19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ 13 YALÇIN PEKŞEN Büyük işadamının teknesi de büyüktü Rahmi Koç tekneyle dünya turu yapan dokuzuncu Türk oldu... Hakkımızda çok şey söylenmiş olabilir, ancak denizci bir millet olduğumuzu kimse söylememiştir. Zaten Orta Asya’da deniz mi vardı? Atlarla yolculuk yapmayı yeğlediğimiz için bir ayağımız daima karada olmalıydı. Hatta iki ayağımız karada olsa daha iyi olurdu. Öyle de oldu; dünyanın okyanusları, kutupları, kıtaları, adaları keşfedilirken biz biraz kenarda durduk, fakat keşiflerde rolümüz olmadığı söylenemez. Büyük keşiflerin çoğu, başta Amerika kıtası, Pasifik okyanusu, Macellan Boğazı ve dünyanın yuvarlak olduğu bilgileri hep sayemizde elde edildi. Bu uzun bir öyküdür ve yeri burası değildir: merak eden keşifler tarihini okur; Kolomb’ların, Vespucci’lerin, Macellan’ların Akdeniz’i kasıp kavuran Türk donanması yüzünden, Atlas Okyanusuna açılarak keşifler çağını başlattığını öğrenir. Bu girişten sonra 2 yıllık dünya turunu dün tamamlayan Rahmi Koç’un seyahatine geçebiliriz. Deniz yolculuklarına pek düşkün olmadığımız için Rahmi Koç’un gezisine büyük önem verildi. Büyük olasılıkla dün akşam gezinin bitişi şerefine Kalamış Marina’da kuru fasulye partisi bile verildi. Ancak bu satırlar partiden bir gün önce yazıldı. (Gazetenin ekleri erken basılıyor çünkü) Kuru fasulyenin esbabı mucibesi şuydu: gemiciler uzun süren yolculuklar sırasında, daha çok balık ve deniz ürünleriyle besleniyorlar, yanlarına aldıkları kuru yiyecekler kısa sürede tükendiği için, yolculuğun sonlarına doğru, milli yemeğimiz olan kuru fasulyepilav çok özleniyordu. O yüzden fasulye ziyafeti adet olmuştu. Ne var ki, Rahmi Koç’un yaptığı yolculukta kuru fasulye partisine karşı çıkanlar vardı. 19 Eylül 2004 tarihinde yola çıkan ünlü denizcimizin çoğunlukla karada ve İstanbul’da olduğu, dolayısıyla kuru fasulyeyi özlemiş olsa bile bol bol yiyebilme olanağına sahip bulunduğu ileri sürülüyordu. Yalan değildi ama devir de değişmişti. Gemicilerin yola çıktıktan ikiüç yıl sonra geri dönmelerine artık gerek yoktu. Uçaklar vızır vızır işliyordu ve günümüzün kaşifleri istedikleri zaman geriye dönebiliyorlardı. Rahmi Koç belki bu olanağı biraz fazla kullandı, üstelik dünyada artık keşfedecek fazla bir şey de kalmamıştı. Örneğin yatını demirlediği tropik bir adada beyaz insanla ilk kez karşılaştığını sandığı yerli, bir bilgisayar mühendisi çıkmıştı. Şen’lik İki yıla yaklaşan yolculuk sırasında, hepimizin tanık olduğu gibi Rahmi bey, zamanının büyük çoğunluğunu Türkiye’de geçirdi. Nereye gitsek karşımıza çıkıyordu. İşin aslı şuydu: Aslında Rahmi Koç yolculuğun her milini denizde geçirdi. Ancak geniş aralar vererek... Eğer vermeseydi, Nazenin IV gibi bir transatlantik yavrusu ile yolculuk taş çatlasın bir ay içinde bitebilirdi. Bu arada Rahmi Koç’un teknesinin fazla kalabalık olduğu da söyleniyordu. Koç’un dışında kaptan, kaptan yardımcısı, makinist, makine mühendisi, doktor ve Wendy adlı sarışın bir aşçı vardı... Belki de Rahmi Koç fazla kalabalıktan kaçarak, kafasını dinlemek için tekneden uzaklaşıyordu. Ya da gemide fazla kalabalık yapmak istemiyordu. Dünya turu yapan diğer Türk teknelerine göre bu sayılar biraz fazlaydı. Denizcilerimiz ya tek başlarına ya da iki kişi olarak yolculuk ediyorlardı. Örneğin Sadun Boro’nun yanında eşi Oda dışında sadece Miço vardı ki, bu sonuncu adı ‘Miço’ olan bir kediydi. Başkaldıran ilk kadın Hemen hiçbir maçı kaçırmadı Kalabalık yapmamak için Dünya turu yapan ikinci Türk Tanıl Tuncel yola tek başına çıkmış, yolda tanıştığı bir bayanla turu tamamlamıştı. Hakan Öge de aynı şekilde yola tek başına çıkıp, yolda aşık olduğu bir hanımla bitirmişti. Uzaklar’la (ki, bu teknenin boyu 8,5 metre idi ve Rahmi Koç’un teknesinin neredeyse enine (8.2 metre) eşitti) yola çıkan OsmanZuhal Atasoy’lar iki kişiydi. Ayfer Er isimli bayan yelkenci ise 10,5 metre boyundaki teknesiyle yolculuğu tek başına başladı ve bitirdi. Böylece Rahmi Koç zaman zaman kendisinin de içinde bulunduğu tekne ile, dünyanın çevresini dolaşan Türk denizcileri arasına 9. olarak adını yazdırdı. Zaten yola çıkarken Zaman zaman tekneden ayrılabilirim, demişti. Bu laf dönmüş dolaşmış, ‘zaman zaman tekneye dönmeye’ dönüşmüştü. O kadar ki, bazen tekne Karaibler’de iken, kendisi Boğaziçi’nde dostlarıyla kadeh tokuşturuyordu. Böylesi durumlar gazetelerde ‘Bu ne biçim dünya turu?’ dedikodularına yol açıyor ve ‘Kaptan’ın sakin sularda seyrettiği’ yazılıyordu Oysa yolculuk hep sakin sularda geçmedi; Nazenin IV zaman zaman saatte 30 mil hızla esen rüzgarlar ve 5 metrelik dalgalarla boğuşmak zorunda kaldı. Allahtan o sıralarda Rahmi Bey İstanbul’da lig maçlarını seyrediyordu. Zaten 2 yıllık dünya turu boyunca hemen hemen hiçbir maçı kaçırmadı. Nazenin adlı transyelkenli Üstelik eskiden bu keşifler daha ufak çapta teknelerle yapılıyorlardı. Rahmi Koç ise işi biraz büyük tutmuştu. Nazenin IV’ün uzunluğu 37.5 metre, genişliği 8,2 metreydi. Genellikle zevk için dünya turu yapmakta kullanılan teknelerin boyu, Rahmi Bey’in teknesinin genişliği kadar oluyordu. 37,5 metrelik ölçü ise yelkenliler için değil, daha çok yolcu ve yük gemileri için kullanılıyordu.. Peki Rahmi Bey neden bu kadar büyük bir gemiyle yola çıkmıştı? Söylenenlere göre ‘Alacaksan en büyüğünü al...’ şeklindeki baba tavsiyesine uymuştu. Ne var ki, rahmetli babası Vehbi Bey, bu tavsiyeyi büyük olasılıkla tekneler konusunda değil, fabrikalar konusunda yapmış olabilirdi. Kendisini savunmak için Rahmi Bey daha sonra şöyle demişti: Her tekne daha aldığınız gün küçük gelir. 20 metre ile başlamıştık, 40 metreye (37.5) metreye geldik. Aslında 20 metre ile başlamak böyle bir yolculuk için doğru bir başlangıç değildi. Belki 10 metreden başlamış olsa, 20 metre gibi makul bir ölçüyü tutturabilirdi.. Ancak 20 ile başlayınca ancak transatlantik ölçüsü olarak makul sayılabilecek 37,5 metreyi buldu ve yelkenciler arasında Nazenin adı ‘transyelkenli’ olarak anılmaya başlandı. Sahne tozu 20. Uluslararası İzmir Festi vali kapsamında sahnelenen Antigone’yi 20 Temmuz Efes Antik Tiyatro’da seyredebilirsiniz. Sofokles’in Antigone’si uzun yıllardan sonra Ayşe Emel Mesci’nin yönetimiyle yine sahnede. Sofokles’in Antigone’sinde Polineikes, zamanı geldiği halde iktidarı kendisine devretmeyen ikiz kardeşi Thebai kralı Eteokles’e düşman Argos ordusuyla birlikte saldırır. İki kardeş birbirini öldürür. Kardeşlerin dayısı olan Kreon kral olur ve vatanına karşı savaşan Polineikes’in cesedinin gömülmesini yasaklar. Antigone de yasağı dinlemez ve kardeşinin cesedini gömer. Uyarılara kulak asmayan kral Antigone’yi bir mağarada ölüme mahkum edince felaketler birbirini izler. (Bilet fiyatı 25 YTL) Murtaza hırs, onur ve ihaneti anlatıyor. Fabrikada önce gece bekçisi sonra gece kontrolörü olan Murtaza’nın etrafındaki kraldan çok kralcı yaşamlar sahneye taşınıyor. (0 212 276 22 14, bilet fiyatı 22.50 YTL) Behiç Ak’ın yazdığı Metin Zakoğlu’nun yönettiği oyun bugün saat 16.00’da ve 14 Temmuz’da saat 20.30’da Kulis Sanat’ta sahnelenecek. Zakoğlu bu kez izleyenleri, plaja çevirdiği odasında kaygısız bir çiftin güneşlenmesine ortak ediyor. Oyun da güneşlenmek için plaja gelen çiftin her seferinde denize girmeden gitmeleri anlatılıyor. Hiç durmadan yiyen ve konuşmaya bile fırsat bulamayan çift, geçmişle geleceği, açlıkla tokluğu, bilmek ile cahillik kavramlarının sürekli yer değiştirmesine neden oluyor. Oyun, ayaklar ile başların yer değiştirmeye başladığı toplumlarda tüm düzensizlik ve ilgisizliğin bu kişiler üzerinde ki etkisini göz önüne seriyor. (Bilet fiyatı 22.50, öğrenci 17.50 YTL) Aşk Sende Kalsın... Orhan Kemal’in yazdığı, Işıl Kasapoğlu ve Bülent Emin Yarar’ın yönettiği ‘Murtaza’ adlı oyun, 19 Temmuz’da Enka Kültür ve Yaz Etkinlikleri kapsamında Enka Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Oyun toplumsal yaşamın ikilemlerini, acımasızlıklarını ayrıntılarla gözler önüne seriyor. 1940’larda geçen oyun, büyük kentler, sınıflar, küçük dünyalar, politika, aşk, Yaşamın ikilemleri Doğal Tedavi ve Kaplıca Kür Oteli DavutlarKuşadası Yaşam Biçimini Değiştirmezsen Eğer, Sana Kimse Yardım Edemez... Hipokrat Dr. Yaşar Yılmaz ve Prof. Dr. Karl Hecht Yönetiminde, Etkili Termal Su ve Doğal Tedavilerle Yaşam Ritmi Kürleri Kilo, Tansiyon, Kan Yağları, Toksinler, Ağrılar, Stres, Nikotin, Romatizma, Fibromiyalji, Uyku Problemleri, Kemik Erimesi, MideBağırsak Problemleri, Prostat Sorunu ve Cilt Lezyonlarına Destek Tedavileri, ARINDIRMA, GENÇLEŞME, Beden Direncini Arttırma Kürleri ve Sağlıklı Yaşam Dersleri Kaplıca, Deniz, Doğa ve Doğal Tedaviler Bir arada! 06.45 21.00 arası tüm gün program: Jimnastik, orman yürüyüşü, kaplıca ve soğuk havuz kürleri, solunum egzersizleri, meditasyonlar, mini uyku terapisi, su içi jimnastik programı, doktor gözetiminde doğal tedavi uygulamaları: Ozon Terapi, KolonHidroterapi, Manuel Terapiler, Masajlar, İnfraruj Isı Kabini, Manyetik Alan Tedavisi, Ultrason, Çamur Tedavileri, Vitamin ve Mineral Tedavileri, Hamamda Kese, Köpük Masajı, Selülit Tedavisi 5 yıllığına NaturMed’e üye olun, üyelik için günlük 1 YTL ayırın, günlük tam pansiyon 37.5 YTL’den kalın. NaturMed DavutlarKuşadası Tel: 0 (256) 657 22 80 Faks: 0 (256) 657 18 68 http://www.naturmed.biz eposta: info?naturmed.biz HAFTA SONU 13 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle