Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİYASET84 undan bir süre önce Moskova'nın, her Ben büyükakademik yayınların bulundualanda ğu ve en iyi kitapçılanndan biile rekabet etme yeteneği üzerindeki etkileri ne olacak? Sovyet sistemiyle tarnnın pek iyi yürüınediği biliniyor. Sovyet sisteminin enformasyon çağına da pek uygun düşmediği zamanla ortaya çıkabilir. Bu durumda Sovyetler'in gelecekte dünyanın ikinci süper devleti olına iddiasını korumaları gittikçe güçleşebilir. Ekonomik güç bakımından Japonya şimdiden Sovyetler'i üçüncü sıraya itmekte. Bugün Sovyetler'i ABD ile aynı düzeyde tutan yalnızca askeri güçleri. Sovyetler'in sorunları uluslararası bilgisayar endüstrisinin evrimiyle giderek büyümekte. lan her mikrobilgisayar potansiyel bir matbaadır. Oysa Sovyetler Birliği'nde kişilerin baskı makinelerine, hatta fotokopi makinelerine sahip olmaları yasaktır. Bir mikrobilgisayar ise bir gece çalışarak herhangi bir belgenin istediğiniz kadar kopyasını basabilir. 1960'larda Sovyetler Birliği'nde rejim aleyhtarlarının daktilolar ve karbon kağıtlarıyla ne büyük güçlükler içinde çalıştıkları hatırlanacak olursa, yeni teknolojilerin bu açıdan taşıdığı önem anlaşılır. Polonya'da Dayanışma hareketinin resmi dairelerdeki bilgisayarlardan siyasal bildirilerini basmak için yararlanması geleceğe dönük bir işaret olarak görülebilir. Dayanışma hareketinin yararlandığı bilgisayarlar, disket değil teyp kullanan, merlemler i kayda geçirecek bir merkezi bilgisayara bağlanmasının zorunlu tutulmasıdır. Böylelikle Sovyet yurttaşlannın Wlgisayarlarla yaptıkları bütün işlemlerin kayıtları güvenlik görevlilerinin eline bulunur; zafer "Büyük Birader"in olur. Kuşkusuz, Sovyet yetkililerinin bu tür önlemleri uygulayacak teknolojik olanakları bulunuyor ve bunu şimdiden yapıyorlar. Şimdi uygulanan yöntem uyarınca bütün bilgisayarların kurumlarda bulundurulması ve denetlenmesi gerekiyor. Ancak Sovyet yetkilileri belki de şu hususların yeterince farkında değiller: Bilgisayar kültürünün gelişmcsini kısıtlayarak, gençler arasında bilgisayar okur yazarlığının yaygınlaşmasını sınırlandırarak, bilgisayarların kitle halinde üretilmesinin sağladığı mali üstünlüklerden yararlanma olanağından vazgeçerek ve bu şekilde kendilerini gerçek bir "enformasyon toplumu" olma yolunda ilerleyen Batı toplumlarının gerisinden gitmeye mâhkum ederek büyük bir bedel ödüyor olmaları. ö t e yandan Sovyet yetkilileri, akıllı bir gencin günün birinde kurdukları denetimi alt edemeyeceğinden hiçbir zaman emin olamazlar. Eğer Amerikan yetkilileri merkezi bilgi bankalarına "sızan" liseli gençlerden şikâyctçi iseler; Sovyet yetkilileri de çalışmalarını denetleyen merkezi bilgisayarın dcnetimınden kurtulmayı başarabilecek teknoloji enstitüsü öğrencisinden endişelenmek durumundalar. ÇünkU, işin kötüsü, bunu başaracak olanların geride hiç iz bırakmayacağı da kesin. rindeydim. Mağazanın "Sibernetik ve Bilgisayar" bölümündeki raflar bilgisayarların yapımı ve programlanması üzerinc kitaplarla tıka basa doluydu. Hepsi Rusça olan kitapların yazarları ABD dahil çok çeşitli ülkelerdendi. Mağazada sergilenen kitaplar gerçekten etkileyiciydi ve daha da çarpıcı olan, tezgâhların önündc yer bulmaya çalışan alıcıların gösterdiği büyük hevesti. Kalabalığa karışarak Sovyet yazarlarının yazdığı kitaplardan birkaç tane seçtim. Kitapların biri, Sovyetler Birliği'nin bilgisayar yapımında Batı ülkelerine hızla yetişmekte olduğunu iddia ediyor; diğerleri bilgisayarların Sovyet ekonomik sistemini "bilimsel ve teknolojik devrim" temelinde nasıl modernleştirdiklerini ve dönüşüme uğrattıklarını anlatıyordu. Sovyetler bilgisayarların önemini kavrıyor; 25 yıldan beri bunu kabul etmiş bulunuyorlar. Ancak bilgisayarları gündelik hayata uygulamada başarısız kaldılar vc şimdi bilgisayarların pratik gücünden yararlanmada Batı ülkelerinin çok gerisindeler. Fakat geri kalmak ilgisiz olmakla karıştırılmamalı. Sovyetler Birliği yıllardan beri çoğu teorik analizlere dayanan bir bilgisayar salgını yaşıyor. Popüler dergi ve kitaplarda sibernetikten tam olarak yararlanma, komünizmin ilerlemesi ve devrimin tamamlanması olarak sunuluyor. Sovyetler Birliği'ne on yıl önce yaptığım bir gezide, ekonominin denetlenmesi amacıyla tüm ülkenin nasıl dev bir bilgisayar ağıyla birbirine bağlanacağını gösteren haritalar görmüştüm. Beni ağırlayanlar, merkezden planlanan sosyalist bir ekonomiye sahip Sovyetler Birliği'nin, ekonomik faaliyetlerde eşgüdümün olmadığı ve anarşinin hüküm sürdüğü kapitalist toplumlara nazaran modern bilgisayarlardan daha fazla yarar sağlayabileceğini söylemişlerdi. Şimdiyse Sovyetler'in bilgisayarlara karşı tavrı hızla değişmekte. Bugün bilgisayarların Sovyet sistemi için biçilmiş kaftan niteliğinde bir teknolojik sistem olmaktan çok, Sovyet devletinin haberleşmenin devlet denetiminde olması ve önemli bilgilerin gizli tutulması gibi bazı temel ilkelerini tehdit ettikleri gittikçe açıklık kazanıyor. s ovyetler Birliği, bilgisayarların hâkim olduğu dunyanın gitgide daha çok gerisinde kalarak ve şimdiden geri olan ekonomisiyle, dunyanın iki süper devletinden biri olma niteliğini koruyabilecek mi? ABD'nin ünlü Massachussetts Teknoloji Enstitüsü'nde bilim tarihi profesörü ve Sovyet bilim ve teknolojisi uzmanı Loren Graham'ın bu ilginç soruyu tartışan bir yazısını, Guardian Weekly'nin 15 Nisan 1984 tarihli sayısından aktarıyoruz. Kremlin'deki Büyük Birader bilgisayar tehdidi altuıda Merkezden planlanan ekonomileri sayesinde bilgisayarlardan Batıya göre çok daha fazla verim sağlayacaklarını savunan Sovyet yöneticileri şimdi "kişisel bilgisayarlar "ı sistemlerine nasıl uyduracaklarını düşünüyorlar. Bilgisayarların gelişiminin ilk evresinde ana vurgu, kurumlar tarafından denetlenen ve en çok mcrkezi işlevlere uygun türde büyük bilgisayarlar üzerindeydi. Sovyet ideolojisi ve nıerkezi planlama açısından bu evrede bilgisayarlar cazip görünüyordu. Şimdiyse mikro ve kişisel bilgisayarlar öyle büyük bir hızla geliştiriliyor ki, bunlar kapasite açısından kendilerinden birkaç yıl önce gelen atalanyla yarışmaya başladılar bile. Öte yandan, küçiik masa bilgisayarlarının kapasitesi, gerektiğindc merkezi bilgisayarlara bağlanarak çok büyük ölçüde arttırılabiliyor. BilgisaYarların birçok alanda en ctkin kullanımının merkeziyetçi olmayan sistemleıle gerçekleştiği giderek anlaşıltnakta. Merkeziyetçi olmayan sistemlerle bilgisayarlar, basit işler için yerel düzeyde ya da daha büyük kapasite veya nıerkezi bilgi bankalarıyla ilişki kurulması gereken durumlarda daha büyük bir sistemle bağlantılı olarak kullanılabiliyor. Bir baskı makinesi ile bağlantısı kurukezden denetimli, evlerde bulundurulamayan cinsten, şimdi modası geçmiş bilgasayarlardandı. Acaba Kremlin bu tip olayların çok daha büyük ölçüde tekrarlanması tehlikesini göze almadan, Sovyet yurttaşlarının kişisel bilgisayarlara sahip olmalarına izin verebilir mi? Teknik güçlükler Batı'da bütün iyi satıcıların sağladığı teknik danışma, bakım ve yedek parça hizmetleri Sovyetler Birliği'nde oldukça kötü bir düzeyde. Oysa bilgisayarlara o denli karmaşık sistemler ki, onları yardımsever satıcılar olmadan çalıştırmak ve bakımdan geçirmek başa çıkılmaz bir sorun olabiliyor. Her bilgisayar uzmanınca bilinen bir kural da "ne verirsen onu alırsın" kuralıdır. Yani hiçbir bilgisayar, ona yüklenen bilgiler kötü nitelikli veya yetersizse iyi ürün vermez. Bazı iktisatçılar ekonominin merkezden planlanmasının teorik olarak mümkün olmadıgını ileri sürüyor. Ancak, bunun mümkün olduğunu savunanlar bile, merkezi planlamanın doğru bilgilere dayanmasının zorunlu olduğu gorüşünde. Oysa Sovyetler Birliği'nde mevcut ekonomik, demografik ve sosyolojik veriler eksik ve yetersiz. Sosyal planlama için çok gerekli bazı veriler, elde edilebilse hayli utandırıcı olurdu. örneğin saglık planlaması için gerekli olan çocuk ölütn oranları 1975'ten beri yayınlanmadı. Tahıl üretimine ilişkin veriler 1981'den beri bir devlet sırrı. Bütün bunlar Sovyetler'in bilgisayar devrimine uymada bir hayli güçlükle karşılaşacağını gösteriyor. Bilgisayar sistemlerine sahip olma ve uluslararası haberieşme ağlarıyla bağlantı kurma olanakları Sovyet yurttaşlarına tanınmayacak. Bu nedenle Sovyetler'in bilgisayarların Batı'daki gelişme hızına ve gittikçe genişleyen bilgi alışverişine ayak uydurmaları güç gözüküyor. Batı ülkeleri eğer, hepimizi yok edebilecek askeri teknolojiyi denetiın altına alarak zaman kazanırsa, şimdi toplumun en aşağı düzeyine yani bireye kadar inmiş olan sivil bilgisayar teknolojisi, bilgiyi dcnetleme gereğini duymayan toplumlara gerçek bir üstünlük sağlayabilir. Bilgasayarların hâkim olduğu bir dilnyanın gittikçe gerisinde kalan ve şimdiden geri olan ekonomisi ile Sovyetler'in uluslararası stütülerini koruyup koruyamayacağı Moskova'daki yöneticiler için hayli kaygı verici bir soru olmalı. Büyük Birader denetlenecek George Orvvell'ın 1984 romanında öne sürdüğü, modern teknolojinin devleti, yurttaşların her eylemini denetleyen bir "Büyük Birader"e dönüştüreceğine ilişkin görüşünün yanlış çıktığı anlaşılıyor. Yeni bilgisayarlar, büyük miktarlarda ve doğru veriler sağlamalarının yanı sıra, verilerin ademi merkeziyetçi bir biçimde kullanılmasını gerektiriyor. Bu nedenle "Büyük Birader"in yurttaşları değil, yurttaşların "Büyük Birader'M denetleyebilecekleri görülüyor. Milyonlarca Sovyet yurttaşının kendi bilgisayarına sahip olması, bunları her alanda kullanması, bu işlemler için gerekli siyasal, ekonomik ve sosyolojik verilerden yararlanması ve birbiriyle bağlantı kurması, devlet denetimini zaafa uğratmadan nasıl mümkün olabilir? Sovyet yurttaşlarının bütün bunları Ba(ı ülkclcri yurttaşlarının şimdiden yaptıkları ölçüde yapabilmeleri, Sovyet devletinin niteliği değiştneksizin olanaklı değildir. Bu durumda ortaya bir soru çıkıyor: Sovyetler Birliği, üzerlerindeki denetimi yitirmeksizin yeni bilgisayarlardan yararlanmanın yolunu bulabilecek mi? Bu yeni teknolojiyi denetleyebilirse, bu denetimin Batı Denetim seçenekleri Sovyetler'in bu sorunu çözmek için bazı seçenekleri var. Bunun bir yolu, tıpkı fotokopi makineleri gibi kişisel bilgisayarların da resmi kurunılarda bulundurulması ve devlet görevlileri tarafından denetlenmesi. Mikrobilgisayarların evlerde bulundurulmasına izin verilccek olursa, yanlarında baskı gereçlerinin (printerlerin) bulundurulmasına izin verilmeyebilir. Baskı isteyenlerin disketlerini bir devlet kurumuna götiirmeleri istenebilir. O zaman basım denetim altında tutulabilir. Nihayet, bir başka seçenek de bütün mikrobilgisayarların, yapılan her türlü iş