Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Strateji olmazsa hastalık olur “Hastalıklardan arınmış, hijyenik ve teknolojik kalitesi yüksek gıda tüketmek günümüz insanının hakkıdır” M. Muammer SAYGILI (Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı) M evcut yönetimlerin ulusal hayvancılık politikalarının yanlışlığından kaynaklanan oluşumlar, hayvancılığı tarımın bir alt birimi olarak görülmesinin yansıması olarak, yeni hazırlanmakta olan Tarım Kanunu tasarısında ‘hayvan’ kelimesinin bile geçmesine tahammül edilememiştir. Hayvancılık, üretimi, sanayisi, tüketimi, hastalığı ve beslenmesi ile bitkisel tarımdan bağımsız tek başına bir sektördür. Bunun resmi örgütlenmesinin de bağımsız bir birim olarak sağlanması gerekmektedir. Bu yanlış politika, hayvancılık, veteriner hekimlik, veteriner halk sağlığı, gıda güvenliği gibi konularda Avrupa standartlarının çok altında kalma sonucunu doğurmuştur. Ulusal hayvan varlığımızın sayı olarak düşmesi, buna karşın nitelik olarak bu oranda gelişememesi, mera alanlarımızın daralması, yem bitkileri üretiminin bitkisel üretimin yanında cüce kalması, dolayısıyla yemde (soya, mısır) dışa bağımlığın sürmesini, et ve balık kurumlarının, süt endüstri kurumlarının kapatılması, veteriner araştırma endüstrilerinin etkisizleştirilmesi, gerekli uzman yetiştirilmesinin ortadan kaldırılması, kuş gribi gibi hastalıklarla ilgili araştırma yapan Manisa Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nün kapatılması, enstitülerde çalışan veteriner hekimlerin döner sermayeden yararlanamaması (ancak bu yıl düzeltilebildi), çalışmalarında zoonoz hastalıklarla karşı karşıya kalan veteriner hekimlerin fiili hizmet zamlarının kaldırılmasının düşünülmesi hep bu yanlış politikaların yansımasıdır. Avrupa Birliği müktesebatının dörtte birini oluşturan hayvancılık ve veteriner hekimlik ile ilgili mevzuat halen hazırlanamamıştır. Taşrada veteriner teşkilatı tarım il müdürlükleri bünyesinde şube müdürlüğü statüsündedir. Maliye, personel ve taşıt kullanımında bağımsızlığı bulunmamaktadır. Bakanlık bünyesinde en az 10 000 veteriner hekim bulunması gerekliliğine karşın bugünkü sayı 2000 civarındadır. Bakanlık uzun yıllardır veteriner hekim istihdam etmemesine rağmen bu gün veteriner fakültelerinin sayısı 19’a ulaşmıştır. Kamudaki veteriner açığı tarım gönüllüleri ile kapatılmaya çalışılmış, ancak ulaşılamayan yerler yerine gönüllülerin politik tercihlerle zaten hizmet götürülen yerlere yerleştirilmeleri kaosa neden olmuştur. Sonuç, et üreticisi, süt üreticisi perişan durumdadır. 1 kg süt satarak 1kg yem alamamaktadır. Hayvan kayıt sistemi ve küpeleme işlemlerinde tam başarı sağlanamadığı için üretici nakil, kesim ve desteklemelerle ilgili mağdur olmaktadır. Tokat bölgesinde görülen Kırım Kongo kanamalı ateşi sonucu 20 kadar vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Brucellozis. trişinellozis, şarbon, kuduz, tularemi, kist hidatid ve son olarak da kuş gribi gibi insanlara bulaşan hastalıkların yurdumuzda görülmesi veteriner halk sağlığının önemini gözümüze sokması karşısında herhalde yetkililerin gözünü kör etti ki hala gerçekleri göremiyorlar. Ancak olan ülke ekonomisine, halk sağlığına oluyor. Manyas’taki vakalardan sonra kuş gribinde başarılı olduk gibi hamasi duygularla çok söz söylendi. ‘Evet, o bölgede belki kontrol altına aldık, ama hayvan kayıt sistemini bitirememişsek, kırsalda açıkta beslenen kanatlıları kontrol altına alamamışsak Şubat ayında ülkemiz üzerinden geçecek asıl taşıyıcı yeşil baş ördeklerin bulaştırma olasılığı karşısında ne yapacağız?’ diyerek 13.10.2005 tarihinde Oda alarak yaptığımız basın toplantısında kaygılarımızı dile getirmiştik. Yanılmış olmayı çok isterdik. Hayvancılık ve hastalıkları ile mücadele için öncelerden yapılmış master planımız olsa, sağlık, eğitim, araştırma ve geliştirme çalışmalarına gereken önemi vermiş olsaydık: mevcut gerçek karşısında bu denli paniklemeyecektik. Gıda güvenliğinde neler yaşıyoruz? Gıda kaynaklı hastalıkların yüzde 90’ını hayvansal orijinli gıdalar oluşturmaktadır. Hayvansal gıdaların üretimden, tüketime (ahırdansofraya) kadar olan denetimleri çok önemlidir. Yeni çıkartılan gıda yasası ve buna bağlı yönetmeliklerle, gıda tesisi açılması için bir sürü gereksiz formalite öne sürülmesine karşın gıda denetimlerinde ise kontrolsüzlük yasal hale getirilmiştir. Şu an gıda denetiminden söz etmek mümkün değildir. Pratik uygulamalarda Tarım Bakanlığı kontrollerde yeterli olamamaktadır.Veteriner halk sağlığı ve gıda güvenliği için yerel yönetimlerin yeni yapılanmalarında veteriner hizmetlerini etkin kılacak bir yapılanmaya gitmeleri zorunludur. Genel gıda kontrollerinin dışında otokontrolü sağlayacak hayvansal gıda üretim ve kesim yerlerinde hastalıklar ve gıda hijyeni konularında yeterli eğitimi almamış meslek gruplarının görevlendirildiğini görüyoruz.. Hayvansal ve zoonoz (hayvandan insana geçebilen) hastalıklardan arınmış, hijyenik ve teknolojik kalitesi yüksek gıda ve mamullerini tüketmek günümüz insanının hakkıdır. Bu seviyeyi konuyla ilgili yetkili kişi ve meslekleri yok sayarak, hayvancılık gerçeğini ve sorunlarını yok sayarak yakalamamız mümkün değildir. Mersin fuara hazırlanıyor MERSİN (A.A) Mersin'de 1721 Mayıs tarihlerinde yapılması planlanan ''Tarım ve Hayvancılık Fuarı''nın hazırlıklarının devam ettiği bildirildi. Mersin Tarım ve Hayvancılık Fuarı Komitesi Başkanı Şahin Öder, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'ndaki (MTSO) bilgilendirme toplantısında, fuarın MTSO, Forum Fuarcılık A.Ş ve Forza Fuarcılık A.Ş'nin öncülüğünde 29 kurum ve kuruluşun desteği ile Mersin Yat Limanı'nda yaklaşık 15 bin metrekare alan üzerine kurulacağını söyledi. Forum Fuarcılık A.Ş. temsilcisi Raşit Ülkü de, fuarın tarım sektörünün önemli buluşma noktalarından biri olacağını belirtti. Fuar kapsamında, sektörü bilgilendirici çalışma toplantılarının da yapılacağını ifade eden Ülkü, ''Fuar kapsamında ayrıca, 5. Yaş MeyveSebze Sempozyumu da gerçekleştirilecek. Böylece tarım sektörüyle ilgili kamu kurumları ve meslek örgütlerinin yanı sıra sektördeki işletmecilerin biraraya gelmelerini sağlayacağız'' diye konuştu. Fuarın, sektörün kurumsallaşması açısından önemli katkılar sağlayacağını anlatan Ülkü, şöyle konuştu: ''Fuarlar çiftçilerin toprakta yaşadığı hasattan farksızdır. Fuara tarım ve hayvancılık sektöründeki tüm kesimin katılımını sağlamayı amaçlıyoruz. Tarım ve Hayvancılık Fuarı en geç 3 yıl içinde bölgenin ve ülkenin en önemli fuarlarından biri haline gelecektir.'' Forum Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Aygün ise yaklaşık 200 bin ziyaretçi beklenen fuar için, 15 ülkeden 300 firmanın katılımını hedeflediklerini kaydetti. 17