02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Avrasya’da değişen sınırlar yeni ortaklıkları gündeme getirdi C S TRATEJİ Güvenlik mekanizmaları yıkılıyor Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası [email protected] ovyetler Birliği’nin yıkılması sonucunda Avrupa’da oluşan güvenlik mekanizmaları peşi sıra, önlenemez bir şekilde çatırdamaya, hatta yıkılmaya başladı. Karadağ Referandumu’nun ardından Kosova’nın statüsü konusunda gergin bir bekleyiş başladı. Eskiden tankla topla büyük güçlerin istekleri sonucunda değiştirilen sınırlar, bugünlerde sivil toplum mühendisliği ve diplomasi aracılığıyla değiştirilmeye başlandı. Liberal demokrasi Batı ülkelerinin elinde dış politikalarının başlıca aracı, hem de son derece ideolojik bir aracı haline dönüşmüş durumda. Dünya savaşlarının ardından oluşan kısa süreli iyimserlik yerini nasıl yeni bir kutuplaşma ve rekabete bıraktıysa, Soğuk Savaş sonrasında da uluslararası ilişkilerin değişen doğası ile ilgili uzmanların yaptığı iyimser yorumlar daha 1990’ların başında geçerliliğini yitirmeye başlamış, akabinde bu yorumların bilinçli bir yönlendirmeden ibaret olduğu su yüzüne çıkmıştı. Silahsızlanma yavaş yavaş gündemin arka planına itilirken, yeni askeri gruplaşmalar, yeni askeri dengeler de belirmeye başladı. Kosova, Afganistan ve Irak operasyonlarıyla Avrasya kıtasının askeri durumunun kökten değişmesinin ardından, Soğuk Savaş sonrası Avrupa güvenliğinin yapısı yıkılmaya başladı. S Sovyetlerin yıkılmasının ardından başlayan sınır değişiklikleri son olarak Karadağ’da kendini gösterdi. Avrasya’da değişen askeri dengeler bir taraftan soğuk savaş sonrası güvenlik mekanizmalarını yıkarken, diğer taraftan sınırların çatırdamasına neden oluyor. Bu planlar Rusya’nın şiddetli tepkisine yol açarken, NATO’nun genişlemesiyle ilgili Rusya endişelerinin boş çıkmadığını da gösteriyor. Rusya yetkilileri, füze savunma kalkanı birimlerinin Doğu Avrupa’ya yerleştirilmesinin İran başta olmak üzere Orta Doğu’dan gelebilecek muhtemel saldırıdan Avrupa’yı korumak amacıyla değil, Rusya’nın caydırıcı potansiyelini zedelemek amacıyla planlandığını iddia ediyor. Rusya Savunma Bakanı, söz konusu hareketin bütün AvrupaAtlantik güvenlik sistemini olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti. Rusya, Avrupa’da ABD’nin etkinliğinden rahatsız olan Batı Avrupa ülkelerinin bu noktada yardımcı olabileceklerini düşünüyor. Mayıs ayının sonunda Rus meslektaşıyla Rusya’da bir araya gelen Almanya Savunma Bakanı, Rusya’nın endişelerini anladıklarını, Doğu Avrupa’da füze savunma sistemlerini yerleştirme planlarının tamamen uluslararası terörizmle mücadele amacını taşıdığını ve Almanya’nın bu konuyu NATO çerçevesine çekmeye çalıştığını belirtti. Ancak Doğu Avrupa’daki askeri planlarıyla yetinmeyen ABD, son dönemde bazı eski Sovyet ülkelerinin NATO üyelikleri konusunda ısrarlı olmaya başlamış gibi görünüyor. Siyasi etki açısından Gürcistan, Ukrayna ve Moldova’yı ABD’ye kaptıran Rusya, kendi güvenliği açısından hayati olarak addettiği, bu ülkelerdeki askeri etkisini de yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. görüş oluşmuş durumdadır. Dolaysıyla ABD bu alanda askeri etkisini artırmanın peşindeyken, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve teknik bağlarla bu alanı kendisine bağlama (ve Rusya’dan koparmak) yolunda ilerlemektedir. AB’nin büyük ülkeleri Doğu Avrupa’da ve eski Sovyet alanında ABD’nin tek taraflı askeri etkinliğini arzulamasalar da, Rusya’nın Avrupa’daki "yakın çevresinden" Rus askerlerinin çekilmesi konusunda AB ve ABD arasında bir görüş birliği bulunmaktadır. Zamanında Avrupa güvenliğinin mihenk taşı olarak sayılan Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması (AKKA), işlevini çoktan yitirmiş durumda. Batı ülkeleri Rusya’nın, Moldova ve Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgelerinden askerlerini ve silahlarını çekmeyerek 1999 İstanbul AGİT Zirvesi kararlarına uymadığını iddia ederken, Rusya, AKKA’ya uygun olarak Gürcistan ve Moldova’dan kuvvetlerini çektiğini iddia etmektedir. Moldova ve Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgelerinden asker ve silahların çekilmesinin ikili ilişkiler kapsamında olduğunu ileri süren Rusya, bu konunun İstanbul zirvesinde AKKA’nın uyarlanmasıyla ilgili alınan kararın Avrupa ülkeleri tarafından onaylanmaması için bir sebep olamayacağını dile getirmektedir. Rusya’ya göre, Moldova ve Gürcistan’dan Rus askerlerinin çekilmesini talep eden Batı ülkeleri, güncelleştirilmiş AKKA’yı onaylamayarak Doğu Avrupa’da Rusya’nın askeri olarak çevrelenmesine zemin hazırlamaktadır. Son günlerde İstanbul kararlarına uyulması konusunda Rusya üzerindeki baskı yoğunlaşırken, Rus askerlerinden oluşan BDT barış güçlerinin uluslararası kuruluşların denetiminde GUAM barış güçleri ile ikame edilmesi öneriliyor. Bugün RusyaNATO Konseyi, Avrupa Konseyi, AGİT ve G8 gibi platformlar Rusya ve Batı arasında güven artırıcı işlevini sürdürmekten yoksun kaldı. Batı ülkelerinin politikaları sonucunda, sınırların değişmezliğinden askeri dengelere kadar Soğuk Savaş sonrası Avrupa güvenliğinin mekanizmaları yıkılıyor. Anlamını giderek yitiren böyle mekanizmalarından birisi de AKKA’dır. Rusya, güncelleştirilmiş AKKA’nın onarılması için öneride bulunurken, diğer taraftan da askerlerini çekmediği Moldova ve Gürcistan’ın AKKA’nın yıkıntıları altında kalacağını göstermeye çalışıyor. Rusya, Karadağ Referandumu’ndan güç alarak, resmi düzeyde Dinyester ve Güney Osetya’nın kendi kaderini tayin etme hakkını savunmaya başladı. Buna ek olarak Kırım’ın Rusya ile birleşmesi konusu Rusya’da tekrar tartışmaya açıldı. Böylece Rusya, her ne kadar Avrasya’da sınırların değişmesine karşı çıksa da, köşeye sıkıştırıldığını hissettiğinden ABD’nin sınırların değişmezliğini yıpratma çalışmalarını devam ettirmiş oldu. Soğuk Savaş sonrası iyi kötü oluşmuş olan statükonun yıkılışını önleyemeyeceğini anlayan Rusya, artık sadece eski Sovyet alanında değil, Ortadoğu başta olmak üzere daha önce çekildiği bölgelerde de boy göstermeye çalışıyor. JEOPOLİTİK GANİMET 1990’ların en başında dünya kamuoyunda hüküm süren tozpembe havanın tozları çöktüğü zaman, bunların Doğu Bloku’nun yıkılırken havaya kaldırdığı toz bulutlarından başka bir şey olmadığı ortaya çıktı. Kısa süreli duraksamanın ardından, Soğuk Savaş’ın galipleri jeopolitik ganimetleri paylaşmaya başladılar. 1994 yılında NATO’nun doğuya genişlemesi başta olmak üzere 19931998 döneminde Avrupa’da etkin olan Batı kuruluşlarının genişlemesi konusunda prensip kararlar alındı. 1999’da patlak veren Kosova Krizi ise, konsensüs yoluyla değil, tamamen kendi istekleri doğrultusunda Avrupa güvenliğini inşa eden güçlerin karşısında durmanın o günkü Rusya’nın harcı olmadığını gösterdi. Ne var ki, Rus askerlerinin boşalttığı alan sadece NATO’yla değil, AB yoluyla Avrupa ile bütünleşse de, esas olarak Batı Avrupa’nın değil, ABD’nin eline geçmiş oldu. Sovyetler Birliği’nin yıkılışının ardından jeopolitik boşluklar bir bir doldurulurken, Doğu Avrupa askeri sevkıyat sahnesine dönüşmeye başladı. Romanya ve Bulgaristan ABD askerlerinin yerleşmelerini kabul ederken, Polonya veya Çek Cumhuriyeti’nde ABD füze savunma sisteminin yeni unsurunun kurulacağı konusundaki planlar Batı basınına sızdı. Buna göre Ortadoğu’dan gelebilecek muhtemel füze saldırılarından Avrupa’yı korumak amacıyla ABD, Doğu Avrupa’da 10 füzesavar sistemi konuşlandırmayı planlıyor. AKKA’NIN YIKILIŞI AB içerisinde ortak dış ve savunma politikaları konusunda görüş ayrılığı devam ederken, Doğu Avrupa ülkeleri, ABD ile sahip oldukları ilişkileri sayesinde, Avrupa güvenliği konusunda giderek ağırlıklarını artırıyorlar. Gerçi Rusya’yı batısından ve güneybatısından çevreleyen eski Sovyet cumhuriyetlerinin Batı yörüngesine girmeleri konusunda Doğu Avrupa ülkeleri aktif rol üstlenmiş olsalar da, bu bölgelerde Rusya etkisinin kırılması konusunda AB nezdinde ortak bir Putin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle