19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 7/9/06 16:15 Page 1 CUMARTESİ EKİ 03 CMYK 9 EYLÜL 2006 CUMARTESİ 3 Hastam güzelleşiyorum deyince beynimde şimşekler çaktı Jean Carruthers oftalmolog (göz hastalıkları uzmanı), Alastair Carruthers ise dermatologcerrah (cilt hastalıkları cerrahı). Uluslararası kozmetik dermatoloji çevrelerinde çok iyi tanınan Kanadalı doktor çift ünlerini mucize madde Botox’un estetikte kullanılmasına bulmaya borçlular. Botox son derece toksik bir madde. Silah yapımında da kullanılabiliyor, yüz felci ve başka felç tedavilerinde de. Bir mantar türünden elde ediliyor. LEYLA Carruthers çifti geçen günlerde İstanbul’daydı. Uluslararası TAVŞANOĞLU Dermatoloji Cerrahisi Cemiyeti’nin (İSDS) dört gün süren toplantısına katıldılar. Dünyaca tanınmış pek çok bilim insanının yanı sıra sunum yaptılar. Buldukları boş bir zamanda da benimle bir araya gelip estetikte ve kimi sağlık sorunlarında botox uygulanmasıyla ilgili sorularımı yanıtladılar. İlginçtir, Jean Carruthers göz hastalıkları uzmanı olmasına karşın Botox’un estetikte uygulanabileceğini keşfeden kişi. Nasıl mı? Onun anlatımından öğrenelim: ‘‘1980’li yılların başıydı. Botox’u (maddenin açık ismi Botulinium A Extoxin) şaşılık ve distoni (kas spazmı ve kasılmalara bağlı, istemsiz hareketlerle karakterize nörolojik bir hastalık) tedavisinde uygulamaya başlamıştım. Tedaviyi uygularken hastalarımdan bir kadın bir gün bana, ‘Geçen sefer alnıma o iğneyi yapmadın. Her yaptığında yüzüm son derece sakin, dinlenmiş bir ifade alıyor. Güzelleşiyorum’ deyince beynimde bir şimşek çaktı. Yeni bir şey keşfetmek üzere olduğumu anladım. Ama bu konunun uzmanı ben değildim. Akşam evde Alastair’e durumu açtım. Alastair o sıralarda kırışık alınları kollajen ve yağ zerk ederek tedavi ediyordu.’’ Bundan sonrasını Dr. Alastair Carruthers anlatıyor: ‘‘Sofrada Jean müthiş buluşunu ortaya attı. Ertesi gün bizim klinikteki hemşirenin alnına Botox iğnesi yapmış. Kadıncağız çok gergin ve hızlı bir tempoda çalıştığı için akşama doğru yüzü kırış kırış oluyordu. Üç gün sonra bizim hemşireye bir baktım o kadın gitmiş yerine bir başkası gelmiş. Botox’un güzelliği işte burada. Kongrelerde, toplantılarda sunum yaptığım zaman hep dinleyicilerime ‘Botox’un sonuç verip vermeyeceğini anlamanız için kaç hastaya uygulamanız gerekti?’ diye soruyorum. Aldığım yanıt şaşmaz biçimde ‘Sadece bir’ oluyor.’’ Uzun uğraşlar sonucu Botox’u kozmetik dünyasına kabul ettirmeyi başaran çift ayrıca bu maddenin ağrılı hastalıkları da tedavi ettiğini, özellikle pek çok insanın derdi olan migren tedavisinde de başarılı sonuçlar aldığını görmüşler. Alastair Carruthers anlatıyor: ‘‘On beş yaşında bir erkek hasta vardı. Çocuk migren ağrılarından okula bile gidemiyordu. Ona Botox uyguladım. İki kez daha migren ağrısı tuttu. Bunun üzerine ona iki kez daha Botox iğnesi yaptım. Yıllar sonra karşılaştığımızda yıllar boyu bir daha migren ağrısı diye bir şey yaşamadığını anlattı.’’ ‘‘Botox’un 1969’dan beri sadece felçli kas ve benzeri hastalıkların tedavisinde kullanılan son derece toksik bir madde olduğu biliniyordu. Siz Botox’u önce kozmetikte kullanma fikrini ortaya atınca tepkiler nasıl oldu?’’ soruma bakın Carruthers çifti ne yanıt verdi: ‘‘Estetik cerrahi varken neden yeni bir şeyler ortaya atmaya çalışıyorsunuz, hiçbir sonuç alamazsınız, bunu kabul ettiremezsiniz, mümkün değil, gibi gayet tutucu tepkiler oluştu. Oysa alın bölgesine yapılan estetik cerrahi bir kere acılı oluyor, ayrıca da bölgenin iyileşmesi uzun sürüyor ve yüz yapay bir ifade alıyor. Oysa Botox’la hiç öyle değil. Uygulama birkaç dakika sürüyor. Ardından hiç iz kalmıyor. Üstelik cerrahiye kıyasla çok daha iyi ve doğal bir görünüm sağlanıyor.’’ Jean Carruthars Botox uygulamasına nasıl güçlüklerle başladıklarını şöyle anlatıyor: ‘‘1987’den 1990’a kadar araştırmalarımızı uygulayabilmek için ancak 30 hasta bulabildik. Hiç kimse Botox tedavisine inanmıyordu. Sonunda çareyi Botox’u kendimde uygulamakta buldum. İnsanlar da gözleriyle gördüler.’’ Acaba Botox tedavisini bularak estetik cerrahi uzmanlarının çıkarlarına mı dokunmuşlardı? Alastair Carruthers diyor ki: ‘‘Botox’u ilk tanıttığımız toplantıda bu toplantıya katılan arkadaşlarımızın çoğu vardı. Bu kişiler alanlarında uzman. Onlara ayrıntılı olarak tedavinin nasıl olacağını ayrıntısıyla anlatıyorduk. Bize ‘Güzel bir fikir. Ama bununla hiçbir yere varamazsınız’ dediler. Ama bir yıl sonra yavaş yavaş bunu kabul ettirmeyi başardık. Bana göre Botox sadece kırışıklıklardan kurtulmak değil. Bu bir davranış biçimi, zihninizi rahatlatmak. İnsandan insana da değişiyor. Başlangıçta bunu yaptırdıktan sonra ne hissedeceğinizi bilemezsiniz. Pek az kişi Botox görünümünü beğenmiyor. Ama çoğunluk görünümlerinin olumlu biçimde değişmesinden mutlu oluyor.’’ Carruthers’lar bu devrimi 1991’de dünya kozmetik çevrelerine kabul ettirdiler. Hemen ardından da 1994’te Dr. Hande Bozatlı Türkiye’de bu devrimi açtı. Konuşmamızın burasında bizimle birlikte olan Dr. Hande Bozatlı kendi başından geçen deneyimi anlatıyor: ‘‘1994’de kliniği ilk açtığımda ve bu yeni buluşu duyan ilk hastalar gelmeye başladığında onlara Botox’un ne olduğunu anlatmakta güçlük çekiyordum. Biraz da ürküyordum. Acaba tepkileri ne olacaktı? Ama zamanla çok benimsediler. Sonuçtan mutluluk duydular.’’ Teknoloji ‘sürat yapıyor’ Bilişimin kalbi 10 Eylül’e kadar Türkiye’yi Avrasya’nın teknoloji başkenti yapma hedefinde önemli bir nokta olan CeBIT Bilişim Eurasia’da atıyor. Değişen pazar dinamikleri ve teknolojik eğilimler doğrultusunda yenilenen CeBIT Bilişim Eurasia, iş ilişkilerini geliştirmek, farklı pazarlara açılmak isteyen profesyoneller için eşsiz bir zemin sunuyor. İş Dünyası, Dijital Yaşam ve Telekomünikasyon olmak üzere 3 ana bölüm ve Gelecek Parkı ile Kamu Sektörü olmak üzere 2 tematik bölüm ile beraber İnovasyon Bölgesi ve YASAD Yazılım Bölgesi olmak üzere 2 özel teşvik bölümünden oluşan fuar 26 bin metrekare üzerine kuruldu. Bilişimin kalbi Sony’den ilk DSLR Sony’nin Konica Minolta ile başlattığı işbirliğinin ilk sonucu DSLRA100 piyasaya çıktı. Sony, 10 megapiksel çözünülürlüğe sahip Dijital SLR için 19 adet objektifin hazır olduğunu açıkladı. Üründe CMOS yerine CCD sensörü kullanmayı tercih eden Sony, DSLRA100’e Minolta’nın Steady Shot özelliğini de eklemiş. Gözü takip edip otomatik olarak gözün baktığı yere veya objeye göre ayarlanan otofokus netlik ayarı ürünün artılarından. Aynı andan hem RAW, hem de JPEG çekebilen DSLR A100’de önemli bir özellik de toz tutmayan AntiDust sistemi. 3872 x 2592’lik çözünülürlükte görüntü sağlayan model arkasında 2.5 inçlik LCD ekran bulunduruyor. ISO 1001600 arası seçenek sunan Alpha’nın bataryalı ağırlığı 638 gram. Yanlış ellere dikkat Bugün artık Türkiye’de Botox’u uygulayan ehil ellerin yanı sıra ehil olmayan eller de Botox tedavisi yapıyor. Örneğin kimi kuaförlerde bile Botox uygulaması yapıldığını duyuyoruz. Acaba bu ne kadar doğru? Alastair Carruthers hemen tepkisini ortaya koyuyor: ‘‘Hemen engellenmeliler. Aksi halde hastalarda onarılması mümkün olmayacak sonuçlar ortaya çıkar. Kuaförde bunu yaptırırsanız tabii ki başınıza gelecek sonuç budur. Belki hatta yüzünüze Botox bile zerk edilmemiştir. Ya da iğne yapılması gereken noktaya yapılmamıştır. Bunun sonucu olarak alnın ve kaşların biçimi değişmiş olabilir.’’ Yani, dehşete kapılmış, kaşlar şeytan gibi havalanmış bir yüz ifadesi mi? ‘‘Evet, aynen öyle. ABD’de bir hemşire Botox sahtekarlığı yüzünden bir yıl hapse mahkum oldu. Hemşire hastalara Botox tedavisi uyguladığını söylemişti. Ama gerçekte hastalara hiç denenmemiş Çin ürünü başka bir madde veriyormuş.’’ Bir de Botox’un aşırı terlemelere karşı uygulandığı da biliniyor. Yan etkisi bulunmayan işlemin etkisi 11 ila 15 ay arası sürüyor. Apple da geri çağırıyor Apple, 9 bilgisayarın bataryalarının aşırı ısınmasından dolayı 1 milyon 800 bin lityumion bataryalı dizüstü bilgisayarı geri çağırdı. Dünyanın en büyük bilgisayar üreticisi Dell de geçtiğimiz haftalarda 4 milyon 100 bin bilgisayarı geri çağırmıştı. Apple’ın kararı, ABD tarihinde Dell’in toplama kararından sonra ikinci büyük geri çağırma kararı oldu. Apple’ın geri çağırdığı ürünler Ekim 2003 ile Ağustos 2006 arasında satılan iBook G4 ve PowerBook G4 laptop modelleri. Lityumion bataryaların, Aralık ayından beri altı tanesinin aşırı ısınma nedeniyle alev alması üzerine bu kararı alan şirketler üretici firma Sony’i suçluyor. Oyun endüstrisi dev bir pazar yarattı İster Atari olsun, ister Amiral Battı herkes çocuk yaşlarında birçok oyunun müptelası olmuştur. Kırılan dersler atari salonlarında değerlendirilir, biriktirilen harçlıklar ise en son bilgisayar oyunlarıyla. Hatta bu alışkanlıklar bazen yaş da dinlemez, koca koca adamlar ellerinde Gameboy’lar, en iyi puanı yapmak için şekilden şekile girerler. Sokakta top oynayıp kızların peşinde koşturmak varken evde Rubik Küpü’nün en hızlı çözümünü bulmaya çalışmak muhakkak ki farklı ilgi alanlarının yanında biraz da asosyallik gerektirir. Bu durum kimilerine göre zaman kaybı olsa da oyunların büyümekte olan çocuğun el ve göz koordinasyonunu geliştirdiği de yadsınamaz bir gerçek. 2006 yılında 12 milyar dolarlık satışa ulaşacağı öngörülen oyun endüstrisi her yıl kendini yenilemeyi başaran dev bir pazar. ERDEM KOCA MONOPOL, MİLYONER... İnsanlık tarihinde binlerce yıllık geçmişe sahip oyun kavramı, endüstri devrimiyle alınıp satılabilen bir hale gelince büyük bir iş koluna dönüştü ve profesyoneller tarafından tasarlanan ürünler ortaya çıkmaya başladı. Kağıt oyunlarının yanısıra satranç, tavla ve dama gibi taşlı oyunların zaten yaygınca oynandığını bilen firmalar satışı çeşitlendirerek arttırmak için masa üstü oyunları yapmaya başladılar. Bunların ilklerinden, emlak alım satımı konulu Monopol, üreticisi Hasbro’ya göre 750 milyon kişi tarafından oynandı. Arkasından gelen, Fransız film yönetmeni Albert Lamorisse’nin 50’lerde yarattığı Risk ise dünya haritası üzerinde oynanan çok popüler bir savaş oyunu. Ülkemizde özellikle seksenlerin vazgeçilmez oyunu Milyoner de türün başarılı örneklerinden. Sırayla zar atılarak oynanan masa üstü oyunlarının dışında daha çok bilgiye ve hesaplamaya dayanan Rubik Küpü, Scrabble ve Sudoku da tüm dünyada olağanüstü popülerliğe ulaşmış oyunlar. İlk örneği İsviçreli matematikçi Leonhard Eule tarafından yaratılan ve bir Fransız gazetesinde yayınlanan Sudoku, bugünkü halini 1979’de Indianapolis’de aldı. 1986’da Japonya’da büyük popülerlik kazanan oyun geçen yıl Nikoli tarafından tüm dünyaya yayıldı ve ülkemizde de büyük ilgiyle karşılandı. Macar profesör Erno Rubik’in adıyla anılan Rubik Küpü ise 1980’deki çıkışında büyük ilgi görmüştü. Hatta Rubik olağanüstü satış rakamları yüzünden bir komünist ülkesinde milyoner olan ilk insan ünvanına kavuştu. Amacın en kısa zamanda küpün her yanını aynı renge dönüştürmek olan oyunda bunu 12.11 saniyede başaran Japon Shotaro Makisumi, dünya rekorunun da sahibi. Yetmişlerin sonlarıseksenlerin başlarının zamanın gençlerine büyük bir sürprizi vardı; bilgisayar oyunları. İlk konsollardan Atari, özellikle 800XL modeliyle çığır açtı. Pac Man, Astreoids gibi ilk oyunları Street Fighter ve Final Fight gibi klasikler izledi. Teknolojideki ilerlemeler oyunları Casio’nun saatlerinden Game Watch’lara girecek kadar küçültmeyi başardı. Artık Tetris, Donkey Kong ve Mario Bros sokakta, yolda ve hatta okulda da oynanabiliyordu. Atari’yi Commodore, Amiga, Sega ve Sinclair firmaları izledi ve hem Türkiye’de hem de dünyada çok kısa zamanda bir bilgisayar oyun furyası başladı. Bu furya hala bitmiş değil biteceğe de benzemiyor, aksine yeni firmalar bu dev pazardan en büyük dilimi kapmanın mücadelesini veriyor. Sony, ilk PlayStation’ı bundan 12 yıl önce çıkardı ve ve 100 milyonun üzerinde satışa ulaştı. Bu durum Microsoft’un da iştahını kabartmış olacak ki Xbox 2001’de büyük bir gürültüyle satışa sunuldu ve 24 milyon tanesi tüm dünyadaki oyun severlerin evlerindeki yerini aldı. Nintendo’nun Gameboy’ları taşınabilir elektronik oyun sektörünü domine ederken Sony geçen sene PSP’yi satışa sundu. Çok fonksiyonlu PSP bir buçuk yılda 20 milyondan fazla sattı. Bilgisayar oyun sektöründe bu yılki en büyük gelişme yıl sonunda yaşanacak. Sony, yeni oyun konsolu PlayStation 3’ü Amerika ve Japonya’da 11 Kasım tarihinde satışa sunacak. 3.2 Ghz Cell işlemcisi, 550 Mhz NVidia grafik kartı, BluRay sürücüsü ve HDMI çıkışı ile meraklıları tarafından heyecanla beklenen PS3, fuarlarda gösterilen demolarının görsel ve içerik kalitesine bakınca kuşkusuz önümüzdeki 5 yılın standartlarını belirleyecek. T arihçe 8. yüzyıl Origami 1760 Yapboz 1880 Kayan yapboz 1935 Monopol 1938 Scrabble 1978 Atari 800 1979 Sudoku 1979 PacMan Arcade 1980 Rubik küpü 1980 Jenga 1980 Game Watch 1982 Commodore 64 1985 Tetris 1987 Amiga 500 1988 Karton maket furyası 1989 Game Boy 1989 Tabu 1989 Sega 1994 PlayStation 2001 X Box 2004 PSP Dijital resim çerçevesi Evlerimizde, ofislerimizde sevdiklerimizin fotoğraflarını koyduğumuz resim çerçeveleri tarih oluyor. Dijital fotoğraf sektörünün önlenemez yükselişi anılarımızın sergileniş şeklini de değiştiriyor. Samsung’un dijital fotoğraf çerçevesi, 7 inçlik LCD ekranıyla dijital fotoğraf makinesi ve cep telefonuyla çekilen resimleri gösteren bir ürün. Laboratuvar ve baskı maliyetlerinden kurtulmanın yanısıra kalın resim albümlerine de elveda etmenizi sağlayacak model fotoğrafları sevdiklerinizle kolayca paylaşma imkanı da sunuyor. 800 x 480 piksellik çözünülürlüğe sahip dijital çerçeve 300:1 kontrast oranı ve 10/100 Mbps network adaptörü de bulunuyor. Asus telefon pazarında Dünyanın en önemli bilgisayar parçası üreticilerinden Asus, beş modelle cep telefonu pazarına girdi. Sadece 2005 yılında 1706 ödüle layık görülen firma, 18 yılda kazandığı deneyimini iletişim dünyasına aktaracak. V70, V75, V80, J202 ve P525 adlı modeller 1.3 megapikselden 2 megapiksele kadar kamera, MP3 çalar ve polifonik zil sesleri gibi özelliklere sahipler. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle