Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 C S A lmanya’nın ilk kadın başbakanı göreve başladı. Merkel’i içte ve dışta çözümü kolay olmayan sorunlar bekliyor. İşsizliğin yüzde 10’un üzerinde olması, yeni vergilerin getirilmesi, bütçe açığı en önemli sorunlardan. Sosyal yardımlarda kısıntıya gidileceğinin sinyali sosyal demokrat ortaklar tarafından ne kadar onaylanır henüz bilinmiyor. Merkel’in en ciddi yaklaşımı ABD ile ilişkilerde gerçekleştirmesi bekleniyor. Merkel, Fransa ile ikili tutum geliştirmektense NATO içinde ABD ile ilişkileri geliştirmekten yana. Merkel’in de üstün başarılara imza atamayacağı yönünde. Yine de güçlü ve her ne kadar sade görünümü ile Alman kamuoyunca eleştirilse de, renkli bir kadın politikacı ile karşı karşıya olduğumuz kesin. 1989 yılında, Doğu Berlin’deki demokratikleşme hareketinin bir parçası olarak adını duyuran genç Merkel, Almanya’nın birleşmesinden 2 ay önce Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinekatıldı ve 3 ay içinde kendini Helmut Kohl kabinesinde kadın ve gençlikten sorumlu bakan olarak buldu. Kısa sürede Kohl’ün sevgi ve takdirini kazanarak, 1994’te çevre bakanlığına getirildi. 2000 yılına gelindiğinde ise, o dönem yasadışı bağış skandalının yaşandığı CDU’nun liderliğine seçildi. 2002’deki seçimlerde, başbakanlık adaylığını kardeş Bavyera partisi Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin lideri Edmund Stoiber’e kaptıran Merkel, nihayet geçtiğimiz hafta içinde Hıristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ile Sosyal Demokratlar (SPD) arasındaki “Büyük Koalisyon”un başında başbakan olarak göreve geldi. Başbakanlığa sahip olabilmek adına dışişleri, maliye ve adalet gibi kilit bakanlıkların SPD’ye verilmesi, CDU/CSU’nun koalisyonda istediği kadar söz sahibi olma TRATEJİ Y eni Alman yönetiminin AB, ABD ve NATO yaklaşımları… Merkel’i bekleyen sorunlar sını engelleyecek gibi gözüküyor. 143 sayfalık koalisyon sözleşmesi ile ilgili olarak uzlaşma içinde oldukları görünen taraflardan hangisinin baskın çıkacağını zaman gösterecek. Bu arada Merkel, ekonomi ve dış politikada öngörülen uygulamalara vakit kaybetmeden geçeceğinin ilk sinyallerini de verdi. Ekonomik Reformlar irçok AB ülkesi gibi Almanya da, işsizlikle mücadeleyi öncelikli hedefi olarak görüyor. İşsizlik oranının yüzde 10’un üzerinde olması (yaklaşık 5 milyon kişi), endişe ile karşılanıyor. Bu bağlamda Merkel hükümeti, uzun vadede mutlaka yeni iş olanakları yaratmanın yollarını arayacak. Kısa vadede atılacak ilk adım ise, Almanya’nın son derece katı olan iş yasalarının daha çok kişinin işe girmesini sağlayacak şekilde esnekleştirilmesi olarak belirlenmişti. Ne var ki, iş yasalarının esnekleştirilmesi, aynı zamanda işten çıkarmayı da kolaylaştıracağından bu uygulama şimdilik rafa kaldırıldı. Onun yerine, istihdama yönelik fon yaratmak amacıyla katma değer vergisi yüzde 3’lük bir artışla yüzde 19’a çıkartılacak. Alman halkı, eğer bu artış gerçekten işsizliğin azaltılmasında kullanılacaksa, karşı çıkmayacaklarını söylüyor ama yine de yeni hükümetin icraatına vergi artışı ile başladığını da not etmiş gözüküyor. Diğer taraftan, Merkel hükümetini işsizlik kadar zorlayacak bir başka konunun da bütçe açığı olacağı anlaşılıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa kaygı verici bir boyut kazanan bütçe açığı giderek büyüyor. Açığın GSYİH’nın yüzde 3.7’sinin üzerine çıkmasıyla birlikte Almanya, Avro bölgesinde yüzde 3 veya daha fazla oranda bütçe açığı verilmemesini şart koşan Avro kriterini karşılayamayan İtalya, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelerle aynı gruba girmiş oldu. Merkel’e göre, bütçe açığının bu dereceye ulaşmasının en önemli sebebi, sosyal devlet politikalarının istismar ediliyor olması. 2004 yılında, büyük kısmını işsizlik ödemelerinin oluşturduğu bütçe harcamaları, 19 milyar Avro gibi yüksek bir rakama ulaştı. Sosyal Demokrat koalisyon ortağının işsizlik ödemelerinde kesintiye gidilmesine karşı çıkacağını göz önüne alan Merkel, yüksek kazançlı kesimde gidilmesi düşünülen vergi indiriminden vazgeçti ve tam tersi bir uygulama ile bu gelir grubuna yüzde 3’lük ek bir vergi Cemile Akça ATAÇ B TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası [email protected] vrupa ve Amerika’da gözler, Almanya’nın ilk kadın ve Doğu Alman kökenli şansölyesi Angela Merkel’e çevrildi. 51 yaşındaki Merkel’in tahmin edildiği gibi bir “Alman Thatcher” veya “Alman Demir Leydi” olup olamayacağı merakla bekleniyor. Hızlı ve dinamik bir başlangıç yapmayı amaçlayan Merkel, Alman ekonomisinde reforma gitme, ABD ile Irak Savaşı sonrası soğuklaşan ilişkileri iyileştirme, AB politikalarını etkinleştirme ve AB bünyesinde, Almanya adına sadece Fransa ile değil, tüm üye ülkelerle daha yoğun bir iletişim gerçekleştirme konularını önceliği olarak belirledi. Özellikle uluslararası politika gündemi ile yabancı basın organlarında büyük yankı bulan yeni başbakan, çığır açan bir lider olmayı hedefliyor. Ancak yaygın kanı, dış politikada her zaman Nobel Barış Ödülü sahibi efsanevi Willy Brandt’ın gölgesinde kalan selefleri Helmut Kohl ve Gerard Schröder gibi A koydu. Ayrıca emeklilik şartlarını iyileştirmek adına, emeklilik yaşı 65’ten 67’ye çıkarılırken ödenen emeklilik primleri de arttırıldı. ABD ile İlişkiler erkel, içeride işsizlik ve bütçe açığı ile mücadelede başarı kazanmaya çalışırken, dışarıda da Irak Savaşı nedeniyle büyük ölçüde sekteye uğrayan ABD ile olan ilişkileri, öncelikle NATO çatısı altında iyileştirmenin yollarını arayacak. İlk aşamada, hem Almanya hem diğer Avrupa ülkelerindeki Amerikan karşıtı tavrın, ABD ile karşılıklı güven arttırıcı uygulamalar sonucunda giderilmesi planlanıyor. “ABD’nin karşısında yer almayacağız, ortağı olacağız” sloganı ile yola çıkan Merkel, Fransa ile ortak girişimler yerine NATO bünyesinde politika üretmenin üzerinde duracağını ifade ediyor. Merkel’in ABD ile ilişkileri iyileştirmeye özel önem vereceğini dile getirmesinin hemen ardından, Atlantik’in öbür yakasında Almanya’nın Irak’ta aktif katılımda bulunmaya razı olacağı yönünde bir beklenti oluştu. Merkel, asker göndermenin kesinlikle söz konusu olmayacağını belirttikten sonra, Almanya’nın en iyi ihtimalle Irak güvenlik güçlerini Irak dışında eğitebileceğinin veya Irak hükümetine sivil nitelikte yardımda bulunabileceğinin altını çizdi. Asker yardımı olmasa da bu girişim, hızlı ve ani değişiklikler gösterdiği için gazetecilerin bıyık altından gülerek “enerjik” diye nitelendirdikleri Schröder’in dış politikasından çok daha istikrarlı olacağı için, M Financial Times 21 Kasım ?