17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 ABD gölgesinde, Avrasya’da yaşanan ÇinRus rekabeti… C S TRATEJİ Orta Asya’da ‘denge oyunu’ Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası [email protected] 19 . yüzyılda Çin ve Rusya Türkistan’ı aralarında paylaştı, Doğu Türkistan Çin tarafından, Batı Türkistan ise Rusya tarafından işgal edildi. Ancak Rusya İmparatorluğu karşısında zayıf durumda bulunan Çin, bu paylaşımdan aslında hiçbir zaman memnun olmadı. Yalnızca Türkistan’da değil, Sibirya’da da tarihi topraklarını Rusya’ya kaptırdığını hep düşündü. 20. yüzyılda Çin’in daha da zayıflamasıyla Doğu Türkistan’daki Çin hâkimiyeti Sovyetler Birliği tarafından sorgulandı. Ancak iki güç arasındaki anlaşmalar Türkistan’da paylaşım statükosunun bir daha kurulmasına yol açtı. 20. yüzyılın sonunda Orta Asya cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarına kavuşmaları ve Rusya’nın zayıflaması, Çin’in Sibirya’daki ve Orta Asya’daki çıkarlarına kavuşması açısından önemli bir olanak sağladı. Daha zayıf pozisyona düşen Rusya, bu alanlarda giderek daha fazla oranda Çin ile işbirliğine yönelmek, pastayı paylaşmak durumunda kaldı. Ancak stratejik ortaklık olarak tanımlanan RusÇin ilişkilerinin her alanda gelişen seyrine rağmen hayat realiteleri, iki ülke ilişkilerinin karmaşıklığını ortaya koyuyor. Özellikle Orta Asya bölgesi ile ilgili olarak, Rusya ve Çin arasında işleyen işbirliği mekanizmasının yanı sıra, sürtüşme noktaları giderek barizleşiyor. ŞİÖ’DE İŞBİRLİĞİ VE REKABET Aslında 1996’da Şangay Beşlisi’nin oluşması, Çin ve Rusya’nın Orta Asya çıkarlarının uyumlu olmalarının adeta simgesi olmuş, Orta Asya’da Rusya ile Çin’in işbirliği içerisinde hareket etmeye niyetli olduğunu göstermişti. Askeri alanda karşılıklı güven ortamını oluşturmak amacıyla sınır bölgelerinde askerlerin azaltılmasıyla başlayan bölgesel işbirliği, iki büyük devlet arasında yeni türden ilişkilerin habercisiydi. 2001 yılında toplanan Şangay Beşlisi (Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan) ve Özbekistan ŞİÖ’yü kurduklarını ilan ederek, ortak beyanatta güvenlik ve ekonomi ilişkilerinin geliştirilmesine vurgu yapmışlardı. Gerçekten de ŞİÖ’de baskın olan iki devlet Çin ve Rusyaaçısından, Orta Asya’da güvenliğin sağlanması yaşamsal önem taşımakta, tehdidi sınırların ötesinde karşılama imkanı sunmaktadır. Üstelik güvenlik, ekonomik kazancın da ön şartıdır ve bu anlamda ŞİÖ’nün öncelikli amacıdır. Orta Asya’da ortak güvenlik çıkarlarına rağmen, zaman içerisinde Çin’in ŞİÖ çerçevesinde ortaya çıkan ekonomik ve güvenlik girişimleri, Rusya tarafından soğuk karşılandı veya en azından sıcak desteğine nail olamadı. İki ülkenin Orta Asya üzerindeki ŞİÖ işbirliği çerçevesine olan yaklaşımı temelde ayrılıyor. Çin, ŞİÖ çerçevesindeki işbirliğinde Orta Asya ülkeleriyle ikili ilişkilerin geliştirilmesinden yana. Rusya ise, BDT çerçevesinde Orta Asya Cumhuriyetleri ile birlikte kurduğu bölgesel teşkilatların ŞİÖ çerçevesinde bir blok olarak hareket etmesini istiyor. Bu husus özellikle güvenlik alanında ağır basıyor. Rusya, kendi güdümündeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (KGAT) çerçevesindeki askeri işbirliğine önem veriyor. Rusya, ŞİÖ’deki askeri işbirliğini daha çok KGAT üzerinden, yani kendi kontrolünde geliştirmesini istiyor ve Çin’in Orta Asya ülkeleriyle geliştirdiği ikili askeri ilişkilerine sıcak bakmıyor. Temmuz 2005’te ŞİÖ’nün gözlemci üyelerinin genişlemesi, aslında Rusya ve Çin’in ortak görüşünden çok, örgüt içerisindeki hassas dengeleri ortaya koyuyor. Yaygın olan görüşe göre Çin, Rusya’nın gözlemci olmasını istediği Hindistan’ı Pakistan ile dengeledi. İçindeki dengeler ne olursa olsun, genel olarak örgütün genişlemesi Çin’i dengelemek açısından Rusya için yararlı görülüyor. Ne var ki, şu anda örgüt sadece gözlemci üyeler yönünden genişleyebildi. Dolaysıyla ŞİÖ’nün politikası Rusya ve Çin arasındaki dengeler gözetilerek belirleniyor. Her ne kadar Rusya ve Çin, ABD ile birçok alanda işbirliği içerisinde olsalar da, ŞİÖ’nün temel faaliyet alanının Orta Asya olması, ŞİÖ’nün Amerikan karşıtlığını belirliyor. (Orta Asya’da Çin ve Rusya’nın çıkarları bellidir.) Söz konusu karşıtlık 2005 yılında Orta Asya’daki ABD askeri varlığını sorgulayan bildiri ile açığa vuruldu. Tanınmış Rus uzmanı Dmitriy Trenin’e göre, ABD’nin Orta Asya’daki askeri varlığı gibi önemli bir mesele konusunda Çin arka planda kalmayı başardı. ABD tarafından ŞİÖ’nün meydan okumasının esas sorumlusu olarak Rusya algılandı. Bu şekilde aslında Çin’in güvenliğiyle doğrudan ilgili olan, ancak Rusya’nın güvenliğiyle değil de, daha çok prestijiyle bağlantılı olan bir sorun konusunda ABD ile karşı karşıya kalan Rusya oldu. Bu değerlendirmeye tamamen katılmak mümkün olmasa da, ÇinABD ve ÇinRusya ilişkilerinin genel seyrinden Çin’in ABD karşıtlığı konusunda arka planlarda kalmayı tercih ettiği açıktır. Zaten ABD de Çin’i Orta Asya’da muhatap olarak almaya niyetli değildi. KİM KİMİ DENGELİYOR? ABD’nin Ünlü Orta Asya uzmanı Martha Brill Olcott’a göre, Çin’in son süper güç pozisyonu, dönemde Orta Asya’daki etkisini artırması, kendisini Moskova ile Pekin’i Orta hem Rusya’yı hem ABD’yi dengeleyici olarak sunmaya Asya’da kısa vadede işbirliği başarmasına bağlı. Çin’in ile geliştirdiği yapmaya itiyor. ŞİÖ’de iki böl Rusya işbirliğine rağmen (hatta bunun sayesinde), objektif gesel güç birbirini dengeleyerek faktörlerden dolayı kısa zaman içerisinde Orta ‘stratejik ortaklığı’ sürdürmeyi Asya’da Rusya’nın doğal dengeleyicisi konumuna deniyor. Rusya ile Çin’in Orta gelmesi ilginç bir gelişmedir. Ancak Rusya ve Asya’da alttan alta süren Çin arasında bulunan Orta rekabetinin keskinleş2002’deki ŞİÖ zirvesinden... mesi kaçınılmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle