18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ 3 Onlarca film çekip yönetti, senaryo yazdı, oynadı, üstelik ödül bile aldı. Ama o aslında yok Hollywood’un günah keçisi Alan Smithee ERDEM KOCA Alan Smithee... Hollywood’un en üretken isimlerinden biri; 1967’den beri televizyon ve sinema için otuzdan fazla film yönetti, birçok filmin senaryosunu yazdı. Bununla da kalmadı çeşitli filmlerde aktör olarak yeraldı, dublörlük yaptı, özel efektler hazırladı, dekor bölümünde çalıştı, görüntü yönetmenliği yaptı, film müzikleri besteledi. Filmleri başarılı eleştiriler aldı hatta ödüller bile kazandı. Hayat hikayesi filme çekildi. Daha önce duymamış olabilirsiniz ama Alan Smithee ismi Hollywood’da sağlam bir yere sahip. Buraya kadar herşey normal gelebilir, ancak tek bir detay bütün resmi değiştiriyor; Alan Smithee diye birisi aslında yok. yönetmeni Sam Raimi aynı yönteme başvuran isimlerden sadece birkaçı. David Lynch ve Michael Mann de kült filmleri Dune ve Heat televizyonda gösterilmek için kesimlere uğrayınca derneğin kapısını çaldılar ve televizyon versiyonlarından adlarını çıkardılar. SMITHEE KLİP DE ÇEKTİ Yönetmenlerin başarısızlık öngörüleri her zaman tutarlı olmadı. 1996 yılında Kevin Yagher çektiği Hellraiser: Bloodline isimli korku filminde aynı sebeplerden Alan Smithee takma adını kullanmayı tercih etti. Ama film, bütçesinin 4 katı gişe yaptı ve en ilginci Uluslararası Fantastik Filmler Festivalinde En İyi Film ödülünü aldı. Bu yöntem sinema dünyasından popüler kültürün çeşitli dallarına da atladı; Destiny’s Child, Jennifer Lopez ve SaltNPepa gibi şarkıcı ve grupların kliplerini de Smithee çekmiş oldu. Alan Smithee adında bir rock grubu müzik hayatına devam ederken Kuzey Amerika’da sinema salonlarında aynı adla bir kafe zinciri de bulunuyor. Ünlü bilgisayar oyunu yaratıcısı Hideo Kojima, Metal Gear Solid 4 adlı oyununun fragmanlarında yönetmen olarak Alan Smithee adına yer verdi. 1997 yılında Alan Smithee’nin hikayesini anlatan; Bir Alan Smithee Filmi: Yan Hollywood Yan (An Alan Smithee Film: Burn Hollywood Burn) filme çekildi. Bu film de, hikayesini anlattığı konunun lanetine kurban gitti; yapım şirketi yönetmen Arthur Hiller’ın kurgusunu beğenmeyince filmin montajını yeniden yaptırdı, Hiller da ismini filmden çekip Alan Smithee’yi kullandı. Bu tartışmaların ve filmin yarattığı popülerlikten rahatsız olan Amerikan Yönetmenler Derneği, Alan Smithee ismini son kez Hiller’ın kullanmasına izin verdi ve bu takma adın bir daha kullanılmayacağını açıkladı. Buna karşın Alan Smithee yanına başka isimler de ekleyerek sanat yaşamını sürdürmeye devam etti. Walter Hill de bunlardan sadece birisi. 1 Kiefer Sutherland 2 Dennis Hopper 3 John Frankenheimer TAKMA İSİM YARATILIYOR Herşey 1967’de ‘Death of a Gunfighter’ adlı filmin çekimleri sırasında başladı. Filmin başrol 1 oyuncusu Richard Widmark, yönetmen Robert Totten ile sorun yaşıyordu. Dönemin önemli aktörlerinden Widmark’ın baskıları işe yaradı ve çekimlerin ortasında stüdyo Totten’ın yerine Don Siegel’i getirdi, filmi Siegel tamamladı. İki yönetmen de filmin tam kontrolünün ellerinde olmadığını düşündü ve çıkan filmden memnun kalmadı; bundan dolayı isimlerinin filmin sonunda yer almasını istemedi. Bu durum karşısında Amerikan Yönetmenler Derneği (Director’s Guild of America) Alan Smithee isminde bir takma ad yarattı ve Smithee ismi filmin yönetmenliğini üstlenmiş oldu. İşin ilginç yanı eleştimenler film hakkında aynı kanıda değildiler; New York Times gazetesinde çıkan bir eleştiride filmin yönetmeni Alan Smithee’nin keskin ve becerikli bir üsluba sahip olduğu, yüz çekimlerini ve arkaplanları başarıyla filme aktardığı yazıyordu. ‘Death of a Gunfighter’ Alan Smithee’nin uzun günahkeçiliği kariyerindeki ilk filmdi. O yapımdan sonra ne zaman bir yönetmen, yapımcıların işine fazla karışıtığını düşünse, ne zaman film kendisinin onaylamadığı bir şekilde montajlansa Amerikan Yönetmenler Derneği’ne Alan Smithee takma adını kullanmak için başvuru hakkı kazandı. Böylece çıkan sonuçtan memnun kalmayan ve filmle ilişkilendirilmek istemeyen yönetmenler kariyerlerinde kara bir nokta olarak kalacağını düşündükleri yapımlardan hasar almadan kurtuldular. Dernek bu uygulamayı yıllar boyu sürecek bir gelenek haline getirdi. Ancak belli kuralları vardı; Alan Smithee takma adını kullanabilmek için ön şart stüdyoların veya yapımcıların filme müdahale etmesiydi, yönetmenlerin Smithee ismini kendi kreatif 2 başarısızlıklarını örtbas etmeleri için kullanmalarına izin verilmedi. Bundan sonra Alan Smithee’nin kariyeri Hollywood’un birçok gerçek yönetmenini kıskandıracak bir yükselişe geçti. Yönetmen Jud Taylor, FadeIn ve City In Fear filmlerinde Smithee’ye sığındı. Superman filmlerinin ünlü aktörü Jackie Cooper, Moonlight adlı televizyon filmindeki yönetimi için bu ismi kullandı. Popüler televizyon dizileri MacGyver ve Alacakaranlık Kuşağı’nın birkaç bölümü de Alan Smithee’ye ait. Alkatraz Kuşçusu, Dr. Moreau’nun Adası ve Ronin gibi filmlerin ünlü yönetmeni John Frankenheimer, Riviera isimli filmde Smithee takma adını aldı. Easy Rider’ın efsane yönetmeni aktör Dennis Hopper, popüler televizyon dizisi 24’ün oyuncusu Kiefer Sutherland, Örümcek Adam filmlerinin başarılı 3 Bir ‘delilik’ yapıp parayı pulu bir kenara itmiş Mehmet Refik Soyer ve kendini sanata adamış Cıvata fabrikası sanat üretiyor ÜMİT OTAN ‘‘Ben İzmir’in delisiyim’’ diyor. Gerçekten sıvandığı iş birçoğuna ‘‘delilik’’ gibi gelebilir. ‘‘Ama’’ diyor, ‘‘Şu ülkede keşke 15 deli daha olsa...’’ Türkiye’de bir benzerinin olmadığı ve olmasının da çok zor göründüğü, ‘Soyer Kültür ve Sanat Fabrikası’nı gezince, biz de ‘‘keşke...’’ diyoruz.. İzmir’in en merkezi yerinde yeni yapılan Adliye binasının hemen karşısında göz alabildiğine uzanan 50 dönüme yakın arazide kurulu cıvata fabrikası. Mehmet Refik Soyer’in babası işadamı Dündar Soyer kurmuş. Baba ölünce iş oğula kalıyor. Ama o bildiğimiz oğullardan farklı. İşi, parayı, pulu bir yana itip, öyle bir ‘‘güzelliğe’’ sıvanıyor ki insanı hayretlere düşürüyor. Gerçi baba Soyer’in de vasiyeti bu yöndeymiş. Öyle bir yer olmalı ki, kültür ve sanat üretsin... Geniş alana yayılı fabrikanın iki katlı şirin binalarından cıvata yapımında kullanılan makineler sökülüp müzeye bağışlanıyor. Bütün binalar elden geçiriliyor, kültüre, sanata, eğitime uygun mekanlara dönüştürülüyor. Foto film stüdyosu, tiyatro, sinema, konferans, sergi, dans ve müzik salonları, plastik sanatlar atölyeleri, küçükler için yaz okulu bölümü, kreş aklımıza hemen geliveren bazı bölümler... Hemen ortada çimlendirilmiş, üzerine rengarenk minderler atılmış ve büyük bir sahne kurulmuş açık hava konserleri için düzenlenmiş alan insanı çarpıveriyor. Birazdan ‘‘Günbatımı Konserleri’’ kapsamında Kerem Görsev sahne alacak. Bir önceki konsere Bülent Ortaçgil konuk olmuş. Soyer, kayıt dışı ekonomiye ayak uyduramadıklarını bu nedenle üretimi durdurduklarını belirtip sürdürüyor: ‘‘Ülkede yaşanan kültürel erozyona karşı duruş sergilemek için yola çıktık. Zamanla kent içinde kalan sanayi alanları kentsel alanlar haline geliyor. Bu dünyanın her yerinde var. Yaşamın getirdiği bir sonuç... Fabrikalarda seri üretim yapılır ancak burada bu işin nicelik tarafı değil nitelik tarafı vurgulanmalı. Daha çok sanat yapılabilsin, daha çok sanatkar yetiştirilmesi anlamında merkeze fabrika adı verildi. Yoksa sanat seri üretimle bağdaşmaz.’’ Biz bu arada başka hesaplar yapıyoruz. Rantı yüksek bu araziyi milyonlarca dolara satıp keyfine bakabilirdi. Üstelik büyük paralar harcaması da gerekmezdi. Üstelik getirisi de yok denecek kadar az. Soyer, ileride masraflarını karşılamasının yeterli olacağı görüşünde. Yeter ki uzun yıllar boyu böyle bir merkez yaşasın. Birçok sanatçı şimdiden destek vermeye başlamış bile. Ekim ayına yetiştirilmeye çalışılan 500 seyirci kapasiteli Oyun Atölyesi’ne tiyatro sanatçısı Haluk Bilginer ekibiyle birlikte destek veriyor. Bilginer İstanbul’da gerçekleştirdikleri Oyun Atölyesi’nin bir benzerini de İzmir’de ‘Soyer Kültür ve Sanat Fabrikası’nda yaşama geçirecek. ‘‘İzstanbul Karma Sergisi’’nin açılışına katılan ressam Mehmet Güleryüz, ‘‘İnsan farkına varmayabilir ama burada tarih yazılıyor’’ derken, sergiyi görmek için özel olarak İzmir’e gelen Yunanlı Ressam Lita Mavrogeni, duygularını şöyle paylaşıyor: ‘‘Dünyayı gezdim ama sanat için bu kadar candan, özverili, maddi yardım eden görmedim. Yüreğim sanatla doldu. Sanat fabrikası ile dünyaya, sanatla, çocuklarla, gençlerle barışı taşıyacağız. Mehmet Soyer’e ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum.’’ Bugünlerde ‘‘Yaz Okulu’’ çalışmaları sürüyor. İlköğretim okullu çocuklara İngilizce, yüzme, basketbol, müzik, dans, satranç, fotoğrafçılık, bilgisayar, drama ve kültür gezilerinden oluşan bir program hazırlanmış. İzmir’deki ücretleri araştırıp, çok daha azına böyle bir etkinliği kotarmışlar. Dar gelirliler de düşünülmüş. Yöredeki dar gelirli ailelerin çocukları için de ücretsiz kurslar hazırlanmış. Yayıncılık da unutulmamış. Soyer Yayıncılık, deneyimli gazeteci Barış Kudar editörlüğünde ‘‘Ne Olacak Bu CHP’nin Hali?’’ başta olmak üzere çeşitli kitaplar yayımlamış. Soyer, kültür ve sanatın devletin tekeline bırakılmayacak kadar önemli olduğuna dikkat çekip, sürdürüyor: ‘‘Atatürk devrimleriyle ortaya çıkan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasiye olan inancının sağlamlaştırılması gerekiyor. Çağdaş insanların yaratılmasında kültür ve sanatsal etkinlikler büyük önem taşıyor. Sanat insanın ruhunu eğitir ve geliştirir. Ülkemizde siyasetin bir yandan demokrasiyi geliştirmesi, yaşam standartlarını yükseltmesi beklenirken bu yapılamıyor. Bu kültürel yozlaşmanın bir sonucudur.’’ Borsa, döviz hesapları, bıkkınlık, çaresizlik, vurdum duymazlık, hoşgörüsüzlük, iletişimsizlik ortamında yarım günlük soluk alma alanı oldu Soyer’in ‘‘fabrikası’’. İstenildiğinde nelerin başarılabileceğinin göstergesi gibiydi, ‘Kültür ve Sanat Fabrikası’. Böyle ‘deliliklerin’ çoğalması dileğiyle Mehmet Refik Soyer’i içtenlikle kutlayıp ayrılırken, eklemeden yapamadı: ‘‘Keşke benim gibi delilerin sayısı artsa da kültür ve sanata bu tür yatırımların sayısı çoğalsa.’’ [email protected] HAFTA SONU 3 CMYK ????????????????????????????????????????
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle