Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Güreş minderinde judo A H M E T Y A Z I C I C SPOR JUDO OCAK SALI G Hırs, azim, disiplin udo Ulusal Takımı’nın antrenörü Haldun Efemgil yeterli desteği göremediklerinden yakınarak, “Başarıya giden yolda disiplinli olmak ve çok çalışmak yatıyor. Ancak ülkemizde judonun ne olduğu bile bilinmiyor. Başarı için sporcuların eğitimli olması da önemli. Judonun okullarda branş eğitimi olarak verilmesi bile gündeme gelebilir. Belli bir jenerasyonu bitirdik çalışmalarımız devam ediyor. Kısa zaman içinde dünyada ve Avrupa’da söz sahibi olacağız” diye konuştu. Kısa zamanda önemli başarılar elde eden, liselerarası Türkiye şampiyonu, Ümitler Balkan Şampiyonası’nda üçüncülük, Yıldızlar Dünya Şampiyonası ve Avrupa Şampiyonası’nda ise ikincilik elde eden genç yetenek Feyyaz Yazıcı ise başarısını aşırı disiplin, hırs, çalışma, beslenme ve mütevazılığa bağlarken, “Ancak biliyorum ki hep başarılı olmalıyım, yoksa bu ilgi olmaz. Hedeflerime ulaşana kadar her şampiyonluk sonrası ‘Yeni başladım’ diyorum. Ancak bu şekilde hedeflerime ulaşıcağıma inanıyorum. Bir olimpiyat şampiyonuyla aynı salonda çalışmak beni kamçılıyor. İngiltere’de 2012 yılında yapılacak olimpiyadlarda şampiyon olacağıma inanıyorum” ifadelerini kullandı. J ünümüzde spor sadece söz konusu branşta elde edilen başarılar anlamını taşımıyor. Bunun yanında ülke tanıtımının sağlanması açısından da son derece önemli bir işlev üstleniyor. Başarılar sadece bir gurur kaynağı olmasının ötesinde paha biçilemeyecek bir reklam aracı aynı zamanda. Bunun en somut örneklerinden biri de judoda ilk ve tek olimpiyad şampiyonu olan ve adını spor tarihine altın harflerle yazdıran Hüseyin Özkan. İstanbul Büyükşehir Belediyesi sporcusu olan Özkan, elde ettiği başarıya karşın mütevazılığı elden bırakmayarak, “Ne yazık ki hâlâ güreş minderlerinde judo yapılıyor. Gerekli ekonomik destek de olmadığı için judo gelişemiyor” dedi. Türkiye’nin takım olarak çok arkadan geldiğini belirten Özkan, “Judo Avrupa’da çok popüler olmasına karşın Türkiye’de yeteri kadar ilgi görmüyor. Gerekli ilginin sağlanması için reklamının yapılması şart” diye konuştu. Judoya 10 yaşında Çeçenistan’da başladığını belirten Özkan, “Burada nasıl çocuklar futbol oynamaya gidiyorsa, orada aynı ilgi judoya karşı var. Judo orada çok popüler. 13 yıldır Türkiye’deyim, değişen hiçbir şey yok. Örnek verecek olursak hala güreş minderlerinde judo yapıyoruz. Her salonda Avrupa standartlarında minder olması gerekli. Bodrum katlarda, en soğuk yerlerde çalışılıyor. Böyle şartlarda judodan nasıl bir başarı bekleyebiliriz? Ancak, her zaman güreşin arkasında kalıyoruz. Judoya aynı oranda destek verilmiyor” diye konuştu. Judoya gerekli ekonomik desteğin verilmediğinin altını çizen Özkan, “Çocukların judo yapabilmesi için iyi beslenmeleri gerekli. Ancak, ekonomik katkı olmadığı için sporcular judoyu bırakıyor. Bırakmasalar bile aklında sorunlar oluyor. İstediğiniz kadar kamp düzenleyin sporcu kendini antrenmana konsantre edemiyor. Ancak para yardımı olsa eminim ki çok daha büyük başarılar gelecek. Kulübümüzde bile güreş daha önde. Judo arka planda kalıyor” ifadesini kullandı. Türkiye’de alınan başarıların kendisi için önemli olmadığını söyleyen Özkan, “Avrupa, dünya şampiyonaları ve olimpiyadlardaki başarılar çok daha önemli. O platformlarda bayrağımızı göklere yükseltmek, İstiklal Marşı’mızın okunmasını sağlamak her şeyin üstünde. 75 milyonluk bir ülke olarak olimpiyadlarda 5 ya da 6 madalya alabiliyoruz. 2 milyon nüfusla bizden daha fazla madalya alan ülkeler var” açıklamasını yaptı. Bir gün olimpiyat şampiyonu olacağına her zaman inandığını kaydeden Özkan, “Mutlaka önünüze koyacağınız bir hedefiniz olmalı.Bunu başarmak için de çok çalışmalısınız. Olimpiyat şampiyonu olduktan sonra ekonomik anlamda destek buldum. Halk, Bakanlar, Başbakan tarafından tanındım. Olimpiyad finalinde karşılaştığım rakibim, daha önce Dünya Şampiyonası’nda beni yenerek şampiyon olmuştu. Olimpiyadda da ben onu yenerek şampiyon oldum ve bir anlamda rövanşı aldım. Ancak karşılaşmaya çıkmadan önce hakemlerin onların yanında olacağını biliyordum. İpon (tuş) yapamasaydım şampiyon olamayacağımı biliyordum. Bunun bilincinde maça çıktım ve elimden gelen her şeyi yaptım” dedi. Federasyonun kendilerine gerekli desteği vermemesinden yakınan Özkan, “Eksiklikler var. Kulüp başkanımız federasyona oranla daha çok destek oluyor. Verilen vaadlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. Böylelikle judo daha popüler bir hal alacak. Türkiye’de judo sistematik olarak ele alınmıyor. Judoyu kalkındırmak ve sistem kurmak gerekli. Kulübümden ve ulusal takımdan antrenörlük teklifi aldım. İstediğim ortam hazırlanırsa ben her zaman varım” diye konuştu. 22