17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S Arş. Gör. Barış ADIBELLİ Ankara Üniversitesi SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü TRATEJİ 7 Dünya’nın ‘çatısında’ küresel mücadele… Nepal’de renkli devrim beklentisi Himalayaların üzerine kurulu Nepal, son dönemlerde iç karışıklıklarla gündeme geliyor. Çin, ayrılıkçı hareketlerin de bulunduğu Tibet’e komşu Nepal’deki gelişmeleri yakından izliyor. Tibetli ayrılıkçı gruplar nedeniyle Çin’le Nepal arasında zaten bir soğukluk gözlemleniyor. Bu küçük krallıkta, "ABD demokrasiyi oldukça önemsiyor." Bu nedenle kraldan bir an önce partileri yeniden siyasal sürece sokarak demokrasiye dönmesini istiyor. Nepal yönetiminin sivillere karşı doğrudan güç kullanması, başta ABD olmak üzere uluslararası toplumu bir müdahale için harekete geçirmeye yeterli görünüyor. Daha şimdiden diplomatik kulislerde müdahale konuşulmaya başlanmış durumda. Büyük ihtimalle böyle bir müdahale girişimi başta Çin olmak üzere bazı ülkeler tarafından BM’de kabul edilmeyecek; ama bu girişimin psikolojik etkisi kralın üzerinde görülecektir. Sonuçta ABD, ya doğrudan, ya da Hindistan aracılığıyla bir şekilde Nepal politikasında söz sahibi olacaktır. Aslında, ABD için Nepal’daki demokrasiden çok bu ülkenin stratejik konumu daha ağır basıyor. Himalayaların tepe noktasında olan Nepal, Çin ve Hindistan arasında stratejik bir konumda bulunuyor. Buraya kim hâkim olursa, Çin veya Hindistan’ı, ya da her ikisini kontrol altına alabilir. Çin’i kontrol etmek için büyük bir avantaj olan Özbekistan’ın Hanabad üssünü kapatması, ABD’nin Orta Asya’da elini kolunu bağlamıştı. Dolaysıyla, risk payı oldukça yüksek olsa da ABD Nepal seçeneğini en azından deneyecektir. ABD, bu bölgeden bir kez koptu mu tekrar geri dönemeyeceğinin farkında. Her ne kadar Dışişleri Bakanı Rice, "ABD’nin Çin’i çevreleme gibi bir politikası yok" dese de, son gelişmeler ABD’nin bu yönde yeni inisiyatifler geliştirdiğini gösteriyor. etkisiyle Güneydoğu Asya’daki küçük ülkelerin birbirini izleyerek komünistlerin eline geçeceğinden korkuyorlardı. Uluslararası İlişkiler literatürüne "domino etkisi" olarak geçen bu korku, 1954 yılında ABD öncülüğünde Güneydoğu Asya Antlaşma Örgütü’nün (SEATO) kurulmasına neden olmuştu. Şimdi, ABD, o dönem ki korkuyu kendisi için bir avantaj olarak kullanmak istiyor. Başlayan halk hareketlerinin Güneydoğu Asya’nın küçük ülkelerine birer birer yayılacağı açık. Kralın halka diyalog çağrısında bulunarak, genel seçimlerin yapılacağını açıklamasına rağmen muhalif gruplar bu çağrıyı reddettiler. Şu an içi Nepal’de durum belirsizliğini Nepal’deki Maocu gerillalar koruyor Sonuç olarak dünyanın çatısı denilen bu bölgede başlayan halk hareketleri giderek daha merkezi konumda bulunan Çin gibi ülkeleri de tehdit etmeye başlayacaktır. Çin’in Tibet özerk bölgesinin Nepal ile komşu olduğu düşünülürse, bu gelişmelerin bölgesel ve küresel önemi daha iyi anlaşılır. Bu nedenle, Çin son günlerde, çevresindeki komşu ülkelerle çeşitli güvenlik anlaşmaları imzalıyor. Son olarak, Türkmenistan ve Pakistan’la bu tür anlaşmalar imzalandı. Bu anlaşmaya göre, üçüncü bir ülkenin Çin, Pakistan ve Türkmenistan topraklarından yararlanarak iki ülkeden herhangi birinin egemenliği, güvenliği ve toprak bütünlüğüne zarar vermesine karşı çıkılacağı, iki ülkede bu amaca hizmet eden örgüt ve kuruluşların kurulmasına ve yaşamasına izin verilmeyeceği ifade edildi. Güneydoğu Asya ülkeleri olarak bilinen Myanmar, Tayland, Laos, Kamboçya Vietnam, Bhutan ve Bangladeş gibi ülkelerle Çin’in son yıllarda stratejik ilişkileri bir hayli artmış durumda. Çin’in bu ülkelerle oluşturacağı bir ittifak zinciri ABD’nin yeni müttefiki Hindistan’ı ve Japonya’ya giden deniz yollarını tehlikeye sokacaktır. Bu nedenle, ABD yönetimi Şubat 2006’da yayınladığı ABD’nin Ulusal Güvenlik Stratejisi başlıklı raporda "Çin’in gelecekte ABD’nin gücünü sarsabilecek tek güç olduğu" konusunda ifadelere yer verildi. Dolaysıyla, ABD, işbirliğinden dolayı hem Hindistan’ı ödüllendirmek, hem de Çin’i kontrol etmek için Himalayalar’da Hindistan’ın stratejik üstünlüğü ele geçirmesini destekleyecektir. Çin politikasında Hindistan’ın sağlam durması için ABD, Keşmir sorununun Hindistan lehine çözümlenmesini sağlayacaktır. Bunlar beklenip görülmesi gereken yeni bölgesel stratejilerdir. * Nepal konusunda daha geniş bilgi için bkz. B.ADIBELLİ, "Nepal Sorunu" Cumhuriyet Strateji, Yıl.2, Sayı. 73, 21 Kasım 2005, ss.2021 N epal’de 1996’dan beri süren iç savaş, Maocu gerillaların 3 Eylül 2005’de tek taraflı ateşkes ilan etmesiyle farklı bir sürece girmişti. 21.yüzyılın gözde güçleri olarak görülen Çin ve Hindistan’a komşu olan Nepal (ÇinNepal sınırı 1,236 km, HindistanNepal sınırı 1,690 km) bu iki ülke arasında tampon görevi yapması nedeniyle bu ülkedeki gelişmeler bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrarı yakından ilgilendiriyor. Nepal, binlerce yıllık tarihiyle Himalaya dağlarının tepesinde Çin ve Hindistan arasında stratejik bir konumda bulunan, anayasal monarşiyle yönetilen 140.800 kilometrekare yüzölçümüyle küçük bir krallıktır. Uzun süredir gergin olan Nepal, demokrasi yanlısı muhalefet gruplarının 6 Nisan günü halka yaptıkları çağrıyla büyük bir kaosa sürüklenmiş durumda. Muhalif gruplar, hükümeti devirerek bütün gücü elinde toplayan Kral Gyanendra iktidarının sona ermesini isteyen gösteriler yapıyorlar. Hali hazırdaki tablo, renkli devrimlerin yeni adresinin Nepal olduğunu gösteriyor. Nepal’de 1 Haziran 2001 tarihinde meydana gelen dramatik bir olayla taht değişmişti. Veliaht prens Dipendra, kraliyet ailesinin istediği kızla evlenmesine izin vermemesi üzerine sarayda ailesini öldürmüştü. Bu olayın ardından Kral Birendra’nın yerine kardeşi Gyanendra geçmişti. Kral Gyanendra 2002’de parlamentoyu feshederek, olağanüstü hal ilan etmiş, bu durum, Nisan 2005’e kadar devam etmişti. Ağustos 2005 yılında ise, Başbakan Şer Bahadur Deuba ve bakanlar ev hapsine alındı. Daha sonra, Başbakan, kraliyet komisyonu tarafından yolsuzluk nedeniyle suçlu bulunarak tutuklandı. KARIŞIKLIK GİDERİLEMİYOR Dünya kamuoyu, yaşananlar karşısında, özellikle sivil halkın üzerine polis tarafından ateş açılmasını endişeyle takip ediyor. Şimdiden batı medyasında olayın bir iç savaş durumu olduğu işlenmeye başlandı. Hindistan ve ABD ise, Nepal’deki halk eyleminin arkasında, Maocu gerillaların bulunduğunu öne sürüyor. Oysa Maocu gerillalar, 3 Eylül 2005 tarihinde ateşkes ilan etmişlerdi. Bu olayların ABDHindistan stratejik işbirliğinin kurulmasından sonra ortaya çıkması düşündürücü. Uzun süredir ABD, Çin’in, özellikle Bengal körfezinde kurmaya çalıştığı nüfuz alanından oldukça rahatsızlık duyuyor. Maocu gerillaların Çin’le bir şekilde bağlantılarının bulunduğu iddiaları henüz kanıtlanamadı. Pekin de bu iddiayı reddediyor. Nepal’in Hindistan’la tarihten gelen yakınlığı da Çin’i endişelendiriyor. Zira Çin’in en hassas olduğu konulardan bir tanesi olan Tibet de Nepal’e Kral komşu. Katmandu vadisindeki Gyanendra ÜLKEDE BELİRSİZLİK Nepal’de başlayan bu halk hareketi zamanlama açısından da çok önemli. Geçtiğimiz yıl bugünlerde Kırgızistan’da halk yönetime karşı baş kaldırmıştı. Ne tuhaftır ki, ABD yönetimi, Nepal Komünist Partisini terör örgütü olarak kabul etmiş ve Nepal hükümetine yani krala bunlarla mücadele için 20 milyon dolar yardımda bulundu. Gelinen bugünkü noktada ise, ABD, krala karşı Maoculara sempatilerinin bulunduğu bilinen halkın yanında duruyor. Nepal İçişleri Bakanın son açıklamasına göre ise, olayların gidişatının komünist bir rejimin kurulmasının yakın olduğunu gösteriyor. Bilindiği üzere, 1950’lerde Amerikalılar, Çin’in
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle