Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bir an gelir SELÇUK EREZ odrum 'u konu edinen bir kitap için malzeme arıyordum: Gülriz Sururi, "Kıldan Ince, Kılıçtan Keskince" başlıklı kitabını yazmıştı; çok yetenekli bir oyuncu olarak bellemiş olduğum bu kızın kitabında Bodrumlu'nun ruhunu en iyi yansıtan bir bölüm bulunca şaşırdım. Gülriz, aynı zamanda yaman bir yazardı: Halikarnas Balıkçısı'nın cenazesini anlatıyordu: Bodrum'a dört kilometre kala vardıkJarı " Yokuş Başı"nda nefes aldılar ilk kez... Çünkü orada kaymakam, savcı, emniyet amiri, öğretmenler, tüm özel araba sahipleri arabalarıyla, taksi şoförleri taksıleriyle, bisikletliler bisikletleriyle düzenlı bir konvoy halinde kornalarını ^alarak karşıladılar. Halikarnas BahkçısıCevatŞakir'i... ArabalarardınadüştülerBalıkçrnın;kornalarını, sirenlerini çalıyorlardı artık susmamacasına... Bin kere anlattığı, bin kereyaşadığı denizlere doğru yol alıyordu Balıkçı... Bodrum'a girdiğimde birden başka bir yere geldiğimi, sandım. Ogüne kadar görmediğim insanlaryolların iki yanına sıralanmıştı. Ancak bir cenaze geçecek kadar dar olan beyaz Bodrum sokakları, ince siyah çizgili beyaz futalarını örtünmüş yaşlı kadınlarla dol muştu..." Doğan Kitapçılık, bu yıl önce Gülriz'in bu kitabını, ardından da "Bir an gelir" adlı yeni kitabını da bastı. Bodrum'dan başlamış: "Bodrum'sa Bodrum, tatilse tatil, doğaysa doğa.Ben tiyatrocuyum. Hayatımdaki öteki her şeyden keyif alıp, tadına varabilmem için sahnede olmam, başka kimliklere bürünmem, izleyicımle buluşmam gerek" diyorbukitabınbaşında.Sonra, 1980'den bu tarafi anlatıyor. Edith PiaPı oynadığı " Kaldırım Serçesi" oyununu, S«lim fleri'yi, "Kabare" oyununu, Engin'le boşanıp boşanamamalannı anlatmış. "Bir an gelir" tiyatrotarihimizinaraştırmacılarına zengin bir kaynak oluşturuyor: Açık kalplilikle, boyamadan, saklamadan açıkça anlatılan bu "gelmişgeçmişler" sürükleyici vekolayokunuyor. Haldun Taner'i, Abdi Ipekçi'yi anlattığı bölümler de yarın bu insanlar konusunda kitap yazacaklar için önemli bilgiler içermekte... " Hulki Bey ve arkadaşları" yazarı YigitOlcur.Boğaziçi Üniversitesi'nde Ingiliz Edebiyatı hocası Oy a Başak, Ayşe Kuiin, Ayma ve Ozer Kabaş, Zeynep Oral gibi devrin ebediyatçılan, tiyatroseverlen de var burda. Okudukça Gülriz'in, bu çok iyi bir tiyatro oyuncusunun neden aynı zamanda bu kadar iyi yazdığını anlamaya çalışıyorum : Biraz bu kitaptan, biraz da Gülriz'i son ydlarda daha yakından tanıdığımdan sorunıı çözümlüyorum: Bir insanda zekâ kat sayısı böylesine yüksek olduğunda olur bunlar. MedicalChannel'datıbbihatalar konusunda bir program sunuyoruz: Ele aldığımız konulardan biri, anaatardamarı anevrizma (= balon) yapıp patlayan bir hastanın teşhisinin gecikmesi ve bu gecikmenin yol açtığı elim sonuç... Bu olayı sunarken aynı sorunu yaşamış ama bu çok tehlikeli hastalığı sağ salim atlatmış olan Engin Cezzar'ı da davet etmenin ilginç olacağını düşünüyoruz. Engin'in programda anlattıkları," Bir an gelir"dedevar: "Günlerden 15 Mayıs2000. Bu tarihi unutmama imkân yok.Engin üst katta bilgisayar öğrenmek üzere çahşıyor... Ben aşağıda çay hazırlıyorum. Yardımcı kızımız Naciye de üst kata bir şeyler götürüp getiriyor. Hemen yukarı çıkın. Engin Bey acele sizi isriyor, deyincefırladım üst kata. Engin kanepeye uzanmış alnı ter içinde... Birden fark ettim ki iki elimle üç şey yapmağa çalışıyorum: Sağ elimle Engin 'in nabzını saymaya, tek elle öteki işleri yapmaya çahşıyorum. Zafer Bursalı'ya telefon ediyorlar. "En yakın hastaneye götür!" diyor. Ambulans çağırması.AlmanHastanesi'ndegerekliorganizasyonu yapması, Engin'in aort anevrizması olduğunun anlaşılıp ameliyata alınması o kadar hızla gerçekleştiriliyor ki ülkemizdeki koşulları iyi bilenlerim iz şaşar. İn san, bu dramatik olayın aynntılarını Engin 'den ve Gülriz'den dinledikten sonra zamanı bu kadar akıllıca kullanıp gereğinde otoritesiyle, gereğinde yumuşakhğıyla ama daima zekâsıyla makus talihi bir kez daha yenmiş.olmayacaklarıolurkılmışbırinsanın yaşamöyküsünün asıl özünü kavrıyor: Gülriz'in kitapları dehşetli bir sanat tutkusunu, içtenliği, güzelliği, ama herşeyden önemlisi olaganüstü bir zekâyı yansıtıyor. • Karpov İstanbul'da SERTAÇ DALK1RAN piyat şampiyonluklarına ulaşacak güce saarpov'a Glasnost ile başlayan ekohiptir" dedı. I nomikçöküşvedağılmanınardınSatrancın okullarda ne şekilde ele alındıdan Rusya'da satrancın geleceği hakkında soru sordum. Kendisi şunlan söy ğı sorusuna ise "Satranç okullarda boş zamanlann değerlendirilmesi için kol faaliyeledi. ti şeklinde yürütülmektedir. Ancak geçen "Gorbaçov iyi niyetle başladığı değişim günlerde ilköğretim çağındaki belli bir yaş hareketini birdenbire tüm yörelerde uygugrubuna bunun ders olalamaya kalkışınca başarırak okutulabılmesi için sız oldu. Şu anda aynı taslak sunduk. Bu konu plan veprogramı Çin dahenüz kesinlık kazanmaha yavaş ve yörelerin gedı, karşılıklı göruşmelere lişimine göre uygulamaihtiyaçvar." ya koydu ve bu konuda Karpov'un dünya satbaşarılıbirgelişimsürerancındaki yeri hakkıncine girmiş bulunmakta. daki soruma ise: Evet §u anda eskisi gibi Sertaç Dalkıran ve Karpov... oyunculara devlet deste"Şu anda sekiz ayrı ülği yok ve bu konu için mutlaka artık sponkede Karpov Satranç Okulu açmış bulunusorlaraihtiyaçvar, ancak satranç Rusya'nın yorum, gelecekte seninle neden olmasın? gelenekselkonularındanbırisidirveailelerAyrıca ben sadece satrancın misyonerliği de çok yaygındır. Ayrıca s,u ana kadar bu ko üzerine çalışmalaryapmıyorum. nuda yetişmiş büyük insan gücü ve kalitesiUNICEF dünyadaki insan zekâsının geline sahiptir. Bu nedenlc zorlansa bile daha şimi üzerine çalışmalar yapmakta ve bu kouzun seneler Rusya satrançta dünya ve olim nudaki bilim kurulunun başına beni getir Kombinezon Goldstein Gluhavsky, SSCB 1965 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h Erüd K. Gheorgala, 1936 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h HAHI* miştir. Şu anda lYOD'un insan bedenindeki onemi ve hafızanın güçlendirilmesindeki yaraları üzerine dünyanın çeşitli tıp toplantılannda konferanslar veriyorum " dedi. Bugüne kadar bireysel ve takım olmak üzere tam 16 kez dünya şampiyonluğu unvanını kazanan rekorun sahibi son 1999 Dünya Şampiyonu Karpov'a teşekkür ederek, ilişkilerımizin gelecekte daha da artması dıleğinde bulundum. O da aynı dilekleri yineledi. Daha sonra Kız Kulesi'nde akşam yemeğinegıdereksanatçıZeynep'inmuhte şem Napoliten, Opera, Ispanyol, Rum ve Türk Sanat Müzıği parçalarından oluşan repertuvarını dinledik. Kuşadası'nda Nilüfer'i çok beğenen Karpov bu genç konservatuvar öğrencisi Zeynep'i önce Ispanyol zannetti ve Türk olduğunu öğrenince büyük hayranlıkla kendisini izledi. Botla dönüşte Zeynep, Karpov ile aramıza oturup bızimle sohbet edince bundan büyük keyif aldı. Istanbul'a tekrar geldiğinde mutlaka yeniden kendisini dinlemek istediğini söy