17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İsrailArap savaşları sonucu el değiştiren topraklardan yalnızca Sina çölü Mısır’a iade edildi. Suriye, Ürdün ve Filistinliler kaybeden taraf oldular. Diğer Arap ülkeleri gelişmelerden fazlaca etkilenmedi. 1990’larda başlatılan zirve girişimlerinden de bir sonuç elde edilemedi, intifadalar başladı. Bugün Irak konusunda Türkiye nasıl endişeli ise, Filistin sorunu açısından da rahatsızlığı devam etmektedir. ARAP DÜNYASI KAYBETTİ İsrail’e karşı Arap cephesinin oluşturduğu askeri birlik ortadan kalktıktan sonra, İsrail 1967 savaşında işgal ettiği topraklardan yalnızca Sina çölünü geri vererek ve İsrail’in tanınmış ve "güvenli sınırlar içinde" yaşaması hedefinden ayrılmadan bugünlere kadar geldi. Kayıplı çıkanlar Suriye, Ürdün ve Filistinlilerdir. Bu gelişmeler olurken bir taraftan da bölgeye barışı getirmek için çalışmalar sürdürüldü. ABD’nin girişimleri ile Oslo Anlaşmaları, Camp David Zirvesi yapılıyor, Güvenlik Konseyi bazı kararlar kabul ediyordu. Bu faaliyetleri şöylece sıralayabiliriz ? 1993 Oslo Anlaşmaları ? 2000 Camp David Zirvesi ? 2002 Güvenlik Konseyi kararı 1397 ? 2002 Yol Haritası ? 2003 Güvenlik Konseyi kararı 1515 Son 1015 yıldaki gelişmelere bir göz atalım: "Geçici Hükümet düzenlemeleri hakkında İlkeler Bildirisi" idi. FKÖ adına Mahmud Abbas, İsrail adına da Şimon Perez belgeyi 13 eylül 1993’de Washington’da ABD Başkanı Bill Clinton, ABD ve Rusya Temsilcilerinin huzurunda imzalamışlardı. Başlangıçta büyük ümitler bağlanmasına rağmen Filistin sorunu yine çözülemedi. Oslo Anlaşmalarının içeriğine gelince: ? İsrail kuvvetleri Gazze şeridi ve Batı Şeria’nın bazı kısımlarından çekilecekler, bu bölgelerde Oslo Görüşmeleri’ne Filistinliler Filistin İdaresi katılan Perez, Rubin, (Palestinian Authority) adı Clinton ve Arafat... altında kendilerini idare edecek bir Hükümet kurma hakkına sahip olacaklardı. Filistin İdaresi beş yıllık geçici bir süre için devam edecek, bu arada kalıcı bir anlaşma müzakere edilecekti. Kudüs, mülteciler, Yahudi yerleşim yerleri, güvenlik, sınırlar gibi kalıcı konular bilerek bu anlaşmaların dışında tutulmuştu. ? Batı Şeria ve Gazze’nin nihai statüsü üzerinde anlaşmaya varıncaya kadar, bazı yerler Filistin İdaresinin, bazı yerler de İsrail’in kontrolünde olacak, diğer kısımlar ise Filistin’in idari, İsrail’in askeri kontrolünde bulunacaktı. ? Bu ilkelerle birlikte taraflar birbirlerini karşılıklı tanıma mektupları imzaladılar. İsrail Hükümeti FKÖ’yü Filistin halkının meşru temsilcisi olarak tanıdı. FKÖ de İsrail’in varolma hakkını tanıdı. Oslo Anlaşmalarına İsrail’de sağcılar kuvvetle karşı çıktılar. İsrail Meclisi’ndeki oylamada ancak 50 aleyhte ve 8 çekimser oya karşılık 61 oyla anlaşmalar uygun görüldü. Filistinliler tarafında ise FKÖ anlaşmaları kabul etti. Hamas ve İslami Cihad karşı çıktılar. Ama asıl sorun her iki tarafta da halkın birbirine karşı güvensizliğiydi. Terör ve şiddet olayları da devam edince Oslo Anlaşmaları’nın yarattığı ümit söndü. 1995 yılında Tel Aviv’de 100.000 barış taraftarının bir araya geldiği bir gösteri düzenlendi. Bu gösteri sırasında 25 yaşında bir genç Başbakan İzak Rabin’e ateş ederek öldürdü. İzak Rabin Oslo Anlaşmaları’nın imzası sırasında Amerika’da Yaser Arafat ile el sıkışmıştı. Rabin’in ölümü üzerine erken seçimler düzenlendi ve seçimi sağcılar kazandı. Benyamin Netanyahu Başbakan oldu. C S TRATEJİ 17 da bir sonuç alınamadı. ABD 1978’de Mısır ile İsrail arasında Camp David’de Başkan Carter’ın yürüttüğü başarılı görüşmelerden cesaret alarak bu defa da Filistin sorununa başarılı bir çözüm bulunması arzusundaydı. Ama sonuç tam tersi oldu. Bir sonuca ulaşılamadığı gibi, hemen arkasından bölgede El Aksa İntifadası diye bilinen terör ve şiddet olayları başladı. Bu olaylarda İsrail tarafında 1000, Filistin tarafında 3000 kişinin öldüğü söylenir. ABD’nin aracılığıyla Arafat ve Barak’ın başkanlığındaki heyetler arasında yürütülen görüşmelerde başlıca üç konuda anlaşmazlık vardı: ? Toprak sorunu, ? Kudüs’ün durumu, ? Mültecilerin yurtlarına dönüşü. Toprak konusunda İsrail ve ABD Arafat’a yaptıkları öneride, Batı Şeria’nın yüzde 10’unun İsrail’e verilmesini, ayrıca yine yüzde 10’unun İsrail kontrolüne bırakılmasını önerdiler. Güvenlik Konseyi kararları bütün Batı Şeria’nın geri verilmesini öngördüğü halde, bu öneriler Batı Şeria’nın yaklaşık yüzde 20’sinde İsrail hakimiyetini tanıyordu. Kudüs’ün kalıcı statüsü için Filistinlilere Doğu Kudüs’ün büyük kısmı önerildi. Ancak anlaşma olmadı. Filistin heyeti mültecilerin geleceğinin dikkate alınmasını da istedi. İsrail tarafı, Arap mültecilerin İsrail’e dönmelerine müsaade edilirse ülkenin nüfus yapısının değişeceğini, döneceklerin kurulacak Filistin devletine dönmelerini istedi. Görüşmelerin başarısızlıkla sona ermesinin ardından şiddet olayları tırmandı. İsrail ordusu Gazze’ye giriş çıkışları kapattı ve Batı Şeria’yı sıkı askeri denetim altına aldı. Bu gelişmeler sonunda İsrail’de sağcıların ağırlığı arttı. 2001’de yapılan seçimlerde Ehud Barak seçimi kaybetti. Ariel Sharon iktidara geldi. Sharon, intihar saldırıları durdurulmadan görüşme yapmayacağını açıkladı. 1397 SAYILI KARAR Şiddet olayları devam ediyordu. 2002 martında toplanan Güvenlik Konseyi, 1967 ve 1973 savaşlarından sonra Konseyin kabul ettiği 242 ve 338 sayılı iki önemli kararı anımsatan ve bölgede iki devletin, İsrail ve Filistin’in yan yana, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yaşamaları hedefini vurgulayan 1397 sayılı kararı kabul etti. ABD, AB, Rusya ve BM Özel Temsilcilerinin bölgeye kapsamlı, adil ve kalıcı barışı getirmek için çabalarını memnunlukla karşılayan Konsey, Suudi Arabistan Prensi Abdullah’ın katkısını da (Arap Barış Önerisi) aynı şekilde olumlu buldu. Asıl önemlisi, şiddet ve terör hareketlerinin durdurulmasını ve İsrail ile Filistinlilerin siyasi bir çözüm için görüşmelere başlamalarını istedi. Uluslararası toplumun yapabileceği bundan ibaretti. Oslo Görüşmelerinden... CAMP DAVİD ZİRVESİ Filistin sorununun çözümü için ABD Başkanı Bill Clinton 2000 yılı temmuzunda İsrail Başbakanı Ehud Barak’ı ve Filistin İdaresi Başkanı Yaser Arafat’ı ABD’de Camp David’e davet etti. Görüşmeler 524 temmuz 2000 tarihleri arasında yapıldı ama burada OSLO ANLAŞMALARI Filistin devleti kurulması için İsrail’le Filistinliler arasında Norveç’te gizli diplomasi yoluyla yaklaşık iki yıl sürdürülen görüşmeler 1993 ağustosunda bir "İlkeler Bildirisi" ile sonuçlandırılmıştı. Toplantılar 1991 Madrid Konferansından sonra başlamış, ilk görüşmeler Londra’da olmuş, sonradan Oslo’da devam edilmişti. Oslo Anlaşmaları esas itibariyle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle