01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hacı Bayram Camii’nde kılınan cuma namazının ardından açılış töreni için Meclis’e yürüyenler. Mustafa Kemal, toplanacak meclisin rejimi değiştirme hedefini çok gizlemeye gerek olmadığını düşünmekle birlikte, bu çekinceyi anlayışla karşılayarak bildiride “olağanüstü yetkiye sahip bir meclis” ifadesini kullanmaya karar verdi. Vilayetlere, bağımsız sancaklara ve kolordu kumandanlarına yolladığı bildiride Mustafa Kemal, başkent İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin devletin milli iktidarını kırdığını, bu durum karşısında görev yapmasına olanak kalmayan Meclisi Mebusan’ın hükümete resmi bir bidirimde bulunarak dağıldığını dile getiriyordu. Bu durumda başkentin dokunulmazlığını, bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri düşünüp uygulamak üzere, olağanüstü yetkiye sahip bir meclisin Ankara’da toplantıya çağırılması ve mebuslardan Ankara’ya gelebileceklerin de bu meclise alınması zorunlu hale gelmişti. Bildiride mebus seçimleriyle ilgili ayrıntılar da açıklanıyordu. Meclise üye seçilecek kişiler, mebuslar hakkındaki yasa hükümlerine uyacaklardı. Seçim bölgesi olarak belirlenen sancaklardan beşer üye saptanacak, gizli oy ve salt çoğunlukla yapılacak seçimlerde, kurulun kendi içinden seçeceği iki kişi oyları kurul önünde sayacaktı. Seçim sonunda bütün üyelerin imzalayacağı ya da mühür basacağı tutanaklardan üçer nüsha düzenlenecek, bunların biri yerinde alıkonularak diğer ikisinden biri seçilene verilecek, diğeri de meclise gönderilecekti. Seçilen mebuslara verilecek ödenekler meclis tarafından kararlaştırılacaktı. Seçimler en çok on beş gün içinde Ankara’da toplanmayı sağlayabilmek üzere tamamlanacak, sonuçlar seçilenlerin isimleriyle birlikte derhal Ankara’ya bildirilecekti. Mustafa Kemal, bir yandan yeni meclisin kurulması için çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da Meclisi Mebusan başkanı Celalettin Arif Bey’e ulaşmaya çalışıyordu. Haberleşme ancak 27/28 Mart gecesi sağlanabildi. Telgraf hattı üzerinden gerçekleştirilen haberleşmede Mustafa Kemal, Ankara’daki gelişmelerden haberdar olduğu varsayımıyla Celalettin Arif Bey’e seçimlerin çabuklaştırılması ve toplantının bir an evvel gerçekleşmesi için onun da bir bildiri yayınlamasında yarar gördüğünü söyledi. Celalettin Arif Bey ise bildiriden ve bu karardan haberi olmadığını söyledikten sonra konuyla ilgili görüşlerini açıkladı. Ona göre olağanüstü bir meclis toplanması kararı uygundu, ancak böyle bir meclisin elden geldiği kadar kanunlara uygun bir şekilde oluşturulmasında yarar vardı. Kanunı Esasi’de böyle olağanüstü durumlarda ne yapılacağı tarif edilmemişti. Ancak belki başka ülkelerin anayasalarını dayanak göstermek mümkün olabilirdi. Örneğin Fransız anayasası, meclisin kanuna aykırı bir yoldan dağıtılması ya da bir saldırıya uğraması halinde, meclis üyelerinden kurtulabilenlerin iller ve sancaklardan seçilecek ikişer üye ile birlikte uygun bir yerde toplanmalarına izin veriyordu. Meclisin yeniden açılması veya saldırının kaldırılması yönünde çalışmalar yapan bu meclisin kararları kesin kanun hükmündeydi. Bu cevabi telgraf, Celalettin Arif Bey ile Mustafa Kemal arasındaki görüş ayrılık131
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle