18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ 15 Liberation’un da kapitalizme yenik düşmesine Fransa’da bağımsız gazeteciliğin çöküşü gözüyle bakılıyor Serge July ‘elveda’ dedi Gazeteyi Sartre ile birlikte kurdu Hali vakti yerinde bir ailenin çocuğu olarak 1942 yılında Paris’te doğan Serge July 1968 Mayıs gençlik hareketlerinin siyasi önderlerindendir. Tarih ve sosyoloji eğitimi gören kişilik, 1968 Mayısı’nın simgesi UNEF öğrenci örgütünün de İkinci başkanıydı. O dönemde Maocu bir çizgi benimseyen July, ‘‘farklı ve tam bağımsız’’ ilkeli gündelik gazete Liberation’u 1972 Eylül’ünde ünlü filozof ve yazar JeanPaul Sartre ile birlikte kurar. 18 Nisan 1973’te 4 sayfalık ilk deneme sayısı yayınlanan gazetenin ilk resmi sayısı bayilere 22 Mayıs’ta dağıtılır. Genel Yayın yönetmeni Sartre, Yazı İşleri müdürü ise July’dir... 1974 Kasım’ında gazete bir anonim şirkete dönüşür. Sartre sağlık nedeniyle ‘nöbeti’ bir taban militanı, Zina Rabouah’a devreder. 21 Şubat’ta girilen kriz nedeniyle ilk işten çıkarmalar yaşanır ve gazete yayına ara verir. Cumhurbaşkanlığına solun ortak adayı, Fransız Sosyalist partisi lideri François Mitterrand’ın seçilmesinden 3 gün sonra 13 Mayıs 1981’de Liberation tekrardan yayınlanmağa başlar. Gazete tarihinde ilk kez 16 Şubat 1982 tarihli baskısında reklam kabul eder. Edouard de Rothschild’in gazeteye girmesine de July önayak olur. Girilen mali çıkmazdan kurtulabilmek için bizzat Serge July’nin önerisiyle Edouard de Rothschild gazete hisselerinin yüzde 38,87’sini satın alır. Yeni ve gerçek anlamdaki ilk patron, Rothschild kendi isteğini hayata geçiremezse gazeteyi kapatacağı tehdidini savurur. Serge July büyük oranda kendi eseri, kendi çocuğu, idealleri cazibesini yitirmiş de olsa, Fransa’ya şahsen kazandırdığı, muhtemelen dünya basın tarihinin en ilginç gazetelerinden birini başı önünde terk etmek zorunda kalır. 30 Haziran tarihli gündelik sol liberal Liberation gazetesinin kapağında hüzünlü bir başlık okunuyordu: ‘‘Salut Hoşçakal Serge... Serge July kurduğu ve 33 yıl yönettiği gazeteden ayrıldı.’’ İlk sayfaya yayılmış manşetin yanında Serge July, gazete merkezinin bir köşesinde çekilmiş, duvara dayalı, elleri cebinde endişeli bir pozla kameraya bakıyordu. July’nin yavrusu saydığı gazeteden ayrılmak zorunda kalması aslında Fransız gündelik basınının günden güne artan sorunlarının bir başka dışavurumuydu. July kaleme aldığı son başyazıda, gazetenin ana ortağı Edouard de Rothschild’in, Liberation’un yaşamını sürdürebilmesi için kendisinin gazeteyi terk etmesi istediğini açıklıyordu... UĞUR HÜKÜM BAŞKALDIRININ SEMBOLÜ Gazetenin aynı günkü baskısında, ‘‘Citizen July / Yurttaş July’’ (*) lakabıyla da anılan, gazetenin tarihi patronu, kurucusu, başyazarı Serge July’e 7 sayfa ayrılmıştı. July hakkında uzun bir yazı hazırlayan gazetenin köşe yazarlarından ve ilk yoldaşlardan Sorj Chalandon satırlarına şöyle başlıyordu: ‘‘Bin yıl önceydi. 1987’de Beranger Sokağındaki, eski otoparktan çevirme yeni binamıza taşındığımızın ilk günüydü. Dar, küçücük bakımsız mekanlardan; ferah, modern, duvardan duvar yapay halı kaplı lüks bürolu, güzel Paris manzaralı geniş bir taraçadan Cumhuriyet meydanına da bakan bir mekana yerleşmiştik. Serge taraçaya çıkıp, heyecanla şu sözleri haykırdı. ‘Telefon idaresi 1789’la biten numarayı bile verdi. Şu mekan..! Cumhuriyet meydanı..! 1789..!’ Düşünebiliyor musunuz, nerelerden nerelere geldik?’’ Yazar makalesinde uzun uzun 1973’den beri gazete ve Serge July’nin geçirdiği aşamaları anlatıyor ve işletme, pazarlama, zamanlama, belki ruhunu satma gibi tartışılabilir konuların ötesinde, günümüz ekonomik gerçeğinin başkaldırının, bağımsızlığın sembolü bu gazete ve mücadelesini getirdiği acı konumu dönüm noktalarıyla sergilemeye çalışıyordu. Mali çıkmazlar 2005 yılında bizzat July’yi, gazetenin yüzde 38,8’ini 20 milyon Avro karşılığında Fransa’nın en güçlü iş adamlarından Edouard de Rothschild’e satmaya itiyordu. Nereden, nereye gelinmişti..? ROTHSCHILD ‘KELLE’ İSTEDİ Ama gerek Fransız gündelik basındaki düzenli tiraj ve satış düşüşü, gerekse Liberation’un sürekli okur kaybetmesi gazeteyi yeniden 10 15 milyon Avroluk acil bir ihtiyaçla karşı karşıya bırakmıştı. 2005’te alınan teşvik ve tazminat önlemleriyle 56 kişinin işine gönüllü olarak son verilirken, ana ortak Rothschild yeni sermaye şırınga etmek için, bu kez July’nin kellesini istemişti. Ya gazete bitecekti, ya July gidecekti...Sermayenin yüzde 18,45’ini elinde tutan, bağlayıcı azınlık ve şimdilik gazetenin bağımsızlığının tek garantisi kabul edilen ‘‘Gazete Çalışanları Örgütü’’nün de onayıyla, Serge July’den boşalan Yönetim Kurulu Başkanlığına geçici kaydıyla Liberation gazetecilerinden Vittorio de Filippis, Genel Müdürlüğe ise Rothschild’in seçtiği Philippe Clerget atandı... yararlı siteler Türkiye’de 10 milyonun üzerinde internet kullanıcısı var. Dünyada ise bu rakam 350 milyon. Daha doksanların başlarında evlerimize giren bir sistem için hiç de azımsanamayacak bir gelişme eğrisi. Bugün günde 60 milyarın üzerinde email gönderildiği düşünülüyor, Messenger programları ve chat odaları da çok yaygın olarak kullanılıyor. Bunu iyi bilen çeşitli sektörler spam ve junk mail denilen istenmeyen reklam içeren emaillerle ve çeşitli virüs programlarıyla internet üzerinden devasa bir kirlilik yaratıyorlar. Porno sektörü de internetin gelişimiyle hedef değiştirip yeni medya dünyasında en çok yer kaplayanlar arasında. Dünyamızı saran ağda boşa zaman geçirmenin bu denli yaygın yolları olmasına rağmen internetin amacına hizmet eden birçok site de yok değil. .com ERDEM KOCA Seti@home BOINC SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence) dünya dışı zeki bir yaşam bulmayı amaçlayan bilimsel bir araştırma olarak 1999 yılında ortaya çıktı. 300 metre çapındaki radyo teleskoplarını kullanarak uzay boşluğunda elektromanyetik dalga tarayan sistem devasa boyutlarda veri topluyor. Seti@home projesiyle isteyen herkes bilgisayarına kurduğu küçük bir programla dev teleskopların topladığı verileri işleme ve işlenen veriyi ana bilgisayara geri gönderme imkanı buldu. Böylece 200 ülkeden 5 milyonun üstünde bilgisayar kullanıcısı 19 milyar saatin üzerinde bilgisayar işlemci gücünü Seti projesinin verilerini işlemeye kullandı. Uzay araştırmaları konusunda çalışmalar devam ederken Seti’nin içinden yeni bir proje ortaya çıktı; BOINC (Berkeley Open Infrastructure for Network Computing). Aynı mantıkla çalışan ve 360 binin üzerinde katılımcısının bilgisayar işlemci gücünü kullanan BOINC; kanser araştırmaları için protein analizlerinden iklim araştırmalarına kadar çok çeşitli konularda araştırmalar yapıyor. (boinc. berkeley.edu) YouTube 2005’in Şubat ayında kurulmasına rağmen internette en hızlı büyüyen sitelerden biri, video paylaşımı yapılan YouTube. YouTube’de komedi skeçlerinden müzik kliplerine, belgesellerden kısa filmlere, spor programlarından kişisel görüntülere kadar aklınıza gelebilecek (ve gelemeyecek) her türden görüntüye ulaşmak mümkün; çocukken en çok sevdiğiniz çizgi filmi veya Hong Kong’da yetenekli bir çocuğun piyano resitalini seyredebilirsiniz. Her gün 6 milyon kullanıcının ziyaret ettiği sitede 70 milyonun üzerinde video seyrediliyor. YouTube çektikleri bir filmi ücretsiz yayınlamak isteyen bağımsız yapımcılar için de bulunmaz bir fırsat. YouTube’le benzer hizmeti veren Google Video da büyük bir hızla arşivini oluşturmaya devam ediyor. ImageShack ise her türlü görseli yüklemek ve izlemek için en çok kullanılan sitelerden biri. Google Earth Google Earth bilgisayara ücretsizce yüklenen bir virtual globe (sanal küre) programı. Google Earth ile tüm dünyanın haritaları 3 boyutlu modellemeyle bir kürenin üzerinde birleştiriliyor ve kullanıcılar bu sanal dünyanın üzerinde uçarak, herhangi bir bölgeyi kuş bakışı görebiliyorlar. Son üç yılda uydulardan ve uçaklardan çekilen fotoğrafların oluşturduğu bu dünya haritası devamlı olarak güncelleniyor. Kullanıcılar ABD, Kanada, İngiltere ve çoğu Batı Avrupa ülkesinin görsellerine yüksek çözünülürlükte ulaşırken dünyanın geri kalan bölgeleri orta kalitede izlenebiliyor. Google Earth sayesinde Luca Mori isimli bir İtalyan, evinin yakınlarında gördüğü alışılmadık şekilleri Parma’daki Ulusal Arkeoloji Müzesi’ne bildirince Hazreti İsa’nın doğumundan kısa süre önce inşa edilen bir Roma villasının kalıntılarının bulunmasına önayak oldu. GAZETELER TİRAJ KAYBEDİYOR Özellikle bedava gündelik gazetelerin piyasaya sürüldüğü son iki yılda Le Parisien gazetesi hariç, ulusal gündelik basındaki satışların düşüşü hızlanmıştır. Fransız yazılı basını 2005 itibariyle bir önceki yıla oranla yüzde 2,14 gerilerken, ülke ölçeğinde dağıtılan gündelik basının yıllık kayıp oranı yüzde 1,95 (2003’e oranla 2004’te % 1,17), bölgesel gündeliklerin düşüşüyse yüzde 1,49’dur. Aynı yıl genel satışlar içindeki gündeliklerin pazar payının yüzde 11,9, dergilerin ise yüzde 44,8 olduğunu belirtelim. Fransız basınına has bir başka özgünlük ise, Fransa’nın en çok satan gazetesi unvanının, gündelik ortalama 760.767 (2005) adetle uzun yıllardır bir bölge gazetesi, OuestFrance’a ait oluşudur. Ulusal çapta en çok satan ise, tek gündelik spor gazetesi L ’Equipe’tir (341.052 adet). İki referans gazetesi Le Figaro (325.289 adet), Le Monde (320.704 adet) satışla düzenli okur kaybı eğilimini sürdürmektedir. Bu süreçten tek karlı çıkan gazete Le Parisien’in ulusal baskısının satışı 339.556’yı bulurken, bölgeler baskılarıyla günde ortalama 510 bine yaklaşmaktadır. MUHALİF GAZETELER ZOR DURUMDA 2001’de gündelik ortalama satışları 171.551’e kadar yükselen, fakat o tarihten sonra sürekli eriyerek 137 bine düşen Liberation veya bir başka muhalif ve siyasi görüş gazetesi, l’Humanite veya muhtemelen son şans aşamasına tam bir bulvar gazetesi görüntüsüyle giren FranceSoir önümüzdeki aylar ve yıllarda yaşar mı bilemiyoruz. 1904’te tarihi sosyalist lider Jean Jaures’in kurduğu yaklaşık 80 yıl Fransız Komünist Partisi’nin merkezi yayın organı olarak yaşamış olan L ’Humanite ortalama 50 binin üstüne çıkmakta çok zorlanırken, son bir umutla genel bir dayanışma seferberliği açtı. Geleceği belirsiz bir durumda. Bir başka fikir ve inanç gazetesi Katolik La Croix şimdilik yandaşlarının büyük yardımıyla sağladığı yaklaşık 95 bin adetlik satışla krize direniyor izlenimi veriyor. Bu arada haftada beş gün yayınlanan ‘‘Metro’’ ve ‘‘20 Minutes’’ isimli iki bedava gazetenin resmi verilerle yılda 378 milyon adet dağıtıldığını eklersek belki tablonun vahameti biraz daha iyi ortaya çıkar... Wikipedia (Vikipedi) Internet’in en faydalı ve en büyük ölçekli bilgi kaynaklarından Wikipedia 2001 yılında yaratıldı. Tüm dillerde yayın yapan Wikipedia’nın önemli özellikleri; herkes için ücretsiz olması ve dileyen herkesin yeni bir madde ekleyebilmesi veya eklenmiş bir maddeyi değiştirebilmesi. Ünlü Britannica’da 80 bin madde bulunurken, bu sayı çevrimiçi ansiklopedi Wikipedia’nın sadece İngilizce sayfalarında 1 milyon 200 bini, toplamda ise 3 milyonu geçiyor. Wikipedia hem yazarlarının hem okuyucularının sanal alemin gezginlerinden oluşmasıyla çok kısa sürede çok büyük bir gelişim hızını yakaladı. Klasik ansiklopedi yayımlayıcıları bu durumun sitede bulunan bilgilerin doğruluğunu şüphe altında bıraktığını söylüyor. Ancak değişik politik görüşlerden, sosyal ve ekonomik seviyelerden, ırk ve milletlerden yazarların olması Wikipedia’yı tek bir yayıncının elinden çıkmasından daha objektif hale getiriyor. Kar amacı gütmeyen Wikimedia Vakfı tarafından yürütülen sitenin Türkçe sayfalarında da 25 bini aşkın madde bulunuyor. (www.wikipedia.org) deviantART İnternetteki en başarılı sanat paylaşımı sitelerinden biri olan Deviantart, 2000 yılında Scott Jarkoff, Matthew Stephens and Angelo Sotira tarafından kuruldu. Site tüm ressam, şair, yazar, fotoğrafçı ve dijital sanatçıların eserlerini sergileyebilecekleri, diğer eserlere ulaşabilecekleri ve bunlar hakkında fikir paylaşabilecekleri dev bir sanat portalı. 2 milyon kullanıcının 23 milyon çalışmasının görülebileceği site günde 25 milyon hit alıyor ve dijital dünyada benzeri zor bulunan bir sanat komünitesi yaratıyor. Kullanıcılar ayrıca günlük tutabiliyor ve sergiledikleri çalışmalarını sitenin çevrimiçi mağazasında satışa sunabiliyor. Sanat meraklıları bir fotoğrafa bakmak için girdikleri sitede birbirinden başarılı sanatçıların eserleri arasında kaybolup saatlerini geçirebiliyorlar. ORKESTRA ŞEFİ GİTTİ Gazetesinin tüm çalışanlarına son yazısında ‘Orkestra şefi sıfatıyla hepinize ‘Elveda’ diyorum’’, diye seslenen Serge July’nin sözleri acaba tümüyle tarihe gömülecek bir anlayışın son çığlıkları mı? Havacılık sanayi devi Dassault’nun satın aldığı Le Figaro, kendisi bir Avrupa basın tekeli görüntüsüne bürünen ve gittikçe Hachette grubunun ağına düşme olasılığından söz edilen Le Monde ve son olarak Rothschild finans ailesine katılan Liberation kaçınılmaz bir gidişatın sıradan aktörleri mi? Kötümser gözlemciler, Le Monde, Le Figaro, Liberation gibi büyük gazetelerin mali ve endüstri grupların eline geçmesine bağımsız gazeteciliğin çöküşü gözüyle bakıyorlar. Geçmişte eşi görülmemiş bir dönem yaşandığından hiç kimsenin kuşkusu yok. Umut olsa olsa bu gazetelerin gerçek neferleri gazetecilerin meslek ahlak, onurlarına sahip çıkması ve örgütlü kalmalarında yatıyor. Zira ufukta okurların gazeteleri sahiplenmesi beklenen için ‘Godot’ veya ‘Toplumsal/Siyasal İdeal’den haber yok... (*) Ünlü sinemacı, oyuncu ve yönetmen Orson Welles’in 1941 yılında gerçekleştirdiği bütün zamanların en iyi filmlerinden, ‘Citizen Kane’ başlıklı eserine atfen. Welles ise başrolünü oynadığı bu filmi 20. yüzyılın en büyük basınyayın krallarından Amerikalı işadamı William Randolph Hearst’ün hayat hikayesinden esinlenerek çevirmişti. ugur.hukum?gmail.com www. HAFTA SONU 15 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle