17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

politikalarının temel belirleyicilerinden birini oluşturdu. İSİM BABASI HUMEYNİ 1982 yılındaki İsrail işgali ile birlikte filizlenmeye başlayan Hizbullah’ın resmen ortaya çıkışı ise 3 yıl sonra oldu. Hizbullah’a ismini ise Kur’an’ın Maide Suresi’ne atıfla İran İslam Devrimi’nin mimarı Ayetullah Humeyni verdi. Hizbullah, Ayetullah Humeyni’nin izinden hiçbir zaman ayrılmadı. Örgütün bugünkü lideri Hasan Nasrallah, Arap köklerine karşın Ayetullah Ali Sistani yerine Ayetullah Seyyid Ali Hamaney’i "dini lider" olarak kabul etti. Bu, Nasrallah’ın Velayeti Fakih (Yönetimin dine göre şekillendirilmesi) anlayışına olan bakışını ortaya koyarken, Hizbullah’ın manevi liderlerinden kabul edilen ancak örgütün içinde yer almamış olan Seyyid Hüseyin Fadallah ile de ters düşmesine neden oldu. Çünkü Fadallah da Sistani gibi Velayeti Fakih’e soğuk bakan Şii ekolündendi. Ayetullah olan Fadallah’ın yerine henüz Ayetullahlığın bir alt rütbesi olan Hücetullah sıfatını taşıyan Nasrallah’ın bu kadar etkin olması, Ortadoğu coğrafyasının bir başka gerçeğine işaret ediyor. Tahran yönetiminin etkisi, Nasrallah’ı, Arap soydaşı olan Iraklı Şiiler ile farklı bakış açısına soktu. Şiilerde, Ayetullahlar sadece direktif verirken, genç din adamları siyasette daha aktif olabiliyor. Bu da siyasi açıdan dinamizmi beraberinde getiriyor. Irak’ta Mukteda Sadr örneğinde olduğu gibi, Nasrallah da Fadallah’ın önünde bir görüntü veriyor. Nasrallah, örgütün kuruluşundan sonra Suphi elTufeyli ve Abbas Musavi’nin ardından Hizbullah’ın üçüncü lideri. Hizbullah’ın temelinde üç ana Şii unsur bulunuyor. Bu unsurlardan biri Irak kökenli olan Dava Partisi. Bugün Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin de içinde bulunduğu Dava Partisi’nin yanı sıra, Lübnan’daki en önemli Şii yapılanmalarından biri olan Emel Örgütü’nden ayrılanlar ve Filistinli gruplara destek veren Lübnanlı Şiiler, Hizbullah’ı oluşturdular. Hizbullah bugün Emel Örgütü’nün çok daha ileri bir noktasında. Peki Hizbullah nasıl yönetiliyor. Yönetim kadrosu nasıl oluşturuluyor? Aslında Hizbullah’ın örgütlenme biçimi daha çok sosyalist örgütlerin yapılanma biçimine benziyor. Örgütün lideri Nasrallah, "Genel Sekreter" sıfatını taşıyor. Yönetim kadrosu ise Danışma Meclisi adı altında 7 kişiden oluşuyor. Danışma Meclisi’ni ise 200 kişilik Merkez Meclisi üç yıllığına seçiyor. Yönetim kadrolarının en önemli özelliği din adamı olmaları ve yolsuzluğa bulaşmamış olmaları. Bu nedenle de toplumsal tabanda önemli bir etkiye sahipler. anlayış ortaya çıkarken, Hizbullah’ın savaş sırasında izlediği savunma stratejsini daha da kuvvetlendireceği düşünülüyor. Nasrallah’ın savaş sırasında yaptığı, "Yıkılanlar sadece bizim evlerimiz, ölenler sadece bizim çocuklarımız olmayacak" yönündeki sözleri, Hizbullah’ın bundan sonra izleyeceği stratejinin güçlü ipuçlarını veriyor. Nasrallah, bu sözleri söylemesinin hemen ardından Hayfa saldırısı yapıldı. Bu saldırı ile çatışma alanı Güney Lübnan’dan İsrail içlerine taşınmış oldu. Belki de, bu durum, Araplara karşı girdiği bütün savaşları kazanan İsrail için kırılma noktası oldu. "Yenilmez İsrail" miti büyük ölçüde zedelendi. İsrail’in, "düşmanları onların topraklarında yenme" şeklinde özetlenebilecek askeri doktrinini alt üst oldu. Bu noktada, Hizbullah’ın neden savaşı tetikleyen asker kaçırma eylemini gerçekleştirdiği sorusunun yanıtını ve perde arkasındaki gelişmelere bakmak da gerekiyor. Hizbullah, Suriye askerlerinin Lübnan’dan çıkarılmasından sonra, Hizbullah hem askeri açıdan hem siyasi açıdan ülkedeki gücünü en üst noktaya çıkarmıştı. Ancak, Hizbullah’ın gücünü daha da arttırmasının önündeki en büyük engel BM Güvenlik Konseyi’nin 1559 No’lu kararıydı. Çünkü bu karar, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını öngörüyordu ve Suriye askerlerinin çekilmesinden sonra bu tartışma giderek gündeme oturmuş ve Hizbullah’ı tedirgin edecek noktaya gelmişti. İşte bu nedenle Hizbullah, İsrail ile bir savaş ortamına zemin hazırlayıp, silahlarını elinde tutabilmenin meşru zeminini oluşturma çabasına girmişti. Savaşın ardından Hizbullah bu amacına ulaşmış gibi görünüyor. 1701 No’lu karar her ne kadar 1559’un uygulanmasını, Lübnan’daki bütün silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor olsa da, başta ABD ve İsrail olmak üzere hemen herkes, Hizbullah’ın C S TRATEJİ 9 silahsızlandırılamayacağını kabul etmiş durumda. Bunun yanı sıra, Nasrallah savaş ile birlikte "Lübnanlı Şiilerin lideri" kimliğinin ötesine geçerek bölgesel liderliğe soyundu. Arap dünyası üzerinde etkinlik kazandı. Bu tablonun bütününe bakıldığında yapılacak ilk değerlendirme, Hizbullah’ın bundan sonra izleyeceği stratejinin ana hatlarının kazanmış olduğu siyasi ve askeri mevzileri kaybetmeme çabası oluşturacak. Nasrallah, bölgesel lider rolünü pekiştirecek adım atmaya çalışacak. Bu adımların rasyonalitesine bağlı olarak da Nasrallah’ın küresel güçler tarafından bölgesel lider olarak kabul edilecek veya kabul edilmeyecek. Elindeki silahları korumanın meşru zemini de yakalamış olan Hizbullah’ın askeri açıdan yapacağı değerlendirmelerde, İsrail’in iç hesaplaşmasının ardından belirleyeceği strateji büyük önem taşıyor. İsrail’in atacağı adımlara göre yeni stratejilerin belirleneceği biliniyor. Ancak bütün bunlar yapılırken Hizbullah’ın Tahran eksenini de hiçbir şekilde göz ardı etmemesi gerekiyor. Belki de bölge için kırılma noktasını da bu durum oluşturacak. Tahran yönetiminin uzun yıllar içinde milyarlarca dolarlık finansman sağlayıp kurduğu, destek olduğu ve bu desteğini halen sürdürdüğü Hizbullah’ın bundan sonra içinde yer alacağı süreç, İran’ın küresel ve bölgesel politikalarını yakından ilgilendiriyor. Ancak ortaya çıkan o ki, savaş Lübnan’da Hizbullah’ın elini önemli ölçüde güçlendirdi. Hizbullah şimdi bu gücü daha da pekiştirme arayışında. "Hizbullah’ın bütün askeri, siyasi, ekonomik ve toplumsal anlamda gücü pekiştirmesi, Lübnan’ı küçük İran yapar mı" sorusuna şuan için hiç kimse net bir yanıt veremiyor. Olumlu yanıt veren de var, olumsuz da. Ancak, ortaya çıkan tablo bundan sonra ne Ortadoğu’da ne de Lübnan’da hiçbir şeyin savaş öncesi gibi olmayacağını gösteriyor. Hizbullah’ın lideri Nasrallah, başarıya susamış Arap dünyasında artık bölgesel lider olma iddiasında. Örgüt, evleri yıkılana para yardımı yapıyor, enkaz kaldırıyor. ŞamTahran hattından gelecek destek de düşünüldüğünde, bundan sonra hiçbir şeyin savaş öncesi gibi olmayacağı değerlendiriliyor. STRATEJİ BELİRLEME ÇABASI Hizbullah’ın kuruluşunu ve örgüt yapısını ortaya koyduktan sonra, örgütün bundan sonraki stratejisini yine bu tablo içinde aramak olası. Hizbullah’ın bundan sonraki politikaları yine TahranŞam ekseninde şekillenecek. Ancak ağırlık yine Tahran’da olacak. İran’ın küresel ve bölgesel anlamda atacağı her adım Hizbullah tarafından Lübnan bağlamında değerlendirilip yorumlanacak ve buna uygun hareket planı oluşturulacak. Hizbullah’ı yakından izleyen hemen her kesimin görüşü böyle. Genel anlamda böyle bir Nasrallah
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle