17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

konuda bize çifte Toprak satışı, tarım arazilerini de kapsıyor standart uygulayan başta batı ülkeleri olmak üzere birçok ülke tarafından bizim ve vatandaşlarımızın aleyhine işlemektedir. Temelde birçok batı ülkesi, başta AB ülkeleri, vatandaşlarımıza, mali durumları ne olursa olsun vize vermekte zorluk çıkarmakta veya bu konuda cimri davranmaktalar. Birçok saygın iş adamımızın bile vize alamadığı bir ortamda, bize vize vermeyen ülkelerin vatandaşları ülkemizde diledikleri şekilde taşınmaz alıp, oturabilmektedirler. Yani bizim vatandaşımıza değil oturma, seyahat etme özgürlüğü bile tanımayan veya bunu çok kısıtlı şekilde uygulayanların vatandaşları topraklarımızı "babalar" gibi satın alıp, köyler, kasabalar kurmaktadırlar. Sistemin bu açıdan bir "tam karşılıklılık" yaratamadığı, bunun uygulanmasının çifte standartlar nedeniyle olanaksız olduğu ortadadır. Pratikte yabancılar bizde sayılı kararı ile Yunanistan bu kararını AB ülkeleri 1000 taşınmaz almış ise, bizim onların ülkesinde vatandaşları açısından kaldırmıştır. Türkiye gibi AB ancak on almış olduğumuz bir gerçektir. Bu oran üyesi ülkeler dışındakilere kısıtlamalar ise devam bile büyük ölçüde AB ülkelerinde çalışma ve etmektedir. "Yunan uyrukluların Türkiye’de oturma izni olan vatandaşlarımızla ortaya çıkar. taşınmaz edinmelerinde Tapu ve Kadastro Genel Normal olarak teoride ve pratikte bir İngiliz veya Müdürlüğü’nün görüşü ve izni istenmektedir" gibi Alman emeklisi Türkiye’de taşınmaz alma bir kural söz konusu ise de bunun da ulusal özgürlüğüne sahipken bir Türk vatandaşı veya çıkarlarımıza uygun bir şekilde işlediğini söylemek emeklisi aynı özgürlüğe teoride sahipse de mali olası değildir. Resmi verilere göre Yunan uyruklular durumu yeterli bile olsa pratikte buna sahip ülkemizde çoğu İstanbul ve Bozcaada’da olmak değildir. Çünkü kendisine muhtemelen vize üzere toplam 616.401 m2’lik taşınmaz sahibidir. O vermekte zorluk çıkartılacağı gibi, bir şekilde vize halde, kuralların ve yasaların gerçek anlamda almış olsa da oturma izni alması bu ülkelerde olası uygulanmadığı ortadadır. değildir. Yunanlılar dışında ülkemizde stratejik nitelikli Ülkemizle karşılıklılık ilkesi bulunmayan veya bölgelerde toprak aldıkları söylenen Suriye ve İsrail sınırlı olan Bulgaristan, Birleşik Arap Emirlikleri, vatandaşları ve bunların ne ölçüde taşınmaz İran, Danimarka, Macaristan, Suudi Arabistan, edindikleri hususu Suriyeliler açısından göreceli Suriye ve Rusya’nın vatandaşlarının ise ülkemizde olarak şeffaflık arz etse de İsrail vatandaşları dilediklerince taşınmaz alabilmektedir. açısından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden Ülkemizde Avusturya gibi ülkelerin alınabilen veriler net değildir. vatandaşlarının taşınmaz alma hakları var iken Türk Verilere göre 2.469 Suriye uyruklu, çoğunluğu vatandaşlar için bu hakkın özel izne tabi olması da Akdeniz (Hatay) ve Güney Anadolu bölgemizde onur zedeleyici, çelişkili ve karşılıklılık ilkelerine toplam 241.467.705 m2’lik taşınmaz almışlardır. terstir. Bu, Avusturya dışında başka ülkeler için de İsrail uyrukluların ise ağırlıklı olarak İstanbul, geçerlidir. İzmir ve Bursa’da toplam 78.868 m2’lik taşınmaz aldıkları tespit edilmiştir. İsrail vatandaşlarının UNANİSTAN İLE İLİŞKİLER GAP bölgesi ile ilgili alımları konusunda net veriler yoktur. GAP’da 2.050 adet taşınmazın İngiltere, Cemaat Vakıfları gibi çok boyutlu sorunlarımızın Almanya, Romanya, Suriye, ABD ve Yunanistan süregeldiği Yunanistan ile olan ilişkilerimizde ise gibi ülkelere ait gerçek veya tüzel kişilerce satın aleyhimize çalışan önemli bir konu da Yunan alındığı açıklanmıştır. Bu bölgede İsrail hükümetinin 1939 yılında almış olduğu bir kararla uyrukluların taşınmaz alımlarını çeşitli Türk veya Yunanistan’ın sahil bölgelerinde yabancıların öteki ülke uyrukluları kullanarak gerçekleştirdikleri taşınmaz edinmelerini yasaklamış olmasıydı. Daha de iddia edilmektedir. sonra Avrupa Topluluğu Mahkemesi’nin 305/87 C S TRATEJİ 11 TARIM ARAZİLERİ Bağımsızlığına değer veren ülkelerin özellikle tarım arazilerinin yabancıların eline geçmemesine özen gösterdikleri ve önlemler aldıkları bilinen bir husustur. Genç Türkiye Cumhuriyeti de 1924 yılında yürürlüğe koymuş olduğu 442 sayılı Köy Yasası’nın 87. maddesi ile yabancı gerçek ve tüzel kişilerin köylerde taşınmaz mal almalarını yasaklamıştı. Yine benzeri bir şekilde 1934 yılında çıkarılmış Tapu Yasası’nın 36. maddesi de aynı yasağı desteklemişti. Ne var ki, bilahare, 1984 ve 1986 yılında yapılan değişiklikler ve Bakanlar Kurulu kararlarıyla söz konusu yasaklar kaldırılmış ise de bunun akabinde Anayasa Mahkemesi bu kararları iptal etmiştir. Daha sonra, AKP iktidarı döneminde, 03.07.2003 tarihinde 4916 sayılı Kanun ile Köy Kanunu’nun ilgili 87. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Maalesef bu tarihten 31.12.2004 tarihine kadar geçen sürede, yalnız 10 köyümüzde, 48 taşınmaz alınmıştır. Bunların toplam yüzölçümü 1.206.000 m2’dir. Köylük yerlerde yabancıların taşınmaz mal alımlarını engelleyen yasaların, 1984, 1986 ve 2003 yıllarında değiştirilmesi üzerine her seferinde açılan davalar sonucu bu kararlar iptal edilmiş ise de 1934 yılında çıkarılmış 2644 sayılı Tapu Yasası’nın 35. maddesi 2005 yılında tekrar değiştirilmiş ve yeni uygulama ile yabancılar tekrar köy sınırlarında taşınmaz alma hakkına kavuşmuşlardır. Bu yasa için Anayasa Mahkemesi’nde açılmış olan dava hala sürmektedir. Anayasamızın 35. ve 7. maddelerine uygun olarak, yabancılara toprak satışının hassas bir konu olduğu ve yapılan satışların gerçekleşmesinden sonra bunların geri alımının mümkün olmadığı hususu bağımsızlık ve egemenlik haklarımız açısından çok önemlidir. Nitekim yabancılara toprak alımına izin veren değişiklikler yapıldıktan sonra bu değişikliklerin Anayasa Mahkemesince iptaline kadar geçen sürede yapılan ve yapılmış olan satışların iptali maalesef sonradan mümkün olmadığından, alınan yerler, kapanın elinde kalmıştır. Bugün topraklarımızın yabancılara haraç mezat aceleye getirilerek satıldığı ve karşılıklılık da aranmadığı ortadadır. "Dünyada uğruna savaşılacak, ölünecek tek şey topraktır" diyen yabancın yazarı hatırlamamak mümkün değil. Ecdadımızın savaşarak milli sınırlara katmış olduğu bu kutsal toprakları belli kurallar dizisi ve oyunlarla kaybedersek bir gün gelir pişman oluruz. Bu pişmanlık savaşı göze alabilecek boyutlara ulaşabilir. Toprak satışında gözetilmeyen ilkelerin başında da karşılıklılık ilkesi geliyor. Türkiye, Avrupa ülkelerinin yanı sıra diğer ülkelere de karşılıklılık ilkelerini koşul getirmiyor. Toprak alımlarının köylere kadar uzanması, yabancı yatırım savunmasını da ortadan kaldırıyor. Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle