Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C S İran yönetimi ABD politikalarına karşı her konuda olduğu üzere nükleer silah tehdidinde de iç politikada, moral bulma arayışlarında, en çok kadın ve çocukların sokak eylemlerinden yararlanıyor. (25 Kasım Tahran) TRATEJİ BD’nin ekonomik A ambargo tehditleri İran’ı fazla ürkütmüyor. Diğer bölgesel ülkelerle ilişkileri ile bunu hafifletebiliyor. Türkiye’nin bu sorunda uluslararası görüşe yakın durması, İran’la olan ticareti nedeniyle gerekli. yen ABD, daha önceleri Avrupa ile farklı görüşlere sahipken, daha sonra fikir birliğine varmıştır. 2224 Şubat 2005’de Avrupa’yı ziyaret eden Bush, İranAvrupa nükleer görüşmeleri’ne destek verdiğini belirtmiştir. Daha sonra İran’ın uranyum zenginleştirmeye başlaması ile birlikte ABD ve Avrupa, İran Nükleer Dosyası’nın BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesi yönünde fikir birliğine varmıştır. Almanya’nın yeni Başbakan’ı Angela Merkel’in eski Başbakan Gerhard Shroder’den farklı olarak ABD ile ilişkileri geliştirme yönündeki düşüncesi, Bush yönetiminin İran politikasının önündeki Almanya engelini de kaldırıyor. Tahran, ABD ve Avrupa’nın İran’a yönelik ekonomik yaptırım uyarılarını psikolojik savaşın bir parçası olarak görmekte ve bu tehditlere yüksek petrol fiyatları ve UAEA ile işbirliğine son vereceği yönündeki karşı tehditler ile cevap vermektedir. İran Parlamentosu’nun, 20 Kasım 2005’de aldığı “İran’ın Nükleer Dosyası’nın BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesi durumunda UAEA denetçilerini ülkeden çıkarma” kararı, UAEA’nın 24 Kasım toplantısı öncesinde bir mesaj niteliği taşımaktadır. Öte yandan sık sık ekonomik yaptırımlardan korkmadığını dile getiren İran’ın bu özgüveni, Çin, Hindistan, Rusya, Kafkasya ve Orta Asya devletleri ile olan ekonomik ilişkilerinden gelmektedir. Söz konusu özgüvenin bir diğer nedeni de İran’ın dünyanın üçüncü büyük petrol ve ikinci büyük doğalgaz rezervlerine sahip ülkesi olması ve dünyada petrol ve doğalgaz gereksinimlerinin her geçen gün artmasıdır. 11 Nükller Komisyonunun 24 Kasım Amsterdam toplantısının gündeminde yine İran vardı. sonuçlanmasını istemiyor. Aslında bu teklifin başarı kazanması ile birlikte İranAvrupa Üçlüsü (İngiltere, Almanya, Fransa) nükleer görüşmelerinden diplomatik olarak Rusya’nın kazançlı çıkacağı düşünülmektedir. ABD, Rusya ve Çin’i kazanmaya çalışıyor BDRusyaÇin görüşmelerinin bu haliyle İran’ın Nükleer Dosyası BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilse bile, ABD’nin İran’a yönelik ekonomik yaptırımlar kararı için Rusya ve Çin’in desteğini alması oldukça zor görünüyor. BM Güvenlik Konseyi’nden ekonomik yaptırım kararının çıkmaması ise, Bush yönetiminin İslam Rejimi karşısında diplomatik başarısızlığa uğraması olarak değerlendirilirdi. Bu durum aynı zamanda, İran’daki İslami Rejimin hem ülke içinde hem de uluslararası alanda prestijinin artmasına neden olabilirdi. Bütün bunların farkında olan ABD, Rusya’nın teklifini kabul ederek UAEA’nın 24 Kasım toplantısından ikinci şartlı kararın çıkması için uğraşmış, Rusya ve Çin’i İran’ın Nükleer çalışmaları konusunda kendi çizgisine çekmek için zaman kazanmaya çalışmıştır. ABD’nin tek başına veya birkaç müttefikini yanına alarak İran’a uygulayacağı ambargo ise sonuçsuz kalabilir. 1996 yılından itibaren ABD’nin İran’a tek taraflı olarak uyguladığı ambargo, beklenen sonucu verememiştir. Dolayısıyla İran’a yönelik uluslararası bir ekonomik yaptırımın peşinde olan ABD, burada Çin ve Rusya’nın desteğine ihtiyaç duymaktadır. İran’ın Nükleer Dosyası’nın BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesini iste A sine karşı çıkılması gerektiğini savundular. Hindistan’ın İran’la olan enerji işbirliği ve sol partilerin baskıları, Hindistan’ı İran’ın Nükleer Dosyası’nın görüşüldüğü 24 Kasım tarihli UAEA toplantısı öncesinde ikilemde bıraktı. Öte yandan 24 Kasım öncesi Rusya, Çin ve Hindistan arasında İran’ın nükleer çalışmalarına yönelik ortak bir politika oluşturmak için görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerle birlikte, Rusya, Çin ve Hindistan’ın, İran’ın Nükleer Dosyası’nın BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesine karşı oldukları açıkça ortaya çıktı. İran’ın Nükleer Dosyası’nın BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesi yönünde bu üç devletin desteğini alamayan ABD, istediği koşullar olgunlaşıncaya kadar Rusya’nın teklifini geçici olarak kabul etmiştir. Rusya bu şekilde İran’a zaman kazandırarak, İran’ın nükleer dosyasının geçici de olsa BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesini engellemiştir. Öte yandan Rusya, İran’da yapımını üstlendiğini Buşehir Nükleer Tesisleri’ni de kurtarabilmiştir. İran’ı Avrupa’ya kaptırmaktan endişelenen Rusya, Avrupaİran nükleer görüşmelerinin başarı ile İran’ın Nükleer çalışmaları konusunda Türkiye’nin uluslararası çizgiyi takip etmesinin yararlı olacağı düşünülüyor. Burada uluslararası çizginin ABD çizgisi anlamına gelmediğinin altı çizilmelidir. Ayrıca, ikili görüşmelerde Türk yetkililerin, uluslararası toplumu nükleer silah yapmayacağı konusunda ikna etmesi gerektiğini İran’a iletmesinde de yarar vardır. İran’ın uluslararası toplumu ikna etmemesi durumunda BM Güvenlik Konseyi’nden ekonomik yaptırım kararının çıkması kuvvetli ihtimaldir ki, bu da Türkiye’nin İran’la ekonomik ilişkilerine zarar verebilir. İran’ın nükleer çalışmalarına yönelik uluslararası destek bulmakta gittikçe zorlanması, Avrupa ile ABD arasındaki taktik farklılığının giderek kapanmasından kaynaklanmaktadır. Uranyum zenginleştirme işleminin Rusya’da yapılması için gerçekleştirilecek MoskovaTahran görüşmelerinden sonuç alınmadığı zaman uluslararası alanda AvroAtlantik çizgi daha fazla destek bulabilir. Bu sonuçla birlikte Çin, Hindistan ve Rusya’nın AvroAtlantik çizgiye kayması için ABD’nin çabalarının daha da hızlanacağı düşünülmektedir. Fakat Çin, Rusya ve Hindistan’ın, bu görüşmelere olumlu yanıt vermesi için Tahran’a baskı yapacağı tahmin ediliyor. İran, Rusya’nın bu teklifini kabul ederse, bir taraftan İran’ın nükleer silah üretmesi teorik olarak engellenirken diğer taraftan Moskova’nın hem uluslararası alanda hem de İran’ın nükleer çalışmaları konusunda eli kuvvetlenecektir. The Independent 23 Kasım