Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET DERGt Ortalıkta kötü bir hava esiyor ve umutsuzluk giderek tırmanıyor. Kepenk indirmeye "beklenen bir olgu" gözüyle bakıhyor (yani, olabilir de olmayabilir de). Ve tüm bu bel irsizliklerin ortasında sinema çevreleri, para babalannın bireysel başan maskesi ardında büyük çıkarlar sağladıklan.beniseviyorsungerçektcnseviyorsun festivalini dörtgözlebekliyorlar. Lobi oluşturma mevsimi kapanmış durumda. Kent artık "göz önünde bulundurulacak" video kayıtlan yağmuruna tutulmuyor. Ünlü rock yıldızlan en iyi müzik dalında oy toplama umuduyla yaşını başını almış Akademi üyelerinin evlerine üşüşüp doğaçtan, gelişigüzel şeyler çalmıyorlar. Oylar toplandı. Oscar ödüllengeliyor. Sinema Los Angeles kültürünün can damanni oluşturur. Haftasonlanndayığınlainsan, tıpkı opera tutkunu Milanolulann La Scala'dakibiraçılışagitiği gibi, yeni filmleri görmek ıçin sinemalara akın ediyor. Los Angeles sinema tutkunlarının kenti. Hindistan dışında hiçbir yerde böylesine istekli bir izleyici kitlesine tanık olmadım. Bu tutku zaman zaman insanı rahatsız edici boyutlara ulaşabiliyor. Söz gelimi, "AU The Pretty Horses / O Guzel Atlar" filminde Penelope Cruz ne zaman ekranda belirse, koca poposu pantolonundan fışkıran iri kıyım bir adam yüksek sesle, "Aman Tannm, bu ne güzellik! Ohh, oh, adam ona abayı yakacak! Hah işte, bela şimdi başlıyor," diye homurdaruyor ya da "Cast Away / Yeni Hayat" fîlminde beş yaşındaki çocuk ana babasına durmadan, "Anneciğim, voleybol topu ne zaman konuşacak?" diye soruyor (Dipnot: Voleybol topu Wilson'un oyunculugu bu kasvetli filmin en hoş şeyi. Neden Wilson en iyi yardımcı oyuncu ödülüne aday gösterilmedi ki? Bubirrezalet.) Tayvanlıyönetmen Ang Lee 'nin "Kaplan ve Ejderha "ftlmi Los Angeleslı sinema meraklüannı veyazar Salman Rüşdü 'yü çok etkilemig. Salman Rüşdü'nün adayı H ollywood olmasa Los Angeles'in denizekıyısı olanbirçölden farkı olmazdı diyorlar. Oyuncu ve yazarlann greve gitmelerine az bir süre kala, Los Angelcs tam da öyle kışiliksız, sinemadan yoksun bir yer olmaya yüz tutuyor. Stüdyolann gerçekten greve gitmek istedikleri, oyunculann ise buna pek yanaşmadıklan yönünde dedikodularkulaktan kulağa dolaşıyor. Peki ya yazarlar? Onlar alt tarafı yalnızca yazar. Görüşmelertamanlaşma eşiğine gelindiğinde hiçbir sonuç alınamadannoktalanıyor. Televizyon şirketleri grevin açacağı gedikleri kapatmak amacıyla, "reality show" programlanna yüklenmeye hazırlanıyorlar (ne de olsa bunlar çok daha ucuz, üstelık sendikalıdeğiller!). Bu tutku kimi zaman da alabildiğine coşkulu olabiliyor. Yeni gösterime girmiş bir filme bu denli yoğun ilgi gösteren Batılı bir izleyici kitlesine daha önce hiç tanık olmadım. Los Angeles ölçütleri temel alındığında bile, izleyicinin "Kaplan ve Ejderha" karşısındaki coşkulu tavn hayret vericiydi. İzleyici çok özel bir deneyımi paylaştığmın, yani görkemli klasik bir filmle karşı karşıya olduğunun bilincindeydi ve böylesi görkemli bir olgunun etkisiyle bambaşka bir kimliğe dönüşmüştü. DVD'lerin günün birinde sinemalann pabucunu dama atacağını, sinemaya gidenlerin sayısının giderek azalacağını düşünen herkesin orada olması gerekirdi. "Kaplan ve Ejderha" filmini Doğu kültürünün günümüzün Batı geleneğine uyarlanmış bir örneği olarak değerlendirip ona leke sürmeye çalışan bilgisayar çılgınlan orada olsalardı, tıpkı Amerika'nın kendisi gibi, çok rcnkli bir izleyici kitlesiyle karşı karşıya geleceklerdi: Kore kökenli Amerikalılar, Çin kökenli Amerikalılar, Ispanyol kökenli Amerikalılar, Afrika kökenli Amerikalılar filmden yanlış nedenlerden ötürü keyif alan beyazProtestanAmcrikalılarakıyaslasayica çok daha fazlaydı. Akira Kurosawa ve Satyavvit Ray kendi anavatanlan Japonya ve Hindistan'da, ticari filmlerçeken çağdaşlanndan çok daha az bir izleyici kitlesine ulaştılar. Bu durum "Yedi Samuray" filmini özgün olmaktan çıkartmadığı gibi, Bombay sinemasının sıradan ürünlerini de Ray'in ustahklı yapıtlanndan "daha Hintli" kılmıyor. Evet, Jackie Chan gişe rekorlan kınyor ve evet "Kaplan ve Ejderha" yıllann savaş sanatı geleneğini ustalıkla işliyor. Ne var ki, Jackie Chan fılmleri izlcyiciye çizgi roman keyfi yaşatırken insan Ang Lee'nin son derece içtenlikli ve içtenlikle kotanlmış epik türdeki fı lminin göz kamaştıncı bir sanat yapıtı olduğunu düşünüyor. Akademi ödüllcri ve grev beklentisinin Joan Allen /Zirve Mücadelesi Laura Linney / You Can Count On Me Ellen Burstyn / Requıem tor A Uream