Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 P+ dedehallediyorvesonragerçektenharikainsanlaroluyorlar."(Aynısöyleşiden.) Burton şimdilik üç filminde, "Makas Eller" (EdvvardScissorhands, 1990), "EdWood" (1994) ve "Hayalet Süvari / Sleppy Hollow, 1999)başrolverdiğiDepp'inalteregosu olduğu tezini kabul etmiyor ama, şaka yollu da olsa "gcrçek kişi lik ve rol" ilişkisi nakkında bir yorum yapmaktan kendini alamamış... CUMHURlYET DER< Kurosawa Işblrilğl yaptığı aktör Mlfune lle 12 fllml paylaştı. , ^ A ,^^wfl ^^^^k ^^^^M ^^^^M HustonBogart filmlerl... Gelelım yönetmen ve onlann alter egosu rolündeki oyuncu örneklerine. Böyle dallı bette mümkün değil. Bu nedenle, belli örnekler üzerinde durmamız hoş görülmeli. Ilk olarak, John Huston (19061987) ve Humphrey Bogart (18991957) ortaklığını ele alacağız. Huston, bu oyuncuya yedi filminde rol verdi. Bunların ilki, ünlü "Malta Şahini" (The Maltese Falcon, 1941) idi. O zamana kadar yan rollerle yetinen Bogart, kaypak ve kokuşmuş bir toplumda kışiliğini korumaya çahşan öi:el dedektif Sam Spade rolüyle yıldızlaştı. Çok geçmeden, zamanın modern, aydın ve gözüpek erkeğinin beyazperdedeki simgelerindenbiri oldu. Bogart küçük bir rolde göründüğü "In this our Life" (1942) dışında, Huston 'un diğer 5 filminde başrol oynadı. Bunlardan "Key Largo" (1948), "Altın Hazineleri / Sierra Madre Hazineleri" (The Tresaures of Sierra Madre, 1948) ve "Afrika Kraliçesi" (The African Queen, 1951) daha başanlıydı. Bogart, "Key Largo"da gangsterlerle hesaplaşmak zorunda kalan savaş gazisi McCloud, "Altın Hazineleri"nde altın hırsı yüzünden mahvolanFredC. Dobbs, "Afrika Kraliçesi"nde külüstür teknesiyle geçinen Charlie Allnut karakterlerini canlandırdı. Huston ve Bogart ortaklığı, hiç kuşkusuz sinema tarihinde yönetmenoyuncu işbirliğinin en güzel ömekleri arasındayeralıyor. "***• * Wm, m m d $. * \ Northvvest, 1955) adlı filmlerinde birbir den ilginç karakterleryarattı. James Stew. (1908)ise"ölümKararT(TheRope, 194 ile başlayan Hitchcock oyunculuğunu,"/ ka Pencere" (Rear Window, 1954), "Ç Şey Bilen Adam" (The Man Who Knew t Much, 1956) filmleriyle sürdürdü "ölüm Korkusu" (Vertigo, 1958) gibi 1 şaheserle noktaladı. VVestern meraklısının yakından tanıd' iki isim, John Ford (18951973) ve Jo NVayne (19071979), yine ABD sineması önemli filmler kazandırmış ortaklardî 1939'da "Posta Arabası" (Stagecoach) başlayan bu işbirliği 1963 yılında 14. filı leri olan "Çılgınlar Batakhanesi" (Don vans Reef) ile noktalandı. Bu iki yapım aı sında "Kan Kalesi" (Fort Apache, 194! "Sarı Kurdeleli Kız" (She Wore a Yellc Ribbon), 1949), "Kadın Satılmaz" (T Quiet Man, 1952), "Çöl Aslanı" (The S archers, 1956) ve "Kahramanın Sonu" (T Man Who Shot Liberty Valance, 1962) gi vvestern klasikleri var. Diğer yandan, yedi filmdebirlikteçalış Sydney Pollack ve Robert Redford'un işb liği 1966'da "Lanetli Kadın" (This Propeı is Comdomned) ile başladı. 1990 yapıı "Havana" ile noktalandı. "Jeremiah Joh son" (1973) olağandışı, dokunakh birw£ tern destanıydı. Bir aşk öyküsü aracılığıj ABD'nin yakın tarihine, siyasal çalkantıl ra, değişen değerlere bakan "Bulunduğ muzYol"(The WayWeWere, 1973),CIA' çevirdiği kanlı entrikalan anlatan süper g rilim filmi "Akbabanın Üç Günü" (Thr DaysoftheCondor, 1975) PollackRedfo ortaklığının 1970'li yıllardaki önemli v rimleriydi. Ortaklann son çalışması "Hav na" (1990), aslında sekiz Oscar'la ödülle dirilen "Benim Afrikam" (Out of Afric 1985) filmindenhiç de aşağı olmadığı h; de, nedense beğenilmedi ve iş yapmadı. ^ belki de ortaklığm sonunu getirdi. Felllnl ve Mastrolanni... FedericoFellini(19201993), 1960 yıhnda çektiği "Tath Hayat" (La Dolce Vita) ile o dönemi, özellikle de zamanın medyasını hicvetti. Filmdeki bulvar gazetecisi Rubini'yi Marcello Mastroianni (19231996) oynuyordu. Fellini, 1963 yılında"8,5"(Ottoemezzo)adını verdiği 8. filminiçekti. Bu yapıtında kendi dünyasına eğildi ve film oluşturma sürecinde yaşadığı sıkıntı, bunalım ve zorlukları anlattı. Olaylann merkezindeki yönetmen Guido'yu Marcello Mastroianni canlandırmaktaydı. Guido'nun çocukluktan yetişkinliğe, karmaşadan huzura tüm hayatını olduğu gibi, o anda aklından geçtiği gibi vermeyi deneyen "8.5", gerek yaratıcı sinema dili, gerekse işlediği temalarla 1950'li yılların en başanlı filmlerinden biri oldu. FelliniMastroianni işbirliği 3 filmdedaha tekrarlandı.Bunlar "Kadınlar Şehri" (La Citta delle Donne, 1981), "Ginger ve Fred" (Ginger e Fred, 1986) ve son olarak, Fellini' nin kendisiyle yapılan sözde bir röportajı anlattığt "Fellini 's Intervista" (1987) ıdi. Mastroianni, "Kadınlar Şehri"nde, tüm nüfusu kadınlardan oluşan fantastik bir dünyada çıkış yolu arayan Snaporaz rolündeydi. Snaporaz, bir y andan her türden kadının saldınsını savusturmaya çahşırken, bir yandan da içlerinde hayalindeki kadını bulmayı umar... Filmin sonunda, birbirini izleyen bütün o komik ve fantastik olaylann, aslında Snaporaz'an trende gördüğü rüya olduğu anlaşıhr. Fellini, "Ginger ve Fred" filminde iki farklı dünyayı, geçmişin Fred AstaireGinger Rogers tipı dansçı bir çiftiyle günümüzün TV'sini karşı karşıyagetirdi. Bugün, fil "Güle Giile"filminde de oynayan Ytldız Kenter,fark edilme isteğini vurgulamıştu.. min (eu azından Türkiye için) çevrildiği zamanın i lerisinde olduğu görülüyor. Sadece tuhaf, irkiltici, cırlak şeyleri ekrana çıkarmayı uygun bulan bir TV yönetiminin gözünde, Ginger ve Fred geçmişten gelen hilkat garibeleridir. "Ginger ve Fred", Sidney Lumet'nin "Şebeke" (Netvvork, 1976) adlı yapıtı gibi, TV'yi esash bir şekilde eleştiren kayda değer filmler arasında yer alıyor. Hitchcock'un alter egoları... Hıtchcock'la dörder film çeviren Cary Grant ve James Stewart, bu alanda değinil mesi gereken bir başka önemlı örneği oluşturuyorlar. Her ikisi de zamanın Amerikalı erkeğinin mükemmel temsilcileriydi: Yakışıklı, iyi giyimli, kadınlara karşı (Grant'in oynadığı "Şüphe" dışında) nazik, zeki ve yürekli. Hitchcock, hemen bütün filmlerinde görülebilen temalannı işlemek, tutkulannı yansıtmak için bu iki oyuncudan yararlandı. Onlar, alter egosuydu. Cary Grant (19041986), ustanın "Şüphe" (Suspicion, 1941), "Aşktan da Üstün (Notorius, 1946), "Kelepçeli Âşık" (To Catch a Thief, 1955) ve "Gizli Teşkilat" (North by Martin Scorsese (1942) ve Robert De > !• ro (1943) ilk kez 1973 yılında "Mean Str ets" filminde birlikte çalıştılar. Ortaklı şimdilik sekizinci filmleri olan "Casinı (1995) ile sınırlanmış görünüyor. Bu işbir ğinden "Taksi Şoförü" (Taxi Driver, 197( "öfkeli Boğa" (Raging Bull, 1980) ve "Sı Dostlar" (Goodfellas, 1990) gibi çağd ABD sinemasının en parlak örnekleri ar sında yer alan filmler doğdu. TruffautLeaud Avrupa sıncmasında da böyle yönetm» ve oyuncu işbirliği örnekleri herzaman g< rüldü. François Truffaut (19321984) ve J anPierre Leaud (1944) işbirliği, bunlar en ilginçlerinden biridir. Truffaut ılk filr olan "400 Darbe"de (Les Quatre Cents O ups, 1959) Antoine Doinel adlı birçocuğı mutsuzgeçengünlerini,sıkıntılannı,sin< ma sevgisinı anlatmıştı. Antoine Doinel, a lındayönetmenin kendi çocukluğuydu. Bi kaç yıl sonra, Truffaut, aralarında Andrz. Wajda'nın da bulunduğu dört yönetmenı çekeceği bölümlerden oluşan "20 Yaşınc Aşk"(L'AmouraVingt Ans, 1962)filmir hazırlayacağı epizodu tasarlarken aklına b şey geldi. "400 Darbe"nin çocuk kahram; nı Antoine' ın bu kez de gençliğıni anlatma istedi. Çocuğu oynayan JeanPierre L6au bu arada 18 yaşınagelmişti. Böylece, sinı ma tarihinde bir benzeri daha olmayan b durum yaşanmaya başladı. Bir film kişis oyuncusuyla birl iktc büyüdü, âşı k ol du (2 Yaşmda Aşk), Antoine' ın öyküsü üç filmd daha sürdü. "Çalınmış Buseler"de (Basieı Voles, 1968), sevgi ve sıcaklıkarayan bir d< dektifti."AileYuvası"nda(DomicileCor jugal, 1970)evlendi, sorumlulukalmayıv özveride bulunmayı öğrendi. "Kaçak Âşık Johnny Depp... Tim Burton...