03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 ACUSTOS 2001. SAYI 804 sonra bir saat poker oynar, sonra da bahçede yürüyüş yaparız. Ara sıra Madam Marcella'yladışarıçıkıpMaçka'da,Teşvikiye'de yemek yiyoruz. Gerçi, Istanbul artık çok gürültülü ve kalabalık. Şu kapkaççılardan ben de nasibimi aldım; Şişli 'nin göbeğinde çantamı alıp kaçtılar. tstanbul nasıl bu hale geldi, anlamak zor. Yaşlandık, sokağa çıkmaya korkar olduk." Oüzel hayat yaşamak! Istanbul'da doğup büyümüş ltalyan Katolikler'den Marcella Cazaretto, 82 yaşında. Bir sene dört ay önce gelmiş Lape Huzurevi'ne.Altıdilbiliyor.NotreDame de Sion'dan mezun. Çocuk doğurmamış ancak bakımlannı üstlendiği için kocasınınçocuklannı kendi çocuk lan,torunlarını kendi torunları olarak kabul ediyor. lkiyılOsmanlıBankası'nda,kırkbeşyıl Teşvikiye'deki Lübnan Konsolosluğu'nda çalıştıktan sonra yetmiş iki yaşında bırakmış iş hayatını. Yabancı uyruklulara sigorta hakkı, o, elli yaşındayken tanınmış.Şuandakocasındankalanaylıkla geçiniyor. "Maçka'da, dokuz odalı birevde yaşardık. Kocam öldükten bir ay sonra buray a yerleştim. Pazargünleri çocuklanm ve torunlarımla Teşvikiye, Arnavutköy veya Polonezköy'e yemeğe gidiyoruz. Fransa'da birablam var. Eskiden her sene, iki üç ay onun yanına, Fontaine Bleau'yagiderdim. Evleri,küçükşatolarıylaaristokratların oturduğu çok güzel bir yerdir. Herhalde, bundan sonra gidemem artık. YinedeAllah'aşükürlerolsun, çok güzel bir hayat yaşadım." Evinden taşınırken eşyasının bir kısmını yakınlarına dağıtmış, bir kısmını da satmış. Fotoğraf albümlerini sorduğumuzdahüzünlübirgülümsemeyayılıyor yüzüne, "Taşınırken yırtıpattımhepsini, nasıl olsa ben öldükten sonra hepsi çöpe gidecekti." 86 yaşındaki Augustino Suriyano, papaz olduğundan hiç evlenmemiş. Güney Italya kökenli Suriyano da, arkadaşları gibi Istanbul'da doğup büyümüş. 1954'ten 1980'e kadar şimdiki adı Özel Evrim Lisesi olan, Şişli'deki eski ttalyan llkokulu'ndamüdürlükyapmış. "Çok az çocuk vardı. Bakanlığa yazılar yazdım, 'hem ilkokul heın ortaokul olalım'diye.Üçyıl sonra olumlucevap geldi. Hıristiyan,Müslüman,Yahudiçocuklann sayısı arttı. Dahaçok çocuğaeğitim vermeyebaşladık. Ikinci Dünya Savaşı sırasında, Hitler' in zehirlettiği Alman Gencral Rommel ve IngilizMareşalMontgomery'ninbaşındabııIundukları.Mısır'dakiesırkampında üç yıl kalmış Bay Suriyano. O sıralar Mısır'da, Alman ordıısunun yenildiğı yerde, bir ltalyan okulunda öğretmenlik yapıyormuş. "Ekmekten satranç taşları yapar, şarap mayalardık. General Rommel yaptıklarımızıgördüğünde,'ltalyanlarınbu kadar beceriklı olduğıınubilmiyordum' demiştibirkeresinde." Lape'de kalanlann en genci 47 yaşındaki Cem Cizravi; kendini "Diyarbakırlı HırıstiyanTürk" olarak tanımlıyor. Yirmı yıl önce, babasının ölümü üzerine şizofrenliğiortayaçıkmış.LapeHastanesi''nin psikiyatri bölümünde bir süre tedavi gör Katerina Sebat gençlik yülarmda.. Sebat (sağda), Marcella Cazaretto ile... müş. Beş yıl önce, yanınapiyanosunuda alarak buraya yerleşmiş. "Babam, Bossa fabrikasında özdemir Sabancfylaçal'S'yonlu. Ozamanlardurumumuz iyiydi. Saint Benoit Lisesi'nden mezun olduktan sonra lngiltere Kraliyet Müzik Yüksekokulu'nda dört yıl piyano lisans eğitimi, daha sonra da Manchester School of Music'te özel piyano dersi aldım. On beş yıl önce TRT Radyosu'nda "Beethoven Sonat", "Cho pen Polonezler ve Mazurkalar" adlı programlaryaptım. Doktorlar artık pek iyi olmadığımı ve çalışamayacağımı söylüyorlar. Kanada'daki kızkardeşimin yolladığı parayla kalıyorum burada." Italyanca, Fransızca, Rumca, Ingilizce ve Türkçeyi rahatlıkla konuşabilen, 76 yaşındaki Maria Pavloviç, iki yıl önce gelmiş Lape'ye. Ancak yine de, buradaki arkadaşlanna anlata anlata bitirememiş tüm dünyada gezip gördüğü yerleri. "Kocam, Izmir'de tütün eksperiydi. Amerikalılarlaçalışmayabaşladı. Sonra bizi Afrika'da, o zamanlar lngilizlere ait Rodezya'ya» şimdiki adıyla Zimbabwe'ye gönderdiler. Orada zenci ve beyaz çiftçilere, tütünün nasıl ekildiğini öğretiyordu. 'Ingilizlergittikleri heryeri cennete çevirirler' diye boşuna dememişler. Yirmi y11 harika geçti. Daha sonra Pakistan'daki Tarbela Barajı inşaatında kocam personel müdürüydü. Zambia'da bir baraj, Keban ve Atatürk barajlan, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü... Kocam tüm bu işlerde çalışırken yanındaydım. Amerika, Almanya, Girit ve Siyam'da kaldık. Şimdi dünyanın her yerinden dostlarım var, hâlâ mektuplaşıyoruz." BirkızlarıolmuşPavloviççiftinin;hep Ingiliz okullarında okumuş. Adana'da NATO'nun lncirlik üssünden bir Amerikalı subayla evlenmiş, kocasının tayini üzerine birlikteAmerika'yayerleşmişler. "Kızımabıldiğimtümdilleriöğrettim, çok iyi bireğitinı aldı. Amerikan Hava Kuvvetleri'negirerekmuhasebemüdürü oldu. Kocam öldükten sonra on beş yıl kızım, damadım ve üç torunumla Amerika'da yaşadım. Buraya gelel i iki sene oldu. Masraflarımı kızımkarşılıyor." Akşam vakti, Şişli kalabalık tan geçilmiyor. Hava birazdan yağacak; nemin ağırlığı binmiş yorgun bedenlerin üstüne. Kimileri için "gün" yeni başlıyor, bu harala gürele onlar için devam edecek. Lape Huzurevi'nde, akşam yemeği yendi; az sonra poker partisi başlayacak. ^ yıldızatesmihaC« mynet.com DERGIDEN Merhaba, 17 Ağustos 1999'u izleyen günlerde bütün basın sürekli depremden söz ettik. Depremin felaketsiz de gelebileceğini yazdık çizdik. Binaların yapılmasında gösterilecek dikkatin önemini vurguladık. Olası Istanbul depremine dikkat çekmek için bilim adamları sayısız hesap kitap yaptılar ve "Evet, büyük bir deprem daha gelecek " dediler. Ancak gelecek depremlerde yaşanacakfelaketlerin önlenmesi için Türkiye 'nin düşünce ve yaşam biçimini değiştirmesi gerekiyordu. Yeni yapılacak binalardan harç, demir çalınmayacak, bina ancak sağlam zemine inşa edilecekti. Ne var ki sorun binalarla ve zeminle sımrh değildi. Türkiye 'nin işleyiş şeması ile doğrudan ilgiliydi. Kurulu düzen, bundan sonra gelecek depremlerde yine sayısız insanın yaşamını yitirmesi, sakat ve evsiz kalmasına göre planlanmıştı. Para böyle kazanılıyor, çark böyle dönüyordu. Deprem bölgesinde felakete uğrayanlar aylarca sokakta yaşadı. Baslarım sokmaları için yapılacak binaların tipi haftalarca tartışıldı. Geçici konutlar en çok yapanların işine yaradı. Deprem bölgesine bina yapmak için bekleyenler kalıcı konutlarm değil, yine eski usul para getirecek konutlarm peşine düştü. Depremin sorumlusu gibi içeri atılıp cezalandırılan bir iki müteahhit de cezaevinde bir süreyatıp tahliye edildiler. Bir şeyleri değiştirip dönüştürmeyi böylesine büyük bir felakette bile öğrenemedik. Biz yine de 17 Ağustos 'un yıldönümünde umut verici bir projeden söz etmeye karar verdik. Kapak konumuz, size baslangıcını da haber verdiğimiz MAY projesi ve Ahmet Turhan Altıner... Önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşmak üzere... CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSI BASIN VEYAYINCILIKAŞADINA BERİN NADİ • SORUMLU MUDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ. • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)51205051REKLAM: MEDYA C Altı dilbileıı, 82yu$ındaki Manella Cazaretto, tonııııı ve ııi$aıılt\ıyla birlikte. KAPAK FOTOĞRAFI: TUNÇ ÜNER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle