18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İSTANBUL VE ANKARA’NIN KARŞILIKLI FETVALARI Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi’nin İstanbul Hükümeti adına yayınlanan ve halkı Milli Mücadele hareketine karşı kışkırtmayı hedefleyen fetvası tür şu iddiaları içeriyordu (sadeleştirilmiş olarak) “Dünya düzenini temin eden İslam halifesinin idaresi altında bulunan İslam ülkelerinde, hak tanımayan bazı kimseler birleşip kendilerine başkanlar seçmiş, sultanın sadık tebaasını yalan dolanla kandırarak, padişah fermanı olmadan halktan asker toplamaya kalkmışlardır. Görünüşte askeri yedirip içirip giydirmek bahanesiyle, ama aslında mal toplamak sevdasıyla şeriata ve padişah fermanına aykırı olarak birtakım vergiler ve borç para toplamakta, türlü baskı ve işkenceyle halkın mal ve eşyasını zorla almaktadırlar. Böylece halka eziyet etmeyi alışkanlık haline getirip cürüm işlemeye kalkmış, bazı köylere saldırarak harap etmişler ve çok sayıda insanı katlederek kan akıtmışlardır. Padişah tarafından tayin edilmiş bazı asker veya sivil görevlileri kendi kendilerine işbaşından uzaklaştırıp kendi taraftarlarını tayin etmişlerdir. İstanbul ile memleketin geri kalanı arasındaki ulaşımı ve haberleşmeyi keserek, devletin verdiği emirlerin halka ulaşmasını engelleyip başkenti memleketten soyutlamışlardır. Halifeliğin yüceliğini küçümseyip etkisini azaltmaya yönelterek, şeyhülislamlık makamına ihanet etmekle Osmanlı Devleti’nin kanunlarını ve düzenini ve memleketin asayişini bozmak için yalan dolanla dolu haberler yayarak halkı kargaşaya sürüklemişlerdir. Memlekette fitne yaratmaya çalıştıkları meydana çıkıp gerçeklik kazanan bu kişiler ile onlara yardım edenler asi olup, bir an önce dağılmaları hakkında çıkan padişah fermanından sonra da inat ve fesatlarında ısrar ederlerse, onların kötülüklerinden memleketi temizlemek ve halkı onların zararlarından kurtarmak vacip olup, katlolunmaları meşru ve farz olur mu? Cevap: ‘Her şeyi bilen, Yüce Allah’tır.’ Olur!” Dürrizade’nin fetvasında bu yazılanlar ve devamındaki diğer sorucevaplara karşılık Milli Mücadele’nin destekçilerinden Ankara Müftüsü Börekçizade Rifat Efendi’nin hazırladığı ve pek çok kişinin altına imza attığı karşı fetvada ise cevabi nitelikte şu cümleler yer alıyordu (sadeleştirilmiş olarak): “Dünya düzenini temin eden İslam halifesinin halifelik ve saltanatının merkezi İstanbul, İslam hükümdarının rızası dışında, İslam düşmanı devletler tarafından işgal edilerek, İslam askerlerinin silahları ellerinden alınmış ve bir bölümü haksız yere şehit edilmiş, halifelik merkezini koruyan bütün istihkamlar, kaleler, savaş araçları zapt edilmiş ve resmi devlet işlerini yürütüp İslam ordusunu donatmakla görevli olan Babıali’ye ve Harbiye Nezareti’ne el konmuştur. Bu suretle halife, milletin gerçek menfaati uğrunda gereken tedbirleri almaktan alıkonulmuştur. Sıkıyönetim ilan edilip sıkıyönetim mahkemeleri kurulmuş, İngiliz kanunlarının uyguladığı kararlar verilmek suretiyle halifenin yargı haklarına karışılmıştır. Yine halifenin rızası olmadan Osmanlı topraklarından İzmir, Adana, Maraş, Antep ve Urfa’ya saldırıp oralardaki gayrimüslim Osmanlı unsurlarla el ele vererek Müslümanları toptan yok etmeye, mallarını yağmalamaya, kadınlarına tecavüze ve Müslüman halkın bütün mukaddes inançlarına hakarete kalkışmışlardır. Yukarıda anlatılan biçimde davranışlara ve esarete uğrayan halifelerini kurtarmak için ellerinden geleni yapmaları bütün Müslümanlar için farz olur mu? Cevap: ‘Her şeyi bilen, Yüce Allah’tır.’ Olur!” Üstte Ankara Müftüsü Börekçizade Rifat Efendi. Altta Meclis üyeleri, halkla birlikte Ramazan Bayramı’nda vatanın kurtuluşu için dua ediyor (18 Haziran 1920). 138
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle