17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

zaman resmi bir dil olmadığını söylüyorlar"(4) derken BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi ve UNMIK Başkanı Bernard Kouchner de "Arnavutlar Türkçe’nin resmi dil olmasına karşı geliyor"(5) yönünde açıklamada bulunuyordu. Sırplar ve Arnavutlar arasında kalan Türkler bu kez de UNMIK ve Arnavutlar arasında kalmıştı. Türkiye’nin BM ve ilgili NATO ülkeleri nezdinde Kosovalı Türklere özellikle dil konusunda yapılan ayrımcılığa karşı yürüttüğü diplomatik girişimler neticesindedir ki Kouchner, Türk Demokratik Birliği (KDTP) Başkanı Mahir Yağcılar’a UNMIK’in taahhütlerini içeren resmi bir belge gönderdi. Belgede: Kosovalı Türklerin dil alanındaki eşitliği dahil, Arnavut, Sırp ve diğer topluluklarla eşit olduğu ilkesinin yaşama geçirileceği ve güvence altına alınacağı, UNMIK tarafından Kosovalı Türklere verilecek kimlik belgelerinin Türkçe olarak da düzenleneceği, Misyon yönetmeliklerinin Türkçe de yayınlanacağı, Türklere Türkçe eğitim görme hakkı… sağlanacağı taahhüt edildi.(6) UNMIK’in verdiği bu garantilere rağmen Türk dilinin kullanımına ilişkin sorunlar çok yakın döneme değin sürdü. Nihayet 22 Eylül 2006’da yani verilen sözden 6 yıl sonra ve bundan 10 gün önce Kosova Parlamentosu, çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Prizren’de Türkçe’nin Arnavutça ve Sırpça ile birlikte resmi dil olarak kabul edilmesini öngören yasal değişikliği oy çokluğuyla kabul etti. ZAFER VE YENİLGİ Yasa tasarısının "Kosova için Standartlar" dokümanıyla başlayan bir tarihi var. Düzenleme sürekli olarak "sonra"ya ertelenmeye çalışılsa da Temas Grubu’nun bu yasayı da "ödevler" arasında göstermesi Kosova yönetimini birdenbire işi hızlandırmak zorunda bıraktı. Oldubitti yöntemiyle ve o güne dek sürdürülen görüşmeler yok farz edilerek çıkarılmak istenen yasaya KDTP’nin tepki göstermesi Türkçe sorununu birden bire bir "parlamento krizine" dönüştürdü. "Kazanılmış haklar geri alınmaz" prensibiyle hareket eden KDTP Türkçe’ye ilişkin düzenlemenin önceki kanun ve uygulamalara uygun biçimde düzenlenmesi konusunda ciddi çaba sarf etti. Kosova Hükümeti’nin ise Türklerin taleplerini yerine getirmeye niyeti yoktu ancak müzakere sürecinde yol kat edebilmek için gerçekten de acelesi vardı. KDTP Başkanı’nın 3 Ağustos 2006’da Kosova Başbakanı ve Meclis Başkanı ile imzaladığı uzlaşı metni bir önceki gibi mecliste reddedildi. Çok geçmeden tasarı bir kez daha 22 Eylül’de meclise getirildi. Dillerin Kullanımı Yasası 59 kabul, 7 red, 3 çekimser oyla kabul edilerek; Arnavutça ve Sırpça dilleri dışındaki bir dilin belediyelerde resmi ve eşit olması için o dili konuşanların nüfusun yüzde 5’ini oluşturması ve istisna olarak yüzdeliklere bakılmaksızın Prizren’de Türkçe’nin resmi ve eşit bir dil olması karara bağlandı. Prizren’deki Türkler açısından bir zafer olarak değerlendirilse de Türk sivil toplum örgütleri değişikliği yeterli bulmadı. "Tek bir Sırp’ın bile bulunmadığı yerlerde Sırpça’nın resmi kullanımına onay verilirken Türklerin yaşadıkları yerlerde Türkçe’nin resmi kullanımının sınırlandırılması" antidemokratik bir uygulama olarak nitelendirildi. Kosova Türk Aydınları Ocağı (KTAO) Başkanı Ferhat Derviş de Prizren’deki Türkler kadar Kosova’nın diğer bölgelerindeki Türklerin de aynı haktan faydalandırılması gerektiğini ifade etti.(7) Arnavutların Kosova’da bağımsızlık savaşını başlatan Kosova’nın özerkliğinin Miloşeviç döneminde kaldırılması aynı zamanda Kosova’da Türkçe sorununun da başlangıcı oldu. 1974 tarihli Kosova Anayasası Türkleri Kosova’nın kurucu unsuru olarak kabul ederken Türkçe’ye de anayasal düzeyde diğer dillerle hak eşitliği sağlıyordu.(8) 1977 Dillerin Kullanımı Yasası da aynı şekilde Türkçe’yi Arnavutça ve SırpHırvatçayla eşit dil olarak kabul eder. Kosova’nın 1999 yılında UNMIK yönetimine geçmesinden sonra ise kendi yönetmelikleri ile çelişircesine Türkçe yok farz edilmeye başlandı. UNMIK’in 12 Aralık 1999 tarihli ve 1999/24 Sayılı Yönetmeliği’nde Madde 1.1.(a)’da Kosova’daki mevzuatın 22 Mart 1989 mevzuatını kapsadığı ifade edilir. UNMIK’in sonraki düzenlemeleriyle birlikte ele alındığında; "ayrımcılık içeren tüm yasalar" kaldırılırken herhangi bir alanı düzenleyen yasanın yeni bir yasa kabul edilinceye kadar yürürlükte kalacağı anlaşılır. Yani 1989 yılından önce kabul edilen ve ayrımcılık yapmayan kanunlar geçerlidir. Bu nedenle Türkçe’ye ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girmesine dek 1977 Dil Kullanımı Yasasının geçerliliğini koruyacağının da kabul edilmesi gerekir. Öte yandan 15 Mayıs 2001 tarihli Kosova Geçici Öz Yönetiminin Anayasal Çerçevesi’ne ilişkin 2001/9 sayılı yönetmelikte de birey haklarından ayrı olarak toplulukların ve üyelerinin hakları çağdaş insan hakları metinlerine uygun olarak düzenlenmiştir. İşte, böylesi hukuki veriler ve UNMIK yazılı C S TRATEJİ 21 garantisi söz konusuyken üstelik de Kosova Hükümeti için "zaman" bu denli önemliyken KDTP’nin masaya "yüzdeliksiz eşit dil hakkı" yerine Türklerin ve Türkçe’nin statüsünü savaş öncesi döneme göre geriye götüren bir anlaşma için oturmuş olması anlaşılır bulunmuyor. Türk ve Boşnak partilerin oluşturduğu "6 artı" grubu ile KDTP, Türkçe’nin anayasal güvenceden yoksun biçimde ve "geleneksel dil" tanımlamasıyla belediye tüzüklerindeki düzenlemelere terk edilmiş olması nedeniyle suçlanıyorlar. Yine de KDTP’nin yasanın ilk halinde yüzde 20 olan barajı yüzde 5 seviyesine indirme başarısı gösterdiğini belirtmek gerekir. İstisna tutulan Prizren’den başka Mamuşa’da yüzde 5’lik barajın aşılması bekleniyor. Ancak Priştine, Gilan, Mitroviça gibi Türkçe eğitimin yapıldığı şehirlerde ve Yanova, Nobırda, İpek gibi Türkçe eğitim ve öğretimin yapılmadığı yerleşim yerlerinde Türkçe’nin resmi dil olması yüzdelik oranları öngörülenden düşük olduğu için mümkün görülmüyor. Üstelik yerleşim yerlerinin demografisinde yapılacak bir oynamayla Türkçe’nin Prizren dışında tamamen yitirilmesi de ihtimal dâhilinde. Türkçe, Prizren’de kazanırken Kosova’da kaybetmiş gibi görünüyor. Dipnotlar: (1)1999’da Prizrene’e konuşlanan Alman birliklerinin yaptığı ilk gayri resmi sayımda ise Türk nüfusu 17.500 olarak belirlenmiştir. Yapılan sayımların neredeyse tamamında kimi endişeler sebebiyle Türklerin kendilerini "Arnavut", Boşnakların ise "Yugoslav" olarak kaydettirdikleri dile getirilmektedir. (2) Kosova Birleşmiş Milletler Geçici İdare Misyonu (3) UNMIK/REG/1999/25 (4) Evrensel, Ayhan, "Kosova Türkleri Demokrasi Kurbanı", NTV, 11 Ağustos 2000 (5) BÜTÜÇ, Mehmet, "Biz Kanadık, UNMIK ve AGİT Kaybetti", Yeni Dönem, S.25, 27 Temmuz 2000,akt TÜRBEDAR, Erhan, "..Kosova Türkleri", Balkan Türkleri, (ed. E. Türbedar), ASAM Yay., Ankara 2003 (6) T.C. Başbakanlık BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Yıl:16, Bülten No:39, 6 Ekim 2000, http://www.byegm.gov.tr (7)http://hakimiyetimilliye.org/?c=128&a=1876 (8)Kosova Sosyalist Özerk Bölgesi Anayasası için bkz. MUZBEG, İskender, "Hukuki Belgeler Çerçevesinde Kosova Türkleri", Balkan Türkleri, (ed. E. Türbedar), ASAM Yay., Ankara 2003 Balkanların diğer bölgelerinde olduğu gibi Kosova’da yaşayan Türkler de birçok alanda mağduriyet yaşıyor. Türkçe konusundaki girişimler kısmen başarılı oldu. Türkçe, yalnızca Türklerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerde resmi dil olabilecek. Kosova Mamuşa’da Türk Birliği’nin karşılanması...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle