Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 07 14/9/06 16:59 Page 1 CUMARTESİ EKİ 07 CMYK 16 EYLÜL 2006 CUMARTESİ 7 Artık ateş hattındalar Havana, Bulsh karşıtı bir panolarla donatıldı... Onlar dünyanın yarıdan çoğunu oluştururlar. Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler toplamının üçte ikisi onların üyesidir. Büyük ve kalabalıktırlar. Ama aynı zamanda mazlumdurlar. Saldırılar karşısında güçlerini birleştirmek için sürekli bir çaba içindedirler. İki kutuplu dünyada kurtuluşlarını kutuplara bağlanmamakta bulmuşlar, kendilerini Bağlantısızlar olarak adlandırmışlar, ama asıl düşmanlarının emperyalist dünya olduğunu da hiç unutmamışlardı. Arada kalmanın çok fazla işe yaradığı söylenemez ama, yine de mücadelelerini hep sürdürdüklerini, hep bir arada kalmayı zorluklara karşın denediklerini biliyoruz. MURAT AYDIN HEDEF ALINMIŞ CEPHE ÜLKELERİ İlk kez İkinci paylaşım savaşı sonrasında, o günlerin ‘‘yeni’’ dünyasında Bandung’ta bir araya geldiler. Bandung Konferansı Türkiye’nin sırtını döndüğü, kurtuluşunu emperyalist kampta, NATO’da aradığı yıllara rastlar. Konferansa 26 ülke katılmıştı. Geçen yıl Endonezya’nın başkenti Jakarta’da 50.’inci yıllarını kutladılar. Kutlama toplantısına 106 ülke katıldı. 1979 yılında Havana’da toplanan Bağlantısızlar kendilerini, amaçlarını şöyle tanımlamışlardı: ‘‘Bağlantısızlar hareketinin amacı üye ülkelerin ulusal bağımsızlığını, egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini, sömürgecilikten, emperyalizmden, ırkçılıktan ve her türlü dış baskı, istila, işgal ve dış müdahaleden korumaktır.’’ Geçen hafta Küba’nın başkenti Havana’da bir araya geldiler. Bugün artık iki kutuplu bir dünyadan söz etmek zor. O nedenle de Bağlantısızlar hareketi artık iki kutuplu dünyanın ortalarında bir yerde kendilerini güvenlikte hissedebilecekleri bir yer bulamıyor. Bu kez onlar kutuplardan birisi halindedirler. Şimdi artık onlar doğrudan cephededirler ve emperyalistlerin doğrudan hedefi durumundadırlar. Bu nedenle de her şeyi yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Her şeyi yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor çünkü, Amerikan emperyalistleri gözlerini Latin Amerika’da, Ortadoğu’da, Asya’da onlara dikmiştir. Emperyalistlerin onları yalnızca keskin gözlerle izlemekle yetinmediğini de biliyoruz. Ortadoğu’da işgal yöntemleri, açık tehdit yöntemleri, Latin Amerika’da ekonomik abluka ve silahlı kontra örgütlenmeleri gündemdedir. Kısacası artık karşımızda Bağlantısızlar yok, doğrudan hedef alınmış cephe ülkeleri var. Havana toplantısı yeni durumu gözden geçirdi. Bundan sonrası için tutum belirlemeye çalıştı. Cephe geniştir. Cephede farklı renkler, farklı görüşler, farklı yaklaşımlar var. Tümünü bir araya getiren ise ABD’nin yeni tutucularının neoconların saldırısıdır. Bu zorbalığa, bu saldırıya karşı koyabilmek için birleşmekten başka bir yol olabilir mi zaten? Çinliler geldi, ortalık karıştı GAMZE AKDEMİR Usta yönetmen Zeki Ökten’in İzmir’in Seferihisar ilçesinde çektiği ‘‘Çinliler Geliyor’’un çekimleri sona erdi. Film, 8 Aralık’ta gösterime girecek. Filmin iki yıl öncesinden süregelen fikir sürecinin takibinde, yaklaşık altı ay kadar bir senaryo çalışması yapılmış. 121314 Temmuz 2006 tarihleri arasında İstanbul’da toplanan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu’nun 2006/4 sayılı kararı ile de desteklenen ‘‘Çinliler Geliyor’’, bir Kara Film yapımı. Türkiye dağıtımını ise Özen Film yapıyor. Filmde Cüneyt Türel, Bülent Kayabaş, Nilgün Belgün, Yüksel Arıcı, İpek Bilgin, Erol Demiröz, Gürgen Öz, Yavuz Sepetçi, Serkan Keskin, Yaman Tarcan, Hakan Salınmış, Salih Kalyon, Şenay Gürler, Sezgi Mengi, Sinan Albayrak, Efe Çetinel, Hüseyin Avni Danyal, Belit Özükan, Derya Durmaz, İlhan Bilsev, Nevzat Şenol ve Deniz Alan rol alıyor. ...ve diğer emekçiler Yapımcılar: Temel Kerimoğlu, Zafer Çelik, Baha Serter / Yapım: KARA FİLM./ Yönetmen: Zeki Ökten / Senaryo: Fatih Altınöz / Uygulayıcı Yapımcı: Zafer Çelik / Yapım Koordinatörü (İzmir): Temel Kerimoğlu / Yönetmen Yardımcısı: Aylin Kaya / Görüntü Yönetmeni: Gökhan Atılmış / Sanat Yönetmeni: Hülya Kahyaoğlu Taylan / Ses: Suat Alhan / Reji Koordinatörü: Mehmet Ulukan / Yapım Koordinatörü (İst.): Baha Serter, Şadan Çağlar / Işık Şefi: Vedat Özdemir / 2. Yönetmen Yardımcısı: Özlem Taşağal / 3. Yönetmen Yardımcısı: Özgür Akbaş / 1. Kamera Asistanı: Türksoy Gölebeyi / 2. Kamera Asistanı: Yalçın Avcı / Yapım Yardımcıları: Aydın Kerimoğlu, Ozan Özer / Mali Koordinatör: Ayfer Çelik / Sanat Yön. Asistanları: Canan Bayrak, İlker Apaydın / Kostüm Sorumlusu: Ferah Doğan / Kostüm Asistanı: İnci Furni / Boom Operatörü: Can Gülbenk / Işık Asistanları: Özer Çalık, Halil Oğuz Özcan, Abdurrahman Baysal, Barış Koçak, Levent Özer / Makyöz: Belgin Ömürdağ / Set Amiri: Fikret Kumru / Set Asistanları: Hüseyin Pulaş, Ayhan Çevrim, Cem Eken / Kamera Aracı: Süleyman Dursun / Set Kamyonu: Mehmet Danacıoğlu / Işık Kamyonu: Tekin Bulak / Jeneratör: Mustafa Şerbetçi. Gençlerin yarattığı 9 milyon üyeli kulüp: gnçtrkcll LALE BAŞAK Ülkemizin yüzde 50’sinin genç nüfus olması (24 yaş altı), pek çok şirketin iştahını kabartıyor. Gençlere yatırım, başarılı olmanın yollarından bir tanesi, hatta en önemlilerinden kabul ediliyor. Bazı firmalar gençlik yatırımlarında başarılı olurken bazıları hayal kırıklıklarına uğrayabiliyor. Okan Bayülgen’in tok ve ikna edici sesinden tanıdığımız gnçtrkcll, De La Guarda ve bir bilet bedava sinema kampanyasıyla zihinlerimize yerleşti. gnçtrkcll’nin en önemli özelliği ise kurulduğu andan itibaren geçen 16 aylık süre içinde tam 9 milyon aktif üyeye ulaşması. Bu başarıyı, projenin yöneticisi, 35 yaşındaki Burak Sevilengül ile konuştuk. 6 ayda 9 milyon üyeye nasıl ulaştınız, sırrınız nedir? ‘‘Her zaman ifade ettiğimiz gibi gnçtrkcll sadece bir servis, süreli bir kampanya, indirim tarifeleri değil; gençlerin hayatında önemli yeri olan her alanda onlara imkânlar sunan bir kulüp. Gençlere özel uygun koşullarda iletişim hizmeti sağlarken, bir yandan hayallerini gerçekleştirme fırsatı sunuyor, iletişim dışındaki harcamalarında da avantaj sağlıyoruz, onları özel aktivitelerle eğlendiriyoruz, yeri geldiğinde de bilgilendiriyoruz. Gençlerin hayallerini gerçekleştirmek amacıyla yaptığımız etkinlikler, sağlıklı büyümemizde önemli etkenlerden biri oldu. Örneğin, Star Wars filminin İngiltere Galası, New York seyahati ve MTV stüdyolarına ziyaret, geçtiğimiz yıl gnçtrkcll üyeleri için gerçekleştirdiğimiz değişik ve bağlılık yaratan projelerden yalnızca birkaç tanesiydi. Bu sene de 5 şanslı üyemiz A Milli Basketbol Takımımızın Japonya’daki Brezilya, Katar ve Yunanistan maçlarını izleme fırsatını elde etti. Bu tür projelerimiz, gençlerin kendi olanaklarıyla gerçekleştiremeyeceği etkinlikleri içeriyor ve gençleri mutlu ediyor. Bunun yanı sıra gnçtrkcll’lilere Türkiye’de ilk kez yapılan etkinliklere katılma fırsatı sunuyoruz. Örneğin; gnçtrkcll’in 1. yaş gününü kutlamak için dünyaca ünlü Arjantinli gösteri grubu De La Guarda’yı 16 gösteri için İstanbul Parkorman’a getirdik. Ayrıca, gnçtrkcll’lilere özel sunduğumuz iletişim faydaları var. Örneğin; bu yaz, tek seferde 250 ve üzeri kontör yükleyen Hazır Kart sahibi gnçtrkcll’lilere 2 saat bedava konuşma avantajı sağladığımız ve kısa mesaj (SMS) faydası sunarak devam ettirdiğimiz Gecekuşu Kampanyası’nı düzenledik, CeBIT Fuar’ına özel olarak da gnçtrkcll’lilere 25 kontör karşılığı 400 SMS ve 100 MMS hediye ettik. gnçtrkcll iletişim faydalarının yanı sıra, gençlerin hayatında önemli yer tutan diğer alanlarda da avantajlar sunuyor. Uzun süre devam ettirdiğimiz ve yoğun ilgi gören sinema kampanyamız bunun en güzel örneği.’’ 9 milyon üye oldukça ciddi bir rakam. Mutlaka 9 milyon içinde istekleri ve hayalleri birbirinden çok farklı olanları vardır. Nasıl bir yönetim ile bu farklılıkları bir potada birleştirebiliyorsunuz? ‘‘gnçtrkcll’i gençlerle birlikte yönetme isteğinden yola çıkarak oluşturduğumuz ‘Gençliğin Sesi’ isimli bir projemiz var. gnçtrkcll’in tekliflerinin oluşmasından, en beğenilenlerin seçilmesine, iletişim tonuna kadar her konuda projedeki gençlerden aldığımız geri bildirimleri de göz önünde bulundurarak karar alıyor ve aksiyon planları geliştiriyoruz. İstanbul, Antalya, Eskişehir, Ankara, Gaziantep, Adana, Erzurum, Trabzon ve Samsun olmak üzere toplam dokuz şehirden bir araya gelen, yaşları 1625 arası, 150’ye yakın gençle birlikte zevkle, büyük keyif alarak çalışıyoruz. Bu grubumuzla her ay bir ilde bir araya geliyoruz ve ciddi tartışmalar yaparak, gençlerin istek ve ihtiyaçlarına en uygun projeleri yaratmaya çalışıyoruz. Bu toplantıların içeriğini ‘gençlere nasıl daha fazla fayda sağlarız’ oluşturuyor. Dolayısıyla, farklı çevrelerden 150 gencin ortaya koyduğu öneriler, bize en doğru yolu gösteriyor. Bir de Turkcell bünyesinde değişik birimlerde çalışan genç bir ekibimiz var. 16 kişiden oluşan bu ekip, Gençliğin Sesi ile birlikte çalışıyor ve ortaya konan önerileri geliştirerek hayata geçiriyor. Bu yüzden gnçtrkcll, çok dinamik ve fark yaratan bir yapı.’’ Önümüzdeki günlerde neler var? ‘‘Önümüzdeki dönemde iletişim anlamında fayda sağlayacak projelerimizin yanı sıra, gençlere ekonomik avantajlar sunacak kampanyalarımız ön plana çıkacak. Ekim ayında da, konser, sahne gösterileri, ödüllü yarışmalar ve atölye çalışmaları gibi etkinliklerden oluşan gnçtrkcll fest ile Türkiye genelinde birçok üniversiteye konuk olacağız.’’ TÜRKİYE PANORAMASI Çinlilerin toprak almak istediği bir kasabada yaşananların anlatıldığı bir film ‘‘Çinliler Geliyor’’. Adı sizi yanıltmasın, Çinliler bu filmde bir yan faktör, hatta neredeyse salt imge olarak var. Çıkagelişleri düğmeye basılma noktası. Arazi keşfine çıkmalarıyla yatırım yapılacak, bölge değerlenecek, ya da vatan elden gidecek gibi kasabanın binbir çeşit insanının zihninde ayrı ayrı tezahür eden duygu fırtınaları ana konu. ‘‘Çinliler Geliyor’’ tam da bu bağlamda sıkı karakter skalası eşliğinde, memleketimizden insan manzaraları, bir kasabada damıtılmış bir Türkiye panoraması sunuyor bizlere. Evrensel bir yapıda ‘‘insan’’ olgusuna afili bir bakış sağlıyor. Hisler, hevesler, hırslar, aşklar, kuşak farklılıkları, yanılsamalar kumkuması ve karması ‘‘Çinliler Geliyor’’. Ülkemizin gelişmeye başlaması ile yaşamımıza giren ritüellerin de alegorisi. Kimi kırılma noktaları bir de. Kara komedinin ta kendisi. Memuru, işçisi, esnafı, medyası, zengini, yoksulu, genci, yaşlısı bir potada. Herkes başrolde. Her karakter toplumun belli bir tabakasını temsil ediyor. 9 Eylül Cuma saat 10.30 dolayları... Açık, çorak bir arazideyiz. Belediye başkan yardımcısının işadamlarına harita açtığı, ardından çevreyi gezdirdiği ve kasabadan iki kişinin de Çinlilere bakıp merak içinde konuştukları sahne çekiliyor. Tüm ekip pür dikkat yönetmenin direktiflerini izliyor. Ökten bir yandan simyacı titizliğiyle replikleri tekrar tekrar anlamlandırarak oyuncuyu dediğine getiriyor, ifadelere son rötuşlarını atıyor öte yandan kafasında filmi çoktan çekip bitirmiş olmanın deneyimiyle bir sonraki sahneye geçmek üzereyken sonraki açısını tarif ediyor asistanlarına. Sette hummalı bir koşuşturmaca başladığında ise yönetmen koltuğunu koyacağı noktayı dahi santimine kadar hesaplamış olan Ökten çoktan açısına yerleşmiş oluyor bile. Ökten son derece titiz, planlar defalarca çekiliyor. Ökten senaryoya deyim yerindeyse harbiden inanan bir ekiple çalışıyor. İçtenlikli, hevesli, neşeli ve son derece saygılı bir hava hakim sette. Ökten her zaman olduğu gibi her bitirilen sahnenin sonunda oyuncularına ve ekibe teşekkür ediyor. Çekim aralarında ‘‘sette Çince konuşmayalım lütfen’’ gibisinden espriler gırla gidiyor. Bu arada özellikle genç oyuncular ‘‘Sinema adına kariyerimize yeni başlarken Zeki Ökten ile çalışmak piyango gibi’’ diyorlar. Dikkatimizi çeken bir nokta da bu kadar mükemmeliyetçi bir yönetmen olmasına karşın onca tekrara rağmen çekimleri seri şekilde ilerletmesi Zeki Ökten’in. Kurduğu usta görevlendirme sonucunda gelişen imece ağı tıkır tıkır işliyor. Tam bir profesyonellik ve karşılıklı saygı içinde kotarılıyor tüm emek. Filmin bir özelliği de sesli çekiliyor olması ki sesli çekim malum büyük bir problem Türk sinemasında. Oyuncuların hemen hepsinin tiyatro kökenli olması da filmin bir diğer artı puanı. Herbiri aynı zamanda ‘‘konfeksiyon’’ olarak niteledikleri televizyon dizilerinde de yer alan oyuncuların jestlerinde dizilerde alışık olunan o statiklikten elbette eser yok. Ekibin Seferihisar halkından çok büyük ilgi gördüğünü de belirtelim. Halk, belediye çok yardımcı olmuş, sık sık onlarla gurur duyduklarını söylemişler. gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr