Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yabancı Devletlerin Gözünde Ankara A nkara’da yaşanan gelişmeler İtilaf Devletleri tarafından dikkatle izleniyor, yüksek komiserler ve diğer siyasi görevlilerin raporlarıyla birlikte, istihbarat servisleri Ankara’daki ajanları aracılığıyla meclis çalışmaları hakkında bilgi toplayıp bunları hükümetlerine iletiyordu. yatmaya çalışanlara karşı milletin direnme hakkı vardır. Amiral Robeck de 22 Mayıs günü İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği gizli yazıda, milliyetçilerin Anadolu’da bir padişah vekili atamayı düşündüklerini, ancak sonra bundan vazgeçtiklerini söylüyordu. Robeck’e göre bu kişiler padişahın baskı altında olduğunu, düşmanları olan İtilaf Devletleri’nin padişah ile halifenin görevini ayırma niyeti taşıdıklarını öne sürüyorlardı. Çözüm önerileri ise padişahın kişiliğinde toplanmış tüm yetkileri Büyük Millet Meclisi’nin üstlenmesiydi. Milli akımın liderleri sorumluluk ve görev alanlarını tayin edecek sözde yasalar yaratmayı amaçlıyorlardı. Aynı raporun ekindeki bir diğer gizli raporda da, Mustafa Kemal’in toplantılarda padişahsız bir yönetim kurma gereğine değindiği bildiriliyordu. İtilaf Devletleri temsilcileri, Meclis’in kuruluş döneminde yayınlanan bildirileri de yakından takip ediyorlardı. Lord Curzon’un eline ulaşan bir raporda, Mus tafa Kemal’in baskı altında bulunan İstanbul’dan gelen emirlerin kabul edilmeyeceğini ve halkın kendi haklarını savunup onurlu bir barış için mücadele edeceğini bildiren cümleleri “açıktan açığa padişaha isyan” olarak değerlendiriliyordu. Mustafa Kemal’in İslam dünyasına Büyük Millet Meclisi’nin hedeflerini açıkladığı bildirisi de bir ajan tarafından temin edilip İngilizce’ye çevrilmiş ve Robeck tarafından gizli bir yazıyla Lord Curzon’a gönderilmişti. Söz konusu bildiride İngilizlerce satın alınan hainlerin halifeye isyan başlatıldığı söylentilerini yaydığı belirtiliyor, oysa Kuvayı Milliye milislerinin amaçlarının İzmir, Adana, Maraş, Urfa, Antep ve imparatorluğun diğer bölgelerini ordularıyla işgal etmiş olan din düşmanlarını kovmak ve padişaha saygınlığını iade etmek olduğu, milletin temsilcilerinin halifeye karşı bir isyan niyeti gütmediği açıklanıyordu. İngiliz Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden HeathcoteSmith, vatanseverlerin zekiAnkara’da Meclis binası. İngiliz hükümeti, Ankara’da kurulan Meclis ile ilgili ilk bilgilere İstanbul’dan başkomutan Milne’in 6 Mayıs günü gönderdiği gizli raporla ulaştı. Bu raporda Meclis’in açılışı hakkında ayrıntılı bilgiler veriliyor, adı “Meclisi Kebiri Milli” (Büyük Millet Meclisi) olarak saptanan bu teşkilatın şu kararları aldığı bildiriliyordu: İstanbul’un işgali sona ermelidir; Fransız, Yunan ve İtalyanlar Adana, İzmir ve Antalya’dan çekilmelidir; sakinlerinin çoğunluğu Türk olan bölgeler Osmanlı yönetiminin doğrudan denetiminde bulunmalıdır; 1914’te Osmanlı yönetiminde olup şimdi işgal edilmiş bölgelerde halk oylaması yapılmalıdır; bu ilkeleri kapsamayan bir barış anlaşması kabul edilmeyecektir; kabul edilmeyecek barışın koşullarını zorla da 139