlediği stratejiyi bugün bile uygulamaya devam ediyor. Batının sunduğu modeller çerçevesinde kapitalistleşen, liberalleşen bir süreç işliyor. Doğu için. Belli sınırlar içinde gelişimine izin verilen Doğunun modernleşmesi (!) "Biriktirin, biriktirin, işte kanun budur!" bazı avantajlar sunuyor Batıya; Sanayi toplumu olabilmenin şartı sermaye Dünyadaki ekonomik kaynakları kontrol birikimi dolayısıyla üretimden kast edilen basit altına alma/altında tutma üretim tarzı değil aslında. Büyük şirketlerin yani Dünyaya egemen olma anlayışını ve emperyalizmin olmazsa olmazı çok uluslu azmini devam ettirme. şirketlerin egemen olduğu üretim biçiminden Günümüzde tek kutuplu bir dünya bahsediliyor sanayi toplumu tanımlanırken. Ancak yaratılmış olsa da Avrupa ABD’nin, burada ulusal ekonomi anlayışından uzaklaşmadan Rusya, Çin ve Hindistan da sanayi toplumuna geçişi hızlandırmak önem arz Avrupa’nın peşini bırakmıyor ediyor. Yabancı şirketler karşısında rekabet şansı aslında. ABD’nin sürekli azaltılmış yerli firmaların ulusal servete katkısı egemenlik anlayışı ve küresel anlaşılamaz, piyasa ekonomisi, gerekli hukuki hakimiyet hedefi modernleşme zemin oluşturulmadan benimsenir ise ancak stratejisini tam karşılamıyor Batının istediği ölçüde sanayi toplumu belki ama şu anda olunabilir. Milli mücadele ya da sanayi sonrası ulusal rekabet, adına ne derseniz toplumu yaşayan deyin, bağımsız politikalar Avrupa’nın desteklenmeden gelişmekte olan kazanılamaz. Çünkü ülkelere Amerikan toplumunun ve "peşimden gel Avrupalı kapitalist Batı ama yetişme" toplumlarının geleceği anlayışıyla konusunda 100 yılı yaklaştığı görülüyor. aşkın süredir varlığını Böylelikle Avrupa, sürdüren şüpheler gelişmekte olan ülkelerin varken kapitalizmin hangi safhaları geçeceğini, kendi kendini tahrip hangi basamaklardan ettiğini de kabul etmek atlayacağını ve hangi şemayı gerekiyor. Yine de takip edeceğini çok iyi Avrupa Amerika’ya rakip biliyor. Dolayısıyla hep bir olmaktan Amerika da adım önde olmayı, lider olmayı üçüncü rakibi Rusya ile başarıyor. Hâlbuki Türk mücadele etmekten geri toplumunda geçmişten beri var kalmıyor. Bu bağlamda olan ancak ismi sonradan koyulan geçmişten bu yana alınan Adam Smith postmodern akım çerçevesinde oluşan derslere belki de en önemlisini bir birikim var. Uygarlığın batıdan eklemek gerekecek ve Osmanlı sanayi öğrenilmediğine işaret eden çok önemli felsefesini anlatan şu cümle Batıyı aydınlar var. Bunların belki de en başında gelen anlamaya ve anlatmaya yetecektir: Batının yelken Prof. Dr. Sabri Ülgener’dir. Türkiye’nin Weber’i bezinden uzak durulmalı…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle