17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 Armağan KULOĞLU Emekli Tümgeneral oğuk Savaş döneminde Doğu Bloku’nun savunma örgütü olan Varşova Paktı, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortadan kalktı. Batı Bloku’nun savunma örgütü olan NATO ise, Varşova Paktı’nın aksine varlığını devam ettiriyor ve dönemin ihtiyacına göre yeniden organize oldu. Ortaya çıkan yeni duruma göre tehdidin yeniden değerlendirilmesi ve tanımlanması yapılarak başta uluslararası terör olmak üzere kitle imha silahlarının yaygınlaşması, silah, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, kitlesel göç hareketleri gibi yeni tehdit algılamaları belirlendi. Örgütün güvenlik konusunda istikrarı bozabilecek yeni yapılanmalara engel olmak ve kendi yapılanmasının etki alanını arttırarak istikrar sağlamak amacıyla genişletilmesine karar verildi. Sorumluluk alanı konusu da yeni tehdit algılamaları ve kabul edilen misyon çerçevesinde, yazılı olarak belirtilmese de, bütün dünya olarak algılanmaya başladı ve BM yakın iş birliği konusu güçlendi. Bu bağlamda, Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO’nun siyasi boyutunun önem kazandığı görülüyor.(1) da kısa sürede giderilmesi Yeni mücadele yöntemleri, anlayış farklılıkların gerekiyor. birliği ve uygulama… 11 EYLÜL SONRASI C S TRATEJİ S NATO terör karşısında yavaş NATO’NUN YENİ STRATEJİLERİ Yeni stratejilerin oluşumunda tehdit algılamalarının yanı sıra NATO’nun lideri durumunda olan ABD’nin tutumu da etkili oldu. Soğuk Savaş’tan sonra oluşan tek kutuplu dünya düzeninde ABD her alanda belirleyici rol oynamaya başladı. Bu durum ABD’nin dünyadaki gelişmeleri kontrol edebilme, bir noktada hegemonya yaratabilme isteğinin artmasına neden oldu. Bu çerçevede ABD’nin NATO üzerindeki etkisi de Soğuk Savaş döneminden daha fazla görülmeye başladı. Sonuçta NATO’nun lideri konumundaki ABD’nin geliştirdiği stratejilerle NATO’ya yüklenen yeni misyonlar ve örgütün doğuya doğru genişlemesi politikaları arasında paralellikler oluştu. ABD’nin kurmak istediği Yeni Dünya Düzeni’nin önündeki en büyük tehdit olan terörün ve kitle imha silahlarının yayılmasının engellenmesi ve enerji kaynakları ile yollarının kontrolünün sağlanması amacıyla ABD "Büyük Orta Doğu Projesi" (BOP) olarak bilinen projeyi geliştirdi ve uygulamaya koydu.(2) BOP, ABD'nin dünyayı kontrol edebilme ana politikasının önemli bir ayağı olarak da değerlendirilebilir. Bu projenin iki temel hedefi olduğu anlaşılıyor. Birincisi, bu bölgeden kaynaklandığı düşünülen terör tehdidinin ortadan kaldırılması, ikincisinin de, bölgedeki enerji kaynaklarını ve bunların intikal yollarını kontrol etmek. Bu iki ana hedefi gerçekleştirebilmek amacıyla ABD; Soğuk Savaş döneminde yapılandırılmış kuruluşların, özellikle de NATO’nun, BOP bölgesinin hem askeri, hem ekonomik olarak dönüştürülmesinde aktif görev almasını sağlamaya, bu çerçevede yeni görev tanımlamaları oluşturmaya çalışıyor. Ayrıca, ABD’nin, NATO’yu özellikle BOP’un bir Amerikan projesi olduğu izlenimini silmek amacıyla projenin uygulanmasına dahil etmek istediği de düşünülüyor. 11 Eylül saldırılarının ardından tehdit algılamasında ilk sıraya yerleşen teröre karşı, NATO’nun girişimleri yetersiz kalıyor. Üye ülkelerin farklı yaklaşımları ve ittifakın terör örgütleri kadar hızlı karar UYGULAMADAKİ DURUM Yapılan toplantılar, alınan kararlardaki olumlu alıp, yardımlaşıp uygulayamaması, ve yapıcı yaklaşımlar ve yaşanan acı gerçeklere karşın terörle mücadelede NATO içinde sorunun kaynağını oluşturuyor. uygulamada tam bir uzlaşma sağlandığını NATO’nun kurulduğu günden bugüne kadar ortaya çıkan yeni güvenlik ihtiyaçlarına karşılık, Atlantik’in iki yakasının bir araya gelerek güvenlik sorunlarını tartıştığı önemli bir diyalog platformu olduğu, önümüzdeki dönemde de terör ve kitle imha silahlarıyla mücadele konularında NATO’nun bu özelliğine duyulan ihtiyacın daha da artacağı değerlendiriliyor. Bugün NATO çerçevesinde en önemli eksikliklerin yetenek ve siyasi irade olduğu ve önümüzdeki dönemde NATO’nun etkin bir güvenlik anlayışına erişebilmesi için bu eksikliklerin giderilmesi gerektiği düşünülüyor. Önümüzdeki dönemde çeşitli uyumsuzlukların giderilmesi ve ortak tehditlere karşı daha etkin bir savunma yapılabilmesi için NATO ve AB arasındaki stratejik NATO kapsamında yapılan tüm toplantılar ve girişimler sonucunda varılan ortak noktalara baktığımızda şu hususların ön plana çıktığı görülüyor: Kaynağı, sebebi ve amacı ne olursa olsun, uluslararası terörizmin eylem, yöntem ve uygulamaları kınanmaktadır. Ülkelerin toprak bütünlüklerini tehdit eden terör; barış, güvenlik ve istikrarı da tehdit etmektedir. Uluslararası terör suçları hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Terör hem insanlık onurunu ve haklarını, hem de uluslararası ilişkilerin normal seyrini tehdit etmektedir. Terörün önlenmesi ve bastırılması için mümkün olan en etkili işbirliğinin yapılması gerekir. İttifak içindeki bazı düzenlemeler de dahil olmak üzere, ittifakın terörle mücadele konusundaki çabaları desteklenecektir.(3) Bütün bu açıklamalar ve kavramlar, NATO içinde terörle mücadele konusunda bir görüş birliği oluştuğunu ve üyelerin bu konuda işbirliğine hazır olduklarını ve NATO imkan ve kabiliyetlerinin de bunu başarabilecek durumda olduğunu gösteriyor. Ayrıca mücadelede NATO’nun uluslararası işbirliğine de açık olduğu görülüyor. söyleyemeyiz. Terörizmin tanımı ve terörizmle mücadele noktasında nasıl bir ortak politika uygulanacağı konusunda belirsizlikler sürüyor. Bu belirsizlikler, aslında NATO'nun sağlıklı bir vizyon ortaya koymasını engellediği gibi, uluslararası ilişkilerde de bir fay hattı oluşturuyor. Tehdidin salt askeri tehdit olmayıp asimetrik yapıdaki terör tehdidi olduğu düşünüldüğünde, aslında ortak politika belirlemenin önemi daha fazla ortaya çıkıyor. Realizm ile idealizmin mutlaka birbirinden ayrılması zorunluluğu bulunuyor. Aktörlerin Soğuk Savaş sonrası dönemdeki politikalarını analiz ettiğimizde ve bu açıdan NATO içinde ABD ve Avrupa yaklaşımlarına baktığımızda, ABD’nin 11 Eylül saldırıları sonrasında daha çok güç kullanma ve savaş yöntemi ile güvenlik sorunlarını çözmeyi amaçladığını görmekteyiz. Avrupa’nın ise, diplomasi ve müzakere Afganistan’daki yöntemlerini kullanarak güvenlik NATO sorunlarını çözme eğiliminde olduğunu birliklerinden... müşahede etmekteyiz. ABD ve Avrupa'nın güvenlik sorunlarında tercih ettiği bu yöntem farklılığı, uluslararası güvenlik alanında yeni tehdit algılaması olarak ortaya çıkan terörizm konusunda NATO'da ortak politika üretilmesine önemli bir engel oluşturuyor. Toplantılarda ve uygulamalarda ülkelerin ortak hareket etme eğiliminden daha fazla olarak kendi kazanç hanelerini düşündüklerine tanık oluyoruz. İstanbul Zirvesi’nde Afganistan'da NATO'nun görev alanının genişletilmesi, Irak konusunda görüş birliğine varılması ve Irak'tan kaynaklanan terör tehdidinin varlığının kayıt altına alınması, İstanbul İşbirliği Girişimi'nin Akdeniz Platformu ile birlikte işlem görecek biçimde yaşama geçirilmesi daha çok ABD'nin kazanç hanesini ilgilendiriyor. NATO aldığı bu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle