02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

gerekiyor ancak bağımsız adaylarda "muhalif olmama" şartını arayan bir ülkede muhalefetten bahsetmek ne derece doğru olur orası biraz muğlak. Ortadoğu’nun birçok ülkesinde olduğu üzere Suriye’de de muhalefet var ama "görünmez adam" kılığında. Çünkü ülkedeki muhalefet partilerinin varlığı resmi olarak tanınmıyor ve haliyle seçimlere de katılamıyorlar. Ülkedeki bu "görünmez muhaliflerin" dışında bir de sürgündeki muhalefet partileri var. Bunlardan en güçlüsü kolayca tahmin edilebileceği üzere varlığını İngiltere başta olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ve ABD’de sürdüren Müslüman Kardeşler. Hatırlanacağı üzere Mart 2006’da Brüksel’de eski devlet başkan yardımcısı, yeni muhalif Abdülhalim Haddam öncülüğünde toplanan sürgündeki muhalifler 'Ulusal Kurtuluş Cephesi' adı altında birleştiklerini ilan etmiş ve tek amaçlarının Esad Hanedanlığı’na son vermek olduğunu duyurmuşlardı. Müslüman Kardeşler başta olmak üzere sürgündeki milliyetçiler, liberaller, aşırı dinciler, Kürtler, Yezidiler ve komünistlerin yer aldığı muhalif bloğa ABD’nin de destek verdiği uzunca bir süre tartışılmış hatta ABD’nin Suriye’yi askeri bir müdahale ile değil de muhalefete destek vererek içeriden "halledeceği" ciddi anlamda konuşulmuştu. Bu ihtimal halen geçerliliğini koruyorsa da ABD son seçimlerde öngörülerin aksine Şam kalesini içeriden fethedemedi. C S TRATEJİ 15 Suriye seçimlerinden... Parlamento seçimlerine seçmenlerin yüzde 56’sı katılırken, 250 sandalyeli meclisin 172 üyesini Baas iktidarı belirledi, 78’ini ise muhalif olmayan bağımsızlar… Suriye’de böylesine bir ortamda gerçekleşen seçimlerde parlamentoda sandalyelerin 172’sini Baas Partisi’nin yönettiği İlerici Ulusal Cephe Koalisyon’u kazandı. Bağımsız adaylar ise İlerici Ulusal Cephe’den arta kalan 78 sandalyeyle yetindiler. Suriye İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre kayıtlı seçmenlerin sadece yüzde 56,12’si sandığa gitti. Seçimlerini" anlatma niyeti ile kaleme alınmaya başlanmıştı ancak Suriye, demokrasi, seçim, seçmek, seçilmek vb. sözcükler yan yana pek bir eğreti durduğu için olsa gerek, Suriye yazının öznesi değil nesnesi haline geliverdi kendiliğinden. Hal böyle olunca da anlatılanlardan tüme varmak da, tümden gelmek de siz okuyucuların yorumuna kaldı. Ancak adettendir her yazıya bir son(uç) gerekir. Bu yazıda da eksik kalmasın öyle değil mi? Sözün özü, Suriye’de seçimsiz bir seçim daha geride kalırken, bir demokrasi masalı daha başlamadan bitti. Gerçek demokrasi ise yine hayallerde kaldı… ORTADOĞU’YA DEMOKRASİ Okuduğunuz bu yazı aslında "Suriye ‘Suriye bildiğiniz gibi’ İbrahim MUHAMMED Deutsche Welle 22 23 Nisan 200’de Suriye'de yapılan genel seçimleri, beklendiği üzere iktidardaki koalisyon partileri kazandı. İçişleri Bakanı Bassam Abdülmecid, meclisteki 250 sandalyenin 172'sini Baas öncülüğündeki Ulusal İlerici Cephe'nin elde ettiğini açıkladı. 78 sandalye de bağımsızlara gitti. Ulusal İlerici Cephe, 1973'te kurulduğundan bu yana bütün seçimleri kazandı. Baas partisi, 1963'ten bu yana iktidarda bulunuyor. Eski mecliste koalisyon partilerinin 167, bağımsızların 83 sandalyesi vardı. DW Arapça Servisi editörlerinden İbrahim Muhammed’in yorumu... Suriye’de geçen yapılan seçimlerin hemen ardından, Şam yönetiminin Lübnan politikasını eleştirdiği gerekçesiyle insan hakları savunucusu avukat Enver El Bunni’nin beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu Batı ülkelerinin, Suriye yönetimini bir kez daha eleştirmelerine neden oldu ve AB Dönem Başkanı Almanya, bu olay nedeniyle derin endişe duyduğunu dile getirdi. Devlet başkanlığı görevini devralırken bundan tam yedi yıl önce Beşar Esad demokratik reformlar için söz vermişti. Ancak sonucu belli olan göstermelik son parlamento seçimleri Suriye’nin demokrasiden hala uzak olduğunu gösteriyor. Suriye’de yapılan seçimler, Beşar Esad’ın iktidarı devraldığı 2000 yılının yazından bu yana yapılan ikinci parlamento seçimleri. Gözlemciler ve basında yer alan haberlere göre halkın bu seçimlere katılımı oldukça azdı. Ama Suriyelilerin ilgisizliği bir sürpriz değil. Zira dört yıl önce yapılan son seçimler gibi yine sonucun değişmeyeceğini biliyorlar. Beşar Esad’ın babası ve eski Devlet Başkanı Hafız Esad’ın 1970’lerin başında kurduğu ve eski Demokratik Almanya Cumhuriyet’indeki devlet partisi SED’in bir örneği olan Ulusal İlerleme Cephesi ve seçimler eski Doğu Almanya’da yapılan seçimler kadar ‘bağımsız’. Baas Partisi ve müttefikleri, parlamentodaki 250 sandalyenin üçte ikisini rezerve etmiş durumda. 167 sandalyeden 123’ü Baas Partisi’nin, 35 sandalye de milliyetçiler ve komünistlerin oluşturduğu diğer Cephe partilerinin diğer üyelerine ait. Parlamentoda geriye kalan 83 sandalye ise partisi olmayan adaylara ayrılmış durumda. Ve onların büyük çoğunluğu da çıkarları doğrultusunda hükümete yakın duran tüccar, sanayici, avukat ve doktorlar. İşte bu adaylar da seçim kampanyaları boyunca işsizlik, yolsuzluk ve diğer toplumsal sorunları tartışmaktansa, çay, kahve ve tatlı dağıtmayı tercih ettiler. Nüfusun büyük bir çoğunluğuna göre ise bu sorunlar ülkede her geçen gün daha da büyüyor. Bu, iş piyasasına her yıl giren 250 bin gencin de fikri aynı zamanda. Ve resmi seçim sonuçlarının söylediği ise her zaman aynı: Yeni parlamento, yine Suriyelilerin arzularını ve beklentilerini karşılamayacak. Ve böyle bir seçimle birlikte Suriye bir kez daha politik reformları kaçırmış oldu ve Beşar Esad’ın 2000 yılında devlet başkanlığı görevini devralırken verdiği reform sözleri yine yerine getirilmedi. Bu reformlar da daha çok dine bağlı olmayan siyasi partileri, aynı zamanda basın ve düşünce özgürlüğünü ilgilendiren konulardı. Bu atılımlar yerine Şam’da durağan bir politika hakimiyet sürdü. Bu, ilk aşamada yapılan ve olumlu sonuçlar veren küçük ekonomik reformların boşa çıkması tehlikesini yaratıyor. Bunlar, Baas Partisi’nin iktidara geldiği 40 yıldan bu yana ilk kez özel sektör güçlendirilmesi ve bir orta sınıfın oluşturulmasıydı. Bu, gelecekte politik ve toplumsal değişimlerin bir motoru olabilirdi. Şam’daki hükümet çevreleri ise bu reformların neden yapılmadığına ilişkin olarak ABD’den gelen tehditleri gerekçe gösteriyor. Onlara göre, reformların, çabaların aksamasının en büyük nedeni bu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle