02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Utku YAPICI [email protected] Atatürk öğretileri ışığında dış politikaya güncel öneri… C S TRATEJİ haline getirme yönündeki içsel dönüşümleri gerçekleştirme yönünde stratejiler oluşturmak, eş zamanlı olarak da Kemalist dış politika seçeneğini küresel gerçeklikler karşısında yeniden alternatif haline getirmektir. Kemalist ideolojinin, Kemalist dış politika için oldukça önemli olan özelliklerinden söz ederek sohbetimize devam edelim. Birincisi, Kemalizm’in "yurt kurtarma eyleminden" kaynaklanıyor olmasıdır. Bu demek oluyor ki, bir ideoloji olarak Kemalizm, küresel çağda da yurt kurtarma misyonunun gerektirdiği antiemperyalist duruşu dış politika yaklaşımlarının merkezine oturtmak durumundadır. Emperyalist ortağı/taşeronu bir dış politika yaklaşımını "reaktif" değil "proaktif" olma adına savunmak, "pazarlamacı" yaklaşımlarla dış politika yürütmek, Kemalist dış politika yaklaşımının küresel çağda karşı olacağı en temel noktalardır. Kemalist ideolojinin Kemalist dış politika için önemli ikinci özelliği yarattığı millet tanımıdır. "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti" demek yoluyla Mustafa Kemal Atatürk, dışlayıcı değil birleştirici, ırkçı değil toplumcu bir milliyetçilik anlayışını kurumsallaştırmıştır. Böyle bir millet tasarımının sonuçları Türk dış politikasında da görülmüştür. Türk dış politikasında Kemalist uygulama, kendi kurduğu millet tanımının benzerini oluşturma hakkını "soydaşlarının" yaşadığı devletlere de tanıyan, diğer devletlerin ülkesel bütünlüğüne saygı gösterme üzerine kurulu, irredentizme pirim vermeyen bir zeminde şekillenmiştir. Etnik, dinsel ve mezhepsel kimliklerin, büyük güçlerin dış politik hedefleri çerçevesinde araçsallaştırıldığı günümüzde, Kemalizm’in bu niteliği gerek ulusal gerekse uluslararası alanda barışı sağlamanın sigortasıdır. Türkiye bölgeye bir model olacaksa, yarattığı millet tanımıyla model olmalıdır. Kemalist ideolojinin yarattığı millet tanımıyla da bağlantılı ve Kemalist dış politika için önemli üçüncü özelliği geliştirdiği ulusal modeldir. Bu model bir taraftan dil ve fikir emperyalizmine karşıtlıktan beslenen bir "ulusal" eğitimi diğer taraftan da çıkar tasarımlarında ulusalcılığı içermektedir. Çıkar tasarımlarında ulusalcılık, hem Kemalist yönetim anlayışının hem de Kemalist dış politikanın olmazsa olmazıdır. Mustafa Kemal Atatürk bu konuda şunları söylüyor: "Efendiler!...Yüzyıllardan beri Türkiye’yi idare edenler çok şey düşünmüşlerdir; fakat yalnız bir şeyi düşünmemişlerdir: Türkiye’yi. Bu düşüncesizlik yüzünden Türk vatanının, Türk milletinin uğradığı zararları ancak bir tarzda telâfi edebiliriz: O da artık Türkiye’de Türkiye’den başka bir şey düşünmemek." (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt:2, 2.Baskı, Ankara, 1950, s.180.) Küresel süreçte Atatürk’ün sözünü ettiği "çıkar tasarımlarında ulusalcılık" dış İ deoloji en basit olarak ulus içi ve uluslararası ilişkileri etkileyen, bu iki ilişki türünü biçimlendiren dinamik öğeler olarak tanımlanabilir. İdeoloji, siyasi ve toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin ya da bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dini, moral, estetik düşünceler bütünüdür. Dünyanın bütünsel algısını kendine veri eden bir dünya görüşüdür. Kemalizm, yukarıda aktardığımız özellikleri taşıması nedeniyle bir ideoloji olarak değerlendirilmelidir. Kemalizm, gerek düşünsel ilkelerinden gerekse eylemsel kökeninden süzülerek biçimlenen ideolojik konumlanışıyla dogmatik ve ütopik olmayan bir dünya görüşü yaratmıştır. Bu ideoloji, Kurtuluş Savaşı’yla sembolize edilen "yurt kurtarma eyleminden" doğmuş, Cumhuriyet döneminde düşünsel ilkeleri ve süregelen eylemsel pratiği araçlarıyla geliştirilmiştir. Kuşkusuz yaşadığımız küresel çağ, Kemalist ideolojinin biçimlendiği 19191938 arası dönemdeki uluslararası düzenin gerçekliklerinden önemli farklılıklar göstermektedir. Ancak bu durum, küresel çağda Kemalizm’in ne yönde bir dış politika yaklaşımına işaret edeceği konusunda sessiz kalmamızı gerektirmez. İçinde bulunduğumuz yılların gerçekliklerinin 19191938 arası dönemdeki öncülleri karşısında Kemalist konumlanış, bize küresel çağda Kemalist seçeneğin ne olduğu konusunda yol gösterecektir. Bu çalışmadaki temel amacımız, Kemalizm’in yöneten ideoloji konumunda olduğu yıllardaki yönetim ve dış politika anlayışından yola çıkarak, küresel çağın gerçeklikleri karşısında Kemalist seçeneğin temel ilkelerini ortaya koymaktır. ‘Çıkar tasarımlı ulusalcılık’ ‘Yurt kurtarma eylemi’nden kökenini alan Kemalist dış politika anlayışı, ulus yaklaşımı, laiklik gibi temelleriyle tarihin bir döneminde başarılı uygulamalarını ortaya koydu. Başarılarından birisi de emperyalist ortaklık değil emperyalist karşıtı dış politik yaklaşımı olarak ön plana çıktı. EMPERYALİST ORTAĞI POLİTİKA Bu çerçevede ilk söyleyeceğimiz söz, tartışma konumuz Kemalist dış politikanın Kemalist yönetim anlayışından bağımsız olarak ancak sınırlı bir biçimde savunulabileceğidir. Bir başka ifadeyle, iç politika, ekonomi, eğitim, sanayi, savunma, bilişim vb. özellikle küresel çağda, dış politikayı doğrudan şekillendiren faktörlerdir. Kemalist bağlamlı borca değil üretime dayanan ulusal bir ekonomi modeli, ulusal kalkınma ve savunma programı, ulusal eğitim yaklaşımı; Kemalist dış politikanın uygulanmasını sağlayacak faktörlerdir. Böyle bir yönetim ve kalkınma modelini sahiplenmemek, ulusalcı bir dış politika yaklaşımının güçlü bir biçimde seslendirilmesini imkansız kılar. Dolayısıyla, Kemalist dış politika ile Kemalist bağlamlı bir yönetim ve kalkınma anlayışı arasındaki içsel bağlantıların farkında olmamız gerekmektedir. Yapılması gereken, Kemalizm’i yeniden yöneten ideoloji
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle