03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 AĞUSTOS 2001. SAYI 804 19 eski semti olan Alfama Kale'den Tajo Nehri'ne doğru inen dik bir yokuşa yaslanmış bir balıkçı mahallesi, tarihi Ortaçağ'a kadar gidiyor. St. George Kalesi depremden büyük zarar görmesine karşın, Alfama hafif atlatmış. Burasını da Tarlabaşf na benzetiyorlar ama, ben bu benzetmeye katılmakta zorlandım!.. St. George Kalesi'nden yürüyerek aşağı inerken geçtiğimiz bu semtin sokaklanndaikikişiyanyanazoryürüyor,karşılıklı iki evin pencerelerinden ellerini uzatan iki kişi el sıkışabilecek nerdeyse; biz görmedik ama belki de kızarttıkları sardalyalan buralardan birbirlerine ikram ediyorlar. Duvarlar Portekiz'de çok sık görülen renk renk çinilerle kaplı, balkonlar sardunya saksılarıyla dolu. Yokuşu inerken bizde Romahların yaptığı gürültülü sokak kavgalarına benzerbir mahalle kavgasına şahitolduk. Rehberimizinikihanımarasındaki konuşmaları dinledikten sonra bize anlattığına göre, kavga sokağa gerilen iplere çamaşır asma yüzünden çıkmış. dedikleri asansörle tepeye çıkıldığında, kentin doğu yansını seyretmek olası. Avrupa karasının en batı ucu olan Cabo da Roca'ya ormanlar ve yeşillikler arasından kıvrıla kıvrıla ulaştık, 140 metre yüksekliğinde bir kaya üzerinde resim çektirdik. Rehberimiz espri yaptı, açık havada New York'un bile görülebildiğini söyledi. CobadoRoca'dansonraLizbon'un25 km. kadar kuzeyinde,Hz. lsa'nınsonuğradığı yer olarak betimlenen ve Lord Byron'un cennetin bahçesi dediği, kışın gelmediği, çiçeklerin hiç bitmediği bir tepeye, Sintra'yaçıktık. Portekizlilerdag diyorlar ama, Sintra Dağı 'nın yüksekliği sadece 500 metre. Bulutlarçevremizdekitepelere inmiş, yağmur yağıyordu ama, içi dışı çinilerle süslügörebildiğimizsaraylar, köşkler ve villalardan adına layık bir yöre olduğu anlaşılıyordu. PalasioNacional de Pena, ikiz koni gibi yükselen bacalarıyla Palacio Nacional de Sintra vb... 18. yy'ın son yarısında, Lizbon'un en şaşalı devrinde, arabalar müzesinde gördüğümüz, her yanları altın yaldızlar vepınl pırıl kumaşlarla süslenmiş, karşısına geçip seyredebilecek kadar güzel arabaların ve cinsatlann olmasına karşın, zamanın asilleri o tepeye çıkabilmek için 15 km demiryolu döşemişİer. Trenin vagonlan da öyle süslüymüş; lokomotifleri şimdi elektrikli, yazın çalıştığı için göremedik. Arap ve Amerikalızenginlermülkediniyorlarmış bu yıllarda o ılıman iklimli yörede. Lizbon'a gidip de oraya uğramayanlar çok şey yitirdiklerini bilsinler! Fado, Portekiz'in dünyaca ünlü halk türküleri! Anlamı, kader! Portekiz kadınlarıeşlerinin,çocuklarbabalarınındenizdengelmesinibeklemişyıllarca! Onların hüzün, özlem, acı dolu yaşamlarını dile getiriyor butürküler! Fado'yu biz birakşam Sintra Dağı'nın eteğinde, Colores'te bir şarap mahzeninde, nefis Porto şarabı eşliğinde dinledik. Kimsede çıt yoktu, sözlerden bir şey anlamasak da müziğin ezgisi başımızı iki elimizin arasına alıp düşünceyedalmamızayetti. ^ 1415 'te tam 200 gemiy le Atlas Okyanusu'na açıliyorlar! Bartholome Dias'ın 1488'de açtığı yolda ilerleyen Vasco de Gama (14971499) Ümit Burnu'nu dolanarak Hindistan'a varan ilk Batılı; Seylan'daki Sumatra, Malacca'dakiTimorve Moluccas Adalan'ndaki ilk Batılılar; Çin'le ilk ticaret yapanlar; Kaptan Cook'tan iki yüzyıl önce Avustralya'yı ilk görenler; Güney Amerika'ya ilk ayak basanlarveBrezilya'yıilkkeşfedenlerhep onlar! Kristof Kolomb 1450'de Azor Adalan'ndanhareketleNevvfoundland'a aya"k basıyor, Greenland da Portekizlilerin oluyor. Yıl 1522, dünyayı denizyoluylailkdolaşanMagellandabirPortekizli; Osmanlıların da en güçlü dönemleri o yıllar,baharatyollarınıellerindetutuyorlar. Kavgabundançıkıyor, Portekizlilerle baş edebilmek için önce Aden'e, sonra Süveyş'te tersane kurmuşlar. Bir onlar . vuruyor,birbizimkiler. PiriReis'inbaşını yiyenler de onlar. Piri Reis yaşlı ve güçsüz müydü, gemileri fırtınaya mı tutulmuştu, korkup mukaçmıştı, yoksa Namık Kemal'in söylediği gibi rüşvet mi almıştı Portekizlilerden, bilinmiyor. Ama donanmayı bırakıp Kahire'ye gittiği bir gerçek. Kar^uni'nin emriy le orada başı vuruluyor. OsmanlılarAkdeniz'deatlarınıoynatmışlar ama, güney denizlerinde Portekizlerle pek baş edememişler gibi, baharat yolunu kaptırmışlar! Bu gezilerin önde gelen amacı kuşkusuzpara, altın, servet! Nitekim Portekiz bunların hepsini elde etmiş, Yeniçağ başlarında dünyanın en büyük müstemleke imparatorluğunu kurmuş, tonlarla kıymetlimadenvetaştaşınmışburalardanülkeye. lH.yy'ninilkyarısındaBrezilya'daki plantasyonlarla altın ve elmas madenlerinden gelen gelirle Lizbon Avrupa'nın en görkemli ve zengin başkenti olmuş. Bazı kaynaklar, Vasco de Gama'nın Mekke'dendönenHintlihacı dolu bir gemiyi içindekilerlebirlikteyaktığındansözediyor. Bu olay, bu seferlerin ardında ticaretten başka anıaçların da olabileceğini ister istemez insanın aklına getiriyor! Güç ve zenginlik getıren bu keşif yolculuklarının bir de acı dolu yanları var. 17. yy'debirrahip,denizinyuttuğuyüzlerce Portekizliy ı kastederek, "Tanrı Portekizlilere küçük bir ülke verdi ama, dünyayı daonlaramezaretti"demiş. Portekiz'in en meşhur şairlerinden Sa de M iranda da "bir kimyon kokusu için halkını yitiren krallık" diyor Portekiz için. Portekiz'inhepsi Lizbon'da olan daha bir dizi "en"leri var. Tajo Irmağı'ndan Sintra Dağlan'na doğru yükselen alçak tepelerin üzerini kurulmuş olan Lizbon'a kendileri Lızboa diyorlar, biraz Istanbul 'a benzediği söy leniyor. O da yedi tepe üzerine kurulmuş. Kral I.Jose'ninatüstünde heykelinin bulunduğu kentin merkezi olan en büyük meydanında, Praço do Comercio'da bindiğimiz tramvay, eskiden bizim tramvayların Bankalar Caddesi'ndenŞişhane'yetırmanırkençıkardığı seslergibi gacurgucur kentin ilk kurulduğutepeye, St. George Kalesi'nin yakınına kadarçıkıyor. Sonrasını dabiztabanvayla tırmandık. Tramvayın geçtiği sokaklar öy le dar ki, yayalar tramvay gelince ev kapılarınıngirintilerinesığınıyorlar. Kaleden kentin kuzeybatı yönünde büyük bir bölümünüseyretmekolası.Lizbon'unen Vasco de Gama'nın gemisL. Müthif deprem... Lizbon, Azor Adalan 'na doğru uzanan bir fay hattı üzerinde, Adapazan yöresi gibi depremler kenti pek rahat bırakmıyor anlaşılan. 1755 'te bir ayin günü, tüm halkın kiliselerde olduğu saatte meydana gelen depremde 90.000 kişi ölmüş,9000'e yakın bina yıkılmış. Depremden yalnız asillerletepelerdekibarakalardayaşayan fakir halk kurtulmuş. ölüm ve yıkımlann büyük olmasınınasılnedeni, Atlas Okyanusu'ndan gelen dev deprem dalgaları, tsunamilermiş. BugünLizbon'unenmodern semti olan Cidade Baixa'da taş taş üstünde kalmamış. Kral I. Jose, sonradan Pombal Markizi unvanını alan başbakanı Sebastio Jose de Carvalho'ya bu semti yeniden inşa etme görevini vermiş. Kont da ızgara sisteminde, birbirine paralel ve denizedik 10,bunlankesen birbirine paralel 8 caddedcn oluşan, oyıllarda Avrupa'nın en planlı kenti kabu) edilen bugünkü Cidade Baixa'y ı inşa etmiş. Baixa, denız kıyısından.IJose'ninatüzerindekiheyke Değirmenlerinden vazgeçmemifler. lininyükseldiğiComercioMeydanı'ndan, kafelerin, balıkçı ve şaraprestoranlarının bulunduğu, Lizbonlulann, turistlerin dinlenme alanı olan, Pombal Markızi'nin heykelinin de bulunduğu görkemli Rossio Meydam'na kadar uzanıyor. 1.5 km boyundaki Aveneue Liberta kentin en büyük Caddesi. Braix'adaki, Eiffel Kulesi'nin mimarı tarafından yapılan ve küçük Eiffel Dünyanın üçte ikisini onlar keşfetmiş. Ancak güç ve zenginlik getiren bu keşif yolculuklannın acı dolu bir yanı var. 17. yüzyılda bir rahip, keşifler sırasında denizin yuttuğu yüzlerce Portekizliyi şu sözcüklerle anlatmış: "Tann Portekizlilere küçük bir ülke verdi, ama dünyayı da onlara mezar etti..." Kader anlamına gelen klasik şarkılan olan "fado" belki de bu yüzden hep acı dolu... Akdeniz renklerinin hukim olduğu bir çiftlik...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle