17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Cüneyt GÖKSU [email protected] Küba’nın Ankara Büyükelçisi Abascal: C S TRATEJİ Devrimci siyasetin sürekliliği, geçmişten gelen kazanımlarının korunması, geliştirilmesi ve ileriye taşınması daha da önemli. Fidel birkaç kez televizyona çıktı ve ameliyatının başarılı olduğunu söyledi. Bolivya Devlet Başkanı Morales ve Venezuela Devlet Başkanı Chavez kendisini ziyaret ettiler. Sonra, bir anda, Fidel’in hastalığına bağlı olarak bir beklenti başladı. Başında bulunmadığı sürece Küba’da ne olacak söylentisini yaydılar. Fidel’e bir şey olursa sosyalizmin ve devlet düzeninin kalkması mümkün değildir, ülkenin Komünist Partisi kontrolü elinde tutacaktır. Küba’da yaşam ve devlet işleri, düzeninde ve yolunda gidiyor. Ancak, dışarıdan gelen tehditlere karşı bazı önlemler aldık. Çünkü ABD'de, "Küba’nın Demokrasiye Geçişi" denen bir plan, Bush hükümetince onaylandı. Bu plan, temelde, Küba’daki sosyalist düzenin değiştirilmesine dayanıyor ve Küba’ya karşı uygulamak istedikleri bir dizi maddeyi içeriyor. Öyle ki, Fidel’e bir şey olduğu taktirde, Küba’yı ABD’den yönetecek vali bile belli oldu: Caleb Mccarry! Bu kişi, bu konu üzerinde hemen çalışmaya başlamıştır!... Başlar başlamaz da McCarry ve ekibi, hedeflerinin "Küba halkına anlayışlı, zeki, cömert ve saygılı bir yönetim sağlamak" olduğunu söyledi. McCarry’nin başında olduğu "Özgür Küba İçin Destek Komitesi"nin ofis ekipmanları, kadroları ve 80 milyon dolarlık bir bütçesi var. Bu paranın, Küba'daki mevcut hükümeti devirerek yerine ABD'ye hizmet edecek yeni bir hükümeti geçirmek üzere yapılacak çalışmalarda kullanılması öngörülüyor. Florida’da, Küba karşıtı yayın yapan TV ve çok sayıda radyo kanalı mevcut. Kübalı paralı askerler tutmak için, bütçesi var. Onlar kendilerini muhalif olarak adlandırsalar da biz onlara paralı asker diyoruz. Çünkü ABD'den resmen maaş alarak, ABD için Küba karşıtlığı yapıyorlar. Bu kişi ve grupların Küba içinde hiçbir yeri ve etkisi yoktur. Ancak bu planın en önemli kısmı, bazı maddelerinin gizli oluşu gerekçe gösterilerek açıklanmamıştır. Kendileri de, bu maddelerin halka duyurulamayacağını söylemişlerdir. Neden? Plan, olası bir askeri müdahaleyi de içermektedir. Hatta Bush ve Rice toplanmış, "bu planı Küba için uygulayacağız" demişlerdir. Biz de bu duruma karşı önlemsiz duramazdık. Bu yüzden geçtiğimiz ay, çok küçük düzeyde olsa da, askeri bir alarm verildi, hazırlıklarımız oldu. Aslında uzun yıllardır süregelen bu tehdit karşısında en önemsediğimiz önlemlerden biri, devrimin nasıl savunulacağını herkese öğretmek oldu. Bu, en büyük hazırlığımızdır; bu sayede de, bu güne kadar ayaklarımızın üzerinde kalabilmeyi başardık. Size göre, ABD’den gelecek böyle bir askeri tehdit, 1960’lardaki Domuzlar Körfezi Çıkartması’nda olduğu gibi ABD destekli "Karşı Devrimciler"in bir hareketi mi, yoksa doğrudan ABD’nin kendi olanaklarıyla gerçekleşecek bir saldırı şeklinde mi olabilir? İlk olasılığı yani Domuzlar Körfezi benzeri, paralı askerlerin yapacağı bir hareketin olacağını sanmıyorum. Domuzlar Körfezi’nde bunu denediler ve çok büyük bir yanlış olduğunu gördüler. Saldırı 72 saat içinde tamamen püskürtüldü. Bu seçenek ortadan kalktı. O yüzden ikinci olasılığı daha kuvvetli görüyorum. Ama bu da, çok büyük bir delilik olacaktır. Ülkesini savunmak için Küba halkı hazırlıklıdır. Böyle bir saldırı gerçekleşirse, ABD yönetimi çok yüksek bir bedel ödemek zorunda kalır. Bu olasılıklar göz önüne alındığında, ABD'nin yöneticileri çok ta akıllıca düşünememektedirler. Kendilerini çok güçlü görmekteler. Irak’ta düştükleri durum ortada ve çok yüksek bedel ödüyorlar. Bu "potansiyel" tehdide karşılık Latin Amerikalı entelektüellerce, ABD’nin Küba'ya müdahale olasılığını kabul etmemek için K üba Cumhuriyeti Devlet Başkanı Fidel Castro Ruz, ameliyatı zorunlu hale gelen bir mide rahatsızlığı yüzünden, geçici olarak yetkilerini 2. Başkan Yardımcısı olan kardeşi Raul Castro Ruz’a ve diğer devlet görevlilerine, 31 Temmuz 2006 tarihinde bırakmıştı. Bu zorunlu görev değişikliği başta ABD olmak üzere birçok ülkede, hem çeşitli yorumların yapılmasına hem de Fidel’e bir şey olursa Küba’da nelerin değişebileceği konusunda farklı teorilerin üretilmesine neden oldu. Söz konusu ağır ameliyatın ardından günlerini dinlenerek geçiren Fidel, 11–16 Eylül 2006 tarihlerinde, Havana’da gerçekleşen Bağlantısızlar Hareketi Ülkeleri Zirve Toplantısı’na katılamadı. Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal’la, Başkan Fidel Castro'nun ameliyatı, geçici yetki devri ve Bağlantısızlar Hareketi Ülkeleri Zirve Toplantısı üzerine konuştuk. Fidel Castro’nun yetkilerini kardeşi Raul Castro’ya ve diğer yöneticilere devrettiği sırada, Küba’daydınız. Küba halkı, Fidel’siz bir Küba’ya hazır mı? Şüphesiz ki Fidel, Küba için çok önemli bir şahsiyet. Ancak, Küba’nın devlet yönetiminde yalnızca o yok; Komünist Parti, Halk Meclisi ve Parlamenterler de var. Küba’nın anayasal sistemi ve yönetim biçimi hakkında bizi aydınlatır mısınız? Bildiğiniz gibi Fidel ağır bir ameliyat geçirdi ve bir süre dinlenmesi gerekiyordu. Küba’da da, diğer ülkelerde olduğu gibi Anayasa maddesinin gereği olarak Cumhurbaşkanı’na bir şey olduğu taktirde, görev geçici olarak birine devredilir. Geçirdiği ağır mide ameliyatından sonra, Fidel’in de bir süre dinlenmeye gereksinimi vardı. İşinin başında olamayacağından da, 2. Başkan yardımcısı Raul Castro ve diğer çalışma arkadaşlarına görevini geçici olarak devretti. Bu görev değişikliği, Fidel’in kendi imzasını taşıyan bir bildiriyle dünyaya duyuruldu. Kendisinin bizzat başında bulunduğu programların (Ulusal ve Uluslararası Halk Sağlığı ve Eğitim Programı, Ulusal Küba Enerji Devrimi Programı) aksamaması için de birlikte çalıştığı bakanlara, görev dağılımlarını yaptı. Küba kurumsallaşmış bir ülkedir. Başkan, milletvekilleri, belediye başkanları, devlet konseyi üyeleri beş yılda bir seçilirler, hemen sonra da toplanıp, ülke için gereken kararları alırlar. Küba 14 eyalete bölünmüştür. Her eyaletin bir valisi var. Ayrıca ülke genelinde toplam 168 belediye bulunuyor. Valiler ve belediye başkanları, her 5 yılda bir yapılan seçimlerle göreve gelirler. ABD basınının yapmak istediğiyse, ülkenin bu düzenini saklamak ve Abascal ‘ABD’nin Küba’ya saldırısı delilik olur’ ‘Küba kurumsallaşmış bir ülkedir. Başkan, milletvekilleri, belediye başkanları, devlet konseyi üyeleri beş yılda bir seçilirler. ABD basınının yapmak istediğiyse, ülkenin bu düzenini saklamak ve bilinmesini engellemek! Küba’nın da demokratik diye adlandırılan ülkelerle benzer bir sistemi olduğunu görmek istemiyorlar.’ bilinmesini engellemek! Bu yüzden, sanki Küba’da hiç seçim yapılmıyor, kimse seçimle başa gelmiyormuş gibi bir hava yaratıyorlar; Küba’nın da ABD’ye benzer bir yönetim sistemi ya da demokratik diye adlandırılan ülkelerle benzer bir sistemi olduğunu görmek istemiyorlar. ABD'nin bakışına göre, Küba'da demokrasi yok! Halbuki ülkemizde, biri siyasete atılmak istiyorsa, yönetici olmak istiyorsa, çok parasının olması gerekmiyor. Halka hizmet etmek istemesi yeterli. Fidel Castro, uzun bir mücadele tarihinden gelen, ülkenin tarihinde sarsılmaz bir yeri olan, önemli bir önder ve halkın temsilcisidir. Kişiler elbette önemli; ama, bir ülke tek kişiye bağlı olamaz. Fotoğrafl: Serpil YILDIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle