Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 YAZI: DENİZ DURUKAN FOTOĞRAF: VEDAT ARIK kay Temiz, caz müziğine tutkun bir sanatçı. Geleneksel Türk müziği ve Türk folklor motiflerini caz müziği üe birleştirerekkendineözgün çalışmalaraimza attı. Çocuklar ve yetişkinler için açtığı ritim atölyesinde ritim duygusunuvermeyeçalışıyor.Onagöre ritim; insanlara zamanlamayı, çevremizde gördüğümüz ritmi ve temposu bozuk olan şeylerin daha kolay algdanmasını sağlıyor. Ritim şük de olsa bu çalışma sistemiyle Türkiye'nin en iyi trompet çilerinden biri olabilir. Ama herkes caz müzisyeni olamaz, doğaçlama yapamaz. Işte biz de caz çalınca, o katı eğitimden dolayı çıkarıldık. Vurtnalı çalgılara yönelmenizde diiğünlerin etkisi var mı ? Davulu kendim seçmedim. Konservatuvarda trompet istiyordum, beni davula yönlendirdiler. Dişlerime baktılar, olmaz dediler. Oysaki dünyada dişsiz trompetçiler, saksofoncular bilevar. Beraberçalıştığım Don Cherry'nin son zamanlan dişsizdir. Bu saçmalıklardan dolayı larda çaldım. Konservatuvardan kovulunca sanat okuluna yazıldım. Kendi davulumu kendim yaptım. Her müzisyen bir siire sonra çaldığı enstrümanla özdeşleşiyor. Sizde böyle bir durum oldu mu? Ya da kendi enstrütnanınızı yapmanızda bunıın etkisi var mı ? Yok, bu tamamen şahsi araştırmamla ilgili bir şey. Bir deelim çok yatkındı bu tip işlere. Sanat mektebine gi tmenı, eye, testere gibi aletleri tanımamı sağladı. Teknik resim okudum ve herhangi bir alet yapacak kadar da bütün bilgilere sahip oldum. Gerçi çocukluğum da mokalite geti riyor. Herkes seninle çalmak istiyor. Senelerceritimciler geri plana atıldı, ama şimdi davulcular, özellikle iyi davulcular grupta lider durumunda. Giriş çıkışları, müzik içersindeki ikazları, atmosferi bazen heyecanlandırma, bazen yumuşatma özellikleri... Bütün bu atmosferi hazırlayan arkadaki ritimdir. Ayrıca bu insanın yaşam şekliyle, aileden aldığı kültürle, ülkesiyle de ilgili. Örneğin bazı ülkelerin davulculan hırçın, bazıları da yumuşak çalar. insanın kişiliği çaldığıenstrümanahemenyansır. Riy a, hata kendini hemen belli eder. CUMHURÎYET DE "Konservatuvard, kovulunca san okuluna yazıldım. San mektebine gitmem, e | testere gİbi aletlt tanımamı sağla< Teknik resim okudu ve kendi davulun kendim yaptım duygusu hayatı algılamada, kendimizi keşfetmede önemli. Ankara Devlet Konservatuvannda kısa bir siire okumuş, sonra aynlmak zorunda kalmışsınız. Konservatuvarın ilk yılı önemlidir. Palazlanmış olan üç dört senelik öğrenciler caz çalıyordu. Bense ilk sene caz çalmaya başlamıştım. Klasik müzikte belli kalıplar vardır; sistem çokkatıdır, doğaçlama da olmadığı için günde dokuz, on saat çalışmak zorunda kalırsın. Diyelim Kayseri'den, Erzincan'dan hiç müzik bilmeden gelen bir genç, genel kültürü, sosyal durumu dü trompete giremedim. Meğerse trompet bölümünde yer yokmuş. Kontrbas istedim; boyun kısa dediler, trombon olmaz dediler. Bir de insanı rencide ediyorlar. Fiziksel özelliklerinden dolayı giremediğini sanıyorsun. Biri geldi, ellerime baktı, seni davulcu yapalım dedi. Çok kızdım, kendimi odaya kapadım, saatlerce, günlerce, aylarca, günde en az sekiz saat olmak üzere çalıştım. Kızmca çalışırım böyle. Sonra davulu da sevdim. Daha doğrusu, işin içine caz girince sevdim. Bu arada düğün salonlan dönemim başladı. Birkaç devreora tor ve makinelerin arasında geçmişti. Elektronik aletler yapmıştım. Başkasında gördüğüm bir şeyi hemen yapardım, gidip mağazadan almazdım. Onları bir çocuk gibi saklar, bakımını yapardım. Çaldığınız enstrümanın, davulun diğer enstriimanlardan farkı ne? Enstrümanın kişiliği var mı ? Ritim işin anası, obozulduğu zaman bütün grubu bozarsın. Davulcunun sorumluluk duygusunun yüksek olması gerekir. Bu davulcularda stres yaratıyor. Ama tecrübe, zamanla bu stresi yeniyor. Bu tecrübe aynı zamanda insana Hangi ülkelerin davulculan hırçın çalıyor? Avrupa ve Balkan ülkeleri, Japon, Çin, Güney Amerikahlar hırçın çalar. Bunlar yaşam şekilleriyle ilgili şeyler. Afrikalı bir davulcunun çalışında yumuşaklık, sürat, mana, estetik vardır.Hintli davulcu yumuşak, yerigelince çokhızlıdır. Japonlar, Çinlilerhırçındır. Stresli ve agresif çalış şekilleri vardır. Türkiye'deki davulcular nasıl? Hırçın çahyorlar. Yaşam şeklinin dışında, genlerle de ilgili. Tabii Türkiye'deki her davulcu hırçındır diyemeyiz, yumuşak çalanlar da var. Çalan bütün arkadaşlarımc bilgi var, teknik var, ama yumuşaJ lık yok. Bu diğer enstrümanlar içı de böyle. Amerika'ya gittiğinizc yumuşaklıkla karşılaşırsınız. O yı muşaklığı size yansıtan zencilerdj Danslarında, hareketlerinde bi swing denen rahatlık, elastikiyet, elastikiyetin içinde de bir hız h, lum. Ama bütün bunları yıllar soı ra kavrıyorsun. Yukarıda sözün ettiğim bütün bu değerler, iyi b dinleyicinin çok kısa bir dinlerr ile tüm konser boyu neler olacağıı kavramasına yeter. Ritim duygusunu öğrenmeni