24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkiye, Vizontele'deki Beledtye Başkanı rolüyle tanıdı onu. Oysaki o hep vardı. 26yüdır tiyatrodaydu Oynamadıgı rot neredeyse kalmamtştu Bugünlerde babalığın keyfini çıkanyor. 1. Sayfanın devamı taklidini yapayım mı?" dedi... Oysa ki o gün gülenler arasında o da vardı... "Doğrulan söyleyince mutlaka bir baskı oluştuğunu o zaman anladım" diyor Altan Erkekli. tngilizce hocası hâlâ hayatta mıdır bilinmez ama hakh çıktığı ortada. O büyük bir aktör oldu. Türkiye Vizontele filmindeki Belediye Başkanı rolü ile tanıdı onu. 47 yaşmda, nereden geldiği belli olmayan iyi bir oyuncu... Uzaydan mı düştü? Yoksa bizler mi göremedik? Oysa ki o hep vardı. Tam 26 yıldır tiyatro yapıyordu. Büyük özverilerle, her oyunuyla Anadolu turnelerine çıkarak, doğrulan her koşulda iletmeye çabalayarak. 1975 'te başladı profesyonel tiyatro serüveni. Aynı yıl hem Ankara Sanat Tiyatrosu'na girdi hem de Dıl Tarih ve Coğrafy a Fakültesi' nin Tiyatro Bölümü'ne. 19851989 yıllan arasında AST'tan ayn, Devlet Tiyatrolan Çocuk ve Gençlik Bölümü'nde çalıştı. Sonrageri döndü yuvasına. AST'ta sayısız oyunda, sayısız roller oynadı.Ilk akla gelenlerin bazılan: Ana, Zengin Mutfağı, Sakıncalı Piyade, Küçük Adam Ne Oldu Sana, Komün Günleri, Yaz Misafırleri, Ayak Takımı Arasında, Mefisto, Yolcu, Salpa, Ay Carmela, Bir Ceza Avukatının Anılan, Pazar Keyfi, tnadına Yaşamak,var...l982ve 1996'daSanatKurumu En îyi Erkek Oyuncu ödülü'nü almıştı. 1996/1997 döneminde de tnadına Yaşamak oyunu ile Altan Erbulak ve Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ödüllerıni aldı. Bu hafta cmektar bir tiyatro sanatçısı ile söyleştik sizin için. Biraz medyaya, biraz seyirci kitlemize, biraz sinemacı abilere, ablalara kızdık, neden her şey bu kadar dengesiz gıdiyor bu ülkede (En çok da sanatta) diye hayıflandık Altan Erkekli ile. Bir anda çok güzel bir başarının altına imza atmış oldunuz. Tiyatro izleyicileri Altan Erkekli'nin kim olduğunu çok iyi biliyordu ama her halde artık bütün Türkiye si/.i tanıyordur. Bunun sizin üzerinlzdeki etkisi nc oldu? Benim düzenimhiçbırşekilde değışmedi. Altan Erkekli Ankara'da neyse o. Burada da pazara çıkıyor, otobüse biniyor, zaman zaman kendi arabasına da biniyor. Çıktığım hiçbir yer de yok. Medyatik olmanın getirdiği aptalca bir sarhoşluğun içine girecek yaşımız da geçti zaten. 47 yaşındayım. Bence ilginç olan bu sorunun bana sorulması. "Niye bugüne kadar böyleydiniz de, fılmle birlikte parlamanıza ne diyorsunuz?" Ben ne diyeyim? BuTürkiye'nin sorunu. Sanki tiyatro ölüdfir ve sinema yaşayan sanat dalıdır. Sanki bunun sembolü siz oldunuz... Birçok insanınbaşından da geçmiştir ama son dönemde en somut yaşayan ben oldum bunu. Siz şimdi televizyonu, sinemayı, radyoyu biliyorsunuz, zaten tiyatro da ana sanat dalınız. Seçim yapmak zorunda kalsaydınız, hangisiniseçerdini/.? Karşılaştırma yapsanız hangisi sizin için sanatsal anlamda daha değerli? Sinema ile bu kadar çok insana ulaşabildiğinize göre "Sanat toplum içindir" mantığıy la yola çıkılırsa doğru tekstlerle sinema yapmak daha mı sanatsal hale gelmeye başladı? Ben asla tiy atrodan vazgeçemem herhalde. Doğru tekstlerle sinema yapmak doğru bir yaklaşım. Ama her doğru tekst de seyirci ile buluşmuyor. Üzücü olan da o. Benim bu sene izlediğim filmler; hepsini de çok sevdim, Balalayka, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, FillerveÇimen... fakatnekerametseinsanlar belli şeylerc gidiyorlar. Dar Alanda Kısa Paslaşmalar' ı salonda 7 kişiyle seyrettik. Balalayka'da 20 kişi filan vardı. Evet 65 milyonluk bir ülkede en az 15 20 milyon tiyatro ve sinema seyircisi olması gerekiyor. Ben bunu söylediğım zaman "Sen bulutlarda geziyorsun !"diyorlar. "5 milyon seyirci nedir ki yaa" dedim ben, "Sen ne diyorsun abi!" dediler. "Arkadaşlar yapmayın. Bu kadar umutsuzbakmayalımhayata. Bırşeyleri sunmak için yüreklerimizı açıyoruz. Mutlaka bunun karşılığı...", "Hayır" dediler. Vizontele 'de yer yerinden oynadı üç milyon küsur seyirci geldi diye. Eşkıya'nın sınırım geçti. Kahpe Bizans'ı da aşmış. Titanik filminin Türkiye'deki sayısını da aşmış. Türkiye'nin acı gerçeği; 3 milyonla övünç içindeyiz. 65 milyonluk ülke deniyor, en genç nüfusa sahip ülke deniyor, o zaman dönüp bakmamız lazım. Benim durumum gibi Türkiye sinemasının durumu var ortada somut konuşulması gereken. Ne yapılmalı sizce? Bu4 tane 5 tane fılmle olmayacak. tnsanlann bir şekilde her yıl 20,25,35,40 tane film yapması gerekiyor. Ama bugüne kadar Altan Erkekli/13 Eylül 1965, Kadıköy... " '5 milyon seyirci nedir ki abi' dedim. Sen bulutlarda geziyorsun dediler. Vizontele'de yer yerinden oynadı üç milyon küsur seyirci geldi diye. Türkiye'nin acı gerçeği. 3 milyonla övünç içindeyiz. 65 milyonluk ülke deniyor..." Turk sinemasında epey sözler söyleyenabi lerimız sınemanın sektör olması adına bir şeyler yapmamışlar. Bu da acı. Bugüne kadar gelişmiş olsaydı belki 3 milyon rakamı 6'lara, 7'lereçıkmış olacaktı. Gencecik insanlar tekstleriy le yola çıkıp, bir şey ler yapmak istiyorlar, çırpınıyorlar. Sonuç onlar için belki de umut kıncı oluyor. ödüller filan alıyorlar belki ama kitlelere ulaşmıyor. O çokhüzünverici.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle