17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İsrail’le Suriye’de son savaşmasının dönemde güvenlik intihar önlemleri olacağını, yoğunlaştırıldı. böylesine bir savaş durumunda Golan’ı almak bir yana ve Kuneytra şehrini Suriye’nin srail, bölgedeki 125 köyü dan beri bu lar tamamen İsrail harabeye çevirerek yüz yıl Çerkez, Dürzî ve ğu nlu işgali altına bölgede yaşayan çoğu 0 bin kişiyi zorla göç girebileceğini Nusayrilerden oluşan 15 Suriyelilerin yaşadığı 5 dile getirenler ettirdi. Bugün Golan’da su köylerde adeta bir de var. köy var sadece. Söz konu yaşayan yaklaşık 18 bin Tüm bu acı açık hava hapishanesinde oldukça karmaşık. gerçeklere Suriyeli’nin durumu ise şadıkları için Suriye ile rağmen her İsrail’in işgali altında ya bağları olması mümkün Suriyelinin herhangi bir vatandaşlık ail ile de böyle bir gönlünde bir olmayan bu insanların, İsr yişle statüleri, resmi gün mutlaka bağları yok. Başka bir de oldukları belli değil Golan’da Suriye olarak nereye ait ve bağlı lıkları ve aidiyetleri ğlı bayrağının daha doğrusu böyle bir ba yana yok. bu en nd gü ı dalgalandığını işgalin başladığ görmek yatıyor. İsrail’in, 1967 yılında savaş tarihinde "en kısa sürede en fazla toprak işgal etme rekoru"nu kırdığı Altı Gün Savaşı sırasında işgal ettiği Golan Tepeleri, İsrail ve Suriye arasındaki ezeli düşmanlığın temelini oluşturuyor. İki ülke arasında yapılan tüm barış görüşmelerinin bir yerlerde tıkanıp, düğümlenmesinin ve nihayetinde de ederek büyük bir fırsatı elinin tersiyle itmiş izlenimi sonuçsuz kalmasının yegane nedeni de yine Golan verse de Suriye duygusal değil gerçekçi hareket Tepeleri. ederek varlığını sürdürebilmek için stratejik bir Golan başta sahip olduğu su kaynakları nedeni tutum sergiledi. Çünkü Suriye gücünün sınırlarını ile suya hasret Ortadoğu için son derece stratejik bir biliyor, dahası İsrail askeri envanter açısından halen bölge. Bunun yanı sıra, Golan Tepeleri, etrafındaki Suriye’nin gizli bir gücü olduğunu düşünse de İsrail düzlük alanların ortasında oldukça yüksek bir tepe olması nedeni ile jeostratejik bir konumda bulunuyor. Öyle ki, Golan Tepeleri’ne sahip olmak başta hemen yanı başında bulunan Şam olmak üzere Beyrut, Amman ve Filistin üzerinde doğal/coğrafi bir egemenliğe sahip olmak anlamına geliyor. İsrail, Es Safir su kaynaklarından sonuna kadar yararlandığı Golan’ın, "şahin tepesi" olarak adlandırılabilecek (Lübnan) bu niteliğinden de yine sonuna kadar faydalanıyor. Her ne kadar resmi anlamda deklare edilmiş olmasa Suriye devlet başkanı Beşşar Esad Lübnan’da da İsrail’in Golan’ı gizli bir askeri üs olarak yayımlanan Es Safir Gazetesi’yle yaptığı söyleşide donattığı, hatta varlığını ne kabul ne de reddettiği Suriye’nin ve Ortadoğu’nun yakın geleceğine ilişkin nükleer üslerinden bir kısmının da yine Golan’da açıklamalarda bulundu. bulunduğu ileri sürülüyor. Görüldüğü üzere İsrail, Esad, bölgede başka bir savaşın olma ihtimalini Golan Tepeleri’ni elinde bulundurduğu sürece reddetmiyor ve bu öngörüsünü şu sözleri ile ortaya Suriye ve Lübnan semalarında bir kara bulut olarak koyuyor "İsrail çıkış yolu arıyor ve güvenliğini kalmaya devam edecek yani iki düşmanına karşı yeniden sağlayabilmek için yeni bir maceraya zaten hemen her alanda var olan üstünlüğünü bir de girişebilir." coğrafi olarak korumuş olacak. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’ni özgürleştireceklerinden kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini söyledikten OLAN’I GERİ ALMAK... sonra, bölgede yeni bir savaşın çıkma olasılığının da Golan meselesine yeniden Suriye’den bakarsak inkar edilmemesi gerektiğini söylüyor. her Suriyelinin gönlünde 40 yıldır dinmeyen kalp Esad’a göre İsrail, Suriye’ye İran’a ve Hizbullah’a ağrısı olan Golan’da Suriye bayrağının bir gün yardım ettiği bahanesi ile saldırabilir, ancak böyle bir mutlaka yeniden dalgalandığını görmek yattığını durumda Suriye direnecek, güçlü duracak ve asla söylemek hiç de abartılı olmaz. Öyle ki Suriye’de teslim olmayacak." bir nesil "Golan’ı geri almak ya da al(a)mamak işte Esad, Şam üzerindeki baskıların artacağını da bütün mesele bu!" parolası ile büyümüştür. (Tabii ki tahmin ediyor, ancak baskılar sonucunda herhangi bir aynı parolanın Hatay’lı versiyonlarının imtiyaz verilmeyeceğini ve Suriye halkının tüm bulunduğunu da hatırlatmakta fayda var.) Golan bunların karşısında tek vücut olarak duracağını Tepeleri’nin kaybedildiği 1967 yılındaki Altı Gün söylüyor. Savaşı sırasında Suriye’nin Savunma Bakanı olan Esad, daha önce bir çok kez dile getirdiği Hafız Esad, 1971 yılında yönetimi ele geçirdiği Lübnan’ın "uluslararalılaştırma kaosu" içine günden öldüğü ana kadar Golan’ın mutlaka geri düşürüldüğünü de bir kez daha yineliyor. alınacağını milyonlarca kez yineledi. Hatta Hafız Esad’a göre, bölgeye gönderilen UNIFIL Esad ile birlikte Golan Meselesi Suriye için bir var kuvvetleri artan bir şekilde faaliyet alanlarını ve oluş mücadelesine dönüştü. Ancak sonuç itibari ile donanımlarını geliştiriyorlar ve Bosna’da olduğu gibi ne Hafız Esad döneminde ne de baba Esad’ın NATO kuvvetlerine dönüşüyorlar. Bu ardından geçen 6 yılda Golan geri alınamadı. Başka uluslararalılaştırma bütün bölgede devam edecek ve bir deyişle ilk bakışta hazır Hizbullah rüzgarı da Ortadoğu’ya yayılacak. Sonuçta Ortadoğu, tıpkı olanca hızı ile eserken Suriye’nin yaralı İsrail Irak’ta olduğu gibi bölünmek, parçalanmak için etnik üzerine gidip Golan’ı geri alması olası gibi çatışmaların kışkırtıldığı bir bölge haline gelecek. görünüyordu ancak Suriye "pasif" kalmayı tercih ‘Araf’ta kalan Suriyeliler C S TRATEJİ 7 İ Hizbullahİsrail çatışmasına, Suriye’nin de Golan Tepeleri’ni almak için katılacağı yönündeki beklenti, boşa çıktı. Irak’taki işgalin ardından, Lübnan’da Hizbullah’ın güçlü bir şekilde ortaya çıkması bölgede Şii jeopolitiğini de güçlü bir şekilde gündeme getirdi. ordusu gibi teknoloji harikası bir orduya karşı tek başına mücadele etmesi çok zor görünüyor. Suriye’nin Hizbullah’ı olmadığını da göz önünde bulundurursak askeri anlamda İsrail’e karşı değil galip gelmesi, direnmesi bile imkansıza yakın görünüyor. Çeviriler: İbrahim Özgür Bektaş Esad: İsrail yeni bir maceraya girişebilir ‘Suriye, İsrail’e karşı sabrını yitiriyor’ El Ahram El Arabi (Mısır) Suriye Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal, Mısır’da yayımlanan ElAhram ElArabi Gazetesi’yle yaptığı söyleşide, Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri konusundaki sabrını kaybettiğini dile getirdi. Bilal, sözlerine şöyle devam etti: "Suriye barış için stratejik bir seçim yaptı, ancak Golan Tepeleri’ni geri almak için daha fazla beklemeyecek. Suriye halkı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması için 40 yıl bekledi ancak bir faydası olmadı ve sabırları tükeniyor." "Suriye barışı stratejik bir seçenek olarak ele aldı, özellikle de eski devlet başkanı Hafız Esad, dönemin ABD Başkanı George Bush’tan toprakların değişimi karşılığında barış prensibini (toprak karşılığı barış) de içeren ve daha sonra ‘Madrid prensibi’ olarak anılan bir mektup aldıktan sonra barışa yönelik yapıcı adımlar atmaya çaba gösterdi" diyen Bilal, "16 yıl oldu ve biz hala bir sonuca varmış değiliz" diye de ekledi. Muhsin Bilal, kendisine yöneltilen "İsrail’in Hizbullah yenilgisi sonucunda, kayıplarını telafi etmek amacıyla Suriye’nin üzerine gitmeyi planladığına inanıp inanmadığı" sorusuna şu yanıtı veriyor: "Ortak akıl, mantık ve uluslararası hukuk – ya da geriye ne kaldı ise – bunun olmayacağını söylüyor ancak çılgınlık ve aptallık bu olasılığı gerçeğe dönüştürebilir. Ortak aklın ve mantığın galip gelmesini umuyorum. Bu bizim temennimiz. Aksi halde ortaya çıkacak kaos herkese zarar verir. Her halükarda, eğer saldırıya uğrarsak – kendimizi nasıl savunacağımızı ve toprağımızı, inancımızı, değerlerimizi ve bütünlüğümüzü nasıl koruyacağımızı biliyoruz." G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle