17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tahran’daki Ordu Günü Törenlerinden... da yeterli düzeyde yabancı sermaye çekebilmesi mevcut şartlar altında pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle ABD önümüzdeki yıllarda İran’da 20 milyon doların üzerinde yatırım yapan şirketlere daha fazla baskı yapacağını açıkladı. Bu da İran’ın petrol stratejisinin gerçekleşmesini engelleyebilir. Sıcak çatışma veya ambargo uygulanması durumunda İran’ın petrolü bir silah olarak kullanıp kullanmayacağı konusunda Tahran’da iki farklı düşünce bulunuyor. Bazı devlet yetkilileri petrol silahının etkili olacağını, bazıları ise petrolü bir silah olarak kullanmanın ters tepeceğini düşünüyor. İran Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Vaziri, "İran’a ambargo uygulanırsa petrol anlaşmalarını yeniden gözden geçiririz" derken İran petrolüne ihtiyacı olan Japonya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa’nın bazı ülkelerine de aba altından sopa gösteriyor. İran’ın petrolle ilgili almayı planladığı önlemler arasında Hürmüz Boğazı’ndan yapılan petrol geçişinin durdurulması ve Kiş Adası’nda İran Petrol Borsası’nın açılmasıdır. Kiş Adası’nda açılması planlanan petrol borsasında, petrolü dolar üzerinden değil de Avro üzerinden satmayı planlanıyor. İran’ın açmayı planladığı bu borsanın, petrol piyasasında İran’ın gücü üzerindeki olası etkileri konusunda ekonomi uzmanları farklı görüşler öne sürüyorlar. Bazı ekonomi uzmanları İran ekonomisinin dünya petrol piyasasını etkileme gücünün zayıf olduğunu ve bu nedenle İran Petrol Borsası’nın, Londra ve New York Petrol Borsaları’nın gücüne erişemeyeceğini iddia ediyorlar. Bazı uzmanlar ise bu borsanın ABD’nin dünya hâkimiyetini pekiştiren doların gücüne darbe vuracağını savunuyor. Aslına bakılırsa İran’ın da yapmaya çalıştığı Avro’yu ön plana çıkararak doların hâkimiyetini zayıflatmaktır. Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasının ise ABD’nin Basra Körfezi’ndeki askeri varlığı tarafından engelleneceği düşünülüyor. İran Dışişleri Bakanı Muttaki "Petrolü silah olarak kullanmayacağız" açıklaması ile iyi niyetli olduklarını gösterirken diğer yandan İran enerji kaynaklarına ihtiyacı olan ülkelerin desteğini kazanmayı hedefliyor. Bu ülkelerden Japonya, ABD’nin baskıları ile İran’a yönelik ambargoya uyabilir. Nitekim Muttaki’nin Japonya ziyareti sırasında Japonya Başbakanı İran’ın nükleer çalışmalarını askıya alması gerektiğini söyledi ve ardından Japon Nippon Petrol Şirketi İran’dan aldığı petrol miktarını yüzde 15 düşürdü. Aynı tarihlerde Ortadoğu’yu ziyaret eden Nippon başkanı Fumiaki Watari bundan sonra petrolü büyük oranda Suudi Arabistan ve Kuveyt’ten alacaklarını açıkladı. Çin, Avrupa, ABD ve Hindistan gibi ülkeler arasında enerji kaynakları üzerinde mücadele yaşandığı için ABD veya ABDAvrupa tarafından uygulanacak petrol ambargolarının Çin ve Hindistan tarafından uygulanacağı düşünülmüyor. Zaten İran da bunu bildiği için şimdiden enerji müttefiki olan ülkelere olumlu mesajlar gönderiyor. Petrolü silah olarak kullanmak İran’ın siyasi olduğu kadar ekonomik çıkarlarına da uymyor. Önümüzdeki beş yıllık ekonomik planı çerçevesinde İran, petrolü ihraç ederek doğalgaz ve nükleer enerjiyi iç tüketiminde kullanmayı hedefliyor. İran uzun yıllar uygulanan ekonomik izolasyondan kurtulmak için petrol gelirlerini kullanmayı planlıyor. İslam Rejimi petrol dışındaki ekonomi sahalarını da geliştirmeye çalışsa da enerji her daim İran ekonomisinde özellikle de ihracatında önemli bir yere sahip olacaktır. İran’ın petrolle ilgili modernleştirme ve geliştirme çabaları bunun göstergeleridir. Nitekim daha şimdiden İran’ın ihracatında ilk iki sırayı alan Japonya ve Çin aynı zamanda en büyük enerji ortaklarıdır. Bu ülkelerle yapılan ticaretin büyük bölümünü petrol ve doğalgaz oluşturuyor. İran önümüzdeki dönemlerde bu ülkelerle yaptığı enerji ihracatını daha da artırmayı hedefliyor. Ancak, petrolü bir silah olarak kullanması durumunda İran’ın bu iki ülke ile ekonomik ve siyasi ilişkileri zarar görebilir. Diğer yandan İran’ın petrol akışını durdurması durumunda bu ülkeler Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine daha fazla yanaşabilirler. Zaten şimdiden Japonya ve Çin İran pazarına alternatif olarak Rusya’nın Sibirya kaynaklarına ve Orta Asya enerji kaynaklarına yönelmiş durumda. İran da bu durumdan rahatsız oluyor. İran petrol ihracatını artırmayı planlarken ekonomik kazanç sağlamanın yanı sıra dünya petrol piyasasında önemli bir güç haline gelerek gerektiğinde Rusya gibi petrolü siyasi bir araç olarak kullanmayı planlıyor. C S TRATEJİ 21 OPEC içinde Suudi Arabistan’la sorun yaşıyor. İran’ın OPEC’in üretim miktarını düşürme talebine Suudi Arabistan karşı çıkıyor. ABD, İran’ın petrol akışını engellemesi durumunda Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) acil durumlar için olan enerji rezervleri ile Suudi Arabistan, Kafkasya ve Orta Asya petrolünün akışını artırarak İran’ın petrol piyasasındaki etkisini zayıflatmayı planlıyor. UEA’nın hesaplamalarına göre 2010 yılına kadar İran’ın enerji ihracatı 2,8 milyon varile ulaşacak. Günümüzde UEA’nın acil durum rezervleri ise 1.48 milyar varil düzeyinde bulunuyor. İran’ın şimdiki ihracatı ile karşılaştırıldığı zaman UEA’nın rezervleri 600 gün boyunca, piyasaya günlük 2,4 milyon varil petrol sürebilir. Ayrıca Suudi Arabistan da üretimini 1,5 milyon varil artırabilir. Böylece UEA’nın acil rezervleri ile Suudi Arabistan’ın üretimlerinin artırılmasının günlük toplamı 3,9 milyon varil olacaktır. Diğer yandan BTC hizmete açılır ve Azerbaycan ve Orta Asya petrolleri piyasaya daha fazla sunulursa bu durumda günlük toplam 3,9 milyon varilin de üzerine çıkacaktır. Her halükarda İran’ın petrol akışını durdurması dünya petrol piyasasını etkileyecektir. Fakat petrol fiyatlarının artması sadece İran krizine bağlı değildir. Petrol fiyatlarının yükselmesinde hem Çin ve Hindistan gibi ülkelerin enerjiye olan ihtiyacının artması hem de diğer petrol zengini ülkelerin petrolü siyasi araç olarak kullanmalarının veya bu ülkelerde yaşanan istikrarsızlıkların büyük rolü vardır. 70’li yıllarda dünya petrol piyasasında yaşanan krizlerde petrol üretimindeki en büyük düşüş İran İslam Devrimi sırasında yaşanmıştı. Bundan sadece dünya ülkeleri değil İran da zarar gördü. Bunun farkında olan İslami rejim bu defa kuralları iyi oynamaya çalışmakta ve enerji müttefiklerini birer siyasi müttefike dönüştürmeyi hedefliyor. Bu nedenle de İran’ın petrolü bir silah olarak kullanmakta pek de istekli olduğu söylenemez. Ancak konjonktürün neler getireceği de hiç belli olmaz. PİYASALARIN ETKİLENMESİ İran, ABD’nin enerji tüketimi oranında direkt olarak yer almıyor. Fakat İran’ın petrol akışını durdurması, Hürmüz Boğazı’nı kapatması ABD ekonomisini dolaylı yolla etkileyecektir. Ayrıca ABD’nin İran’a yönelik ortak ambargoya katılması yönünde Avrupa’yı ikna edebilmesi için İran enerji kaynaklarına geçici olarak alternatif kaynaklar yaratması şarttır. ABD bunun için Suudi Arabistan’a petrol üretimini artırmak için baskı yapıyor. Bu nedenle Suudi Arabistan OPEC üyesi ülkelerin ortak kararla belirlediği üretim kotasından daha fazla petrol üretiyor. ABD bunun yanında Irak’ın petrol üretim miktarını artırmayı hedefliyor. İran ise bu konuda Muhammed El Baradey
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle