17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Turgut A. KARABEKİR ABD, diplomasi sınavını kaybetti… C S TRATEJİ inandırıcı bir şekilde dostluğa çevrilebilmesi için evvela İsrail sorununun halledilmesi gerekir. ABD kamuoyu bunu zorlayacak şiddete erişse bile, pratikte, yörede böyle bir dostluk havasının esmesi mümkün olabilir mi? İsrail’in çaresiz bırakılması durumunda büyük fedakarlıklar yapması, bütün bölge ülkelerinin yararına olacağından, imkansız denemez. ABD ise Ortadoğu’daki petrol gayelerini bir süre beklemeye almak, güney Amerika kaynaklarını kullanmak, kendi ülkesi içinde alternatif yakıt üretimi ile idare etmeyi başararak, Ortadoğu’ya bağlı olmadığını kanıtlamak zorunda olacaktır. Zaten gayelerinden birisi olan, Kuzey Irak’ta kurulmuş olan Kürt devletinin varlığı ABD’nin bölgede kalmasını sağlayacağından, uzun vadede Hazar bölgesine yakın olması arzularını devam ettirebilecektir. Zaten planlanmış olan Irak’ı üçe bölmek projesini de, mevcut gücü ile iç savaşı önleyerek, planlı bir şekilde en kısa zamanda gerçekleştirmek yoluyla, Irak’tan çıkmak ve ABD kamuoyunu başarıya erişmiş gibi tatmin etmek yolunu bulmuş olabilir. B aşarılı diplomasi, çıkarlarını elde etmek için karşı tarafla en uyumlu yol ile anlaşabilmek ise, ABD bu sınavda sınıfta kaldı. ABD açısından bakıldığında çıkarları; Ortadoğu ve Hazar bölgesi ülkelerinin petrol ve diğer kaynaklarını, Rusya ve Çin’e kaptırmadan kontrolünde tutmak ve mümkün olduğu kadar emperyalist gayelerini uygulayabilmektir. Diğer bir sorunu da, İsrail’in çıkar ve emniyetini sağlamasıdır. Gerek İsrail’in altmış yıldır bölgedeki tutumunu takip etmek sorunu, gerek süper güç olmanın verdiği yanıltıcı düşünce tarzı, ve son yılların atmacalarının tasarladığı BOP ile ABD; aklı selim, demokrasi, insan hakları, devletler hukuku, diplomasi kurallarını bir yana bıraktı, arzularını güç ile, zorla, kendi gaye ve planına göre, herşeyi mübah sayarak gerçekleştirmek yolunu seçti. İzlemekte olduğumuz olaylar ABD’nin tarihinde leke, ve çok vahim bir hata olarak belirecektir. BOP ve haritası Irak savaşından evvel hazırlanmış olduğuna göre, Irak’ın zaten parçalanması ve İsrail’e dost bir Kürt devletinin kurulması, Türkiye’nin yıpratılarak güçsüzleştirilmesi, hatta küçültülmesi planlanmış, Lübnan, Ürdün ve Suriye’nin İsrail Kürt eksenine ilavesiyle, bölgede başedile(me)yecek bir güç olan İran’ın izole edilmesi hedeflemişti. Türkiye henüz ABD çıkmazında değil edebilecektir. Bu tavizlerin başında İran’ın nükleer silahlar edinme arzusuna sıcak bakması olur. Amerikan halkını tanıyanlar, kamuoyunun uzun zaman güdülmekte olan tutumu ve aşağılanmayı kaldırmayacağını ve önemli bir değişikliği isteyeceğini tahmin edebilirler. Sorun, içine düşülmüş olan bu çıkmaza ne gibi bir çare bulunacağıdır. Silahla çözüm getirilemeyeceğine göre, yaratılmış olan Müslümanlık karşıtı tutumun, ABD, Ortadoğu’da uyguladığı yöntemler sonucunda kaybetti. Washington yönetimi, kendi yarattığı çıkmazdan şu ABD YALNIZ KALIR veya bu şekilde kurtulmasını becerir ABD’nin asker kontrolü altında diplomasi Irak’ı üçe bölerek oradan dostlukla ama destek verenleri hiç çekinmeden yoluyla diye adlandıracağı bir şekilde çıkmasından başka alternatifi kalmamışa benziyor. sokakta bırakır. Şayet bunları yapmaz ve İran’ın nükleer KÖTÜ SON Bu gayelerin bir kısmı diplomasi yoluyla elde edilebilecek iken, güç ve İslam karşıtı girişimlerle tamamen başarısızlığa uğradığı bu aşamada; ABD’nin kurtuluş alternatifi kalmış mıdır? Evet. ABD hala silah gücüyle gayelerine ulaşabilir mi? Hayır. Asırlardır milli çıkarlarının, ayrı ayrı veya beraberce, her şeyin üzerinde olduğunu defatle kanıtlamış olan Avrupalıların, ABD ayağını çekmeye hazırlandığı an, Ortadoğu ülkeleri ile kendi başlarına anlaşma yoluna gideceği şüphesizdir. Zaten içinde olduğumuz durumda bile ticari ilişkileri devam etmekte ve ılımlı bir politika gütmekteler. Bu politikadan yegane ayrılış Lübnan’a asker göndermek kararı olmuştur. ABD’nin Ortadoğu’daki başarısızlığı Avrupa’dan çok kendisini sarsacaktır. Avrupa, Ortadoğu’ya tavizler vererek petrolünü almaya devam tesislerini bombalamak ve arı kovanını çomaklamak çılgınlığını seçerse, içinden çıkamayacağı bir durumu yalnızca taşımak durumunda kalır. Buna da ABD kamuoyu şiddetle karşı çıkacaktır. Görülüyor ki bu olasılı senaryolar içerisinde olumlu sayılabilecek şartlarla bile, Türkiye’nin BOP’a herhangi bir şekilde katkıda bulunması, taraf tutması, milli çıkarlarımıza aykırıdır. Türkiye halen Ortadoğu ve Hazar ülkeleri ile olumlu ilişkilerdedir ve başkasının kuyruğuna takılmadıkça emniyette olacaktır. Gül’ün, ABD ABD’nin yukarıdaki temaslarından... veya benzeri yöntemlerle bölgede barışı yaratmaması durumunda Türkiye’nin taraf tutmuş olması nedeniyle kendisi için çok vahim sonuçlara ulaşır. BM’nin aldığı kararlara ve hükümetin genel tutumuna baktığımızda düşünüş tarzının bizi risklere sürükleyecek yolda olduğunu görmekteyiz. İç ve dışta oynanan AB oyunun ödülleri hala tartışılmakta olan bu günlerde, daha vahim tavizler verilmesiyle karşı karşıyayız. TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI Ordunun halen dirayetli ellerde olmasından ötürü bütünlüğümüzün bozulması mümkün olmayacaktır. Ancak, verilen tavizler nedeniyle her gün
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle