Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 2000. SAY1 750 venlerini yazmakla yetinmedi. "Kız Avcılan " (Girl Hunters) romanının 1963 yılında yapılan uyarlamasında Hammer'i kendisi oynadı... Yazar/yönetmen ve alter ego bağlantısı, nedense nahoş bir şey olarak görulüyor. tngiliz "The Guardian" gazetesinin 6 Ocak 2000 tarihh sayısında Tim Burton ile yapılmış bir söyleşi yayımlandı. Yönetmenle konuşan Mark Kermode, sözu favori oyuncusu Johnny Depp'e getirip, birrivayetiaktarıyor. Buna göre, yapımcı Scott Rudin şöyle demiş: Johnny Depp ve Tim Burton'un içtnde olduğu bir filmde, Johnny Depp, Tim Burton'dur." Böyle bir şeyi aktarmanın, üstü kapalı bir şekilde "Johnny Depp sizin alter egonuz mu?" demeye geldiğiortada... Kermode, bir adım daha atarak "BurtonDepp işbirliğinin, Martin Scorsese ve Robert de Niro örneğine benzemeye başladığı" söylentisini de aktanyor. Cevap: "Ben öyle düşünmüyorum." Burton, nedense Depp ile üç filmde yaptıklan işbirliğinebu şekilde yaklasılmasınakarşı. Aynca, sanki bu yaklaşımı iyice çurutmek ister gibi, çektiği filmlere kişisel katkısmı olabildiğince az göstermeye çahşıyor. "Bence, kötuleri oynayanlar dünyanm en ince insanlan, kahramanlan oynayanlarsa yontulmamış kişilerdir. Kötuleri canlandıran oyuncular sanki tüm sorunlannı per * • Bu türden başka bir örneği ömer Kaır'un "Anayurt Oteli" (1987) filminde iztniştik. Zebercet (Macit Koper) yolda derken kaldınmdaki kestaneci "Maşatlık şı!" (Yahudilerin mezar taşı) diye söver. îbercet dönüp bir tekmede kestane sobaw devirir ve adama ağzının payını verdikn sonra, yoluna devam eder. Ama, hemen dından gelen çekimde, bunun bir hayal duğu anlaşılır. Kestaneci, işine devam etektedir... Hayatta başansız ama... Woody Allen Tekrar Çal, Sam" (Play it again, Sam) adh mnunda alter ego sorununu Humphrey ogart ve "Casablanca" (1942) fılmi aracıŞıyla ele almıştı. Allen, daha sonra aynı Ua filme de ahnan bu komedide başrolü madı (1972). Kadınlarla ilişkilerinde hep ışansız olan film eleştirmeni Allan Felix Ulen) bunahm içindedir. Alter egosu Boırt, imdadına yetişir ve bir erkeğin nasıl ıvranması gerektıği hakkında dersler vereye başlar. Ancak, Bogart'ın önerileri orlığı büsbütün kanştınr ve Allan kendini ı iyi arkadaşımn kansıy la yatakta bulur... u durumdan nasıl sıynlacağını düşünür;n, yine Bogart'ı, özellikle "Casablanı"daki rolünü taklit etmekten başka çare ılamaz... Allen yıllar sonra " Yaramaz Harry" (De>nstructing Harry, 1997) adlı filminde kilik ve "özlenen kişilik modeli" alter ego îlişkisine farklı biraçıdan baktı. Yazdıknyla çevresindeki herkesin keyfini kaçın Harry (Woody Allen), filmin sonunda ıayatta başansız, ama sanatta başanlı" biolduğu sonucuna vanr. Harry yaşadığı •yleri, alter egosunun ıstediği şekilde deştirerek edebiyata dönüştürür, ama buın bedelini yalnızhk ve mutsuzlukla ödeekzorundakalır... DERGI'DEN Nicholson, Rafelson'un alter egosuydu... Yarattığı özel dedektif Mike Hammer sert, hatta sadist, alkolik ve kadın düşkünü bir adamdı. Her sayfasından şiddet ve seks yansıyan seruvenleri bütün dünyada o kadar tutulmuştu ki, Türkiye'de Kemal Tahir, Afif Yesari ve Orhan Boran gibi isimlere, bu görülmemiş talepten yararlanmak için sahte Mike Hammer romanlan yazdınlmıştı. Neyse... Hiç kuşkusuz yazar Spillane'in alter egosuydu. Ne varki Spillane, onun serü Merhaba, Bu hafta Cumhuriyet Dergi size 750. sayısıyla ulaşıyor. Yani yaklaşık lSyüdır herpazar sizinle olmuşuz. Yılda iki ciltten hesaplarsak tam 30 dlt hazırlamışız. Neredeyse tam takım bir ansiklopedi kadar yayın yapmışız. Siz de bıkmadan usanmadan bizi okumuşsunuz. Eni boyu ve sayfa sayısı Cumhuriyet Dergi 'nin iki katı olan pazar ilaveleri varken bizi terk etmemişsiniz... Üstelik bu ilavelerin birlikte satıldığı gazeteler çok daha ucuzken... Uzun yıllara dayalı bir iletişimin ürünü olan bir dostluk var aramızda. Bunun farkındayız. Siz verdiğimiz emeğin farkındasınız, biz de sizlerin Cumhuriyet okumaktaki ısrannızm nedeninin. Bu köşeye aldığımız ilk saytmızın tarihi 1 Şubat 1986. Cumhuriyet Dergi 'yi okurlan ve yazarlarıyla yeni yıllara birlikte taşımak umuduyla... Bu haftaki kapak konumuz Adem Ayakta 'nın sinema üzerine bir çalışması. Briç köşemizi bu hafta aramayın, Şiar Yalçın yıllık iznini kullamyor. Önümüzdeki hafta 751. sayıda buluşmak üzere... CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIK AŞADINA BERİN NADİ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ. • İOARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)51205051REKLAM: MEOYA C KAPAK FOTOĞRAR: "AMERİKAN GECESİ" FİLMİNDEN (FRANÇOİS TRUFFAUT, JACOUELİNE BİSSET) ogart'tan Belmondo'ya... "TekrarÇal, Sam"dcn bıryıl sonra, bir •ansız, Philippe de Broca, sinema tarihın; alter egonun en güzel işlendiğı f ilmler:nbirinı çekti: "Şahane Sersen" (Le Magfique, 1973). Filmde Belmondo, serü;nlerini döktürdüğü süper kahramanla cdeşleşmış bir gerilim romanlan yazan ılündeydi. Günlük hayatında mutsuz ve ılnız olan yazar, döşendiğı maceralarda :ndini göz kamaştıncı bir adam olarak haıl etmektedir. Kötülere dersini verir, gü:1 kadmlann gönlünü fetheder ve bir serü;nden diğerine koşarak olağanüstü günler ışar. Ancak, bu tatlı fantezilerle hayatm jrçekleri kaçınılmaz bir şekilde çatışır. jzarmutluluğahayalibirkişiliğeyaslanak değil, gerçek hayatı daha iyı değerlenrerek ulaşmayı öğrenecektır. Bilindiği gibi Belmondo, JeanLuc Goırd'ın 1959'da çektiği "Serseri Âşıklar" V bout de souffle) 1959 filmindeki Michel >lüyle ünlenmiş bir oyuncudur. Bu film, ogart ve Amerikan suç filmlerinin doğuıp yaydığı efsanenin, 2. Dünya Savaşı ersi gençliği uzerindeki etkisini konu ahsrdu. Genç araba hırsızı Michel (Belmona), biraz Bogart ve James Cagney, biraz da abin'in oynadığı "Pepe Le Moko" (1937) anşımı bir gangster olmaya özenmekteır. Bu "tehlikeli" alter ego, filmlerde olduu gibi, genç Michel'i de adım adım ölüme ötürür. Belmondo "Serseri Âşıklar"ın ardından irçok alter egoyu, romantik serüvencileri, angsterleri, dedektifleri oynadı. Bazen lüney Amerika'ya, bazen Afrika'ya gitti, imi zaman da Paris trafiğinde gangster ovaladı veya polislerden kaçtı. öte yandan, bazen de, gerçek hayatta endini "süper" kahraman gibi hisseden yaarlardaçıktı... örneğinMickey Spillane... Chariie Chaplin 'in fUmlerinde de alter ego hep işbaşındaydu Chaplin, Sophia Loren 'le... Şarlofilmlerindefanteziler, iki kişiliğin çatışmasını yansıtıyordu...